Asırlardır yalnızım pişmanım alın yazım Bir öfkeye mahkum ettik herşeyi Bir yemin ettim ki dönemem Hüzün tünellerinde soldum kederlerinde Cehennemde yansın bu dilim Bir yemin ettim ki dönemem .. Günün bu anlarında çay eşliğinde ‘’tam da budur’’,tavsiye olunur rapunzel :))
İp attım ucu kaldı da tarakta gücü kaldı Ben sevdim eller aldı da içimde acı kaldı Ankara'nın bağları da büklüm büklüm yolları Ne zaman sarhoş oldun da kaldıramıyon kolları Baabuaaaa :))))) (bu kısım balıktan çalıntı)
..ışıklarını söndürür, kalın perdelerini çeker, kapılarına kilitleri vurur ve sürgüsünü de kapatır. ve meşhur ‘’tükürük köpüklü kahvesini’’ el yordamı ile içer kendi münzevi dünyasında.. gittin iyi oldu. gitmesen kötü olmazdı.. seni şöyle ya da böyle hep hatırlayacağım:D:D (senden öğrendim)
anlamını bilmediğim bir şarkıyı çokça dinliyorum şimdilerde.. kalemime hükmediyorum, sadece müziğini işliyorum kelimelerimin ruhuna.. ruhum acıyor, arap kızı ghir enta (beni düşün) diyor.. ruhum kanıyor.. şarkının ortalarına geldikçe, en dibe inmiş oluyorum..kimse yok orada benden başka, duramaz oralarda.. karanlıkta, nemli yosun kokusunda, örümcek ağlarının arasında…
bir de sen varsın, kendi ruhunun en dibine demir atmış, çıkamayan (çıkmak istemeyen) hissediyorum seni her nefes alışımda, yeniden canlanıyorsun gözlerimi her kapatışımda, biliyorum oradasın..
ne olacağını bilemediğimiz, boşlukları doldurmaya çalıştığımız hayatlarımızla ne çok benziyoruz birbirimize.. yanımda ol yeter.. elimden tut yeter.. beni anla yeter.. ben seni anlıyorum..
Her noktadan sonra yeniden yeniden başlıyorsun içimde.. duygularımla, mantığım arasında ünlemler dizilir. Öncende,virgüllerde beklerdi içsel suskunluğum, üç noktada uzatırdım sensizliği.. Sen orada üşürken hangi kelimeler anlatabilir ki yokluğunda, içimdeki buzulları.. Beklenir hep, beklenecek olan.. gel hadi gel, gülüşlerini ve ddeett’lerini al da gel :)
Asırlardır yalnızım pişmanım alın yazım
Bir öfkeye mahkum ettik herşeyi
Bir yemin ettim ki dönemem
Hüzün tünellerinde soldum kederlerinde
Cehennemde yansın bu dilim
Bir yemin ettim ki dönemem
..
Günün bu anlarında çay eşliğinde ‘’tam da budur’’,tavsiye olunur rapunzel :))
:)))))) bak yaa balık hafızalı kimmiş belli oldu..
beni ancak karaya vurup harakiri yapmak paklar :))))))))
İp attım ucu kaldı da tarakta gücü kaldı
Ben sevdim eller aldı da içimde acı kaldı
Ankara'nın bağları da büklüm büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da kaldıramıyon kolları
Baabuaaaa :))))) (bu kısım balıktan çalıntı)
Angaralı Coşkun
ne olduğunu bilmek için önce ‘ne olmadığını’ bilmelisin..
..ışıklarını söndürür, kalın perdelerini çeker, kapılarına kilitleri vurur ve sürgüsünü de kapatır.
ve meşhur ‘’tükürük köpüklü kahvesini’’ el yordamı ile içer kendi münzevi dünyasında..
gittin iyi oldu. gitmesen kötü olmazdı..
seni şöyle ya da böyle hep hatırlayacağım:D:D (senden öğrendim)
anlamını bilmediğim bir şarkıyı çokça dinliyorum şimdilerde..
kalemime hükmediyorum, sadece müziğini işliyorum kelimelerimin ruhuna..
ruhum acıyor, arap kızı ghir enta (beni düşün) diyor.. ruhum kanıyor..
şarkının ortalarına geldikçe, en dibe inmiş oluyorum..kimse yok orada benden başka, duramaz oralarda.. karanlıkta, nemli yosun kokusunda, örümcek ağlarının arasında…
bir de sen varsın, kendi ruhunun en dibine demir atmış, çıkamayan (çıkmak istemeyen)
hissediyorum seni her nefes alışımda, yeniden canlanıyorsun gözlerimi her kapatışımda, biliyorum oradasın..
ne olacağını bilemediğimiz, boşlukları doldurmaya çalıştığımız hayatlarımızla ne çok benziyoruz birbirimize..
yanımda ol yeter.. elimden tut yeter.. beni anla yeter..
ben seni anlıyorum..
iltifat, marifete tabidir..
sen ki, pek marifetli olansın :)
mersi, sen git basit davranışlarını başka basit mecralarda sürdür.
beni sözlerimi, senin kulakların hak etmiyor..
zaten meyilliydik.. iyice alıştık :)
Her noktadan sonra yeniden yeniden başlıyorsun içimde.. duygularımla, mantığım arasında ünlemler dizilir.
Öncende,virgüllerde beklerdi içsel suskunluğum, üç noktada uzatırdım sensizliği..
Sen orada üşürken hangi kelimeler anlatabilir ki yokluğunda, içimdeki buzulları..
Beklenir hep, beklenecek olan.. gel hadi gel, gülüşlerini ve ddeett’lerini al da gel :)