Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Melsa Koç
Melsa Koç

SANMASINLAR YIKILDIK, SANMASINLAR ÇÖKTÜK, BİR BAŞKA BAHAR İÇİN SADECE YAPRAK DÖKTÜK.

  • mor26.06.2008 - 11:44

    Modern psikolojide mor acılı ve hüzünlü bir kalbin rengidir.

    Gerçek, yamalı böcek ölüsü
    Hayal, alabildiğine uzak
    Yaşam, kendini tanıması insanın
    Ölüm mü?
    Mor sevdalı gelin uğurlaması.

  • eksik26.06.2008 - 09:56

    Kendi gözlerimin içine giripte nasıl gördüğümü değil nasıl baktığımı merak edişim
    Bulmak yitirmekten büyük.
    Tam anlamıyla çizdiğim herşeyde eksik kalışım...

  • ruh26.06.2008 - 09:53

    İnsan kendi ruhunun labirentlerinde dolaşıyor, kendisini tanıyor. Bir zamanlar olduğu kendisini arıyor. Yalan! Aslında her geçmiş kendi sahibini arıyor...

  • şiir26.06.2008 - 09:41

    Anlatamamaktan doğuyor şiir, anlatamadıkça canı acıyor şairin, canı acıdıkça şiir geliyor.

    Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem
    Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.

  • hayat26.06.2008 - 09:36

    Hayatın kelimelerle çıkarılabileceğini zannetmiştim. Oysa karşıladıkları nesneyi bile göstermiyorlar. Demek kelimeler hayattan çıkıyor, hayat kelimelerden değil...

  • akıl26.06.2008 - 09:30

    Akıl bir noktadan sonra susmayı bilmektir. Öyle ki akıl bir göz ise eğer, bir kavrayış aletiyse, çıkamadığı, yetemediği hadden sonra yerini gönlün gözüne bırakır...

  • Gerçeği aramak26.06.2008 - 09:28

    Gerçeği kendi içinin dışında bir yerde aradıkça ona hiç ulaşamayacaksın. Üstelik aradıkça kaybolacak, buldukça yok olacaksın...

  • sevgi05.05.2008 - 11:02

    'Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını farketmeyişimizdir.
    Sevdiğimiz kişiye bakışımızdaki arayış, kaygı ve talep, ertesi gün için bir randevu umudunu bize verecek veya öldürecek sözü bekleyişimiz, bu söz söyleninceye kadar, aynı anda olmasa bile birbirini takip eden sevinç ve umutsuzluk hayallerimiz, bütün bunlar sevilen varlık karşısındaki dikkatimizi fazlasıyla titrek bir hale getirdiği için, sevdiğimizin net bir suretini elde edemeyiz.”
    Marcel Proust/ Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde

  • kızdırmak27.12.2007 - 18:45

    Hani kızdıklarımız var ya! Hani “Çok cins hareketleri var, aman benden uzak olsun” dediklerimiz var ya! Hani, hakkımızı gasp ettiğini, bizi arkadan hançerlediğini, ruhumuzu kanattığını, dünyamızı kararttığını düşündüklerimiz var ya! Hani, “Çok yakınım, canımdan kanımdan biri ama beni hiç anlamıyor” dediklerimiz var ya!

    İşte onların hepsi, hesabımızın kolay görülmesi, arınışımızın hızlı gelişmesi için yollanan ilahi lütuflar! .. Kendimizi tanımamız, bizden içre bizi keşfetmemiz için hepsi de gönüllü çalışıyorlar. Birimselliğimizi delip acıtıyorlar ya, inanın bizdeki madeni, hakiki ve pörsümez, paha biçilmez özü çıkarmaktan başka işlevleri yok.

  • hediye19.12.2007 - 17:12

    Küçük Kızın Hediyesi

    Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı....
    Bayram sabahı küçük kız paketi getirip 'Bu senin babacığım' dediğinde üzüldü, aceba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına... Bir gece önce yaptığından utandı...
    Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu. Kızına gene bağırdı:
    -Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde birşey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun?
    Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı:
    -O kutu boş değil ki baba, dedi 'İçini öpücüklerimle doldurmuştum'
    Adam öyle fena oldu ki.. Koştu.. Kızına sarıldı...Beraberce ağladılar
    Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının baş ucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerinden birini çıkarırdı.