Anlatilmasindan utanılan,bahsinden sakınılan, birdaha yaşanmasından korkulan iyilik ve mükemmelliklerinin gözardi edildiği, insana,dinlere,dillere saygının nekadar mükemmel yaşatıldığı ve yönetildiği gerçeğinin görülmesi yerine sanki taşdevi gibi anlatilan ve aşağılanan.. şanlı ve mükemmelliklerlerle dolu bir tarih..
Çeşitleri nekadar çok olursa olsun, amaçta aynılar.. Rekabet etmeye çalışan ne olursa olsun vazgeçilmez düşünce-kağıt aracısı.. ne daktilo ne klavye yerini tutamaz hatta tutamayacak.. buna eminim.. bu arada kalem benim için sadece ucu açılabilen kurşun kalem.. mekanikler değil..
UNICEF uyarisi.. Felaketten kurtulmayı başaran bir milyonu aşkın çocuğu ise şimdi çok daha büyük bir tehlike bekliyor. UNICEF’e göre salgın hastalıklar kadar örgütlü çocuk istismarı da ciddi bir tehlike oluşturuyor.Afet bölgesinden gelen haberler de UNICEF’in uyarılarını doğruluoyr. Tsunami felaketinde anne ve babasını kaybeden çok sayıda çocuğun, daha sonra yaşanan kargaşada çeteler tarafından kaçırıldığı iddia ediliyor. Bu çocuklarının bir bölümünün para karşılığında evlatlık verildiği, bir bölümünün de çocuk işçi ya da seks kölesi olarak satıldığı ileri sürülüyor.
insanin kanini donduruyor...
Bu haberlerin yayılması üzerine bölge hükümetleri ve uluslararası yardım kuruluşları çocukları korumak için harekete geçmis. Tsunaminin ardından mülteci kamplarına yerleştirilen öksüz ve yetim çocukların kayıtları yapılmaya başlanmıs, hatta bazı ülkelerde 16 yaşından küçük çocukların ülkeden ayrılması yasaklanmis. umarim bu tedbirler biraz olsun ise yarar..
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’ndan bir aciklama yayinlamis, Felaket sonucu toplumsal yapının çökmesiyle kadınların cinsel istismar ve sömürüye aşırı derecede maruz kaldığına dikkat çekildi. Örgüt, özellikle Sri Lanka’da evsiz kalan bir milyon insan arasında bu konuda endişeler yaşandığını vurguladı. Örgüt çözüm olaraksa, kadınlara yardım dağıtımında yine kadınların görevlendirilmesini istedi. Geçici mülteci kamplarında banyo, tuvalet ve barınma başta olmak üzere kadınlara ayrı yerler tahsis edilmesi şeklinde çözüm önerileri de örgütün açıklamasında yer aldı. Sri Lanka’daki kadın sivil toplum örgütleri, ülkede felaket sonucu yerlerini terkeden kadın ve çocukların tecavüze, tacize ve fiziksel istismara uğradıklarını bildirmişti. bu onlemler iyi bir gelisme olsa gerek..
Hüsn-i Hat eserlerinden 'Kefa’ yazılı -Nakş-ı kilkı- gormustum, Sıkıntı, meşakkat, mihnet(zahmet,dert) okadar güzel islenmistiki... o sadeliğin içindeki haykırışı hissettiğimde saatlerce bakakaldım.. Bunun belli bir disiplin ve ruh haliyle yazilmis oldugunu anlamamak imkansizdir... herseyin orjinali gibi bu eşsiz sanatında gercek hali guzel..
Hat Sanatı, Yüzyıllar boyunca çeşitli aşamalardan geçmiş, hattatlarının etkisinde gelişerek bu günkü halini almış, günümüze kadar birçok paha biçilmez Eser ulaşmıştır. Latin Hattı (Turkish Calligraphy) , 20.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen Latin Harfleri ile İslam kültüründen gelen Hüsn-i Hat’ın (Hat Sanatı’nın) bir bileşkesidir. Latin Hattı Temel olarak Latin harflerinin Hat Sanatı estetiğinde yazılmasıdır. Bu ise gercekten cok yapmak istedim fakat her eline kesik uclu kalem geciren kisilerin yaptigi calismalar biraz soguttu,ama Amerikada bile turk dostumun calismalarinin sonucu actigi sergiye olan ilgiyi gorunce cok sevindim.. Latin Hatti,Husn-i Hat simdide English Hat..cok sevimli oluyor :)
Diğer adi Don-Volga Kanal Projesi olarakta gecer..Bu ismi almasinin sebebi Don ve Volga nehirlerini birbirine baglamaktir.. Projenin basinda Sokullu Mehmet Pasa vardir.. Amac Osmanlı Devleti'nin Orta Asya Türk Devletleriyle irtibatını sağlamak ve Ruslarin Kafkaslardaki ilerlemesini durdurmak. Proje okadar genis kapsamliydiki Iran bile kontrol altina alinacakti Fakar Rus Cari ve Kırım Hanı Gazi Giray sayesinde tamamlanamadi.. yazık oldu...
Marifetname 24.bolum 4. madde.. Kaynakların fışkırmasını ve yer sarsıntısını hakîmâne bildirir.. ... Yerin içinde oluşup, hapsolan buhar, öyle bir mertebe kalın olsa ki, yer kabuğunu yarıp çıkması mümkün olmasa veya yerkabuğu kesif ve salp olup buharın çıkmasına mâni olsa; yerin altında toplanıp dışarı çıkmak isteyen o buhar, yeri şiddetle yardıkta, o yer hareket eder ki, yerin sarsıntısı odur. Yerin içinde oluşan dumanların ve rüzgârları ahkâmı, atmosferdekilerin ahkâmı gibidir. Kâh olur ki bunlar oldukça kuvvetli olup, yeri öyle hızlı yarar ki, ondan büyük gürültü hâsıl olur. Kâh olur ki dumanın tabiatı gereği ateş almasına neden olan şiddetli hareketlerle yerden ateş çıkar. Eğer ateş, bir madende ortaya çıkarsa, onu tamam bitirinceye dek aylarca hatta yıllarca yanar, demişlerdir. (En doğrusunu Allah bilir. Çünkü o, muhakkak sebeblerin yaratıcısıdır.) ...
ALLÂM-ÜL GUYUB...(Esma-i Hüsnadan)
Bütün gaybları, geçmişi, geleceği, hazırda olmayanı, dünyadakileri, âhirettekileri ve her şeyi bilen Cenab-ı Hak.
Anlatilmasindan utanılan,bahsinden sakınılan, birdaha yaşanmasından korkulan iyilik ve mükemmelliklerinin gözardi edildiği, insana,dinlere,dillere saygının nekadar mükemmel yaşatıldığı ve yönetildiği gerçeğinin görülmesi yerine sanki taşdevi gibi anlatilan ve aşağılanan..
şanlı ve mükemmelliklerlerle dolu bir tarih..
Çeşitleri nekadar çok olursa olsun, amaçta aynılar..
Rekabet etmeye çalışan ne olursa olsun vazgeçilmez düşünce-kağıt aracısı..
ne daktilo ne klavye yerini tutamaz hatta tutamayacak.. buna eminim..
bu arada kalem benim için sadece ucu açılabilen kurşun kalem.. mekanikler değil..
UNICEF uyarisi..
Felaketten kurtulmayı başaran bir milyonu aşkın çocuğu ise şimdi çok daha büyük bir tehlike bekliyor. UNICEF’e göre salgın hastalıklar kadar örgütlü çocuk istismarı da ciddi bir tehlike oluşturuyor.Afet bölgesinden gelen haberler de UNICEF’in uyarılarını doğruluoyr. Tsunami felaketinde anne ve babasını kaybeden çok sayıda çocuğun, daha sonra yaşanan kargaşada çeteler tarafından kaçırıldığı iddia ediliyor. Bu çocuklarının bir bölümünün para karşılığında evlatlık verildiği, bir bölümünün de çocuk işçi ya da seks kölesi olarak satıldığı ileri sürülüyor.
insanin kanini donduruyor...
Bu haberlerin yayılması üzerine bölge hükümetleri ve uluslararası yardım kuruluşları çocukları korumak için harekete geçmis. Tsunaminin ardından mülteci kamplarına yerleştirilen öksüz ve yetim çocukların kayıtları yapılmaya başlanmıs,
hatta bazı ülkelerde 16 yaşından küçük çocukların ülkeden ayrılması yasaklanmis.
umarim bu tedbirler biraz olsun ise yarar..
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’ndan bir aciklama yayinlamis,
Felaket sonucu toplumsal yapının çökmesiyle kadınların cinsel istismar ve sömürüye aşırı derecede maruz kaldığına dikkat çekildi. Örgüt, özellikle Sri Lanka’da evsiz kalan bir milyon insan arasında bu konuda endişeler yaşandığını vurguladı. Örgüt çözüm olaraksa, kadınlara yardım dağıtımında yine kadınların görevlendirilmesini istedi.
Geçici mülteci kamplarında banyo, tuvalet ve barınma başta olmak üzere kadınlara ayrı yerler tahsis edilmesi şeklinde çözüm önerileri de örgütün açıklamasında yer aldı. Sri Lanka’daki kadın sivil toplum örgütleri, ülkede felaket sonucu yerlerini terkeden kadın ve çocukların tecavüze, tacize ve fiziksel istismara uğradıklarını bildirmişti.
bu onlemler iyi bir gelisme olsa gerek..
Hüsn-i Hat eserlerinden
'Kefa’ yazılı -Nakş-ı kilkı- gormustum,
Sıkıntı, meşakkat, mihnet(zahmet,dert) okadar güzel islenmistiki...
o sadeliğin içindeki haykırışı hissettiğimde saatlerce bakakaldım..
Bunun belli bir disiplin ve ruh haliyle yazilmis oldugunu anlamamak imkansizdir...
herseyin orjinali gibi bu eşsiz sanatında gercek hali guzel..
Hat Sanatı, Yüzyıllar boyunca çeşitli aşamalardan geçmiş, hattatlarının etkisinde gelişerek bu günkü halini almış, günümüze kadar birçok paha biçilmez Eser ulaşmıştır.
Latin Hattı (Turkish Calligraphy) , 20.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen Latin Harfleri ile İslam kültüründen gelen
Hüsn-i Hat’ın (Hat Sanatı’nın) bir bileşkesidir.
Latin Hattı Temel olarak Latin harflerinin Hat Sanatı estetiğinde yazılmasıdır.
Bu ise gercekten cok yapmak istedim fakat her eline kesik uclu kalem geciren kisilerin yaptigi calismalar biraz soguttu,ama Amerikada bile turk dostumun calismalarinin sonucu actigi sergiye olan ilgiyi gorunce cok sevindim..
Latin Hatti,Husn-i Hat simdide English Hat..cok sevimli oluyor :)
Diğer adi Don-Volga Kanal Projesi olarakta gecer..Bu ismi almasinin sebebi Don ve Volga nehirlerini birbirine baglamaktir..
Projenin basinda Sokullu Mehmet Pasa vardir..
Amac Osmanlı Devleti'nin Orta Asya Türk Devletleriyle irtibatını sağlamak ve Ruslarin Kafkaslardaki ilerlemesini durdurmak.
Proje okadar genis kapsamliydiki Iran bile kontrol altina alinacakti Fakar Rus Cari ve Kırım Hanı Gazi Giray sayesinde tamamlanamadi..
yazık oldu...
Marifetname 24.bolum 4. madde..
Kaynakların fışkırmasını ve yer sarsıntısını hakîmâne bildirir..
...
Yerin içinde oluşup, hapsolan buhar, öyle bir mertebe kalın olsa ki, yer
kabuğunu yarıp çıkması mümkün olmasa veya yerkabuğu kesif ve salp olup buharın çıkmasına mâni olsa; yerin altında toplanıp dışarı çıkmak isteyen o buhar, yeri şiddetle yardıkta, o yer hareket eder ki, yerin sarsıntısı odur. Yerin içinde oluşan dumanların ve rüzgârları ahkâmı,
atmosferdekilerin ahkâmı gibidir. Kâh olur ki bunlar oldukça kuvvetli olup, yeri öyle hızlı yarar ki, ondan büyük gürültü hâsıl olur. Kâh olur ki
dumanın tabiatı gereği ateş almasına neden olan şiddetli hareketlerle
yerden ateş çıkar. Eğer ateş, bir madende ortaya çıkarsa, onu tamam
bitirinceye dek aylarca hatta yıllarca yanar, demişlerdir. (En doğrusunu
Allah bilir. Çünkü o, muhakkak sebeblerin yaratıcısıdır.)
...
Mazeret;
yalan,kacis,acizlik,zayiflik...
bahane...
gercegi soyleyemeyip lafi cevirerek aldatmaya yarayan kalimeler toplulugu...