Macit Gökberk Felsefe dilinin yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması alanlarında önemli çalışmalarda bulunan Profesor Macit Gökberk, 15 Ağustos’ta İstanbul’da öldü. 1908’de Selanik’te doğan Macit Gökberk, 15 Ağustos’ta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1932’de İstanbul Üniversitesi Edeiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi ve aynı bölümde asistan olarak görev aldı. 1935’te Berlin’e giderek felsefe öğrenimini sürdürdü. Doktorasını verdikten sonra döndüğü Türkiye’de 1941’de doçent, 1949’da profesör oldu. 1954-1960 ve 1969-1976 dönemlerinde Türk Dil Kurumu başkanlığı da yapan Gökberk, felsefenin dar uzmanlık çerçevesinden çıkarak geniş bir çevrenin ilgi alanı olmasına önemli katkılarda bulundu. Özellikle felsefe tarihi üzerinde duran Macit Gökberk, 1948’de yayımlanan Kant ile Herder’in Tarih Anlayışları adlı yapıtında bu iki düşünürün tarih sorununa getirdikleri çözümü inceled; bu alandaki çalışmalarını Felsefe Tarihi (1961) , Felsefe’nin Evrimi (1979) gibi kitaplarıyla sürdürdü.
İnsanda hücrelerindeki 46 kromozom 23 çift halinde bulunur. Her çift kromozom vücuttaki belirli faaliyetlerin yerine getirmesinden sorumludur. Bu kromozom çiftlerindeki herhangi bir bozukluk onarılmaz hasarlar meydana getirir
Tek bir DNA molekülünde 1000 kitabı dolduracak kadar bilgi bulunur. A,T,C ve G harfleriyle sembolize edilen bir tür alfabe ile insanın bütün özellikleri şifrelenmiştir.
Elektronik bilgisayar düşüncesi, ancak 1919 yılında ortaya atıldı, Çünkü bu tarihte Eccles ve Jordan 'flip-flop' devresini bulmuşlardı. Ancak, elektronik bilgisayar konusundaki ilk ciddi çalışmalar 11. Dünya Savaşı yıllarına rastlar Bu yıllarda A.B.D ordusu, balistik yöriinge hesaplarını hızlı bir biçimde yapabilecek bir makinenin arayışı içindedir. Bu nedenle Pennsylvania Üniversitesinde 1942 yılında başlatılan bir çalışma 1945 yılında sonuçlandı ve ilk modern bilgisayar olarak bilinen ENIAC 'Electronic Numerical lntegrator and Calculator' ortaya çıktı, 18.000 elektronik tüpten oluşan ve 100 KW güç harcayan bu dev bilgisayar J.P. Eckert ve J.W, Mauchley tarafından gerçeklenmiştir. 30 metre boy ve 30 ton ağırlığındaki ENIAC'a çok kişi, haklı olarak, çalışmaz gözü ile baktı. Ancak ENIAC dokuz yıl çalışma başarısı gösterdi. ENIAC aritmetik işlemlerin yanı sıra diferansiyel denklem de çözebiliyordu. Ayrıca bölme ve kök alma için özel devreleri mevcuttu. 'e' sayısını 2000 basamağa kadar hesaplayabiliyordu. Günümüz bilgisayarlarının atası sayılan ENIAC 'ta sayılar onluk düzende saklanıyor ve onluk düzende işleme katılıyordu. Bir toplama işlemini 200 mikro saniyede, bir çarpma işlemini 2300 mikro saniyede yapabiliyordu.
ENIAC' ın yapımı sürerken Dr. Von Neumann ve arkadaşları, Babbage'nin önerdiği makine üzerinde çalışıyorlardı. Bu çalışmalar sonunda, programı bellekte saklanabilen ilk bilgisayar olan EDVAC (Electronic Discrete Variable Automatic Computer) ortaya çıktı (1952) . EDVAC' ın 4096 bellek gözü bulunmaktaydı ve veriler ile program aynı bellekte saklanmaktaydı. Bu yöntem günümüz bilgisayarlarının çoğunda kullanılmaktadır.
1947 yılında 23.000 röle ve 13.000 tüpten oluşan SSEC (Selective Sequence Electromc Calculator) IBM firmasınca gerçeklenmiştir.
1948 yılında transistörün bulunuşu, bilgisayar teknolojisinin gelişmesinde sıçramaya neden olmuştur. 1960'lı yıllara gelindiğinde, artık bilgisayarlar standart olarak üretilip satılmakta veya kiraya verilmekteydi.
60'lı yıllarda gerçeklenen bilgisayarlar, boyutça büyük olmalarının yanı sıra ortam koşulları açısından nazlı makinelerdi. Çalışma ortamları nem ve sıcaklık açısından denetlenmek zorunda idi. Bu durum, bilgisayarı, bilgi işlem odasına hapsetmekte ve ofis ve fabrika ortamına inmesini engellemekte idi. Transistör teknolojisindeki gelişmeler, hem bilgisayarın boyutunu küçülttü hem de ortama olan bağımlılığını azalttı. Bu arada harcadığı gücü de önemli ölçüde azalttı. Sonuçta, fiyat olarak ucuz, boyut olarak küçük, fabrika veya ofis ortamında çalışabilen orta boy (mini) bilgisayarlar devri başlamış oldu.
Boyut ve fiyatı azaltan bir başka gelişme, tüm devre teknolojisinin gelişmesidir. Bu yeni teknoloji sayesinde çok sayıda transistör ve pasif elemandan oluşan elektronik devre tek bir tüm devre içine sığdırabilmiştir.
60'lı yıllara kadar bilgisayarın elektronik yapısı ön plandaydı. Bilgisayarın programlanması özel bilgi ve beceri gerektiriyordu. Giderek bilgisayarların standart olarak üretilmesi, dolayısıyla bilgisayar sayılarının ve bilgisayar kullanıcılarının artması, kullanıcılara kolay gelecek ve makineden bağımsız programlama dillerinin geliştirilmesinin gerektiğini ortaya çıkardı. Bu nedenle bu dönemlerde (daha çok bilimsel ve mühendislik çalışmaları için) , FORTRAN, (ticari uygulamalar için) COBOL programlama dili ve bu diller için derleyiciler geliştirildi. Bu yıllarda bilgisayar donanım fiyatları, yazılım fiyatlarına göre o denli yüksekti ki, bilgisayar satın alana yazılım, genelde çok ucuza, hatta bazen bedava veriliyordu.
ENİAC:üretilen ilk bilgisayardır..14 şubat 1946'da üretilen eniac yaklaşık 30 tondu...IBM 1950'lerde müjdeyi verdi..müjde 1950 yılında çıkacak olan IBM bilgisayarlar 1,5 ton olacak....
Merkez üstü Bolu'nun Düzce ilçesinde 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57'de aletsel büyüklüğü 7.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Deprem merkez üssü Düzce ve çevresinde yıkıma yol açtı. 30 saniye süreyle etkili olan deprem, pekçok ilde hissedildi.
Başbakanlık Kriz Yönetim merkezi'nin açıklamasına göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4948. Depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12939, iş yeri sayısı ise 2450’dir. (2 Şubat 2000)
23 Nisan 1936'da Sivas'ta doğan Yavuz Bülent Bakiler, ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta yaptı. Yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Mezun olduktan sonra bir süreliğine Ankara Radyosu'nda çalıştı. Daha sonra Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi.
İnsanların bir arada yaşamasını sağlayan en önemli unsurun dil olduğunu belirterek, dilin güzel kullanılması gerektiğini söyleyen şair ve yazar Bakiler, geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eritmiş, şiirlerinde Anadolu'ya, Anadolu insanına eğilmiş ve onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu olan Yavuz Bülent Bakiler, milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya'nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir.
Şiir kitapları: Yalnızlık (1962) , Duvak (1971) , Seninle (1986)
1909 NOBEL ÖDÜLLÜ MUCİT
MARCONI, GUGLIELMO
İtalya, Marconi Wireless Telegraph Co. Ltd., Londra, İngiltere, d. 1874, ö.1937; ve
BRAUN, CARL FERDINVE
Almanya, Strasbourg Üniversitesi, Alsace (o dönemde Almanya’da) , d.1850, ö.1918:
“Telsiz telgrafın geliştirilmesine katkıları için”
Macit Gökberk
Felsefe dilinin yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması alanlarında önemli çalışmalarda bulunan Profesor Macit Gökberk, 15 Ağustos’ta İstanbul’da öldü.
1908’de Selanik’te doğan Macit Gökberk, 15 Ağustos’ta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1932’de İstanbul Üniversitesi Edeiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi ve aynı bölümde asistan olarak görev aldı. 1935’te Berlin’e giderek felsefe öğrenimini sürdürdü. Doktorasını verdikten sonra döndüğü Türkiye’de 1941’de doçent, 1949’da profesör oldu. 1954-1960 ve 1969-1976 dönemlerinde Türk Dil Kurumu başkanlığı da yapan Gökberk, felsefenin dar uzmanlık çerçevesinden çıkarak geniş bir çevrenin ilgi alanı olmasına önemli katkılarda bulundu.
Özellikle felsefe tarihi üzerinde duran Macit Gökberk, 1948’de yayımlanan Kant ile Herder’in Tarih Anlayışları adlı yapıtında bu iki düşünürün tarih sorununa getirdikleri çözümü inceled; bu alandaki çalışmalarını Felsefe Tarihi (1961) , Felsefe’nin Evrimi (1979) gibi kitaplarıyla sürdürdü.
İnsanda hücrelerindeki 46 kromozom 23 çift halinde bulunur. Her çift kromozom vücuttaki belirli faaliyetlerin yerine getirmesinden sorumludur. Bu kromozom çiftlerindeki herhangi bir bozukluk onarılmaz hasarlar meydana getirir
Francis Crick ve James Watson DNA’daki yapıyı keşfederek Nobel Ödülü aldılar
Tek bir DNA molekülünde 1000 kitabı dolduracak kadar bilgi bulunur. A,T,C ve G harfleriyle sembolize edilen bir tür alfabe ile insanın bütün özellikleri şifrelenmiştir.
hammadesi kumdur..
Elektronik bilgisayar düşüncesi, ancak 1919 yılında ortaya atıldı, Çünkü bu tarihte Eccles ve Jordan 'flip-flop' devresini bulmuşlardı. Ancak, elektronik bilgisayar konusundaki ilk ciddi çalışmalar 11. Dünya Savaşı yıllarına rastlar Bu yıllarda A.B.D ordusu, balistik yöriinge hesaplarını hızlı bir biçimde yapabilecek bir makinenin arayışı içindedir. Bu nedenle Pennsylvania Üniversitesinde 1942 yılında başlatılan bir çalışma 1945 yılında sonuçlandı ve ilk modern bilgisayar olarak bilinen ENIAC 'Electronic Numerical lntegrator and Calculator' ortaya çıktı, 18.000 elektronik tüpten oluşan ve 100 KW güç harcayan bu dev bilgisayar J.P. Eckert ve J.W, Mauchley tarafından gerçeklenmiştir. 30 metre boy ve 30 ton ağırlığındaki ENIAC'a çok kişi, haklı olarak, çalışmaz gözü ile baktı. Ancak ENIAC dokuz yıl çalışma başarısı gösterdi. ENIAC aritmetik işlemlerin yanı sıra diferansiyel denklem de çözebiliyordu. Ayrıca bölme ve kök alma için özel devreleri mevcuttu. 'e' sayısını 2000 basamağa kadar hesaplayabiliyordu. Günümüz bilgisayarlarının atası sayılan ENIAC 'ta sayılar onluk düzende saklanıyor ve onluk düzende işleme katılıyordu. Bir toplama işlemini 200 mikro saniyede, bir çarpma işlemini 2300 mikro saniyede yapabiliyordu.
ENIAC' ın yapımı sürerken Dr. Von Neumann ve arkadaşları, Babbage'nin önerdiği makine üzerinde çalışıyorlardı. Bu çalışmalar sonunda, programı bellekte saklanabilen ilk bilgisayar olan EDVAC (Electronic Discrete Variable Automatic Computer) ortaya çıktı (1952) . EDVAC' ın 4096 bellek gözü bulunmaktaydı ve veriler ile program aynı bellekte saklanmaktaydı. Bu yöntem günümüz bilgisayarlarının çoğunda kullanılmaktadır.
1947 yılında 23.000 röle ve 13.000 tüpten oluşan SSEC (Selective Sequence Electromc Calculator) IBM firmasınca gerçeklenmiştir.
1948 yılında transistörün bulunuşu, bilgisayar teknolojisinin gelişmesinde sıçramaya neden olmuştur. 1960'lı yıllara gelindiğinde, artık bilgisayarlar standart olarak üretilip satılmakta veya kiraya verilmekteydi.
60'lı yıllarda gerçeklenen bilgisayarlar, boyutça büyük olmalarının yanı sıra ortam koşulları açısından nazlı makinelerdi. Çalışma ortamları nem ve sıcaklık açısından denetlenmek zorunda idi. Bu durum, bilgisayarı, bilgi işlem odasına hapsetmekte ve ofis ve fabrika ortamına inmesini engellemekte idi. Transistör teknolojisindeki gelişmeler, hem bilgisayarın boyutunu küçülttü hem de ortama olan bağımlılığını azalttı. Bu arada harcadığı gücü de önemli ölçüde azalttı. Sonuçta, fiyat olarak ucuz, boyut olarak küçük, fabrika veya ofis ortamında çalışabilen orta boy (mini) bilgisayarlar devri başlamış oldu.
Boyut ve fiyatı azaltan bir başka gelişme, tüm devre teknolojisinin gelişmesidir. Bu yeni teknoloji sayesinde çok sayıda transistör ve pasif elemandan oluşan elektronik devre tek bir tüm devre içine sığdırabilmiştir.
60'lı yıllara kadar bilgisayarın elektronik yapısı ön plandaydı. Bilgisayarın programlanması özel bilgi ve beceri gerektiriyordu. Giderek bilgisayarların standart olarak üretilmesi, dolayısıyla bilgisayar sayılarının ve bilgisayar kullanıcılarının artması, kullanıcılara kolay gelecek ve makineden bağımsız programlama dillerinin geliştirilmesinin gerektiğini ortaya çıkardı. Bu nedenle bu dönemlerde (daha çok bilimsel ve mühendislik çalışmaları için) , FORTRAN, (ticari uygulamalar için) COBOL programlama dili ve bu diller için derleyiciler geliştirildi. Bu yıllarda bilgisayar donanım fiyatları, yazılım fiyatlarına göre o denli yüksekti ki, bilgisayar satın alana yazılım, genelde çok ucuza, hatta bazen bedava veriliyordu.
ENİAC:üretilen ilk bilgisayardır..14 şubat 1946'da üretilen eniac yaklaşık 30 tondu...IBM 1950'lerde müjdeyi verdi..müjde 1950 yılında çıkacak olan IBM bilgisayarlar 1,5 ton olacak....
Merkez üstü Bolu'nun Düzce ilçesinde 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57'de aletsel büyüklüğü 7.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Deprem merkez üssü Düzce ve çevresinde yıkıma yol açtı. 30 saniye süreyle etkili olan deprem, pekçok ilde hissedildi.
Başbakanlık Kriz Yönetim merkezi'nin açıklamasına göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4948. Depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12939, iş yeri sayısı ise 2450’dir. (2 Şubat 2000)
23 Nisan 1936'da Sivas'ta doğan Yavuz Bülent Bakiler, ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta yaptı. Yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Mezun olduktan sonra bir süreliğine Ankara Radyosu'nda çalıştı. Daha sonra Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi.
İnsanların bir arada yaşamasını sağlayan en önemli unsurun dil olduğunu belirterek, dilin güzel kullanılması gerektiğini söyleyen şair ve yazar Bakiler, geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eritmiş, şiirlerinde Anadolu'ya, Anadolu insanına eğilmiş ve onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu olan Yavuz Bülent Bakiler, milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya'nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir.
Şiir kitapları: Yalnızlık (1962) , Duvak (1971) , Seninle (1986)