Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Naile Duman
Naile Duman

ÇOKÇA ÇOCUK ÇOCUKÇA KADIN-AZIMSANMAYACAK KADAR ÇOKUM/Z!

  • kerem ile aslı24.03.2005 - 06:21

    Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Mem u Zin.....

  • hulki cevizoğlu24.03.2005 - 06:19

    Zekeriya Beyaz'la uyumlarına hayran kaldığım, ATV'nin kendisine tahsis ettiği kapısı içerden açılan ve masaya oldukça yakın küçük stüdyodan bir kaç konuğunun pılı pırtıyı toplayıp görgüsüzce, programı yarısında terkettiği, buna rağmen istifini, ciddiyetini ve yüzünün rengini asla ve asla bozmayan, asli görevi konuklarını bozmak olan, Cem Uzan karşısında biraz zorlandığını düşündüğüm kaliteli şahsiyet, gazeteci, yazar, TV programcısı...

  • bir başkadır baharda aşk24.03.2005 - 06:13

    sen kendine, kendin gibi bir taze bahar seç...

  • anlaşılmak24.03.2005 - 06:08

    Yaşarken verdiğimiz tüm savaş bu tek kelime için işte...
    Anlaşılmak için savaşıyoruz, benliğimizin rüştünü ispat etmek için

  • Uğur Dündar24.03.2005 - 05:59

    Evet saygıdeğer izleyicilerimiz...Sizin nezdinizde Türk polisimize, Türk Jandarma Kuvvetlerimize, İl Sağlık Müdürlüğüne kahramanca yardımlarından dolayı bir kez daha teşekkür ediyoruz. Elimizdeki bu dosya Türkiye gündemine bomba gibi :)

  • belki24.03.2005 - 05:57

    belki seviyordur beni belki de sevmiyordur
    belki özlüyordur belki de özlemiyordur
    belki şimdi çıkar gelir şu kapının ardından belkide hiç
    belki gün dahada aydın olur dünden belki de karanlık
    belki...
    belki...
    belki hani bir ihtimal tüketeceğiz tüm nefesimizi ya o yüzden bu koşuşturmacamız yaşam içinde, belki dikili bir ağacımız kalır diye ardımızda...belki!

  • çöp adam24.03.2005 - 05:53

    İlkokuldu tanıştığımız Cin Ali diye tanırım kendilerini....

  • kral çıplak24.03.2005 - 05:52

    Küçük bir çocuk, masalın sonunda bağırır:'kral çıplak'. Herkesin gördüğü şeyi görmüştür, ama herkesin söyleyemediği şeyi söylemiştir.
    GERÇEĞİ...

  • teras24.03.2005 - 05:49

    Terastaki Havlu***

    Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda. Akşam üzerleri kaşılaşıyorduk, ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma.Aynı terasta yan yana kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu beni; acemi, tutuk bir kaç sözlük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını, bu da ürpertiyordu beni.Işığın azalan şiddetinde yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine. Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında, sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda.
    Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu.
    Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.İkimizde yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında. Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler.
    ..........
    ..........



    ****http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.aspsair=101&siir=9854&order=oto

  • kir23.03.2005 - 18:33

    Kirlenmek güzeldir (sevdiğim bir reklam sloganı)