Suat Parlar ve Soner Yalçın....Bu iki adam Türk devletinin kiralamış olduğu yazarlardır..İkisinin de amacı, Türkiye Cumhuriyeti'ne Osmanlıdan bağımsız yapay bir tarih yaratmaktır..Osmanlı'yı unutup,Türklerin var oluş yılını 1923 yapmaktır tüm dertleri...Kitaplarına bakarsanız çok çarpıcı olayların ve ilişkilerin anlatıldığına tanık olursunuz..Bu kitaplardaki senaryolar gerçeğe çok yakın olarak tasarlanmış hayal ürünü şeylerdir..Yoksa 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgileri bu adamlar nereden elde edebilirler? Öyle olaylardan bahsediyorlarki..Sanki bu olayları beraber yapmışlar..Saçmalık..gerçekte bu ülkede birçok kirli işin dönmüş olduğu ve dönmekte olduğu doğrudur ama gerçekte bu işlerin aktörlerinin kim olduğu bilinemez..Eğer kitaplarında anlatılan bilgiler doğru olsaydı bu yazarların hiçbiri yaşayamazdı..Uğur Mumcu yazdığı makaleler gerçek olduğu için öldürülmüştü..
Yapılış yılı olan 1997 yılı göz önüne alındığında bomba bir film...Zaten Nicholas Cage ve Sean Connery'nin oynadığı The Rock(Kaya) filminden sonra çekilmiş olan en iyi aksiyon filmi..John Woo mükemmel bir iş çıkarmış..Ayrıca filmi film yapan şey ise Nicholas Cage...Adam aksiyon filmlerinin aranan kanı..Bu adamı izlerken izleyici baştan aşağı bir heyecan dalgasına teslim oluyor..mükemmel bir oyuncu..Bu filmleri izlerken de insanlar bazı şeyleri bir kenara bırakıp şu gerçeği unutmamalı: ' Hollywood bu işte dünyada bir numara..Yüz tane ülkenin film sektörü biraraya gelse aynı filme eşdeğer bir film yapamazlar..Hollywood= Para+Teknoloji+Tecrübe+Sanat....'
Bu adamın neresi yakışıklı? ? Yapmayın Allah aşkına..Adamı iki kez canlı canlı gördüm..Kepçe kulaklı,çekik gözlü,kısa boylu sıradan birşey..Yolda görseniz,dönüp bakılacak cinsten değil..Çok sıradan bir görüntüsü var..Çoğu kişi bu adamın rütuşlu,makyajlı fotoğraflarına aldanıyor..Bu adamda ne yakışıklılık var nede karizma...Adama Allah 'yürü kulum'demiş..Birkaç tesadüfün biraraya gelmesi ve doğru zamanda doğru yerde olması sayesinde şu an Türkiye'nin popstarı konumunda..Yoksa adamda başka bir maharet yok..Ne oyunculuk var ne espri, ne yakışıklılık, nede karizma..adamda olan tekşey aşırı derecede şans...Eğer bu bücür samuray yakışıklıysa,Tom Cruıse ve Brad Pitt, Tanrı'nın insan görüntüsündeki halleridir herhalde! ! !
Komunizm eninde sonunda gelecek..Bu kaçınılmaz bir son..Komunizm ideolojisinin fikir babalarından Karl Marx komunizmin mutlaka geleceğini belirtirken bunun bir kehanet değil gerçeğe dönüşecek bilimsel bir durum olduğunu da delillerinde ispatlamıştır..Kısaca bu nedenleri özetlemek gerekirse şunları sayabiliriz.. * Sermayenin monopolleşmesi..Yani sermaye sahiplerinin sayısının giderek azalması...Yani biraz türkçeleştirirsek, paranın Koç ve Sabancı gibi milyar dolarlık ailelerin elinde daha çok toplanması..Bunlardan daha az zengin olanların ise zamanla orta sınıf yada fakirler sınıfına katılması.. * Orta sınıfın da zamanla yok olup,azınlık olan çok zenginler ve sermaye sahipleri ile çoğunluk olan fakirler ve işçilerden oluşan iki ayrı sınıfın toplumu teşkil etmesi.. * Yaşamsal kalitede görülen aşırı farklılıklar..Eğitim,sağlık gibi zorunlu hizmetlerin bile paraya endekslenmesi..Paranın modern çağın putperest tanrısı gibi ağırlığını ortaya koyması.. * Paraya ulaşmak için yürütülen illegal faaliyetlerden dolayı suç oranının patlaması ve terörizmin doğuşu..İnsanların hiçbir hayat güvencesinin kalmaması... * Kapitalist sistemde herşey para demek olduğu için illegal faaliyetler yürütmek için mafios yapılanmanın ortaya çıkması.. * Mafyanın devletleşmesi..Bunun paralelinde devletin de mafyalaşması.. * Terör örgütlerinin sayısının artmasına paralel olarak eylemlerin de sayısının ve şiddet dozunun artması..Terör örgütlerinin kitle imha silahlarını ele geçirerek devletlere meydan okur hale gelmesi..Buna paralel olarak artık masum insanların da hedef alınması ve asayişin yok olması... * sadece insanların ve toplumların değil..devletlerin de ekonomik çıkarlar uğruna birbirini yiyip durması..Savaş sayısındaki artış..Silahlanma bütçelerinin katlanarak her yıl artması.. * Kişisel ve parasal çıkarlar uğruna gizli servislerin ve bunların emrindeki mafios yapıların dünyayı uyuşturucuya boğması..Dünya genelinde uyuşturucu bağımlılarının sayısının her yıl katlanarak artması.. * Tüm bunların yanında para uğruna yapılan fuhuş,insan ticareti,silah kaçakçılığı,çeşitli yöntemlerle yapılan banka soygunları,cinayet,gasp,hırsızlık,tefecilik ve irtica gibi suçlarda yaşanan patlama..
Daha sayamayacağım bir sürü neden..Tüm bu nedenlerin kısa bir zaman dilimi içerisinde kapitalizmin sonunu getireceğini ben değil önde gelen ekonomi profesörleri söylüyor..Bu kaçınılmaz bir son..Bugüne kadar kapitalizme zaman kazandıran teknolojinin gelişmesi ve buna paralel olarak değişik sektör dallarının ortaya çıkarak insanlara biraz olsun nefes aldırması.Ama bunların hepsi geçiçi çereler..Kapitalizmin varlığını sürdürmesi için çeşitli yöntemler bulunmuştur şimdiye kadar..Bunlar uyuşturucu ve alkol tüketiminin teşvik edilerek toplumun uyutulmasını sağlamak,futbol ve din kullanılarak insanların asıl sorunlarını unutmasını sağlamak,insanların televizyon ve internete olan bağımlılığını arttırmak ve geçici gündem oluşturarak dikkatleri dağıtmaya çalışmak kapitalizmin varlığını devam ettirebilmesi bulunmuş olan geçici çözümlerdir..Ancak ortada birde görünen gerçekler var..Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) yapmış olduğu araştırmalarda şu gerçeklere ulaşmıştır..Türkiye'nin %90'ı 'çok fakir' olarak tabir edilen kesimden oluşuyor.bu kesim ağırlıklı olarak hizmet sektöründe çalışıyor.Türk toplumun %7,5'u 'orta halli' diye tabir ediliyor..Bu kesmin de aylık geliri 1000 YTL'yi geçmiyor..Bunların 'orta halli'diye tanımlanmalarının nedeni açlıktan ölmemeleri..Öbür %2,4'lük kesim ise ortanın bir üstü..Bunların aylık gelirleri de 1000 ile 10,000 ytl arasında değişiyor..Öbür %0,1'lik kesimi ise yaşama dair hiçbir kaygısı bulunmayan zenginler oluşturuyor..Sonuç ortada..İnsanların komunizmden korkmasının ana nedeni komunizmin insanlara yanlış tanıtılması ve insanların hepsinde 'birgün belki ben de şöhret yada para sahibi olurum' hayalinin var olması..Bu hayali bir eroin gibi insanlara enjekte eden ise kapitalizm..Amaç insanların bu hayali hep zinde tutarak hayata küsmemeleri..nede olsa hayal sahibi fakirler olmasa zenginlere kim hizmet edebilir?
Erkeklerde daha sık görülen genetik bir hastalık...Herkesin anlayacağı dilde kısaca özetlersek problem şundan kaynaklanıyor..İnsanlarda,saç derisindeki hücrelerde hücrenin yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bulunan peptit adında organeller vardır..Bu organellerin amacı saç telini besleyen saç derisindeki hücrelere besin ve oksijen götürmektir..Fakat peptit adındaki bu yaşamsal organeller erkeği çocukluktan çıkarıp erkeğe dönüştüren erkeklik hormonu yani testesterondan çok olumsuz etkilenip ölürler..Bu organellerin ölmesinden dolayı saç derisi saç telini besleyemez ve saç giderek seyrelmeye başlar..Bazı kadınlarda, vücudlarındaki hormon bozukluklarından dolayı testesteron'un fazlalaşmasından kaynaklanan saç dökülmesi sendromları görülebilir..Bu durum erkeklere has bir özellik değildir..Vücuddaki testesteron hormonunun varlığı her erkekte saç kaybına yol açar..Yaş ilerledikçe yaşlanma sonucu hücre kaybı ve bakımsızlık gibi olumsuz durumlarda eklenince saçın yaşlanmaya paralel olarak dökülmesi hızlanabilir..Saç dökülmesi testesterondan ziyade çeşitli genetik hastalıklar,şeker hastalığı yada kanser hastalığından dolayı da görülebilir..Kanser ve AIDS gibi ölümcül hastalıklarda saçla birlikte kaşın da döküldüğü sıklıkla görülür..
Adolf Hitler, 1920 yılında 1.Dünya Savaşından harabe olarak çıkan Almanya'yı sadece 18 yıl sonra nasıl olduda dünyaya kafa tutan bir süper güç haline getirdi? Bu kadar çok parayı nereden buldu? Gerçekte kimdi? Niçin başka milletleri öldürüp,öldürdüğü milletlerin yahudi olduğunu ileri sürdü? Yahudilerle ne alıp veremediği vardı? Cevabı çok basit..Adolf Hitler yahudi finans grupları tarafından finanse edilmiş kukla bir diktatördür...Almanya yağmur gibi akan bu yahudi paraları sayesinde 1.dünya savaşı tazminatlarını ödeyebilmiş,ülkesinin harabe vaziyetini düzeltebilmiş ve dünyaya kafa tutacak kadar çok silahlanabilmiştir..Ardından çingenelerin,macarların ve polonyalıların fakir,hasta,sakat ve yaşlı olanlarını acımasızca katledip dünya kamuoyuna 'yahudi katliamı' yaptığını ileri sürmüştür..Eğer Hitler yahudileri öldürdüğünü iddia etmeseydi hangi yahudi 'kendilerine İsrail'den başka yaşayacak yer olmadığını' anlayıp,Kudüs'e göç ederdi? Hitler'in 'yahudi katliamı' yeni kurulacak olan İsrail devleti'ne yahudilerin göç etmesi için uydurulmuş bir senaryodur...Yoksa başka türlü İsrail devletinin kurulması mümkün değildi..Kimi tarihçilere göre Adolf Hitler'in savaşta yenileceğini anlayıp eşi Eva Brown ile birlikte intihar etmesi de büyük bir palavradır...Bazı tarihçiler bu konuda ikiye bölünmüştür..Kimileri Hitler'in aslında ölmediğini,dublörünün öldürülerek 'Hitler'e intihar süsü verildiğini ve dünyaya öyle duyrulduğunu' iddia etmişler,kimileri ise Hitler'in çok gizli bir biçimde müttefiklerden alınan talimat ile Fransız suikast çetesi(bu çetenin adı 1963 yılındaki Kennedy suikastinde de ön plana çıkmıştır) tarafından öldürüldüğünü ve başarılı bir biçimde intihar süsü verildiğini iddia etmiştir..Benim şahsi fikrime göre tarihçilerin sunduğu bu radikal iki hipotezden birisi kesinlikle doğru..Hitler'in eşi ile birlikte intihar ettikten sonra Nazi subayları tarafından apar topar yakılması bana hep şüphe uyandırıcı gelmiştir..Almanya tarafından böylesine sevilen bir lider nasıl olurda ölüsüne dini bir merasim bile yapılmadan apar topar yakılır? Çok ilginç bir tarihi olay.
Diğer alkoller gibi 1 gramı 10,000 tane beyin hücresini öldüren,düşünme gücü ve zekayı zayıflatan,sağlıksız bir biçimde kilo aldıran,kanser riskini on katına çıkaran ve insan psikolojisini bozup bireyi suça yatkın hale getiren alkol türlerinden biri...Birasından rakısına yararlı bir alkol türü yeryüzünde mevcut değildir..İçenler hem fiziksel hemde ruhsal olarak kendilerine yazık ediyorlar..zehir içiyorlar ama farkında değiller..Bu ülkede 'kanser patlamasının' nedenini çarnobil faciasına bağlayan ilkel zihniyet,1983 yılından günümüze şöyle bir baksın bakalım..Hızla artan alkol tüketimi ile aynı hızda artan kanser hastalarının sayısının nasıl birbirine paralel gittiğini...Ben dindar biri değilim ama içkinin zararlarını bizzat gören biri olarak içkinin yasaklanması gerektiğini düşünüyorum..
Soner Yalçın'ın senaryosunu devlet destekli olarak yazdığı tamamı hayal ürünü olan,ancak izleyiclerin raytinglerini toplayabilmek için 'gerçeklik' süsü katılan dizi...Daha öncede belirttiğim gibi 1998 yılından günümüze kadar olan süreçte Türkiye devleti,ABD'nin Hollywood film sektörüne yaptırdığı gibi kendi film ve dizi sektörüne 'Osmanlıdan bağımsız yapay bir Türkiye tarihi' yarattırmanın derdine düşmüştür..Bilindiği gibi 1923 yılında kulunan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı devletinin şanlı ve savaşçı tarihinin yanında fazlasıyla gölgede kalmıştır..Ülkedeki radikal ülkücüler bile Türkiyeden ziyade Osmanlıya karşı hayranlık beslemektedirler..Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye cumhuriyeti batı desteğini de arkasına alarak hep islam dininden bağımsız bir imaj çizmeyi kendisine hedef edinmiştir..İşte bu tip dizilerin mantar gibi çoğalmasının altında yatan neden, laik Türkiye cumhuriyeti için yaratılmak istenen yapay tarihtir..Bu yapay tarih neticesinde ülkemizde yaşayan insanlar Türkiye devletine karşı hayranlık besleyecekler ve devlete saygı duyacaklardır..Amaçlanan şey budur..Nasıl Hollywood film sektörü tüm dünyanın gözünde 'çok teknolojik,iyi teşkilatlanmış ve baş edilemez' bir CIA imajı yarattıysa,Türk dizi sektöründen de beklenen Türk insanın gözünde Türk derin devletine karşı bir hayranlık uyandıracak sinema filmerine yada dizilere imza atmasıdır..Devletin vermiş olduğu maddi ve manevi destekle Türk yapımcıları halkın gözünde Polat,Çakır,Memati gibi hayranlık uynadıracak hayali karekterler yaratmayı başarmışlardır..Ancak gerçekte,son yıllarda papağan gibi heryerde tekrarlanan 'Türk derin devleti' kelimesi,Batıya,İsrail'e ve onların gizli servislerine maşalık eden ve bu doğrultuda irticai faaliyetlerle de savaşan halktan gizli, ve antidemokratik bir oluşumdan başka birşey değildir..Meşhur Türk derin devletinin karşısında ise denge politikası izlemeye çalışan ve elini güçlendirmek için devlet mallarını 'körfez sermayesine ve yeşil sermayeye' satmaya çalışan Ak parti hükümeti vardır..Dini hareketlere karşı olan Türk derin devleti,AK partinin bu hamlelerine ses çıkarmamaktadır..Çünkü AK partinin 'islamcı' sandığı körfez sermayesi esasında kaynağını yahudi sermayesinden alan paravan bir fondan başka birşey değildir..Yani dolaylı olarak ülkemizde halkın malı olan birçok kuruluşu su parasına satın alan yine meşhur Türk derin devletinin efendisi olan güçlerdir..Bu iki grup arasındaki savaşta ise olan halka olmuştur..başka birşey değil. Dizinin konusuna ise bakıldığında saçmalıktan geçilmiyor..Nazi altınları bir Türkteymiş de Türk de İstanbuldaymış..Dünyanın en önemli gizli servisleri bu altınlar için İstanbul'da kapışmış...Senaryoya baktığınız zaman Batman yada Superman filmlerinden daha fantastik bir dizi filmle karşılaşıldığı açıkça görünüyor..Nazi altınlarının bir Türkde ne işi var? Kanın gövdeyi götürdüğü bir zamanda bir Türkün Almanya'da ne işi var? O kadar çok altın ikinci dünya savaşında Almanya'dan Türkiye'ye işgalci ordulara ve yerel çetelere yakalanmadan nasıl taşınabilir? Naziler nasıl olur da bu altınları bırakın naziliği,Alman bile olmayan birine emanet edebilir? Nazilerin bu şekilde altınları vardı bu doğru ama savaştan sonra bu altınların tümüne müttefikler ve Sovyetler Birliği tarafından 'savaş tazminatı' olarak el konulmuştur..Soner Yalçın biraz Avrupa tarihi çalışmalı bence..Türk Tarihini iyi bildiği için Kurtlar Vadisi gibi gerçeğe yakın yalanlar söylemede üstüne yok ama Avrupa tarihinde sınıfta kalır..Çünkü dizinin konusu saç-baş yolduracak düzeyde saçmalıklarla dolu..
Soner Yalçın sandığınız gibi ne solcudur ne sağcı! ! Soner Yalçın devletin adamıdır..Yani devletin kiraladığı yazarlardan birisidir..Kitaplarında,senaryolarına ve dizilerinde anlattıklarının ise tamamı yalandır..Peki niçin devlet, Soner Yalçın gibi sansasyonel bir yazarı kiralama gereği duymuştur? Cevabı çok basit..Psikolojik savaş..Soner Yalçın akedemik kariyeri parlak,araştırmacı ve çok ilgi toplayan bir yazar olduğu için devlet mekanizmaları tarafından kiralanmıştır..Soner Yalçın'ın kitapları,senaryoları ve dizileri tümüyle Türk kamuoyunda ve halkta 'devletin üstünlüğü ve Türk teşkilatlarının dünyadaki üstün konumu' imajını oturtmak üzere tasarlanmıştır..Yani kısaca Hollywood tüm dünyaya nasıl 'baş edilemeyecek kadar teknolojik ve güçlü bir CIA' imajını oturttuysa,Soner Yalçın da aynı imajı MİT,JİTEM ve Türk emniyet birimleri için yaratmaya çalışmaktadır..Anlattıklarının tümü gerçeğe çok yakın yalanlardır..Mesela Kurtlar Vadisi dizisinin seneryosunun çoğu kişi gerçek hayatta yaşanmış olduğunu düşünür.Halbuki gerçekte bu dizide geçenler Türkiye'nin yakın tarihinde asla yaşanmamış olan ve birçok yönden mantık kurallarını çiğneyen olaylardan ibarettir..Kurtlar Vadisi'nde yaratılmaya çalışılan 'baş edilemeyecek kadar güçlü,karmaşık ve bilinmez Türkiye devleti' imajını Türkiye'de yaşayan kitlelerin beynine kazımak ve Türk kamuoyu tarafından pasif olduğu düşünülen MİT'in bozuk imajını halkın gözünde yükseltebilmektir..Nitekim günümüzde insanların basit sokak kavgalarında bile birbirini tehdit ederken 'ben MİT 'denim' şeklinde tehditler savurması,Kurtlar Vadisi dizisinde hedeflen imajın Türk halkının beynine kazındığının açıkça bir göstergesidir..Aynı Kurtlar Vadisi ekibi Soner Yalçın önderliğinde dünya genelinde pek tanınmayan MİT 'i CIA,KGB ve MOSSAD gibi sansasyonel ve tehlikeli gizli servisler listesine oturtmak için Kurtlar Vadisi'nin filmi çekilmiş ancak film beklenenin onda birini bile vermeden çuvallamıştır..Hatta filmin dünya kamuoyunun ilgisini çekebilmesi için filmin konusu saptırılmış,dizide üçüncü sınıf Hollywood aktörleri de oynatılmıştır..Sırf ilgi çekebilmek için filmin konusu, 'Irakda zulüm yapan Amerikan ordusuna karşı savaşan kahraman Türk' şeklinde değiştirilmiş ve 'ütülü takım elbisesi ve en ufak yakın dövüş tekniğinden bile haberi olmayan kalas Polat karekteri' yabancı medya organları tarafından Süperman ve Batman'dan bile daha saçma ve fantastik bulunmuştur..Kısacası Soner Yalçın'ın yapmaya çalıştıkları Hollywood'un yapmaya çalıştıklarınla aynı..Yapay bir tarih ve milli kahramanlar serisi' oluşturup devlet birimlerine karşı kamuoyunda imaj ve halk arasında hayranlık uynadırmak..İşte hepsi bu..
Suat Parlar ve Soner Yalçın....Bu iki adam Türk devletinin kiralamış olduğu yazarlardır..İkisinin de amacı, Türkiye Cumhuriyeti'ne Osmanlıdan bağımsız yapay bir tarih yaratmaktır..Osmanlı'yı unutup,Türklerin var oluş yılını 1923 yapmaktır tüm dertleri...Kitaplarına bakarsanız çok çarpıcı olayların ve ilişkilerin anlatıldığına tanık olursunuz..Bu kitaplardaki senaryolar gerçeğe çok yakın olarak tasarlanmış hayal ürünü şeylerdir..Yoksa 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgileri bu adamlar nereden elde edebilirler? Öyle olaylardan bahsediyorlarki..Sanki bu olayları beraber yapmışlar..Saçmalık..gerçekte bu ülkede birçok kirli işin dönmüş olduğu ve dönmekte olduğu doğrudur ama gerçekte bu işlerin aktörlerinin kim olduğu bilinemez..Eğer kitaplarında anlatılan bilgiler doğru olsaydı bu yazarların hiçbiri yaşayamazdı..Uğur Mumcu yazdığı makaleler gerçek olduğu için öldürülmüştü..
Yapılış yılı olan 1997 yılı göz önüne alındığında bomba bir film...Zaten Nicholas Cage ve Sean Connery'nin oynadığı The Rock(Kaya) filminden sonra çekilmiş olan en iyi aksiyon filmi..John Woo mükemmel bir iş çıkarmış..Ayrıca filmi film yapan şey ise Nicholas Cage...Adam aksiyon filmlerinin aranan kanı..Bu adamı izlerken izleyici baştan aşağı bir heyecan dalgasına teslim oluyor..mükemmel bir oyuncu..Bu filmleri izlerken de insanlar bazı şeyleri bir kenara bırakıp şu gerçeği unutmamalı: ' Hollywood bu işte dünyada bir numara..Yüz tane ülkenin film sektörü biraraya gelse aynı filme eşdeğer bir film yapamazlar..Hollywood= Para+Teknoloji+Tecrübe+Sanat....'
Bu adamın neresi yakışıklı? ? Yapmayın Allah aşkına..Adamı iki kez canlı canlı gördüm..Kepçe kulaklı,çekik gözlü,kısa boylu sıradan birşey..Yolda görseniz,dönüp bakılacak cinsten değil..Çok sıradan bir görüntüsü var..Çoğu kişi bu adamın rütuşlu,makyajlı fotoğraflarına aldanıyor..Bu adamda ne yakışıklılık var nede karizma...Adama Allah 'yürü kulum'demiş..Birkaç tesadüfün biraraya gelmesi ve doğru zamanda doğru yerde olması sayesinde şu an Türkiye'nin popstarı konumunda..Yoksa adamda başka bir maharet yok..Ne oyunculuk var ne espri, ne yakışıklılık, nede karizma..adamda olan tekşey aşırı derecede şans...Eğer bu bücür samuray yakışıklıysa,Tom Cruıse ve Brad Pitt, Tanrı'nın insan görüntüsündeki halleridir herhalde! ! !
Komunizm eninde sonunda gelecek..Bu kaçınılmaz bir son..Komunizm ideolojisinin fikir babalarından Karl Marx komunizmin mutlaka geleceğini belirtirken bunun bir kehanet değil gerçeğe dönüşecek bilimsel bir durum olduğunu da delillerinde ispatlamıştır..Kısaca bu nedenleri özetlemek gerekirse şunları sayabiliriz..
* Sermayenin monopolleşmesi..Yani sermaye sahiplerinin sayısının giderek azalması...Yani biraz türkçeleştirirsek, paranın Koç ve Sabancı gibi milyar dolarlık ailelerin elinde daha çok toplanması..Bunlardan daha az zengin olanların ise zamanla orta sınıf yada fakirler sınıfına katılması..
* Orta sınıfın da zamanla yok olup,azınlık olan çok zenginler ve sermaye sahipleri ile çoğunluk olan fakirler ve işçilerden oluşan iki ayrı sınıfın toplumu teşkil etmesi..
* Yaşamsal kalitede görülen aşırı farklılıklar..Eğitim,sağlık gibi zorunlu hizmetlerin bile paraya endekslenmesi..Paranın modern çağın putperest tanrısı gibi ağırlığını ortaya koyması..
* Paraya ulaşmak için yürütülen illegal faaliyetlerden dolayı suç oranının patlaması ve terörizmin doğuşu..İnsanların hiçbir hayat güvencesinin kalmaması...
* Kapitalist sistemde herşey para demek olduğu için illegal faaliyetler yürütmek için mafios yapılanmanın ortaya çıkması..
* Mafyanın devletleşmesi..Bunun paralelinde devletin de mafyalaşması..
* Terör örgütlerinin sayısının artmasına paralel olarak eylemlerin de sayısının ve şiddet dozunun artması..Terör örgütlerinin kitle imha silahlarını ele geçirerek devletlere meydan okur hale gelmesi..Buna paralel olarak artık masum insanların da hedef alınması ve asayişin yok olması...
* sadece insanların ve toplumların değil..devletlerin de ekonomik çıkarlar uğruna birbirini yiyip durması..Savaş sayısındaki artış..Silahlanma bütçelerinin katlanarak her yıl artması..
* Kişisel ve parasal çıkarlar uğruna gizli servislerin ve bunların emrindeki mafios yapıların dünyayı uyuşturucuya boğması..Dünya genelinde uyuşturucu bağımlılarının sayısının her yıl katlanarak artması..
* Tüm bunların yanında para uğruna yapılan fuhuş,insan ticareti,silah kaçakçılığı,çeşitli yöntemlerle yapılan banka soygunları,cinayet,gasp,hırsızlık,tefecilik ve irtica gibi suçlarda yaşanan patlama..
Daha sayamayacağım bir sürü neden..Tüm bu nedenlerin kısa bir zaman dilimi içerisinde kapitalizmin sonunu getireceğini ben değil önde gelen ekonomi profesörleri söylüyor..Bu kaçınılmaz bir son..Bugüne kadar kapitalizme zaman kazandıran teknolojinin gelişmesi ve buna paralel olarak değişik sektör dallarının ortaya çıkarak insanlara biraz olsun nefes aldırması.Ama bunların hepsi geçiçi çereler..Kapitalizmin varlığını sürdürmesi için çeşitli yöntemler bulunmuştur şimdiye kadar..Bunlar uyuşturucu ve alkol tüketiminin teşvik edilerek toplumun uyutulmasını sağlamak,futbol ve din kullanılarak insanların asıl sorunlarını unutmasını sağlamak,insanların televizyon ve internete olan bağımlılığını arttırmak ve geçici gündem oluşturarak dikkatleri dağıtmaya çalışmak kapitalizmin varlığını devam ettirebilmesi bulunmuş olan geçici çözümlerdir..Ancak ortada birde görünen gerçekler var..Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) yapmış olduğu araştırmalarda şu gerçeklere ulaşmıştır..Türkiye'nin %90'ı 'çok fakir' olarak tabir edilen kesimden oluşuyor.bu kesim ağırlıklı olarak hizmet sektöründe çalışıyor.Türk toplumun %7,5'u 'orta halli' diye tabir ediliyor..Bu kesmin de aylık geliri 1000 YTL'yi geçmiyor..Bunların 'orta halli'diye tanımlanmalarının nedeni açlıktan ölmemeleri..Öbür %2,4'lük kesim ise ortanın bir üstü..Bunların aylık gelirleri de 1000 ile 10,000 ytl arasında değişiyor..Öbür %0,1'lik kesimi ise yaşama dair hiçbir kaygısı bulunmayan zenginler oluşturuyor..Sonuç ortada..İnsanların komunizmden korkmasının ana nedeni komunizmin insanlara yanlış tanıtılması ve insanların hepsinde 'birgün belki ben de şöhret yada para sahibi olurum' hayalinin var olması..Bu hayali bir eroin gibi insanlara enjekte eden ise kapitalizm..Amaç insanların bu hayali hep zinde tutarak hayata küsmemeleri..nede olsa hayal sahibi fakirler olmasa zenginlere kim hizmet edebilir?
Erkeklerde daha sık görülen genetik bir hastalık...Herkesin anlayacağı dilde kısaca özetlersek problem şundan kaynaklanıyor..İnsanlarda,saç derisindeki hücrelerde hücrenin yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bulunan peptit adında organeller vardır..Bu organellerin amacı saç telini besleyen saç derisindeki hücrelere besin ve oksijen götürmektir..Fakat peptit adındaki bu yaşamsal organeller erkeği çocukluktan çıkarıp erkeğe dönüştüren erkeklik hormonu yani testesterondan çok olumsuz etkilenip ölürler..Bu organellerin ölmesinden dolayı saç derisi saç telini besleyemez ve saç giderek seyrelmeye başlar..Bazı kadınlarda, vücudlarındaki hormon bozukluklarından dolayı testesteron'un fazlalaşmasından kaynaklanan saç dökülmesi sendromları görülebilir..Bu durum erkeklere has bir özellik değildir..Vücuddaki testesteron hormonunun varlığı her erkekte saç kaybına yol açar..Yaş ilerledikçe yaşlanma sonucu hücre kaybı ve bakımsızlık gibi olumsuz durumlarda eklenince saçın yaşlanmaya paralel olarak dökülmesi hızlanabilir..Saç dökülmesi testesterondan ziyade çeşitli genetik hastalıklar,şeker hastalığı yada kanser hastalığından dolayı da görülebilir..Kanser ve AIDS gibi ölümcül hastalıklarda saçla birlikte kaşın da döküldüğü sıklıkla görülür..
Adolf Hitler, 1920 yılında 1.Dünya Savaşından harabe olarak çıkan Almanya'yı sadece 18 yıl sonra nasıl olduda dünyaya kafa tutan bir süper güç haline getirdi? Bu kadar çok parayı nereden buldu? Gerçekte kimdi? Niçin başka milletleri öldürüp,öldürdüğü milletlerin yahudi olduğunu ileri sürdü? Yahudilerle ne alıp veremediği vardı?
Cevabı çok basit..Adolf Hitler yahudi finans grupları tarafından finanse edilmiş kukla bir diktatördür...Almanya yağmur gibi akan bu yahudi paraları sayesinde 1.dünya savaşı tazminatlarını ödeyebilmiş,ülkesinin harabe vaziyetini düzeltebilmiş ve dünyaya kafa tutacak kadar çok silahlanabilmiştir..Ardından çingenelerin,macarların ve polonyalıların fakir,hasta,sakat ve yaşlı olanlarını acımasızca katledip dünya kamuoyuna 'yahudi katliamı' yaptığını ileri sürmüştür..Eğer Hitler yahudileri öldürdüğünü iddia etmeseydi hangi yahudi 'kendilerine İsrail'den başka yaşayacak yer olmadığını' anlayıp,Kudüs'e göç ederdi? Hitler'in 'yahudi katliamı' yeni kurulacak olan İsrail devleti'ne yahudilerin göç etmesi için uydurulmuş bir senaryodur...Yoksa başka türlü İsrail devletinin kurulması mümkün değildi..Kimi tarihçilere göre Adolf Hitler'in savaşta yenileceğini anlayıp eşi Eva Brown ile birlikte intihar etmesi de büyük bir palavradır...Bazı tarihçiler bu konuda ikiye bölünmüştür..Kimileri Hitler'in aslında ölmediğini,dublörünün öldürülerek 'Hitler'e intihar süsü verildiğini ve dünyaya öyle duyrulduğunu' iddia etmişler,kimileri ise Hitler'in çok gizli bir biçimde müttefiklerden alınan talimat ile Fransız suikast çetesi(bu çetenin adı 1963 yılındaki Kennedy suikastinde de ön plana çıkmıştır) tarafından öldürüldüğünü ve başarılı bir biçimde intihar süsü verildiğini iddia etmiştir..Benim şahsi fikrime göre tarihçilerin sunduğu bu radikal iki hipotezden birisi kesinlikle doğru..Hitler'in eşi ile birlikte intihar ettikten sonra Nazi subayları tarafından apar topar yakılması bana hep şüphe uyandırıcı gelmiştir..Almanya tarafından böylesine sevilen bir lider nasıl olurda ölüsüne dini bir merasim bile yapılmadan apar topar yakılır? Çok ilginç bir tarihi olay.
Diğer alkoller gibi 1 gramı 10,000 tane beyin hücresini öldüren,düşünme gücü ve zekayı zayıflatan,sağlıksız bir biçimde kilo aldıran,kanser riskini on katına çıkaran ve insan psikolojisini bozup bireyi suça yatkın hale getiren alkol türlerinden biri...Birasından rakısına yararlı bir alkol türü yeryüzünde mevcut değildir..İçenler hem fiziksel hemde ruhsal olarak kendilerine yazık ediyorlar..zehir içiyorlar ama farkında değiller..Bu ülkede 'kanser patlamasının' nedenini çarnobil faciasına bağlayan ilkel zihniyet,1983 yılından günümüze şöyle bir baksın bakalım..Hızla artan alkol tüketimi ile aynı hızda artan kanser hastalarının sayısının nasıl birbirine paralel gittiğini...Ben dindar biri değilim ama içkinin zararlarını bizzat gören biri olarak içkinin yasaklanması gerektiğini düşünüyorum..
Soner Yalçın'ın senaryosunu devlet destekli olarak yazdığı tamamı hayal ürünü olan,ancak izleyiclerin raytinglerini toplayabilmek için 'gerçeklik' süsü katılan dizi...Daha öncede belirttiğim gibi 1998 yılından günümüze kadar olan süreçte Türkiye devleti,ABD'nin Hollywood film sektörüne yaptırdığı gibi kendi film ve dizi sektörüne 'Osmanlıdan bağımsız yapay bir Türkiye tarihi' yarattırmanın derdine düşmüştür..Bilindiği gibi 1923 yılında kulunan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı devletinin şanlı ve savaşçı tarihinin yanında fazlasıyla gölgede kalmıştır..Ülkedeki radikal ülkücüler bile Türkiyeden ziyade Osmanlıya karşı hayranlık beslemektedirler..Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye cumhuriyeti batı desteğini de arkasına alarak hep islam dininden bağımsız bir imaj çizmeyi kendisine hedef edinmiştir..İşte bu tip dizilerin mantar gibi çoğalmasının altında yatan neden, laik Türkiye cumhuriyeti için yaratılmak istenen yapay tarihtir..Bu yapay tarih neticesinde ülkemizde yaşayan insanlar Türkiye devletine karşı hayranlık besleyecekler ve devlete saygı duyacaklardır..Amaçlanan şey budur..Nasıl Hollywood film sektörü tüm dünyanın gözünde 'çok teknolojik,iyi teşkilatlanmış ve baş edilemez' bir CIA imajı yarattıysa,Türk dizi sektöründen de beklenen Türk insanın gözünde Türk derin devletine karşı bir hayranlık uyandıracak sinema filmerine yada dizilere imza atmasıdır..Devletin vermiş olduğu maddi ve manevi destekle Türk yapımcıları halkın gözünde Polat,Çakır,Memati gibi hayranlık uynadıracak hayali karekterler yaratmayı başarmışlardır..Ancak gerçekte,son yıllarda papağan gibi heryerde tekrarlanan 'Türk derin devleti' kelimesi,Batıya,İsrail'e ve onların gizli servislerine maşalık eden ve bu doğrultuda irticai faaliyetlerle de savaşan halktan gizli, ve antidemokratik bir oluşumdan başka birşey değildir..Meşhur Türk derin devletinin karşısında ise denge politikası izlemeye çalışan ve elini güçlendirmek için devlet mallarını 'körfez sermayesine ve yeşil sermayeye' satmaya çalışan Ak parti hükümeti vardır..Dini hareketlere karşı olan Türk derin devleti,AK partinin bu hamlelerine ses çıkarmamaktadır..Çünkü AK partinin 'islamcı' sandığı körfez sermayesi esasında kaynağını yahudi sermayesinden alan paravan bir fondan başka birşey değildir..Yani dolaylı olarak ülkemizde halkın malı olan birçok kuruluşu su parasına satın alan yine meşhur Türk derin devletinin efendisi olan güçlerdir..Bu iki grup arasındaki savaşta ise olan halka olmuştur..başka birşey değil.
Dizinin konusuna ise bakıldığında saçmalıktan geçilmiyor..Nazi altınları bir Türkteymiş de Türk de İstanbuldaymış..Dünyanın en önemli gizli servisleri bu altınlar için İstanbul'da kapışmış...Senaryoya baktığınız zaman Batman yada Superman filmlerinden daha fantastik bir dizi filmle karşılaşıldığı açıkça görünüyor..Nazi altınlarının bir Türkde ne işi var? Kanın gövdeyi götürdüğü bir zamanda bir Türkün Almanya'da ne işi var? O kadar çok altın ikinci dünya savaşında Almanya'dan Türkiye'ye işgalci ordulara ve yerel çetelere yakalanmadan nasıl taşınabilir? Naziler nasıl olur da bu altınları bırakın naziliği,Alman bile olmayan birine emanet edebilir? Nazilerin bu şekilde altınları vardı bu doğru ama savaştan sonra bu altınların tümüne müttefikler ve Sovyetler Birliği tarafından 'savaş tazminatı' olarak el konulmuştur..Soner Yalçın biraz Avrupa tarihi çalışmalı bence..Türk Tarihini iyi bildiği için Kurtlar Vadisi gibi gerçeğe yakın yalanlar söylemede üstüne yok ama Avrupa tarihinde sınıfta kalır..Çünkü dizinin konusu saç-baş yolduracak düzeyde saçmalıklarla dolu..
CD kadar uzun ömürlü olmayan dat_cop,asp,aspx tarzındaki ses dosyaları..Ömrü çok kısa olup cd'deki ses kalitesinin yanına bile yaklaşamaz.
Soner Yalçın sandığınız gibi ne solcudur ne sağcı! ! Soner Yalçın devletin adamıdır..Yani devletin kiraladığı yazarlardan birisidir..Kitaplarında,senaryolarına ve dizilerinde anlattıklarının ise tamamı yalandır..Peki niçin devlet, Soner Yalçın gibi sansasyonel bir yazarı kiralama gereği duymuştur? Cevabı çok basit..Psikolojik savaş..Soner Yalçın akedemik kariyeri parlak,araştırmacı ve çok ilgi toplayan bir yazar olduğu için devlet mekanizmaları tarafından kiralanmıştır..Soner Yalçın'ın kitapları,senaryoları ve dizileri tümüyle Türk kamuoyunda ve halkta 'devletin üstünlüğü ve Türk teşkilatlarının dünyadaki üstün konumu' imajını oturtmak üzere tasarlanmıştır..Yani kısaca Hollywood tüm dünyaya nasıl 'baş edilemeyecek kadar teknolojik ve güçlü bir CIA' imajını oturttuysa,Soner Yalçın da aynı imajı MİT,JİTEM ve Türk emniyet birimleri için yaratmaya çalışmaktadır..Anlattıklarının tümü gerçeğe çok yakın yalanlardır..Mesela Kurtlar Vadisi dizisinin seneryosunun çoğu kişi gerçek hayatta yaşanmış olduğunu düşünür.Halbuki gerçekte bu dizide geçenler Türkiye'nin yakın tarihinde asla yaşanmamış olan ve birçok yönden mantık kurallarını çiğneyen olaylardan ibarettir..Kurtlar Vadisi'nde yaratılmaya çalışılan 'baş edilemeyecek kadar güçlü,karmaşık ve bilinmez Türkiye devleti' imajını Türkiye'de yaşayan kitlelerin beynine kazımak ve Türk kamuoyu tarafından pasif olduğu düşünülen MİT'in bozuk imajını halkın gözünde yükseltebilmektir..Nitekim günümüzde insanların basit sokak kavgalarında bile birbirini tehdit ederken 'ben MİT 'denim' şeklinde tehditler savurması,Kurtlar Vadisi dizisinde hedeflen imajın Türk halkının beynine kazındığının açıkça bir göstergesidir..Aynı Kurtlar Vadisi ekibi Soner Yalçın önderliğinde dünya genelinde pek tanınmayan MİT 'i CIA,KGB ve MOSSAD gibi sansasyonel ve tehlikeli gizli servisler listesine oturtmak için Kurtlar Vadisi'nin filmi çekilmiş ancak film beklenenin onda birini bile vermeden çuvallamıştır..Hatta filmin dünya kamuoyunun ilgisini çekebilmesi için filmin konusu saptırılmış,dizide üçüncü sınıf Hollywood aktörleri de oynatılmıştır..Sırf ilgi çekebilmek için filmin konusu, 'Irakda zulüm yapan Amerikan ordusuna karşı savaşan kahraman Türk' şeklinde değiştirilmiş ve 'ütülü takım elbisesi ve en ufak yakın dövüş tekniğinden bile haberi olmayan kalas Polat karekteri' yabancı medya organları tarafından Süperman ve Batman'dan bile daha saçma ve fantastik bulunmuştur..Kısacası Soner Yalçın'ın yapmaya çalıştıkları Hollywood'un yapmaya çalıştıklarınla aynı..Yapay bir tarih ve milli kahramanlar serisi' oluşturup devlet birimlerine karşı kamuoyunda imaj ve halk arasında hayranlık uynadırmak..İşte hepsi bu..