necip fazıl kısakürek abidin dinoyla karşılaştığı bir yerde yanına yaklaşarak sorar: - abidin neden inanmıyorsun? abidin dinonun cevabı tüyler ürpertici bir doğruluğu adeta insanlığın yüzüne çarpar: - öyle bir Allah'a inanıyorsunuz ki; eğer inanırsam hiç başımı secdeden kaldıramayacağımdan korkuyorum...çünkü Onun yüceliği bunu gerektiriyor...
zamana olmayan varlıktır diyelim tezatların uyumundaki estetiğin kanatlarına sığınarak.... kontrasttır zaman! zıtlıktır. ve göz kamaştırıcı bir armonidir hareketin esintisiyle... hareket varsa vardır zaman... domino taşlarına yüklenmiştir bütün masumiyeti ve tüm azgınlığı... ölümdür zaman hayattan öte...
yanlış hatırlamıyorsam aytmatovun bir kitabında bahsettiği insan türü... mankurtlaşma olayı şöyel oluyor: -tabi bunu çinliler zuzun zaman esir türklere uygulamışlar.- önce esirin kafasındaki bütün saçlar kesilir ve yeni kesilmiş bir devenin sıcak derisi saçsız kafaya iyice sarılır ve adam bir çölün ortasına açılan kuyuya bırakılır tabi ölmemesi için yiyecek ve içecek verilir. sıcakta deri kurumaya ve adamın kafasını sıkmaya başlar o kadar sıkar ki kim olursa olsun çığlıklarıyla çölü saatlerce inletir ve artık öyle bir zaman gelir ki adamaın kesilen saçları uzamaya başlar saç uzarken bire engele çarpar ve bu engel delinebilecek bir engelde değildir çöl sıcağında kurumuş ve sertleşmiş deve derisidir. saç deriyi delemez ve geri döner ve ondan daha yumuşak olan saçlara batmaya başlar bu sırada eleman kafayı yer o artık bir moron yada idiottur. işte bu insanlara mankurt bu olaya ise mankurtlaşmak denir.
bu vuruşta tsubasa sağda misıgi ise soldadır. topa aynı anda vururlar top o kadar büyük bir hıza ulaşır ki kalecinin birşey yapamaması yetmez ağları da deler top ve maçın kaderini belirleyen gol olur...
necip fazıl kısakürek abidin dinoyla karşılaştığı bir yerde yanına yaklaşarak sorar:
- abidin neden inanmıyorsun?
abidin dinonun cevabı tüyler ürpertici bir doğruluğu adeta insanlığın yüzüne çarpar:
- öyle bir Allah'a inanıyorsunuz ki; eğer inanırsam hiç başımı secdeden kaldıramayacağımdan korkuyorum...çünkü Onun yüceliği bunu gerektiriyor...
ondan daha gürültülü birşey olduğunu zannetmiyorum
gaziden başarılı olduğunu söyleyebilirim
bildiğim kadarıyla suriye de bir kalenin adı. kale koruması türkiye cumhuriyetii devleti tarafından sağlanmaktadır
mölü
bedra
zamana olmayan varlıktır diyelim tezatların uyumundaki estetiğin kanatlarına sığınarak....
kontrasttır zaman! zıtlıktır. ve göz kamaştırıcı bir armonidir hareketin esintisiyle... hareket varsa vardır zaman... domino taşlarına yüklenmiştir bütün masumiyeti ve tüm azgınlığı...
ölümdür zaman hayattan öte...
yarım hayat... çocukluğumun oynu
yanlış hatırlamıyorsam aytmatovun bir kitabında bahsettiği insan türü...
mankurtlaşma olayı şöyel oluyor: -tabi bunu çinliler zuzun zaman esir türklere uygulamışlar.- önce esirin kafasındaki bütün saçlar kesilir ve yeni kesilmiş bir devenin sıcak derisi saçsız kafaya iyice sarılır ve adam bir çölün ortasına açılan kuyuya bırakılır tabi ölmemesi için yiyecek ve içecek verilir. sıcakta deri kurumaya ve adamın kafasını sıkmaya başlar o kadar sıkar ki kim olursa olsun çığlıklarıyla çölü saatlerce inletir ve artık öyle bir zaman gelir ki adamaın kesilen saçları uzamaya başlar saç uzarken bire engele çarpar ve bu engel delinebilecek bir engelde değildir çöl sıcağında kurumuş ve sertleşmiş deve derisidir. saç deriyi delemez ve geri döner ve ondan daha yumuşak olan saçlara batmaya başlar bu sırada eleman kafayı yer o artık bir moron yada idiottur.
işte bu insanlara mankurt bu olaya ise mankurtlaşmak denir.
bu vuruşta tsubasa sağda misıgi ise soldadır. topa aynı anda vururlar top o kadar büyük bir hıza ulaşır ki kalecinin birşey yapamaması yetmez ağları da deler top ve maçın kaderini belirleyen gol olur...