barok dönemi sanatsal açıdan günümüz internet sayfalarında, dergilerinde, gazetelerindeki illüstrasyonların temel sanat yapısını oluşturur aynı zamanda. süsleme, renk tonları ve ifadelerde biraz abartı vardır....
bazen tatlı gelir insana ölüm.... yeni bir hayat... arzulamak suç mu...! geride kalacakları düşünmesek, anne hasretini düşünmek, sevgiliye olan sadakatı düşünmesek, baba olmayı düşünmesek, suç olmazdı belki de.... açardım ellerimi, GEL diye.... zorunluyum ki, burdayım... istemeden geldim, istemeden gitmek düşer....
Cenazemin omuzlarında yazılı karabiber duası rap Karahaber selası, kalpte hep biçare, dudaklarında Senfonim çalarken hep duacım oldu Bass-drum Koca hestiy aya bedenem (bedenim acaba nerelerdesin?)
eziliyorum.... ne bu oda, ne bu istanbul... hepsi dar, daracık olmuşlar bana... adım atacak yer yok..! varacak bir köşe kalmamış..! rap'im derman diil artık bana...
zengin ve zenginliğini elinde tutmak isteyen sınıf için kullanılırdı... ama şimdi bu sınıflar kalmadı, yerine devletler geçti...
artık bi toplum (devlet) içinde bunlarda bahsetmek anlamsız, çünkü eskinin proleter denilen fakir kesmi de pekala burjuva denilen zengin kesim gibi olabiliyor.. ör: mahszun kırmızıgül, sabancı, i.tatlıses..vb.vb..
sınıflar arası savaş falan da yok... türkiyedeki sol fikir kendini yenilemeli, yoksa tarih ve bilim onları yenileyecek..hehe..
barok dönemi sanatsal açıdan günümüz internet sayfalarında, dergilerinde, gazetelerindeki illüstrasyonların temel sanat yapısını oluşturur aynı zamanda. süsleme, renk tonları ve ifadelerde biraz abartı vardır....
yaşlanınca destek alıcamız, gerektiğinde kendimizi savunacağımız bi alet sanırım :))
burda yakın markajdan takip ettiğim, yazılarını son noktasına kadar okudum arkadaşlar var.... hmmm.... dikkat edin :)))
tiyatro eğitimi almış insanlarla aynı dizide oynadı ama ilk bölümden son bölüme kadar tiyartocu olmadığı yaptığı tüm rollerde kendini gösterdi....
hiç bilenle bilmeyen bir olur mu.... hakketen de olmuyormuş :))
tüm yorgunluklarımı,
sessizliklerimi,
ağlamaklı hallerimi,
nefretlerimi,
sevgimi,
attığım geri dönüşüm kutusu...
kendinden bir parça...
biz de ondan...
özledim onu,
her gece dua dermiş bana...
zorunluyum ki burdayım dünyada; istanbul'da.....
bazen tatlı gelir insana ölüm....
yeni bir hayat...
arzulamak suç mu...!
geride kalacakları düşünmesek,
anne hasretini düşünmek,
sevgiliye olan sadakatı düşünmesek,
baba olmayı düşünmesek,
suç olmazdı belki de....
açardım ellerimi, GEL diye....
zorunluyum ki, burdayım...
istemeden geldim, istemeden gitmek düşer....
Cenazemin omuzlarında yazılı karabiber duası rap
Karahaber selası, kalpte hep biçare, dudaklarında
Senfonim çalarken hep duacım oldu Bass-drum
Koca hestiy aya bedenem (bedenim acaba nerelerdesin?)
sagopa kajmer - karabiber duası
eziliyorum....
ne bu oda, ne bu istanbul...
hepsi dar, daracık olmuşlar bana...
adım atacak yer yok..!
varacak bir köşe kalmamış..!
rap'im derman diil artık bana...
...............bunun gibi bişey işte....
zengin ve zenginliğini elinde tutmak isteyen sınıf için kullanılırdı...
ama şimdi bu sınıflar kalmadı, yerine devletler geçti...
artık bi toplum (devlet) içinde bunlarda bahsetmek anlamsız, çünkü
eskinin proleter denilen fakir kesmi de pekala burjuva denilen zengin kesim gibi olabiliyor.. ör: mahszun kırmızıgül, sabancı, i.tatlıses..vb.vb..
sınıflar arası savaş falan da yok... türkiyedeki sol fikir kendini yenilemeli, yoksa tarih ve bilim onları yenileyecek..hehe..