ateist bilim adamları na yazdığımı buradada tekrarlıyorum bilimin dinlisi dinsizi olmaz bilim bilimdir bilimle elde edilen bilginin kaynağı onu bize bahşedendir yani insana küll den bir cüz verendir ve bunu verende herşeyi yoktan varedendir. bir bilim adamının aynı zamanda müslüman olması onun Rabbini anlamasının da bir yoludur eh başka dinden olunca anlamıyormu denilebilir onunda bilim sonucu elde ettiklerini idrak etmesiyle arasındaki sorundur
bir galatasaraylının acısı........vah vah bir klübün takımı küme düşüyor diğeri Aprupa ikincisi oluyor bir klüp bütün branşlarda dökülüyor diğeri her branşda finalde acaba hangi klüp bu bilin bakalım
aşağıdaki yazıyla avuntuları ve acılarını ele almış bir galatasaraylı
Şükürler olsun ki Bahçelievler’de oturuyorum ve her gün Galatasaray için dikilen UEFA Kupası heykelini görüyorum. Ancak o bile kadın basketbolculara yapılanları affettirmiyor. 6-0’lık Fenerbahçe mağlubiyetinden sonra Galatasaray tarihine ‘kara bir leke’ daha kazındı. Kot pantolonlara model olan 6-0’lık lekenin silineceği günleri görme ihtimali var ama diğeri mümkün değil. Çünkü Galatasaray’ın 200’üncü yılında yaşamıyor olacağız.
* Tez konusu olabilir
Mevzuya insan kaynakları ve yönetim açısından bakarsanız ortada tam bir vaka çalışması (case study) olduğunu görebilirsiniz. Bu vaka çalışması üniversitelerde okutulabilir, üzerine tezler yazılabilir. Tez başlıkları şunlar olabilir:
• Türk tipi yönetim: Başarısız olsan da koltuğa yapış! • Demotivasyon ve takım çökertme yöntemleri… • Hedefsizliklere göre yönetim… • 100 yıllık kurum kültürünü yok etme yöntemleri… • Mükemmel kurum imajını nasıl sıfırlarsınız?
Alparslan Türkeş son konuşmasını Almanya'dan döndükten sonra katıldığı partisinin Amasya İl Kongresinde 4 Nisan 1997 tarihinde yaptı. Türkeş konuşmasında; Hollânda ve Almanya'daki ırkçı saldırıları kınadı ve son günlerde yaşanan gerilimlere değindi. Çözüm olarak erken seçimin şart olduğunu ifade den Türkeş şu şekilde konuştu; ' Biz lâikliği savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Demokratik, hür parlâmenter sistemi savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Ayrıca bu ülkede millet, memleket, cumhuriyet, millî hâkimiyet, hukukun üstünlüğü ve seçim sözlerinin kimseyi rencide etmeyeceğini, aksine demokrasinin teminatı olacağına inanıyoruz. Eğer bu olmazsa devletin rejimi ayakta tutması fevkalâde güç olacaktır. Ben yüksek huzurlarınızda tarihten gelen sorumluluğum ile hükûmeti ve parlâmentoyu bir defa daha uyarıyorum. Erken seçim demokrasimizin teminatıdır'.
Alparslan Türkeş'in Vasiyeti
'Türk Devletinin yükselişini ve ihtişamını sağlamak. Bunun için de bütün milletle barış içinde yaşamak, herkesi ayrımsız sevmek, İslâmiyet'in ipine ihlâsla bağlanmak'.
Ülkücü Gençliğin Başbuğuna Cevabı
'Ey Ulu Kişi,
Sana söz veriyoruz. Açtığın yoldan bıraktığın Ülkü'de, bize gösterdiğin doğrultuda izinden bir an bile şaşmayacak, ahlâklı, faziletli, kalbi hak ve vatan aşkıyla çarpan ve bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan insanlar olacağız.
Böylece emanet ettiğin ülküyü gergefte nakış işler gibi tüm neslimize işleyeceğiz.
Dün ATA'ya söz verdiğimiz gibi şimdi sana söz veriyoruz.'
Güneş nicedir Üzgün doğar Küskün batardı Bosna ufuklarında Vahşete inat Rezalete inat Üzgün doğar Küskün batardı
Bosnalı üzgün Bosnalı küskün Tepeleri saran Sırp Topçuları Bodrumlar da yaşama mahkum Masum insanlar Güne hasret Güneşe hasret Barışa Huzura Güvene hasret
Çalılar arasından Bir yiğit görünür Ellerinde mavzeri Yüreğinde umutları Islak Üniformalı kan ter içinde
Biran önce İgman dağlarını Aşmalı Saraybosnaya ulaşmalı Yağmura rağmen Hiç durmadan yol almış Yorulmuş Bir ağaca dayanır Bir soluk Bir nefes alır İki fotoğraf çıkartır Yanyana getirir Bir ona Bir diğerine Bakar bakar Güller açar yanaklarında Savaşı zulmü zalimi unutur Nerede olduğunu unutur
Oysa hain bir göz Üzerindedir Dürbünlü tüfekten Kanlı eller Çeker tetiği
Bir üveyik havalanır Elemle Kederle Esefle Nefretle Çığlık çığlığa Zaman durur Kuşlar susar Yapraklar küser
Ve bir kurşun Hain Zalim Kör bir kurşun Hedefe yönelir Öpülesi Koklanası Tertemiz alnın Tam ortasına
Bir çift göz Bir yürek Bir ana Çevirir İgman Dağlarına Saraybosnadan Bir ana Özlem dolu gözler Süzer İgman'ı
Bir korku Bir sızı Kümelenir Titrer Sararır,solar Kalb atışları hızlanır Ellerini yavaşca Kalbinin üzerine Koyar Bir sızı tarifsiz Bir yürek ana yüreği Alnından vurulan Bahar yiğidi
Ellerini yerde gezdirir Son bir hamle ile Fotoğrafı alır Yetimim yavrum Dudakları titrer Allah'ım Anne kucağı görmedin Sen açarken gözlerini O kapadı Seni getirdi O göçtü
Yeliz alışamadım sensizliğe Hayat büyüsünü kaybetti Gidişinle Güçlü bir his Yakın kavuşmamız Bekle Yeliz! Sana dağ çiçekleri Getireceğim.
İgmana çevrili gözler Ağlar ağlar Sessiz oturan toruna Yan bakış Gözler telaşla silinir Neyin var babaanne Ne oldu Gömer acısını içine O soruyu sormasın Ne olur Allah'ım Babaanne Babam ne zaman gelecek Yakında diyemedi Dili varmadı Bilmiyorum yavrum Bilmiyorummmm Danayamadı Bıraktı kendini Hıçkırıklar sokağa taştı Ağladı ağladı
Kapı çaldı Senat heyecanla kapıya koştu Babam babam İsmail Amcaa ya Sen miydin Ne oldu Senat neyin var Hoşgeldin oğlum Seni babası sandıydı Yutkundu İsmail Bey Gözlerini sildi Senat'ı kucakladı Farzet ki babanım
Bir an şaşırdı Yavaş yavaş gülümsedi Gözleri parladı Açabildiği kadar kollarını açtı açtı İsmail Beye sarıldı Babasına sarılır gibi Bosna dağlarında kalan Mücahit çocuklarına Yetim çocuklarına sarılır gibi sarıldılar
Yediği kurşuna değil Yetimine yanan yiğit Bunları gö... ................ necmiye sarpkaya
Aşk sevdanın kapısıdır Ve asl olan sevdadır sadece Aşk gelip geçici hevesler, zevklerdir Eğer kapılıp gitmezsen ona Yakalanırsın sevdaya Ve sana hiçbir şey mani olamaz Aşarsın en zor engelleri dahi Kara sevdanın sevdasıyla
Sevdalı olmak vazgeçmektir herşeyden Hayat gaye herşey o olur Fani şeylere sevdalanmak Yalanın kendisidir Ve asl olan sevda kalıcı olandır O sevdaki vatandır millettir Gerisi sadece boş yalandır
Bu bir şiir değil sadece yazmak istediğimi bu konuda alt alta yazdım ben fazla duygularını yazıya dökebilen bir insan değilim
Ahmet Mete Işıkara'yı meşhur eden yer hatta bir ara hızını alamadı milletvekili bile olacaktı. meclisde konuşması şöyle olacaktı sanırım sayın başkan sayın divan kurulu sayın meclis üyeleri bugün deprek olan bölgelerimiz...............
bu rasathane bende deprem manyaklığı yaptı tv lere de iş çıkardı sayın seyirciler bugün marmara denizinde 1.1 şiddetinde deprem oldu yok devenin nalı
ateist bilim adamları na yazdığımı buradada tekrarlıyorum bilimin dinlisi dinsizi olmaz bilim bilimdir
bilimle elde edilen bilginin kaynağı onu bize bahşedendir yani insana küll den bir cüz verendir ve bunu verende herşeyi yoktan varedendir.
bir bilim adamının aynı zamanda müslüman olması onun Rabbini anlamasının da bir yoludur
eh başka dinden olunca anlamıyormu denilebilir onunda bilim sonucu elde ettiklerini idrak etmesiyle arasındaki sorundur
bir galatasaraylının acısı........vah vah bir klübün takımı küme düşüyor diğeri Aprupa ikincisi oluyor bir klüp bütün branşlarda dökülüyor diğeri her branşda finalde acaba hangi klüp bu bilin bakalım
aşağıdaki yazıyla avuntuları ve acılarını ele almış bir galatasaraylı
Şükürler olsun ki Bahçelievler’de oturuyorum ve her gün Galatasaray için dikilen UEFA Kupası heykelini görüyorum. Ancak o bile kadın basketbolculara yapılanları affettirmiyor. 6-0’lık Fenerbahçe mağlubiyetinden sonra Galatasaray tarihine ‘kara bir leke’ daha kazındı. Kot pantolonlara model olan 6-0’lık lekenin silineceği günleri görme ihtimali var ama diğeri mümkün değil. Çünkü Galatasaray’ın 200’üncü yılında yaşamıyor olacağız.
* Tez konusu olabilir
Mevzuya insan kaynakları ve yönetim açısından bakarsanız ortada tam bir vaka çalışması (case study) olduğunu görebilirsiniz. Bu vaka çalışması üniversitelerde okutulabilir, üzerine tezler yazılabilir. Tez başlıkları şunlar olabilir:
• Türk tipi yönetim: Başarısız olsan da koltuğa yapış!
• Demotivasyon ve takım çökertme yöntemleri…
• Hedefsizliklere göre yönetim…
• 100 yıllık kurum kültürünü yok etme yöntemleri…
• Mükemmel kurum imajını nasıl sıfırlarsınız?
Alparslan Türkeş'in Son Beyanatı
Alparslan Türkeş son konuşmasını Almanya'dan döndükten sonra katıldığı partisinin Amasya İl Kongresinde 4 Nisan 1997 tarihinde yaptı. Türkeş konuşmasında; Hollânda ve Almanya'daki ırkçı saldırıları kınadı ve son günlerde yaşanan gerilimlere değindi. Çözüm olarak erken seçimin şart olduğunu ifade den Türkeş şu şekilde konuştu; ' Biz lâikliği savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Demokratik, hür parlâmenter sistemi savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Ayrıca bu ülkede millet, memleket, cumhuriyet, millî hâkimiyet, hukukun üstünlüğü ve seçim sözlerinin kimseyi rencide etmeyeceğini, aksine demokrasinin teminatı olacağına inanıyoruz. Eğer bu olmazsa devletin rejimi ayakta tutması fevkalâde güç olacaktır. Ben yüksek huzurlarınızda tarihten gelen sorumluluğum ile hükûmeti ve parlâmentoyu bir defa daha uyarıyorum. Erken seçim demokrasimizin teminatıdır'.
Alparslan Türkeş'in Vasiyeti
'Türk Devletinin yükselişini ve ihtişamını sağlamak. Bunun için de bütün milletle barış içinde yaşamak, herkesi ayrımsız sevmek, İslâmiyet'in ipine ihlâsla bağlanmak'.
Ülkücü Gençliğin Başbuğuna Cevabı
'Ey Ulu Kişi,
Sana söz veriyoruz. Açtığın yoldan bıraktığın Ülkü'de, bize gösterdiğin doğrultuda izinden bir an bile şaşmayacak, ahlâklı, faziletli, kalbi hak ve vatan aşkıyla çarpan ve bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan insanlar olacağız.
Böylece emanet ettiğin ülküyü gergefte nakış işler gibi tüm neslimize işleyeceğiz.
Dün ATA'ya söz verdiğimiz gibi şimdi sana söz veriyoruz.'
osman orkan özer doktora semineri
oyun teorisi ve tarımda uygulanması pdf. dosyası
geniş bilgi için http://www.ceterisparibus.net/arsiv/o_ozer.pdf
Beyaz Zambaklar
Güneş nicedir
Üzgün doğar
Küskün batardı
Bosna ufuklarında
Vahşete inat
Rezalete inat
Üzgün doğar
Küskün batardı
Bosnalı üzgün
Bosnalı küskün
Tepeleri saran Sırp Topçuları
Bodrumlar da yaşama mahkum
Masum insanlar
Güne hasret
Güneşe hasret
Barışa
Huzura
Güvene hasret
Çalılar arasından
Bir yiğit görünür
Ellerinde mavzeri
Yüreğinde umutları
Islak Üniformalı
kan ter içinde
Biran önce
İgman dağlarını
Aşmalı
Saraybosnaya ulaşmalı
Yağmura rağmen
Hiç durmadan yol almış
Yorulmuş
Bir ağaca dayanır
Bir soluk
Bir nefes alır
İki fotoğraf çıkartır
Yanyana getirir
Bir ona
Bir diğerine
Bakar bakar
Güller açar yanaklarında
Savaşı zulmü zalimi unutur
Nerede olduğunu unutur
Oysa hain bir göz
Üzerindedir
Dürbünlü tüfekten
Kanlı eller
Çeker tetiği
Bir üveyik havalanır
Elemle
Kederle
Esefle
Nefretle
Çığlık çığlığa
Zaman durur
Kuşlar susar
Yapraklar küser
Ve bir kurşun
Hain
Zalim Kör bir kurşun
Hedefe yönelir
Öpülesi
Koklanası
Tertemiz alnın
Tam ortasına
Bir çift göz
Bir yürek
Bir ana
Çevirir İgman Dağlarına
Saraybosnadan
Bir ana
Özlem dolu gözler
Süzer İgman'ı
Bir korku
Bir sızı
Kümelenir
Titrer
Sararır,solar
Kalb atışları hızlanır
Ellerini yavaşca
Kalbinin üzerine
Koyar
Bir sızı tarifsiz
Bir yürek ana yüreği
Alnından vurulan
Bahar yiğidi
Ellerini yerde gezdirir
Son bir hamle ile
Fotoğrafı alır
Yetimim yavrum
Dudakları titrer
Allah'ım
Anne kucağı görmedin
Sen açarken gözlerini
O kapadı
Seni getirdi
O göçtü
Yeliz alışamadım sensizliğe
Hayat büyüsünü kaybetti
Gidişinle
Güçlü bir his
Yakın kavuşmamız
Bekle Yeliz!
Sana dağ çiçekleri
Getireceğim.
İgmana çevrili gözler
Ağlar ağlar
Sessiz oturan toruna
Yan bakış
Gözler telaşla silinir
Neyin var babaanne
Ne oldu
Gömer acısını içine
O soruyu sormasın
Ne olur Allah'ım
Babaanne
Babam ne zaman gelecek
Yakında diyemedi
Dili varmadı
Bilmiyorum yavrum
Bilmiyorummmm
Danayamadı
Bıraktı kendini
Hıçkırıklar sokağa taştı
Ağladı ağladı
Kapı çaldı
Senat heyecanla kapıya koştu
Babam babam
İsmail Amcaa ya
Sen miydin
Ne oldu Senat neyin var
Hoşgeldin oğlum
Seni babası sandıydı
Yutkundu İsmail Bey
Gözlerini sildi
Senat'ı kucakladı
Farzet ki babanım
Bir an şaşırdı
Yavaş yavaş gülümsedi
Gözleri parladı
Açabildiği kadar
kollarını açtı açtı
İsmail Beye sarıldı
Babasına sarılır gibi
Bosna dağlarında kalan
Mücahit çocuklarına
Yetim çocuklarına
sarılır gibi sarıldılar
Yediği kurşuna değil
Yetimine yanan yiğit
Bunları gö...
................
necmiye sarpkaya
Asl olan sevda
Aşk sevdanın kapısıdır
Ve asl olan sevdadır sadece
Aşk gelip geçici hevesler, zevklerdir
Eğer kapılıp gitmezsen ona
Yakalanırsın sevdaya
Ve sana hiçbir şey mani olamaz
Aşarsın en zor engelleri dahi
Kara sevdanın sevdasıyla
Sevdalı olmak vazgeçmektir herşeyden
Hayat gaye herşey o olur
Fani şeylere sevdalanmak
Yalanın kendisidir
Ve asl olan sevda kalıcı olandır
O sevdaki vatandır millettir
Gerisi sadece boş yalandır
Bu bir şiir değil sadece yazmak istediğimi bu konuda alt alta yazdım ben fazla duygularını yazıya dökebilen bir insan değilim
Serap olmasın sevgiler sevdalansın aşklar
Ahmet Mete Işıkara'yı meşhur eden yer hatta bir ara hızını alamadı milletvekili bile olacaktı.
meclisde konuşması şöyle olacaktı sanırım
sayın başkan sayın divan kurulu sayın meclis üyeleri
bugün deprek olan bölgelerimiz...............
bu rasathane bende deprem manyaklığı yaptı
tv lere de iş çıkardı
sayın seyirciler bugün marmara denizinde 1.1 şiddetinde deprem oldu
yok devenin nalı
arapçada dünya kelimesi dar, sıkışık,pis yer anlamından türemiştir
acaba dünya hayatının ahiretle kıyaslanamayacak kadar basit ve değersiz olmasından mı
'üç kişi sefere çıkarsa mutlaka içlerinden birini emir tayin etsinler'..hadis-i şerif
'müslüman müslümanın kardeşidir ona zulmetmez,onu yardımsız bırakmaz ve onu düşmanlarına teslim etmez'..hadis-i şerif