Selefiyye (Arapça: ا ل س ل ف ي ة ;) , bir İslam dini mezhebi. Ehl-i Sünnet mezhebidir.
Selefiyye mezhebi, akıl ve nakil (Kur'an ve Sünnet) konusunda mutlak nakle inanır, akli çıkarımları kabul etmez. İman esasları ile ilgili konularda Kur'an ve Sünnetteki açıklamalar ile yetinip bunları aynen kabul eder. Bu kabule müteşâbihler de dahildir, te'vîl (görünür anlam dışında bir başka anlamda kabul etme[1]) etmemekle beraber cisimleştirme (yani tecsîm) de yapmazlar.
Eş'arilik ve Matüridilik kurulana kadar, Sünni Müslümanlar itikadi yönden Selefiyyeye bağlı sayılırdı. Selefiyye itikadi konulara aklın karıştırılması konusunda Mu'tezile mezhebinin tam tersidir; Mu'tezile mezhebi nakli birinci sıraya koymakla beraber akıl ile çeliştiği durumlarda aklı kullanarak tevile gider ve genel olarak akılcı bir tutum benimserken Selefiyye itikadi konularda akla yer vermez, sadece nakil ile hareket eder. Müteşabihler konusunda, müteşabihi olduğu gibi kabul ederken kastedilen manayı insanların bilemeyeceğini, konunun manasını Allah'a havale ettiklerini belirtirler. Örneğin Fetih suresi 10. ayette (48/10) geçen Allah'ın eli ifadesini 'Allah bir eli olduğunu ayette belirtmiştir, buna göre bir eli vardır fakat bu elin manası ve mahiyeti nedir biz bilemeyiz, bunu Allah'a havale ederiz' olarak cevaplandırırlar. Hiçbir şekilde tevile gitmezler.
Genellikle Hanbelî fıkıh mezhebine bağlı olanlar itikadda Selefidirler. Bugün Selefilerin en yoğun olduğu bölge Suudi Arabistan'dır.
Mutezilenin reisi Vasıl bin Ata; Hasan-ı Basri nin talebelerinden olup onun meclisine devam ediyordu. Bir müddet sonra meclisinden ayrıldı. Ayrılmasının sebebi şu vakadır;
Vasıl b. ata, büyük günah işleyenin ne mümin nede kafir olmadığını kabul ediyor, dolayısıyla iki mertebe arasında bir derece isbat ediyordu.Bu düşüncesi dolayısıyla hocası Hasani Basri Vasıl Bizden Ayrıldı... dedi. İşte bu sebeple Vasıl b. Atanın düşüncesini takip edenlere Mütezile adı verilmiştir. Yani Ehli sünnetten Ayrılanlar demektir.Mutezile ise kendilerine adalet sahibi ve tevhid ehli adını takmışlardır.Çünkü onlar, Allaha itaat edene sevap vermek,isyan edene azab etmek Allah teala üzerine vaciptir, dediklerinden ve Allah Tealanın sıfatlarını nefy ettiklerinden kendilerine adalet sahibi, Tevhid ehli adını takmışlardır. Sonradan onlar, kelam ilminde ileri giderek inanca ait birçok meselelerde felsefecilerin eteklerine yapışırlar.Dolayısıyla mezhepleri insanlar arasında da yayılmaya başladı. Bu durum Ehli sünnette itikad mezhebi imamlarından Ebul Hasan El Eşari, hocası Ebu ali el cübbai ye şu soruyu soruncaya kadar devam etmiştir...
Üç kardeş hakkında ne dersin? ? ? Biri Allaha itaat ederek öldü, diğeri isyan ederek öldü, üçüncüsüde küçükken öldü... Eşarinin Bu sorusuna karşılık
Ebu ali el cübbai şöyle cevap vermiştir; Birincisi cennetle mukafatlandırılır. İkincisi cehennem ateşi ile azap edilir. Üçüncüsü sevapta almaz azab da...
Bu cevap üzerine Eşari yine sorusunu sormaya devam etti; Eğer üçüncüsü, yani küçükken ölen Allah Tealaya karşı, Ya Rabbi Beni neden küçükken öldürdün de büyütmedin. Büyüseydim, sana iman edip itaat ederdim, bende cennete girerdim? ? derse Allah Teala nasıl cevap verecek? ? ?
Cübbai Şöyle cevap verdi; Allah ona şöyle cevap verir. Ey kulum ben biliyordum ki sen büyüseydin bana isyan edecektin, dolayısıyla cehenneme girecektin. Senin için faydalı olan küçükken ölmendi...
Eşari Yine Sordu; ikincisi eğer dese ki, Ya Rabbi! niçin beni küçükken öldürmedin ki, sana asi olmasaydım, dolayısıyla Cehenneme girmeseydim? ? ? AllahTeala Ne cevap verir? ? ?
Bu soru Karşısında Cübbai sustu. Bundan sonra İmam Ebul Hasan El Eşari, Hocası Cübbai nin mezhebini terk ederek kendisi ve ona uyanlarla birlikte Mutezilenin görüşlerini iptal etmek, Sünnetin geldiği şekli ispat ve Müslüman topluluğun devam ve sebat ettiği inancı yerleştirmek için gayret sarf etti...
Bu gayreti sarf edenler, bundan sonradır ki Ehli Sünnet Adını Aldılar...
bütün müslümanlar kardeştir kürtlerde bizim kardeşlerimizdir lakin doğuda yatırım yok oranın insanından birşey bekleyemezsiniz diyenler içinde, ben bursada yaşıyorum ve bursa türkiyenin 4.büyük kenti yani bir metropol ama burada yavuzselim diye bir mahalle var bursadsaki kürtlerin çoğunun oturduğu yer ve muştan farkı yok yani diyeceğim bu işlerin yatırımla falan alakası yok
Selefiyye (Arapça: ا ل س ل ف ي ة ;) , bir İslam dini mezhebi. Ehl-i Sünnet mezhebidir.
Selefiyye mezhebi, akıl ve nakil (Kur'an ve Sünnet) konusunda mutlak nakle inanır, akli çıkarımları kabul etmez. İman esasları ile ilgili konularda Kur'an ve Sünnetteki açıklamalar ile yetinip bunları aynen kabul eder. Bu kabule müteşâbihler de dahildir, te'vîl (görünür anlam dışında bir başka anlamda kabul etme[1]) etmemekle beraber cisimleştirme (yani tecsîm) de yapmazlar.
Eş'arilik ve Matüridilik kurulana kadar, Sünni Müslümanlar itikadi yönden Selefiyyeye bağlı sayılırdı. Selefiyye itikadi konulara aklın karıştırılması konusunda Mu'tezile mezhebinin tam tersidir; Mu'tezile mezhebi nakli birinci sıraya koymakla beraber akıl ile çeliştiği durumlarda aklı kullanarak tevile gider ve genel olarak akılcı bir tutum benimserken Selefiyye itikadi konularda akla yer vermez, sadece nakil ile hareket eder. Müteşabihler konusunda, müteşabihi olduğu gibi kabul ederken kastedilen manayı insanların bilemeyeceğini, konunun manasını Allah'a havale ettiklerini belirtirler. Örneğin Fetih suresi 10. ayette (48/10) geçen Allah'ın eli ifadesini 'Allah bir eli olduğunu ayette belirtmiştir, buna göre bir eli vardır fakat bu elin manası ve mahiyeti nedir biz bilemeyiz, bunu Allah'a havale ederiz' olarak cevaplandırırlar. Hiçbir şekilde tevile gitmezler.
Genellikle Hanbelî fıkıh mezhebine bağlı olanlar itikadda Selefidirler. Bugün Selefilerin en yoğun olduğu bölge Suudi Arabistan'dır.
şu faruk çelik........ olmasa sevecemde
sırf şu faruk çelik yüzünden bütün artvinlilere karşı bi antipati oluştu bende
ve bugünkü cübbailer de zekeriyya beyaz,yaşar nuri öztürk ve televizyonlarda çıkıp bangır bangır mutezilenin reklamını yapan hainler
Mutezilenin reisi Vasıl bin Ata; Hasan-ı Basri nin talebelerinden olup onun meclisine devam ediyordu. Bir müddet sonra meclisinden ayrıldı. Ayrılmasının sebebi şu vakadır;
Vasıl b. ata, büyük günah işleyenin ne mümin nede kafir olmadığını kabul ediyor, dolayısıyla iki mertebe arasında bir derece isbat ediyordu.Bu düşüncesi dolayısıyla hocası Hasani Basri Vasıl Bizden Ayrıldı... dedi. İşte bu sebeple Vasıl b. Atanın düşüncesini takip edenlere Mütezile adı verilmiştir. Yani Ehli sünnetten Ayrılanlar demektir.Mutezile ise kendilerine adalet sahibi ve tevhid ehli adını takmışlardır.Çünkü onlar, Allaha itaat edene sevap vermek,isyan edene azab etmek Allah teala üzerine vaciptir, dediklerinden ve Allah Tealanın sıfatlarını nefy ettiklerinden kendilerine adalet sahibi, Tevhid ehli adını takmışlardır. Sonradan onlar, kelam ilminde ileri giderek
inanca ait birçok meselelerde felsefecilerin eteklerine yapışırlar.Dolayısıyla mezhepleri insanlar arasında da yayılmaya başladı. Bu durum Ehli sünnette itikad mezhebi imamlarından Ebul Hasan El Eşari, hocası Ebu ali el cübbai ye şu soruyu soruncaya kadar devam etmiştir...
Üç kardeş hakkında ne dersin? ? ? Biri Allaha itaat ederek öldü, diğeri isyan ederek öldü, üçüncüsüde küçükken öldü... Eşarinin Bu sorusuna karşılık
Ebu ali el cübbai şöyle cevap vermiştir; Birincisi cennetle mukafatlandırılır. İkincisi cehennem ateşi ile azap edilir. Üçüncüsü sevapta almaz azab da...
Bu cevap üzerine Eşari yine sorusunu sormaya devam etti; Eğer üçüncüsü, yani küçükken ölen Allah Tealaya karşı, Ya Rabbi Beni neden küçükken öldürdün de büyütmedin. Büyüseydim, sana iman edip itaat ederdim, bende cennete girerdim? ? derse Allah Teala nasıl cevap verecek? ? ?
Cübbai Şöyle cevap verdi; Allah ona şöyle cevap verir. Ey kulum ben biliyordum ki sen büyüseydin bana isyan edecektin, dolayısıyla cehenneme girecektin. Senin için faydalı olan küçükken ölmendi...
Eşari Yine Sordu; ikincisi eğer dese ki, Ya Rabbi! niçin beni küçükken öldürmedin ki, sana asi olmasaydım, dolayısıyla Cehenneme girmeseydim? ? ? AllahTeala Ne cevap verir? ? ?
Bu soru Karşısında Cübbai sustu. Bundan sonra İmam Ebul Hasan El Eşari, Hocası Cübbai nin mezhebini terk ederek kendisi ve ona uyanlarla birlikte Mutezilenin görüşlerini iptal etmek, Sünnetin geldiği şekli ispat ve Müslüman topluluğun devam ve sebat ettiği inancı yerleştirmek için gayret sarf etti...
Bu gayreti sarf edenler, bundan sonradır ki Ehli Sünnet Adını Aldılar...
abdurrahman sudais kabenin sorumlusu ve kral abdullahın yardımcısı o kur'an okuduğu zaman insan kendinden geçiyor.
mutlaka izleyin...
bütün müslümanlar kardeştir kürtlerde bizim kardeşlerimizdir lakin doğuda yatırım yok oranın insanından birşey bekleyemezsiniz diyenler içinde, ben bursada yaşıyorum ve bursa türkiyenin 4.büyük kenti yani bir metropol ama burada yavuzselim diye bir mahalle var bursadsaki kürtlerin çoğunun oturduğu yer ve muştan farkı yok yani diyeceğim bu işlerin yatırımla falan alakası yok
beynehuma berzehun la yebğıyan
bir Allah dostu günümüzde sayıları azalan mürşidi kamillerden bir tanesi Gavsul Azam Seyyid Abdulbaki (K.S.A.) hz.lerinin akrabası
Allah rahmet eylesin ve bizleri şefaatlerine nail eylesin