*Kadınlar giremez *Kadınlar girer ama arkada oturur *Kadınlar önünden dahi geçerken üstüne başına çeki düzen vermek zorundadır *Kadınlar cuma namazı çıkışında lütfen yol üzerindeki cami girişlerinden uzak durunuz (bayan olduğunuzu anlamayan bir grup omuz-bayan olduğunuzu anlayan bir grup bakış rahatsız edebilir) Yoldan ya da kaldırımdan geçiş hakkınızdan feraget edin sağlığınız için --- *Küçükken kuran öğrenilmeye gidilir *En çok Cuma günleri ziyaret edilir *İnsanların inançlarını en gösterişlisinden ortaya koydukları mekandır, İslamiyetteki amacından uzaklaşmıştır (dinleyiniz; verilen vaazlar vs.) *Cami hocası, cami minaresi, en çok bayramlarda iki minare arasına asılan 'HOŞGELDİN RAMAZAN' yazısını severim... --- Bursa'dayız Ulu Cami'yi gezelim dedik annemle. Bursa'da turistiz bir yerde...Öyle gayri ihtiyari dalmışız içeri. Ama ne içeri, gözümüzü tavandan alamadık, bir yandan yürüyoruz...Arkadan bir ses 'hoppp! bayanlar'. Bize mi dediler yok canım...Ne yaptık ki? 'Bayannnnnn, durun'...Aha da bir şey yaptık ama ne? Annemle kaldık yerimizde, suç işledik ama ne olduğunu anlayamadık. Arkaya döndük, mahçup mahçup kapıya doğru yürümeye başladık. O da ne! Adam elinde uzun bir basma etek, bir de tülbent bize uzatıyor. O an jeton düştü. Annemle üzerimizde etek var, kısa kolluyuz, başımız açık, cami geziyoruz...Ama vallahi iyiniyetliyiz, görüp gidicez işte. Yok, onları giymeden olmaz... 'Anne, ya baksana Alman bunlar, turistler bile giyiyor, ya biz giymezsek çok ayıp olur', 'Giyelim kızım, günaha sokmayalım adamları'. ' Eee anne, onlar ibadette değil mi? Başlarını eğmişler kuran filan okuyorlar, bizi nasıl farkediyorlar', 'Erkek milleti kızım, biz giyelim laf edilmesin', ' Peki'
*Gelişmekte olan ülkemizde alfabenin A'sından bir haberken, yurdum insanın, Arapça olmasına rağmen en çok okuduğu ve bildiği ve ahkam kestiği (kutsal) kitaptır.
*Türkçe meali bulunmaktadır.İlk olarak 'oku-oku-oku' dediği halde,kimse tenezzül edip Türkçe'sini okumamaktadır. Yetmiyormuş gibi, kitabı anlamak için Türkçe'sini okuyanları ve anladığı kadarıyla yorumlayanları suç işliyormuşçasına toplum içinde kınamaktadırlar. (bilgi her zaman korkutur)
*Hadislerin, ayetler ile genellikle karıştırıldığı ve Kur'an-ı Kerim'e itibar edilmeyip dinin hadisler ışığında yaşanması yoluyla, toplumda bir takım cahil ya da bilinçsiz insanların 'cehennem korkusu' ile korkutulup, ceplerinin boşaltıldığı yeni bir sermaye aracıdır.(itiraz etmeyin haberleri izleyin)
*İlkokuldan itibaren yaz tatili geldiğinde camilere Kur'an-ı Kerim öğrenmek için giderdik. Hala da gidiyorlar. O zamanlar tehlikesizdi kurslar, camiler...Elif, be, te, se, cim, ha, hı...yeterliydi. Sonra dedem kendisi öğretti sağolsun Arapçasını hala unutmadım...İyi öğrenince unutulmuyor.
*Genelde evlerde, işlemeli bez bir çantanın içine konur ve duvara yüksekçe bir yere asılır (hatırımda kalan hep yatakların başucundaki duvarlar) . Ya da dolap üstlerine vs. konur.
*Ele alınırken ve bırakılırken üç kere öpülüp alna dayanır.(Böyle öğretildi)
*Yalnız ben artık başım açıkta okuyorum. Çünkü başucu kitabı Kur'an. Yok ojem var, abdest alayım, şuydu buydu...Ya okumak istiyorum daha ne olsun. Bahanelere ne gerek var! Okuyorum, nasıl okuduğumun ne önemi var?
*Çarpıtılmaması gereken 'KUTSAL KİTAP'...Kur'an çarpmaz, Allah çarpar, öyle bir çarpar ki....Çarpıttığına pişman eder adamı.
Bana şöyle küçük bir hikaye anlatılmıştı zamanında;
*Adamın biri tren yolunda, rayların üzerinde oynayan 5-6 yaşlarında küçük bir erkek çocuğu görür. Trenin sesi yakınlaşmaktadır, çocuk rayların üzerindedir ve kaçmamaktadır. Adam bir hamle gider ve çocuğu rayların üzerinden kenara iter.Tren yoluna devam eder. Ve sonra çok pişman olur...
*Kadınlar giremez
*Kadınlar girer ama arkada oturur
*Kadınlar önünden dahi geçerken üstüne başına çeki düzen vermek zorundadır
*Kadınlar cuma namazı çıkışında lütfen yol üzerindeki cami girişlerinden uzak durunuz (bayan olduğunuzu anlamayan bir grup omuz-bayan olduğunuzu anlayan bir grup bakış rahatsız edebilir) Yoldan ya da kaldırımdan geçiş hakkınızdan feraget edin sağlığınız için
---
*Küçükken kuran öğrenilmeye gidilir
*En çok Cuma günleri ziyaret edilir
*İnsanların inançlarını en gösterişlisinden ortaya koydukları mekandır, İslamiyetteki amacından uzaklaşmıştır (dinleyiniz; verilen vaazlar vs.)
*Cami hocası, cami minaresi, en çok bayramlarda iki minare arasına asılan 'HOŞGELDİN RAMAZAN' yazısını severim...
---
Bursa'dayız Ulu Cami'yi gezelim dedik annemle. Bursa'da turistiz bir yerde...Öyle gayri ihtiyari dalmışız içeri. Ama ne içeri, gözümüzü tavandan alamadık, bir yandan yürüyoruz...Arkadan bir ses 'hoppp! bayanlar'. Bize mi dediler yok canım...Ne yaptık ki? 'Bayannnnnn, durun'...Aha da bir şey yaptık ama ne? Annemle kaldık yerimizde, suç işledik ama ne olduğunu anlayamadık. Arkaya döndük, mahçup mahçup kapıya doğru yürümeye başladık. O da ne! Adam elinde uzun bir basma etek, bir de tülbent bize uzatıyor. O an jeton düştü. Annemle üzerimizde etek var, kısa kolluyuz, başımız açık, cami geziyoruz...Ama vallahi iyiniyetliyiz, görüp gidicez işte. Yok, onları giymeden olmaz...
'Anne, ya baksana Alman bunlar, turistler bile giyiyor, ya biz giymezsek çok ayıp olur',
'Giyelim kızım, günaha sokmayalım adamları'.
' Eee anne, onlar ibadette değil mi? Başlarını eğmişler kuran filan okuyorlar, bizi nasıl farkediyorlar',
'Erkek milleti kızım, biz giyelim laf edilmesin',
' Peki'
(Bkz. Dinde hoşgörü 'kilise' kelimesi)
bir şey
iki şey
üç şey
*Sıkıldım...
*Sinan Erkoç'un ağbisi
*Pek çok enstrüman çalıyor, müzik adamı
senden ayrılmadan önce bilmiyordum hiç
hayatın anlamsızlığını
en güzel şeylerin bile yaban kaldığı
aklımın ucundan geçmezdi
sen misin bu hallerde olmama sebep
inanmak gelmiyor içimden
oysa ki durmaksızın süren kavgalar
meğer aşkın cilveleriymiş
ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı
ateşe atılmış bir demir kor hala
ellerim bomboş gözümde yaşlarla
güneşin kavurduğu bir çöldeyim
*Gündüz vakti patlatınca ne anlıyorlar belediyeler- hala anlayamadığım, geceleri patlatıldığında gözlerimi kamaştıran şahane parıltı...
ben, sen, o...
*Gelişmekte olan ülkemizde alfabenin A'sından bir haberken, yurdum insanın, Arapça olmasına rağmen en çok okuduğu ve bildiği ve ahkam kestiği (kutsal) kitaptır.
*Türkçe meali bulunmaktadır.İlk olarak 'oku-oku-oku' dediği halde,kimse tenezzül edip Türkçe'sini okumamaktadır. Yetmiyormuş gibi, kitabı anlamak için Türkçe'sini okuyanları ve anladığı kadarıyla yorumlayanları suç işliyormuşçasına toplum içinde kınamaktadırlar. (bilgi her zaman korkutur)
*Hadislerin, ayetler ile genellikle karıştırıldığı ve Kur'an-ı Kerim'e itibar edilmeyip dinin hadisler ışığında yaşanması yoluyla, toplumda bir takım cahil ya da bilinçsiz insanların 'cehennem korkusu' ile korkutulup, ceplerinin boşaltıldığı yeni bir sermaye aracıdır.(itiraz etmeyin haberleri izleyin)
*İlkokuldan itibaren yaz tatili geldiğinde camilere Kur'an-ı Kerim öğrenmek için giderdik. Hala da gidiyorlar. O zamanlar tehlikesizdi kurslar, camiler...Elif, be, te, se, cim, ha, hı...yeterliydi. Sonra dedem kendisi öğretti sağolsun Arapçasını hala unutmadım...İyi öğrenince unutulmuyor.
*Genelde evlerde, işlemeli bez bir çantanın içine konur ve duvara yüksekçe bir yere asılır (hatırımda kalan hep yatakların başucundaki duvarlar) . Ya da dolap üstlerine vs. konur.
*Ele alınırken ve bırakılırken üç kere öpülüp alna dayanır.(Böyle öğretildi)
*Yalnız ben artık başım açıkta okuyorum. Çünkü başucu kitabı Kur'an. Yok ojem var, abdest alayım, şuydu buydu...Ya okumak istiyorum daha ne olsun. Bahanelere ne gerek var! Okuyorum, nasıl okuduğumun ne önemi var?
*Çarpıtılmaması gereken 'KUTSAL KİTAP'...Kur'an çarpmaz, Allah çarpar, öyle bir çarpar ki....Çarpıttığına pişman eder adamı.
Eski libas gibi aşıkın gönlü
Söküldükten sonra dikilmez imiş
Güzel sever isen gerdanı benli
Her güzelin kahrı çekilmez imiş
Seyrani'nin gözü gamla yaş imiş
Benim derdim her dertlere baş imiş
Ben bağrımı toprak sandım, taş imiş
Meğer taşa tohum ekilmez imiş
Seyrani
* Fatih Erkoç'un kardeşi
*Pek çok enstrüman çalıyor, müzik adamı
Bana şöyle küçük bir hikaye anlatılmıştı zamanında;
*Adamın biri tren yolunda, rayların üzerinde oynayan 5-6 yaşlarında küçük bir erkek çocuğu görür. Trenin sesi yakınlaşmaktadır, çocuk rayların üzerindedir ve kaçmamaktadır. Adam bir hamle gider ve çocuğu rayların üzerinden kenara iter.Tren yoluna devam eder. Ve sonra çok pişman olur...
Kurtulan çocuğun adı...........ADOLF HITLER'dir :))