Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Ulaş Umut
Ulaş Umut

YAŞAMAK DİRENMEKTİR,DİRENMEKTİR YAŞAMAK

  • taksim 197713.06.2006 - 10:31

    EMEĞİN VE DAYANIŞMANIN GÜNÜ KANA BULANDI

    1 Mayıslar yıllardır hep yönetenlerin korkusu olmuştur. Osmanlı’dan beri sürekli olarak yasaklanmış, emekçilerin alanlarda haklarını istemesi, taleplerini haykırması engellenmeye çalışılmıştır. 77 yılının 1 Mayıs’ı bu politikanın en vahşi bir şekilde uygulandığı gün olur. 1 Mayıs 77 katliamı halen bir çok yönleriyle gizli tutulmaya çalışılmış, alanda yüzbinlerin üzerine sıkılan kurşunları sıkan eller halen ortaya çıkarılmamıştır. Denilebilir ki; bu katliam konusunda devletin ve yargı organlarının ciddi hiçbir soruşturması olmamıştır. Açılan davalar, mahkemeler adeta katliamı aklama misyonu görmüştür. Halen kitleyi kimlerin taradığı, nereden emir aldıkları ortaya çıkmış değildir.


    Provokasyon ortamı günler öncesinden hazırlanıyor! Ülkemiz solunun bilinen hastalıkları bu yıllarda ön plandadır. Reformist-revizyonist kesimler ile Çin yanlısı oportünist kesimler arasında günler öncesinden başlayan tartışmalar gergin bir ortamda sürmektedir. DİSK içinde etkin olan revizyonistler 'Maocu bozkurt' dedikleri grupları alana almamak için duyurular yapmışlar, her yolu deneyeceklerini ilan etmişlerdi. Buna karşın diğerleri de aynı tavırla cevap vermiş ve 'ne pahasına olursa olsun gireceğiz' söylemleri ortalığı kaplamıştı. Böyle bir ortam halk muhalefetini geriletmek için fırsat kollayan devlet için 'bulunmaz nimettir'. '1 Mayıs’da çatışma çıkacak, ortalık kan gölüne dönecek' 'Sol'un sorumsuzca açıklamalarını değerlendiren kontrgerilla da boş durmaz ve günler önceden onlar da basın aracılığıyla katliama zemin hazırlamaya, korku yaymaya başlarlar. Çatışma çıkacağı, kan döküleceği haberleri her tarafa yayılır. Devlet yapacağı katliamın bir yandan zeminini hazırlarken diğer yandan da katliam sonrasında yapacağı açıklamanın da gerekçesi hazırlanmış oluyordu; 'Biz söylemiştik, solcular kendi aralarında çatıştılar...' 500 bin emekçi Taksim alanında Tarihin en kitlesel 1 Mayıs’ı yaşanmaktadır. Taksim meydanı bayraklar, pankartlarla, emekçilerin sloganlarıyla görkemli bir havadadır. Hiç kimse birazdan patlayacak silahlardan haberdar değildir. Halk ve devrimciler kaynaşmış, devletin korktuğu başına gelmiştir. Korku bu kitleselliktir. Sular idaresi binasından sıkılan kurşunlar, 'Beyaz Reno' ölüm saçıyor Mitingin dağılmaya başladığı sırada birden Sular idaresinin bulunduğu taraftan silah sesleri gelmeye başladı. Kitlenin üzerine ateş açılmaktadır. Kitlede panik başladı, sağa-sola kaçışmalar, birbirini ezenler... Ayakkabılarının tabanı delik işçi, ellerinde taleplerini yazdıkları dövizlerle alanı renk cümbüşüne döndüren kadınlar, nasırlı elleriyle şalterleri indirip alana koşanlar, devletin kölesi olarak görülmeye isyan eden memurlar, dersliklerinden çıkıp gelen, ülkemizin bağımsız ve demokratik olmasını istiyoruz diyen öğrenciler... hepsi kan içindedir. Taksim alanı yerlerde yatan insanlarla doludur artık. Daha bir dakika önce halaylar çeken eller yumruklaşmış donup kalmıştır kaldırımlarda. Devletin istediği olmuştu. Polis panzerleri hareket geçti. Bir yandan açılan ateşle insanlar taranırken diğer yandan da panzerler emekçilerin üzerine yürüdü. Tüm uyarılara rağmen durmuyordu panzer, paletlerinden akan kanlarla emekçileri ezmeye devam ediyordu. Bu sırada Gümüşsuyu tarafından gelen bir 'Beyaz Reno' kitlenin üzerine ateş açmaya başladı. Binlerce polis vardı alanda. Ve kitlenin üzerine ateş açan 'Beyaz reno' polislerin gözleri önünde kaybolup gitti. Peşine düşen dahi olmamıştı. Bu 'Beyaz Renolar'ı daha sonra onlarca insanı kaçırırken, kimisini öldürüp bir kenara atarken yine görecektik. Bu 'Beyaz Reno' tanıdıktı. Nerede halkın hak alma mücadelesi varsa orada saldıranlar hep bu 'Beyaz Renolar'dan indiler. Her şey halkın gözleri önünde oluyordu. Bir yandan polis panzerleri eziyor, diğer yandan çatılardan ateş açılıyor ve kontrgerillanın tetikçileri araçla tarayarak çekip gidiyorlar. Geriye kalan ise 37 ölü. Bu reno’da kimler vardı? Kimden emir almışlardı? Nasıl ortadan kayboldular? ... ve daha onlarca soru karanlıkta bırakıldı. Ancak daha sonra katliamda yer alan ya da bir şekilde ilgili olan kimi isimler telaffuz edildi. Bunlardan biri, bugün milletvekili olan Orhan Kilercioğlu, diğeri ise asker ailelerinin avukatlığını yapan ve o dönemde MİT’de çalışan Necdet Küçüktaşkıner’di. Ama bunlar hakkında ciddi bir şey yapılmadı. 'Yakaladım, polise teslim ettim...' 1 Mayıs günü alanda görevli olan bir teğmen vardır; Abdullah Erim. Kontrgerillanın yapacaklarından habersizdir. Sular idaresinin üzerinden ateş açılmasından sonra o tarafa yönelir ve ateş edenleri yakalar. Daha sonraki yıllarda Milliyet gazetesi ile yaptığı röportajda yaşananları anlatmaktadır: 'ben yakalayıp polise teslim ettim, sonra...' Devlet, kendi katillerini elbette koruyacaktır. Ve öyle de olmuştur. Katliam davası sonuçsuz Devlet her yaptığı katliamdan sonra göstermelik davalar açtı, ama bunların hiçbirinde de suçlular bulunamadı ya da çok açıktan biliniyorsa, ödül niteliğindeki cezalarla geçiştirildi. 1 Mayıs katliamında da yaşanan farklı olmadı. Soruşturmayı, ‘İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Toplum Suçları Bürosu’ yaptı. Yangından mal kaçırırcasına yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildi. Davanın ilerletilmesinin önüne birçok engeller çıkartıldı. Örneğin; kitleye ateş açılan sular idaresi binasının üzerinde ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan sivillerin resimlerinin ve polisin telsiz konuşmalarının kaydedildiği bant kayıtları incelenmek üzere gönderildiği Adli Tıp’da 'kaybolarak' bir daha bulunamadı. Zamanın Adalet Bakanı Mehmet Can 1989 yılında şöyle diyordu: '1 Mayıs olayı kapandı. O anlamda kapandı demek istemedim. Eski bir olay unutuldu demek istedim. (...) Dosya falan yok. Öyle bir şey bilmiyorum. Bir araştırma yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum.' (Vatan Sağ Olsun sayfa: 83 Prof. Dr. Çetin Yetkin Toplumsal Dönüşüm Yayınları) Göstermelik olarak mahkeme önüne çıkarılan sanıklardan yalnızca 17’si tutuklandı. İlk duruşmada bunların çoğu serbest bırakıldı. Bir iki duruşmadan sonra hiç tutuklu sanık kalmadı. Olaydan 12 yıl sonra İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi sanıkların bir bölümü için beraat, bir bölümü için de haklarındaki davanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verdi. Bugün halen katillerin kimler olduğu sorusu cevaplanmış değildir. Bilinen gerçek ise devlet tarafından planlandığıdır. Neden 1 Mayıs katliamı


    Devlet neden 1 Mayıs’da katliam yapmıştı? Bu sorunun cevabını yıllardır devletin politikalarında bulmak mümkündür. 1 Mayıs; emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Bu katliamdan sonra 1 Mayıslar, bu provokasyon bahane edilerek yasaklandı, sürekli olarak halk, 'kan dökülecek' tehditleri ile korkutuldu, katılımı engellendi... Devlet, 77’nin halk üzerindeki etkisinin geçtiğini düşündüğünde ise yine yeni katliamlara başvurdu. ‘89, ‘96 1 Mayısları bunun yaşanan örnekleridir. Devletin kitle katliamlarında nasıl sınır tanımadığı, onar, yüzer nasıl katlettiği Taksim alanında bir kez daha görüldü. Ancak bu son değildir devletin kitle katliamları ve katliam politikası Maraş’da çok daha vahşi karşımıza çıkacaktır.

  • alex de souza09.06.2006 - 15:03

    Alex Fenerbahçeye geldiğinden beri gol ve asistleriyle takımın başarısında %46 sını sağlamaktadır.başka söze ne gerek var, yürüyerek oynuyormuş böylesine can kurban aynı zamanda profesyonel,efendi,sakin,sporcu ahlakı olan birisi kıskananlar çatlasın
    Diğer takımlardaki sporcu ahlakı olmayan futbolcularla karşılaştırılması bile saçmalık,burada onu eleştirenler kendi takımlarında olsa stadlarını doldururlardı onların korkulu rüyası Alex vede dahasıda var.

  • Müşfik Kenter08.06.2006 - 15:27

    Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
    Hiç vaktiniz yok, 'Fast live', 'Fast food', 'Fast music', 'Fast love'...
    Dikte ettirilen 'yükselen değerler', 'in' ler, 'out' lar...
    Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
    Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
    Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
    Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
    İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
    Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
    Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
    Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
    Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
    Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
    Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
    Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
    Müşfik KENTER

  • istanbul04.06.2006 - 05:41

    Salkım salkım tan yelleri estiğinde
    Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
    Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
    Binbir direkli Halicinde akşam
    Adalarında bahar
    Süleymaniyende güneş
    Hey sen güzelsin ey kavgamızın şehri

    Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
    Bakışlarımda akşam karanlığın
    Kulaklarımda sesin İstanbul

    Ve uzaklardan
    Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
    Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

  • faşizm26.05.2006 - 17:23

    Ekonomik sistemin çöküşü ile baskıcı,savaşcı kan döken ırkcı bir yönetim şeklidir Türkiyede ve Dünyada bir çok örneği vardır VEDE TARİH HİÇBİR ZAMAN ONLARI AFFETMEYECEKTİR şimdi birde nasyonel faşizm akımı var daha fazla kan istiyor EMPERYALİZM faşistlerden,Türkiyede Faşist kavramı Ülkücülükle birlikte anılır yalandır diyenler yalan söylüyor çünkü Faşist misyonunu uzun yıllarca Ülkücüler kardeşlerimizi öldürerek kin kusarak kanıtlamışlar vede ülkücülük adı altında çıkar sağlamışlardır FAŞİZM DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞULACAKTIR

  • adolf hitler 24.05.2006 - 13:07

    Şizofren, ablasının kızına aşık olup ilişkiye zorlayacak kadar sapık,kafatascı,katliamcı, en az idi amin kadar yamyam insanlığın vede tarihin yüz karası

  • nazım hikmet24.05.2006 - 13:00

    Türkiyenin bulunduğu durumu 2006 yı vede daha ilerisini 70 yıl önce gören şiirleriyle düşünceleriyle dile getiren tüm zamanların en iyi vatan vede aşk şairi büyük usta ve önder

    bakıyorum
    moskovanın pencerelerinden birinden...
    seni düşünüyorum türkiyem memleketim
    seni düşünüyorum
    zaten bir dakka çıktığın yok aklımdan
    hasretin dayanılır gibi değil.. nazım

  • vakit gazetesi18.05.2006 - 15:18

    vakit gazetesi şeriat özlemi olan mollların gazetesidir başbakanın en büyük destekçisidir eski adı akittir ATATÜRK düşmanlığınla pirim yapan bir çok kökten dinci terör olayında hedef gösteren katliamları destekleyen roj tv den bile tehlikeli içimizdeki şeytanların gazetesi kesinlikle provakasyonların içmimarı tarikatların sevgili gazetesidir şiirlerinden hapislerde yatan vatanseverler varken bu gazetenin sorumsuz örgüt üyeleri nasıl yargılanmıyor anlaşılması güç başbakanlık uçağına altı gazete girebiliyor zaman,yenişafak,türkiye,hürriyet,sabah vede vakit çağdışı düşünceleri ile bu ülkeyi bölen bu gazete hedef değildir şu anki gerici yönetimin,Atatürk düşmanı yönetimin gerçek sesidir
    Maskelerin düşmesine az kaldı.........

  • cumhuriyet28.04.2006 - 05:15

    CUMHURİYET MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR.DEMOKRATİK,LAİK,ÖZGÜRLÜĞE,İNSAN HAKLARINA DAYALI BİR YÖNETİM ŞEKLİDİR Şu anki CUMHURİYETİMİZDE genel yönetim bunların hiçbirine değer vermeyen sadece tabanına vede dış ve iç tarikatlara show yapan abd nin vede a.b nin kucağında, Laklikle bozmuş VEDE BUNUN YANINDA ÜLKEYİ İKİYE BÖLEN LAİKLER VEDE LAİK OLMAYANLAR GİBİ BİR TAVIR UYGULAYAN, el kaide,İislami cihad,hizbullah,hamas vede Fettllah gibi sponsorlarına DESTEK VEREN VEDE ALAN BU ÖRGÜTLERİ FİNANSE EDEN ARAP İŞ ADAMLARINLA GÖRÜŞEN bu ÜLKEYİ her alanda kadrolaşarak karanlığa gömmeye çalışan bir yönetim biçimini eze eze benimsetmeye çalışan berbat bir yönetim şekli var CUMHURİYET yok..
    LAİKLİKLE BOZMUŞLARA SORUYORUM? BU ÜLKE GERÇEKTEN LAİK Mİ? DİYANET İŞLERİ DEVLETE BAĞLI DEĞİLMİ? İMAM HATİPLER VEDE İLAHİYATLAR M.E.BAKANLIĞINA BAĞLI DEĞİLMİ? TÜRBAN TAKIYOR DİYE,ORUÇ TUTUYOR DİYE,CAMİYE GİDİYOR DİYE BU ÜLKEDE KİMSE ÖLDÜRÜLDÜMÜ?
    AMA YILLARDIR BİR ÇOK ÜNİVERSİTEDE ORUÇ TUTMUYOR DİE BİR ÇOK GENCECİK İNSAN ÖLDÜRÜLMEDİMİ,ETEĞİ KISA DİYE KIZLARIMIZ BIÇAKLANMADIMI,YİNE SORUYORUM LAİKLERMİ ÖLDÜRÜYOR LAİK OLMAYANLARMI ÖLDÜRÜYOR YANİ SADECE KENDİNİ MÜSLÜMAN GÖREN AHMAKLARMI? SALOZ MECLİS BAŞKANININ SIKINTISI NE?
    CUMHURİYET tehlike altında bunlara daha ne kadar taviz verilir belli değil ama bu tehlikeyi herkez farkında. Herkezin İBADETİNİ RAHAT YAPTIĞI BİR ÜLKEDE SADECE KAMUSAL ALANDAKİ TÜRBANI BAYRAK YAPANA KADAR BUNCA AÇ İNSAN VAR,BUNCA İŞSİZ VAR,İNSANIN DEĞERİ SIFIR SADECE KENDİLERİNİN MÜSLÜMAN OLDUĞUNU İDDİA EDENLER PEYGAMBERİMİZDEN BARİ UTANSALARDA ÖNCE İNSANA ÖNEM VERSELER

    TEHLİKEYİ FARKINDA OLALIM SATILMIŞ MEDYAYA GÜVENMEYELİM GERÇEKLERİ MERCEK ALTINDA İNCELEYELİM YOKSA KARANLIK GÜNLER BİZİ BEKLİYOR,

    AKIN VAR AKIN GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN DİYEREK, TÜRK HALKINA GERÇEK CUMHURİYETİ YAŞATALIM

  • beyoğlu28.04.2006 - 04:55

    Beyoğlu bir yaşam biçimidir,sanat,kültür,eğlence vede turizm merkezidir,Beyoğlu bir kültürdür bir tarihtir bir külttür.3 kere gelerek Beyoğlu yaşanmaz 24 saat yaşayan bir yerdir Beyoğlu.
    akp li belediye bitirmeye çalışıyor bir çok esnaf hergeçen gün kepenk kapatıyor,BASKILAR VAR,9 aydır çamur içinde,İŞ SAATLERİNDE ELEKTRİK,SU YOK ALKOL FAZLA TÜKETİLDİĞİ İÇİN TABANINA SHOW YAPIYORLAR İNANILMAZ EĞLENCE VERGİSİ YÜKÜ DÜKKAN KAPATTIRIYOR EĞLENMEK İNSAN HAKKI DEĞİLMİ EĞLENCENİN KİRA KADAR VERGİSİMİ OLUR BU VERGİYİ BELEDİYE İÇKİLİ YERLERDEN ALIYOR HARAÇ TOPLAR GİBİ İÇKİSİZ LOKANTALARDAN 10 DA BİRİNİ ALIYOR İÇENLERLE İÇMEYENLERİ BÖLÜYORLAR ÖTV,İŞGALİYE,TABELA VERGİLERİDE ARTARAK CABASI
    HAFTA SONLARI GÜNDE 3.5 HAFTA İÇİ GÜNDE 2.5 MİLYON BİNBİR ÜLKEDEN İNSANIN GEÇTİĞİ BEYOĞLUNU İSLAM MERKEZİ YAPMA HESAPLARI BOŞU BOŞUNA DÜNYANIN 24 SAAT DEVAMLI YAŞAYAN TEK TURİZM VEDE KÜLTÜR CENNETİDİR NE GENEL NE YEREL YÖNETİM NEDE SATILMIŞ MEDYA BEYOĞLUNU BİTİREMEZ TARİHİ PARKE TAŞLARI SÖKEREK TAYYİBİN OĞLUNUN ARKADAŞI OLAN FİRMAYA BEYOĞLUNU PEŞKEŞ ÇEKENLER ÇİNDEN GELN 22.5 TRİLYONLUK GÜYA 22.5 EN adi GRANİT TAŞLARINI KOYDULAR ŞİMDİDE BEĞENMEMİŞLER SÖKÜYORLAR NEREDEYSE 1 YIL OLACAK HALA SIÇMAYA DEVAM EDİYORLAR,ara sokakları ışıklandırsalar,kamera sistemi kursalar,gece 02.00 den sonra polis gitmese,yada özel güvenlik şirketiyle anlaşma yapılıp güvenlik sağlansa bir de bu ATATÜRK düşmanı yerel yönetim gitse BEYOĞLUNDA kapkaçta biter,hap satıcılarıda gider. HAFTA İÇİ GECELERİ GELEN ELİT VEDE KALİTELİ İNSANLAR HAFTA SONUDA BEYOĞLUNA GELİRLER.

    BEYOĞLU ANLATILMAZ YAŞANIR BEN VEDE BİRÇOK ARKADAŞIM PİSLİKLERE RAĞMEN BEYOĞLUNU ÇOK SEVİYORUZ VEDE ESKİ BEYOĞLUNU ÖZLÜYORUZ.

    zannedilmesin pislikler sadece beyoğlunda kalabalık olan heryerdeler ve esas içmizdeki pislikler dönem dönem ortaya çıkarlar