sen de dinleyiver ‘’ kelimelerin gurme’si ‘’.. yanni - playing by herat hüzün ve mutluluğun aynı anda yaşandığı tam bir ezgi şöleni.. bu günler uygun değil, böyle müzikler dinlemeye. ama biz dinleriz :)
Beraber coşkuyla bakıp Gülümsediğimiz fotoğraflara, Gün gelip tek başınıza, bir sigara yakıp ağlayarak bakacaksınız.. Bir ağaç gölgesinde diz çöküp Anlamlı ellerini havaya açan kahramanı bulamayacaksınız :))
‘hem resimini yapmak, hem resim olmak için hayata’ sanırım çeşit çeşit renkler, kök boyalar, fırçalar bulmalıyım.. mesela yağmuru resmetmek istiyorum gönül tuvaline.. ve yağmur sonrası gökkuşağını.. bir de mutluluk deseni.. böyle zamanlar uygun değildir resim çizmeye.. ama biz çizeriz :)
Bazen düşüncelerin çözülmez gemici düğümlerine bile taş çıkartacak kadar karmaşık olur, hayaller de kurarsın.. Düşüncelerin neye odaklanmışsa o’nun sureti canlanır sende. Bazen aklından çıkmayan güzel bir yüz.. bazen aahh keşke yeniden yaşayabilseydim dediğin güzel bir anı.. Bazen de ruhunu iğneleyip duran bir huzursuzluk olayı, seni çekip alır da senden başka dünyalara götürür. Artık kulağın sağır, gözlerin görmez, aklın başka şeye çalışmaz olur..
İnsanı en çok yoran da ‘ulaşılmazlık ve çözümsüzlük ‘ hali sanıırm. İleri gidemezsin.. Geri dönemezsin.. Yerinde duramazsın.. Kaçıp kurtulmak imkansız..
Efsunlu tütsülerle Sarhoş olduğum buğulu an-lardı, vaveyla Hiç ummadığım bir anda, Hayatın en tutkulu tadını hissettim damağımda Bende her şey yerli yerinde ve tam kıvamında Orada mağrur bir ‘ateş böceği’, gecenin karanlığını hiçe sayıp Kanatlarında mavi, kırmızı, turuncu ışıklar saçan Ben, gözlerini bu mucize varlığın ‘ renkli dünyasına’ Şafak sökünceye kadar hayranlıkla açan :)
sen de dinleyiver ‘’ kelimelerin gurme’si ‘’.. yanni - playing by herat
hüzün ve mutluluğun aynı anda yaşandığı tam bir ezgi şöleni..
bu günler uygun değil, böyle müzikler dinlemeye.
ama biz dinleriz :)
gizlenmek de bir tür var olmaktır, yokluğum daha beter..
‘’bir örüntünün ‘’ zorlu yollarına, karanlığın efsunlu ışığı yeter :))))
Beraber coşkuyla bakıp
Gülümsediğimiz fotoğraflara,
Gün gelip tek başınıza, bir sigara yakıp ağlayarak bakacaksınız..
Bir ağaç gölgesinde diz çöküp
Anlamlı ellerini havaya açan kahramanı bulamayacaksınız :))
‘hem resimini yapmak, hem resim olmak için hayata’ sanırım çeşit çeşit renkler, kök boyalar, fırçalar bulmalıyım..
mesela yağmuru resmetmek istiyorum gönül tuvaline.. ve yağmur sonrası gökkuşağını..
bir de mutluluk deseni..
böyle zamanlar uygun değildir resim çizmeye..
ama biz çizeriz :)
ne ben sorayım, ne de sen söyle..
bu hayatta ‘’ neler çektiğini’’ sadece sen bil:Pp
bizde kül olan, tekrar alev olamıyor.. hep kül kalıp savruluyor :))
14 şubatı neyleyim.. mart geleydi, damlar ısınaydı. bademler uyanaydı :))
Bazen düşüncelerin çözülmez gemici düğümlerine bile taş çıkartacak kadar karmaşık olur, hayaller de kurarsın..
Düşüncelerin neye odaklanmışsa o’nun sureti canlanır sende.
Bazen aklından çıkmayan güzel bir yüz.. bazen aahh keşke yeniden yaşayabilseydim dediğin güzel bir anı..
Bazen de ruhunu iğneleyip duran bir huzursuzluk olayı, seni çekip alır da senden başka dünyalara götürür.
Artık kulağın sağır, gözlerin görmez, aklın başka şeye çalışmaz olur..
İnsanı en çok yoran da ‘ulaşılmazlık ve çözümsüzlük ‘ hali sanıırm.
İleri gidemezsin.. Geri dönemezsin.. Yerinde duramazsın..
Kaçıp kurtulmak imkansız..
geri gelemediğin her güne :))
Efsunlu tütsülerle
Sarhoş olduğum buğulu an-lardı, vaveyla
Hiç ummadığım bir anda,
Hayatın en tutkulu tadını hissettim damağımda
Bende her şey yerli yerinde ve tam kıvamında
Orada mağrur bir ‘ateş böceği’, gecenin karanlığını hiçe sayıp
Kanatlarında mavi, kırmızı, turuncu ışıklar saçan
Ben, gözlerini bu mucize varlığın ‘ renkli dünyasına’
Şafak sökünceye kadar hayranlıkla açan :)