Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • kimya08.04.2005 - 08:26

    kimyanın anlamı bende bambaşkadır her genç mutlaka öğretmenine aşık olmuştur işte ben bu aşkı lisede tattım henüz daha yeni öğretmen olmuştu ve şu anda bile hatırlıyorum onun o eşşiz gözlerini yüzündeki gülücükleri beni bir anda çarpmıştı okul çıkışında onu evine kadar takip ederdim oysa evim aksi istikamette olmasına rağmen o bile beni o taraflarda oturduğumu sanıyordu tabi bir gün herşey açığa çıktı

    sınavlarda soruları çözmek gerekirken sözel yazıyordum ayrıca kağıdı süslüyordum bana neden böyle yaptığımı sorunca bende daha........ dedim tabi annemi çağırdı hoş sohbet arasında evine çağırmış bize yakın otuyormuşsunuz diyerek ve annem o tarafta oturmadığımızı söyleyince ortaya cıktı gerçek
    bana sormuştu neden hergün geliyorsun diye söyleyememiştim şimdi söyleyebilirmiyim seni.........

  • ermeni soykırımı08.04.2005 - 07:24

    EY TÜRK; Unutma! …

    Târîh, 11 Aralık 1917...

    Osmâniye'de askerlik görevini yapan Er Mehmed Oğlu Bekir ve bir grup silâh arkadaşı Dereli’dedirler. Dereli'den geçen ve adını az ötedeki Çona Köyü’nde alan Çona Deresi suyundan kana kana içerler. Aynı suyu Dereli Köyü de kullanmaktadır.
    Birinci Dünyâ savaşı başlayınca 20-25 yıldan beri Türk düşmanlığını sürdüren Ermeni’lerin bu düşmanlıkları alenîleşmeye başlar
    Çukurova’da bir Ermeni Devleti kurmaya kalkışırlar.
    11 Aralık 1917 günü Çona Deresi’ne Ermeni komitacılar zehir atarlar. Bu mis gibi berrak sudan kana kana içen Er Mehmed Oğlu Bekir ile birkaç silâh arkadaşı ve Dereli Köyü’nden kadın, kız ve çocuklar zehirlenerek şehid düşerler.
    Kadın, kız ve çocuklar aile kabristanlarına gömülürlerken şehit düşen askerler de aynı mezarlıkta, Dereli Köyü Mezarlığı’nda topluca toprağa verilirler. Dereli Köyü köylüleri o gün bu gündür, bu büyük mezara “ŞEHİD MEZARI” diyerek hürmet ederler.
    Ermeni komitacıların sabotajı ile zehirlenerek ölen askerlerimizden, Istanbul’un, Şile İlçesi’nin, Dereli Köyü’nden Mehmed oğlu Bekir’in torunları ninelerinden işittikleri, öğrendikleri bilgilerle yola çıkarlar. Osmâniye’nin Dereli Köyü’ne ulaşırlar. Köyün en yaşlı kişisi 96 yaşındaki Mehmed Kuş Dede ile birlikte halktan bâzı kişiler de bu rivâyeti doğrularlar

  • ermeni soykırımı08.04.2005 - 07:20

    Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de ABD'nin Santa Barbara kentinde, Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan 'Bireysel Ermeni Terörü 'nü 1975'den itibaren 'Örgütlü Ermeni Terörü ' izlemiş ve yurtdışındaki görevlilerimiz, elçiliklerimiz ve kuruluşlarımıza yönelik Ermeni saldırıları, kısa sürede hızlı bir tırmanma göstererek yoğunluk kazanmıştır.
    21 ülkenin 38 kentinde, değişik türde 110 saldırı olayı olmuştur. 110 saldırıdan 39'u silahlı, 70'i bombalı, biri de işgal şeklinde olmuştur. Bu saldırılarda 42 diplomat Türk vatandaşı ile 4 yabancı hayatını kaybetmiş, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu şahıs yaralanmıştır.
    Saldırıları yıllar itibariyle incelediğimizde; Ermeni teröründe 1979 yılından itibaren büyük bir artış görülmektedir.
    Ermeni terör örgütleri aktif olarak devam ettikleri terör eylemlerine 1986 yılından sonra son verip Ermenilik konusunu uluslararası platformlara taşımışlardır. Ayrıca, Güneydoğu Anadolu'da faaliyet gösteren PKK terör örgütüne lojistik ve militan desteği sağlayarak faaliyetlerine devam etmektedirler.
    Son yıllarda terör faaliyetleriyle isteklerini gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Ermeniler, 1986'dan sonra siyasi platformda Türkiye'ye baskı uygulamayı ve Kürdistan hayaliyle ülkemizi bölmeyi amaç edinen PKK terör örgütüne her türlü desteği vererek, ülkemizin parçalanmasına yardımcı olup bu yolla toprak talebini gerçekleştirmeyi hedeflemiştir.
    Ermenistan'ın, özellikle ülkemiz sınırına yakın yerleşim yerlerinde PKK terör örgütüne lojistik ve militan desteği sağladığı, kendi sınırları içinde de kamp yerleri kurdurduğu, PKK terör örgütünün içerisinde üst seviyede Ermeni asıllı subayların bulunduğu tespit edilmiştir.

  • kaos08.04.2005 - 07:16

    Bir orman köylüsü olduğunuzu düşünün. Yaşlanmış ağaçları kesiyor, uygun boyutlarda doğruyor, sonra kütükleri taşıyarak belli bir yere yığıyorsunuz. Diyelim bir kişi saatte 2 kütük taşıyabiliyor; iki kişi ayrı ayrı 4 kütük taşır. Ama iki arkadaş kütüğün iki ucundan yüklenirseniz, diyelim saatte 5 kütük taşıyabiliyorsunuz. Yani, iki kişinin bireysel hızlarının toplamı, elbirliği yaptıklarında, birleşik hızlarından küçük olur. Diyelim üç kişi taşırsanız birleşik hızınız daha da büyüyebilir ama belli bir tepe değerden sonra, her yeni katılan kişi birleşik hızı düşürmeye başlar. Yani bu süreçte doğrusallık yoktur ve bireysel taşıma hızlarının toplamı, çoğunca birleşik taşıma hızına eşit değildir. Doğrusal olmayan sistemlerin birinci özelliği, girdilerin toplamının çıktıya eşit olmamasıdır. Bu da bireylerin davranışını anlamak için bütünü ele almak zorundasınız demek oluyor, çünkü iki artı iki dört etmiyor. Bireylere, tek başlarınayken onlarda olmayan bir nitelik kazandırır bütün. Sadece doğrusal sistemlerde parçalar, hem kendi başlarınayken hem bir aradayken aynı davranışları gösterir.
    Diyelim küçük bir sakatlanma geçirdiniz. İki kişi birlikte taşıyorsanız, durumunuzu gören arkadaşınız biraz fazla yüklenerek sizin eksiğinizi kapatabilir. Ama şu da olabilir; arkadaşınız fazla yüklendiği için zamanla o da sakatlanabilir ve ikiniz birden taşıyamaz hale gelebilirsiniz. Girdideki değişme büyüklüğü, çıktıya aynı oranda yansımaz. Bu da doğrusal olmayan sistemlerin ikinci özelliğidir; küçük değişmeler devasa etkiler yaratabilir. Küçücük bir sarsıntı, sistemin davranışını kaosa sürükleyebilir.
    Özetlersek, doğrusal sistemlerde bütün parçaların toplamına eşitken, doğrusal olmayan sistemlerde eşit değildir. Doğrusal sistemlerde küçük değişmeler küçük, büyük değişmeler büyük etkiler yaratırken, doğrusal olmayan sistemlerde küçük değişmeler büyük, büyük değişmeler küçük etkiler yaratabilir. Bu yüzden kaos sadece doğrusal olmayan sistemlerde meydana gelir. Doğrusal bir sistemin geometrik imgesi doğrudur, doğrusal olmayan bir sistemin geometrik imgesi ise eğridir. Ama her eğri doğrusal olmayan bir ilişkiyi temsil etmez. Doğrusal ilişkiler mutlak kararlıdır, tek yörünge izlerler; doğrusal olmayan ilişkiler ise kararsızlaşabilirler ve birden fazla yörünge izleyebilirler. Ancak hiç bir müdahaleye uğramayan ideal bir cismin hareketi, doğrusal bir yörünge çizebilir. Oysa doğrusal olmayan bir sistem en az iki öğenin etkileşiminin ürünüdür.

  • kertenkele08.04.2005 - 07:12

    Kertenkele soğuk kanlı bir hayvandır, beden ısısı düştüğünde, güneşin altına gider; yükseldiğinde gölgeye geri döner. Gidiş gelişlerle beden sıcaklığını uygun derecede tutmaya çalışır

  • george bernard shaw08.04.2005 - 07:10

    George Bénard Shaw, bir yerde şöyle söylüyor: “Akıllı kişi kendini dünyaya uyarlar; akıllı olmayan ise dünyayı kendine uyarlamakta direnir. Dolayısıyla bütün gelişme akıllı olmayana bağlıdır.”

  • ölmek08.04.2005 - 07:06

    Adam ölmek istiyordu, ama bu ölümü hızlandırmak gibi bir gayesi yoktu... Bu çok görkemli bir eylem olurdu... O ise mütevazi bir kimseydi... Ecelinin geleceği günü bekliyordu sıkıntıyla... Olucağı size söyliyim; bu uzun süre içinde birileri elinden tutacaktı... Onu kurtardıklarını sanıcaklar, onları bunun böyle olduğuna inandıracaktır... Bilginiz olsun; değişen bir şey olmayacaktır, bu? intihar girişimi? gün gün, yıl yıl devam edecektir... Ara ara kendi gibi birine rastlayıp, onu yaşama bağlamakla oyalanacak, kendi intiharını bir süre unutacaktır... Bunu düşünemeyecek kadar meşgul olacaktır; vakit harcıycaktır

  • melih kibar08.04.2005 - 07:05

    ve gün gelmişse artık duramazsın ve tutulamazsın burada gitmen gerekir geride kalanlara bıraktıklarınla hatırlanırsın iyi veya kötü
    Allah taksiratını affetsin
    güle güle değerli müzisyen

  • avukat08.04.2005 - 07:02

    En son şimdi ne diyor avukat, bu mesele hakkında... İçerde temelli tıkılıp kalmıycaksın değil mi? .. Dövüyorlar mı? .. İyi bir durumda değilsindir, uğraşıp duruyorlardır... Ya ne olacaktı... Kendi isteğinle teslim oldun ya, mahkeme acırmış sana ha! ..

    Mahkemede yanımda, babamın görevlendirmesiyle koruyuculuğumu üstlenen şu avukat vardı... Beni kurtarmak gibi bir niyete sahipti... Oysa ben cezamı çekmek için can atıyordum... Toplumda saygın bir yeri olan, kayda değer dostlara sahip bir insan olarak sürdürmek niyetinde değildim yaşamımı...

  • barış08.04.2005 - 06:59

    Makyavel’deki devletin devlete düşmanlığının yerini şimdi, doğru yanlış, adaletli adaletsiz kavramlarına yer olmayan, herkesin herkese düşmanlığı almıştır. İşte bu yüzden devlet gereklidir: “İnsanlar hepsini birden korku altında tutacak genel bir güç olmadan yaşadıkları vakit, Harp denilen o durumun içindedirler.” İnsanları devlete, yani barışa iten ölüm korkusudur: “İnsanlık koşulu, herkesin herkese Harbinin koşulu olduğu için, herkesin kendi yaşamını düşmanlarına karşı korumakta ona yardım edecek her şeyi kullanabileceği, herkesin kendini kendi Aklıyla yönettiği böyle bir koşulda, her insan her şeye, hatta başkasının bedenine kuvvet kullanacak demektir. Ve bu yüzden, herkesin her insandan her şeye doğal hakkı sürdükçe, kimsenin güvencesi olmayacaktır, ne kadar kuvvetli ve tedbirli olursa olsun kimsenin Tabiatın olağanlıkla izin verdiği ömrü yaşamaya zamanı olmayacaktır. Ve sonuçta, bir kaideye, Aklın genel Kuralına varılır: elde etmeyi umdukça herkesin Sulh için emek harcaması gereklidir; olmazsa Harbin getirdiği her yararı, ve çareyi arayabilir ve kullanabilir

    mustafa cemal