han duvarları adlı şiiri gerçekten çok güzel bir de Son Aşık var o daha da güzel...
SON AŞIK
Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım, Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene Ak düşünce saçların kumral rengine Kollarında son aşıkın ben olacağım. Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen, Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün... O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?
Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar... O gün bana yalaşırken ey ilahi yar, Esirgeme gözlerimden bir son buseni,
Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın, Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!
terimi okduğumda eski günlerim aklıma geldi mahalenin delisinin ismiydi. ali askere ali askere diye üç dört defa söyleyince cinnet geçiriyordu başlıyordu kovalamaya hızlıda koşardı soluk soluğa kalırdık... En son kafama taş atmıştı akıllanmıştım bi daha kızdırmadım... allah rahmet eylesin garibim askere gidemediği için delirdiğini söylerdi mahaledeki koca karılar...
han duvarları adlı şiiri gerçekten çok güzel bir de Son Aşık var o daha da güzel...
SON AŞIK
Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene
Ak düşünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşıkın ben olacağım.
Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün...
O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?
Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar...
O gün bana yalaşırken ey ilahi yar,
Esirgeme gözlerimden bir son buseni,
Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!
SERANAT
Bir nisan akşamı,serin bir günün,
şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Acaba ruhunuz çok hasta mıydı?
Sordum ki bu kimdir,gülümsediler,
'Eşinden ayrılan bir kız dediler,
'Gezdiği yer işte bu ücra saray.
Hicran ne anlamış,sevda ne bilmiş,
Ağlatmış,ağlamış,sevmiş,sevilmiş
Bir güzelmişsiniz,isminizde Ay.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
terimi okduğumda eski günlerim aklıma geldi mahalenin delisinin ismiydi. ali askere ali askere diye üç dört defa söyleyince cinnet geçiriyordu başlıyordu kovalamaya hızlıda koşardı soluk soluğa kalırdık...
En son kafama taş atmıştı akıllanmıştım bi daha kızdırmadım... allah rahmet eylesin garibim askere gidemediği için delirdiğini söylerdi mahaledeki koca karılar...
'Kederlendiğim günler olmuş, nâçar dolaşmışım sokaklarında'