Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Hikmet Çetinkaya17.07.2005 - 19:04

    çetinkaya tam 40 yıllık bir gazeteci..araştırmacı gazeteciliğin en son örneklerinden..gerek tarikat siyaset ticaret çiftleşmelerinde harika yayınlar yapan bir isim... özellikle fetullah gülen denilen bireyin iç sırlarını ortaya döken biri... 'nurettin veren anlatıyor' adlı ropörtajı bir harika idi.... araştırmacı gazeteciliğin çogalması ve karanlık devlet ilişkilerin bir bir çıkması gerekir...nasıl ugur mumcu'nun rabıta adlı eseri dinsel ticareti ortaya dökmüşse hikmet çetinkaya da olumsuzlukların
    bir bütününü ele almıştır....

    kutluyoruz kendisini....

  • şeriat17.07.2005 - 18:46

    'GÖMLEGİN İLK DÜGMESİ YANLIŞ İLİKLENİNCE,DİGER DÜĞMELERİDE YANLIŞ GİDER ''

    degişmeyen gelişmeyen bir şey..degişime direnen yeniliğe kapalı olan.

  • ateist11.07.2005 - 21:44

    Yarattıklarını cezalandıran ve ödüllendiren ya da bizim yaşayacağımız bir irade türüne sahip bir tanrı düşünemiyorum. Bedensel ölümden sonra kişinin yaşamını sürdürdüğüne ne inanırım, ne de inanacağım...'
    A. Einstein / Ideas and Opinions, 1930

  • tevfik fikret11.07.2005 - 21:28

    fikride hür vicdanıda hür....bagımsız özgür bir şair....

  • Recep Tayyip Erdoğan11.07.2005 - 21:26

    ülkenin duyarlı kesimnlerinden her geçen gün tepki çeken biri..

    sorun bakın demokrasi nedemekmiş? :))

  • ömer hayyam11.07.2005 - 21:14

    bir bilge. ve akıl ile düşünmenin özverisi.dörtlüklerindeki o olagan dinamik ve yobazlıga bir serin duruş...ömer hayyam günümüze gerçekten rubaileriyle ışık tutuyor....

    Ömer Hayyam, 11. Yüzyıl'da Semerkant'da cebir üzerine çalısırken, denklemde bilinmeyen sayılara Arapça 'şey' diyordu. Bu sözcük Endülüs'deki İspanyolca yapıtlarda xey olarak yazıldığından, zamanla X biçimini aldı ve bilinmeyeni göstermekte kullanılan evrensel X harfine dönüştü...


    Sultan Celalettin Melikşah tarafından başkent Merv'e çağrılan Ömer Hayyam yeni bir takvim oluşturmak için kurulan bilim adamları heyetinin başına getirildi. O zamanlar halk arasında Ömer Hayyam takvimi bugünse Celali Takvimi olarak bilinen bu takvim her 5000 yılda bir gün hata veriyordu ve güneş yılına göre düzenlenmişti. Günümüzde kullanılan Gregoryen takvimi ise her 3330 yılda bir gün hata vermektedir. Bu da Hayyam'ın bilimsel düzeyinin kendi zamanının ne kadar ötesinde oluşunun açık bir göstergesidir.


    yıl 2005 bazen düşlerimle yol alır düşünürüm hayyamı ve birde 300 yıl ülkeye matbaa sokmayan zihniyeti :)

  • yılmaz güney11.07.2005 - 21:01

    GÜNEY İÇİN:

    YİRMİ İKİ YIL SONRA


    Unutulmaya kalkan bir trenin
    Eski bir istasyona bakan penceresinde
    Bir yolcuyu sorar gibi arayan
    Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri
    Daha ilk kampana bile vurmadan
    Yalnızlığın kelepçesini taktı içime.

    Şehir arkada kaldı, geçtiğim son caddeden
    Ne yasakların gölgesini alnında gördüğüm
    Işığı kilitleyen karanlık kafeslerinde
    Bu sonsuz özgürlüğe ne zaman varmışım ben
    Dünyanın duygusunu gözlerinde içeren
    İçimdeki adam, kabına sığmıyor gene.

    Kaç akşam geçirdiğim Birinci Şubeden,
    Bir tünelden kopar gibi çıkıyor trenimiz...
    Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri.
    Hangi yalnızlığa gittiğimizi söyler mi?

    şükran kurdakul.......

  • erdal eren11.07.2005 - 20:56

    erdal erene armagan bir şiir:

    SOLUK SOLUGA

    Büyük aşklar yolculuklarla başlar
    ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

    Onlar ki dünyanın son umudu
    soyları tükenen birer çılgındırlar

    Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
    Ölümle alay ederler sanki

    Nerde beklenirse ordaydılar
    bir kez bile gecikmediler ömür boyu

    Neydi onları ordan oraya
    savurup duran şey

    Onları daima yalnız kılan
    neydi bu yaşam denilen gürültüde

    Her dilden bir adları vardı onların
    ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

    Sarışındılar belki de esmer
    yani birçok yüzün bileşkesi

    Ne altın arayıcısıydılar
    ne de aylak bir gezgin

    Vurulup düşseler de her kuşatmada
    serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

    Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa
    Bulurlar heder olmanın bir yolunu

    Onlar ki bu dünyada
    kahraman olmaya mahkumdurlar

    Sislenen anılar kaldı bize onlardan
    renkleri bozlulup duran solgun anılar

    Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin
    bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

    Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı
    onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

    Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
    vurulup düştükçe ışığını karartan

    O serüvenlerin günlüğü tutulmadı
    yazılmadı o insanların destan şiiri

    Parça parça ettirilseler bir kartala
    (ki sanırım böyle oldu sonları)

    Fışkırır yüreklerinden
    başarısız ihtilallerin yangınları


    AHMET TELLİ......

  • can yücel13.06.2005 - 13:28

    ''martılar ki sokak çocuklarıdır denizin '

  • ömer hayyam11.06.2005 - 17:54

    FERMAN SENDE AMA GÜZEL YAŞAMA BİZDE
    SENDEN AYIĞIZ BU SARHOŞ HALİMİZLE
    SEN İNSAN KANI İÇERSİN ,BİZ ÜZÜM KANI
    İNSAF ET BE SULTANIM KÖTÜLÜK HANGMİZDE?




    ömer hayyam dogu bilimci şair matematikçi ileri düşüncenin devrimci ürünü..ömer hayyam rubaileriyle bir ömür boyu :))