Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Sefer Kutlu
Sefer Kutlu

İNSAN DENMEZ GÖZYAŞI DÖKÜP, TER DÖKMEYENE / İNSAN DENMEZ HEDEFİ GÖRÜP DİZ ÇÖKMEYENE

  • Kastamonu06.08.2009 - 16:07

    Daha önce hiç gitmediğim, Bediüzzaman'ın Kastamonu Lahikası'ndan işittiğim, halk arasındaki hani şu 'daş düşebülü, ayu çıkabülü' tabelasıyla ve 'kırmızı penbe gonlüm sende, atacam deyon atameyon tutacam deyon tutameyon, hade gari hade gari gastamonu gastamonu dep dep dep' tezahüratıyla ve de 'İtilmiş ile Gakılmış' tiplemelerinde yapılan esprilerine güldüğüm, üniversitedeki çaycı İsa abinin memleketi olarak kendisinden dinlediğim ama sonradan belgesellerden ve internetten hayranı olduğum, sarımsağıyla, pirinci ile ve türbeleri ile meşhur, yaşamak istediğim ve büyük ihtimalle tayinimi isteyeceğim tarihi şehir...

  • bolu06.08.2009 - 15:38

    Tek isimle anlatacak olursak: İzzet Baysal...

    Ama ayrıntıya girecek olursak: Öğrencilerin 'Mecburiyet Caddesi' adını verdikleri İzzet Baysal Caddesi'nden başka sosyal ortamı olmayan, halkının Yedigöller gibi dünya harikası bir tabiat parkına gidecek olanlara 'işin yok heralde kafayı mı yedin ne var orada, o yola girilir mi' gibilerinden telkinlerde bulundukları, İzzet Baysal çıkmasaydı belki de bugün Türkiyedeki en kötü köyden daha geri kalacak olan şehir...

    Ankara ile İstanbul arasında olup da her yıl 17 Temmuz'da Atatürk'ün Bolu'ya gelişinin kutlandığı garip bir şehir. Eskiden Ankara'dan İstanbul'a Eskişehir üzerinden ya da Nallıhan-Göynük-Adapazarı üzerinden gidiliyormuş. O yüzden bu kutlamayı ilk duyduğumda şaşırmıştım yahu Atatürk'ün bir ayağı Ankara'da bir ayağı İstanbul'daydı nasıl olur da bir kere gelmiş Bolu'ya diye. Meğer cevabı buymuş. İpekyolu bile Mudurnu-Göynük ilçelerinden geçip gider, o kadar kıyıda köşede kalmış bir şehirdir Bolu... Galiba bu yüzden de zamanında Bolu Bey'i istediği gibi at oynatıp istediği haksızlığı yapmış... Köroğlu çıkıncaya kadar...

    Köroğlu olayı da ayrı bir mevzudur... Köroğlu neticede haklı da olsa devlete (yani Bolu Bey'ine) isyan etmiş bir eşkiya iken bu şehrin belediye meydanında at üzerinde Köroğlu'nun heykeli durur.. Ve bu heykelin küçük maketi Bolu'daki bütün resmi makamlarda masa üzerinde durur. Yani devlete isyan etmiş bir eşkiyanın maketleri devlet dairelerinde baş köşede durur... Bu haliyle bana Kemal Tahir üstadın Yorgun Savaşçı romanında geçen şu, 'Bir memlekette halkın kahraman anlayışı, eşkiyadan yukarı çıkamamışsa, o memlekette insanların çoğunluğu soyguna biraz yatkın demektir.' sözünü hatırlatır...

    Bugün bile Türkiye'nin en çok otobüsünün gelip geçtiği Ankara-İstanbul yolu üzerinde olup da otobüslerin girmediği bir şehirdir Bolu... Çok yalvarıp rica etmeniz lazım ya da Bolu otobüsüne binmeniz lazım...

    İnsanlarının çoğunun gurbete çıkmadıkları, terk etmedikleri, terk ettiklerinde öleceklerini sandıkları bir şehirdir... Burası, gurbet anlayışının; bundan 2 sene evvel İstanbul'da Eskişehirsporla Boluspor arasında oynanan Bank Asya 1. Lig Play Off final maçına gittiğimizde Bolu'da görüp de selam bile vermedikleri çok kişiye yanımdakilerin selam verdikleri ve bunu 'ya gurbette görmek başka oluyor' diye açıkladıkları kadar yakın plana çekilmiş bir şehirdir...

    Kökez suyu ünlüdür...

    Düzceyle çekişmeleri meşhurdur...

    Evsahiplerinin evlerini aileden çok öğrenciye vermek istedikleri bir şehirdir. Çünkü aileye 300'e veriyorlarsa öğrenciye 600'e veriyorlar... Bu sebeple benim evli olmadığım için ev bulmakta zorlandığım Cizre'den evlenip de geldiğimde bulduğum ama bu sefer de evli olduğum için tutamadığım bir şehirdir Bolu...

    Ekonomik sistem tamamen öğrenciler üzerine kurulmuş ve yaz tatillerinde esnafın kan ağladığı bir şehirdir...

    Hâla yılda 2-3 ay panayırın (lunaparka burada panayır denir eskiden tam olarak panayırmış ama artık sadece lunapark işlevi görmesine rağmen hala yerli halk tarafından panayır olarak isimlendirilir) kurulduğu ve bütün eğlence merkezi anlayışının bundan ibaret olduğu bir şehirdir...

    Daha çok şey var ama bu kadar yeter...

  • boks06.08.2009 - 15:09

    Şairlerin sporu...

  • zekeriyya beyaz06.08.2009 - 15:04

    tavuktan da kurban olur ve kadınlar göğüsleri açık (üstsüz) da namaz kılabilir gibi fetvaların sahibi sözde din adamı...

  • ateist06.08.2009 - 14:45

    Kainatın büyüklüğünü tesadüfe insanın varlığını hiçe temelleyen veya bu tip düşüncenin çeşitli tezahürlerine kendilerini bağlayarak savunma mekanizması bağlamında kendi kendilerini kandırma yoluna başvuran bir salaklığın takipçisidir. Ve benim, beni şaşırtan her olaydan sonra ettiğim bildik 'Allah yoktur diyenin...' şeklindeki lafımın hedefindeki soyut kavram ya da bu kavrama râm olmuş kısmıyla somut varlık.