galatasaraya kurtarıcı olarak alınan gariban şimdilerde sakat ama iyileştiği zaman ya ben yanlış takıma gelmişim diyerek (parasını alamadığından) kaçacak ve uefa ya başvurmak zorunda kalacak bir misafir
sayın seyircilerimiz şu an aldığımız haberi iletiyoruz galatasaray klubu basın sözcüsü 2005 yılının 100. yılları adına çok geçtiğini bayan basketbol takımlarının küme düşerken erkek takımınında aynı hüsranı yaşamak üzere olduğunu voleybol takımlarının ise seneyi kıl payı atlattığını futbol takımları içinde seneyi üçüncü olarak bitirmesini başarı olarak gördüklerini ama bu sene bizim 100. yılımız mı yoksa fenerbahçenin mi anlamadık her branşta hem Türkiye hemde Avrupada başarı yakaladığını belirterek 2005 yılının tekrar geriye alınmasını ve her şeyin yeniden başlaması için
dünya tarih kurumuna başvuru yaptıklarını belirttiler
ve buradan da şu cevap gelmiş
sayın spor klubü lütfen aklınızı başınıza alın yaşanan tarih nasıl geriye çevrilir başarısızlığınızı kendinizle ilişkilendirin dedikten sonra isminizi değiştirirseniz yada aziz yıldırımı başkan yaparsanız her yılınız 100. yıl olur demişler
4 kişi ağzının payını öyle andıkı bir daha oraya ayak basamazlar sanırım
hadi bir daha yapında görelim zaten alacakları cezalarla biraz zor gün yüzü görürler
haklarında polise mukavemet yasadışı bildiri sağıtmak izinsiz gösteri yapmak halkı galeyana getirecek davranışlarda bulunmak
iddealarıyla dava açılması gerekir ki bu yöndeki duyumlarımda aynı size geçmiş olsun ananız babanızda bizim oğlan doktor olacak diye beklesin emeklerine yazık
8 Nisan 1869 İkinci Darü'l-Fünun binasının inşaası tamamlandı ve Darü'l-Fünun-ı Osmani kuruldu
8 Nisan 1920 Salih Paşa'nın istifası ile kurulan Damat Ferit Paşa kabinesinin tanınmayacağı yolunda, Heyeti Temsiliye genelgesi yayınlandı.
8 Nisan 1923 Gazi Mustafa Kemal 'Dokuz Umde'yi yayınladı. (Seçim bildirisi niteliğindeki bu ilkeler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti adına yayınladı.)
8 Nisan 1924 Şer'iye Mahkemeleri kaldırıldı. Kanuna göre; dini mahkemeler birleştirildi. Kanunun mayıs başından itibaren yürürlüğe gireceği açıklandı.
8 Nisan 1956 Mukavele süresinden 4 ay önce tamamlanan ve 974 günde bitirilen Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali açıldı. Adana Çırçır Prese ve Bez Fabrikası açıldı
8 Nisan 1956 Amerika, Türkiye'ye 40 yıl vade ile 25 milyon dolar kredi açtı
8 Nisan 1965 Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanunu kabul edildi
8 Nisan 1969 Gaziantep Gazeteciler Derneği kuruldu
8 Nisan 1969 İstanbul Üniversitesi öğrencileri rektörlük binasını işgal ettiler.
8 Nisan 1970 Kalkınma planının öngördüğü şekilde ve özellikle ihracat ile sanayi sektöründe çalışmayı amaç alarak kurulan 'Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası' faaliyete geçti
8 Nisan 1979 Turgutlu'da gözaltındaki THKP militan arkadaşlarını kaçırmak isteyen sekiz kişi bastıkları polis merkezinde iki bekçiyi öldürdüler, bir polisi ağır yaraladı
8 Nisan 1982 Ottowa Büyükelçiliği Ticari Müşaviri Kemalettin Kâni Güngör silahlı saldırı sonucu yaralandı.
8 Nisan 1992 Bosna Hersek hükümeti ülkede olağanüstü hal ilan etti. Bütün Nisan ayı boyunca Sırplar Saraybosna çevresinde daha önce JNA'dan devraldıkları mevzilerden şehre ağır silahlarla ateş açmaya başladılar
8 Nisan 1994 Alman Hükümeti, NATO askeri yardımı çerçevesinde Türkiye'ye verilen silahların sevkiyatını, “iç çatışmalarda kullanıldığı” gerekçesiyle geçici olarak durdurdu. Böylece 15 Nisan'da gönderilmesi planlanan optik cihazlar, yedek parçalar ve Fantom-4 modeli uçakların teslimi durduruldu
8 Nisan 2002 Tiyatro sanatçısı Savaş Yurttaş, tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat etti.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? .. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul! İlle İstanbul'da bul! İstanbul, İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i...
Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul...
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince Yalnız gözlerime bak diyeceksin. Ellerim usulca ellerine değince Kaybolup gideceksin Bir elim seni çizecek bütün pencerelere Bir elim seni silecek. Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere Senin için yeni baştan can kesilecek. Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde Sonra seni kaybetmek hemen her yerde Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak Yapayalnız kalmak iskelelerde. Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden
galatasaraya kurtarıcı olarak alınan gariban şimdilerde sakat ama iyileştiği zaman ya ben yanlış takıma gelmişim diyerek (parasını alamadığından) kaçacak ve uefa ya başvurmak zorunda kalacak bir misafir
karadenizin incisi yüreğimin türküsü özledim seni be
kaç yıl oldu sana varmayalı
ne hallerdesin şimdi özledim seni samsunum
galatasarayın stad projesi
100. yıl da şampiyon olmak
basketbolda küme düşmemek
insanlar hayelleri kadar yaşarmış
flaş flaş flaş
son dakika son dakika
sayın seyircilerimiz şu an aldığımız haberi iletiyoruz galatasaray klubu basın sözcüsü 2005 yılının 100. yılları adına çok geçtiğini bayan basketbol takımlarının küme düşerken erkek takımınında aynı hüsranı yaşamak üzere olduğunu voleybol takımlarının ise seneyi kıl payı atlattığını futbol takımları içinde seneyi üçüncü olarak bitirmesini başarı olarak gördüklerini ama
bu sene bizim 100. yılımız mı yoksa fenerbahçenin mi anlamadık her branşta hem Türkiye hemde Avrupada başarı yakaladığını belirterek
2005 yılının tekrar geriye alınmasını ve her şeyin yeniden başlaması için
dünya tarih kurumuna başvuru yaptıklarını belirttiler
ve buradan da şu cevap gelmiş
sayın spor klubü lütfen aklınızı başınıza alın yaşanan tarih nasıl geriye çevrilir başarısızlığınızı kendinizle ilişkilendirin dedikten sonra
isminizi değiştirirseniz yada aziz yıldırımı başkan yaparsanız her yılınız 100. yıl olur demişler
4 kişi ağzının payını öyle andıkı bir daha oraya ayak basamazlar sanırım
hadi bir daha yapında görelim zaten alacakları cezalarla biraz zor gün yüzü görürler
haklarında polise mukavemet
yasadışı bildiri sağıtmak
izinsiz gösteri yapmak
halkı galeyana getirecek davranışlarda bulunmak
iddealarıyla dava açılması gerekir ki bu yöndeki duyumlarımda aynı
size geçmiş olsun
ananız babanızda bizim oğlan doktor olacak diye beklesin
emeklerine yazık
kimin bulduğunu geçin kimin kullandığına bakın
günlük tirajı 10.000 varın siz bu gazeteye artık gazete deyin
kendi kesimi dahi sahip çıkmıyor
ey chp liler neredesiniz okuyun kardeşim bak okumuyorsunuz muhalefet dahi yapamıyorsunuz
içiniden bir adam çıktı belki de sizi iktidara taşıyacaktı adamı ne hale getirdiniz
Allah insanı deniz baykal'ın hışmından korusun mustafaya neler yaptı ya
8 Nisan 1869 İkinci Darü'l-Fünun binasının inşaası tamamlandı ve Darü'l-Fünun-ı Osmani kuruldu
8 Nisan 1920 Salih Paşa'nın istifası ile kurulan Damat Ferit Paşa kabinesinin tanınmayacağı yolunda, Heyeti Temsiliye genelgesi yayınlandı.
8 Nisan 1923 Gazi Mustafa Kemal 'Dokuz Umde'yi yayınladı. (Seçim bildirisi niteliğindeki bu ilkeler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti adına yayınladı.)
8 Nisan 1924 Şer'iye Mahkemeleri kaldırıldı. Kanuna göre; dini mahkemeler birleştirildi. Kanunun mayıs başından itibaren yürürlüğe gireceği açıklandı.
8 Nisan 1956 Mukavele süresinden 4 ay önce tamamlanan ve 974 günde bitirilen Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali açıldı. Adana Çırçır Prese ve Bez Fabrikası açıldı
8 Nisan 1956 Amerika, Türkiye'ye 40 yıl vade ile 25 milyon dolar kredi açtı
8 Nisan 1965 Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanunu kabul edildi
8 Nisan 1969 Gaziantep Gazeteciler Derneği kuruldu
8 Nisan 1969 İstanbul Üniversitesi öğrencileri rektörlük binasını işgal ettiler.
8 Nisan 1970 Kalkınma planının öngördüğü şekilde ve özellikle ihracat ile sanayi sektöründe çalışmayı amaç alarak kurulan 'Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası' faaliyete geçti
8 Nisan 1979 Turgutlu'da gözaltındaki THKP militan arkadaşlarını kaçırmak isteyen sekiz kişi bastıkları polis merkezinde iki bekçiyi öldürdüler, bir polisi ağır yaraladı
8 Nisan 1982 Ottowa Büyükelçiliği Ticari Müşaviri Kemalettin Kâni Güngör silahlı saldırı sonucu yaralandı.
8 Nisan 1992 Bosna Hersek hükümeti ülkede olağanüstü hal ilan etti. Bütün Nisan ayı boyunca Sırplar Saraybosna çevresinde daha önce JNA'dan devraldıkları mevzilerden şehre ağır silahlarla ateş açmaya başladılar
8 Nisan 1994 Alman Hükümeti, NATO askeri yardımı çerçevesinde Türkiye'ye verilen silahların sevkiyatını, “iç çatışmalarda kullanıldığı” gerekçesiyle geçici olarak durdurdu. Böylece 15 Nisan'da gönderilmesi planlanan optik cihazlar, yedek parçalar ve Fantom-4 modeli uçakların teslimi durduruldu
8 Nisan 2002 Tiyatro sanatçısı Savaş Yurttaş, tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat etti.
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek
Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden
Yavuz Bülent Bâkiler