Yahya Efendi Hazretleri'ne gittiğim ilk günü unutamam.. sıcağın rehavetini alacak bir yağmur öncesinde tırmanmıştık yokuşu.. ölüler mezardan çıkıp da yanımda duruverecek gibi.. korkmuştum.. etrafta kendilerinden emin, dostane gezen kediler.. ölümle yüzleşecek bir ben bulduğumda sevdim dergahı.. huzur veriyor vesselam..
ben.. ağladım... İstanbul... hüzün... gözyaşı...arınma..
nereye kadar?
Yahya Efendi Hazretleri'ne gittiğim ilk günü unutamam.. sıcağın rehavetini alacak bir yağmur öncesinde tırmanmıştık yokuşu.. ölüler mezardan çıkıp da yanımda duruverecek gibi.. korkmuştum.. etrafta kendilerinden emin, dostane gezen kediler.. ölümle yüzleşecek bir ben bulduğumda sevdim dergahı.. huzur veriyor vesselam..
Kâbe yollarında.. sana geldim, af dilemeye geldim.. affa layık olmasam da..
yanardağdan çıkan lavlar cehennemi hatırlatıyor.. çok verimli olduğu için eteğine kurulan evlerlerden patlama sonrasında bir şey kalmıyor..
ateş, düştüğü yeri yakıyor.. yılların birikimi bir anda yerini rüzgarda savrulan küllere bırakıyor..
İnsanlarımız çok yardımsever (!) bilmedikleri yeri bile tarif ediyorlar..
Adını bile bilmedikleri ülkelere merhametlilerin en merhametlisini anlatmak ve O'nun rızasını almak için gidenlere ne denir?
O, mutluluğun resmini çizdi.. acıyı ötelere bıraktı..
doğum günüm için sadece 22 sayısı eksik kalmış..