Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • evrim teorisi21.07.2004 - 13:21

    adı üstünde teori..açıklanacak başka bir şey yoktur..

  • şiddeti çözüm olarak benimsemek21.07.2004 - 13:11

    karşımdaki insan şiddeti çözüm olarak benimsemişse benim de zorunlu olarak şiddete başvurmak durumunda olduğum durum..

  • reha muhtar21.07.2004 - 12:37

    REHA MUHTAR'IN GAFLARI
    Haber: Bir yüzücü 350 Tonluk gemiyi çeker.
    R. M.: - Nasıl çekiyorsunuz gemiyi?
    -Inanç meselesi, içinizde bunu hissetmeniz gerekir.
    R.M.: - Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?


    Haber: Mahkumlar tünel kazarak kaçar...
    R.M.: Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?


    Haber: Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanır...
    R. M.: Sen benim sözümü bile kestiğine göre kim bilir daha neler yapmışsındır.


    Haber: Harika Avcı kürtaj yaptırmıştır.
    R.M.: Peki, Bebek şimdi nerede?


    Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün sevgili Reha Muhtar Show Haber'de şöyle konuşur:
    -Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı.


    Reha Muhtar karısını boğarak öldüren adamı programına çıkarıyor.
    İlk sEfenim, başınız sağ olsun.
    özü: -

    Haber: Cenk Koray'in oğlu cama kafa atar ve vefat eder...
    R.M.: - Peki Sayın Cenk Koray, oğlunuz daha önce de sık sık cama kapıya kafa atar mıydı?

    Reha Muhtar anlamakta bazen güçlük çeker:
    - Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu
    soruyorum?


    Reha Muhtar, canlı yayında Şerafettin Bey'le konuşuyor.
    -Sayın Şerafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim?
    -Yoktum.
    -Yoktum diyorsunuz.
    -Yoktum diyorum.
    -Bak Şerafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun?
    -Valla billa yoktum.
    -Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz.
    -Var mıydın, yok muydun?
    -Vardım efendim..
    -Peki Şerafettin siz demin yoktum diyordunuz, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim?
    -Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım?
    -Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydın, yok muydunuz?
    -Hatırlamıyorum.
    -Hatırlayınız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracağım.

    Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp Şerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli
    kamera (! !) ile çekim yapmak için izin istiyor.

    Şerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor,çekimlerini yapıp gidiyor.

    Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye:

    -Filmimizi izlediniz, Şerafettin Bey. Şimdi ne diyorsunuz?
    -Galiba varmışım.
    -Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz?
    -Eminim.
    -Öyleyse eminsiniz yani.
    -Evet efendim, eminim.
    -Şerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz..


    -Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir, efendim?
    -Evet Hamdi'dir, Reha Bey..
    -Hamdi diyorsun.
    -Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor.
    -Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim.
    -Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir?
    -Hamdi.
    -Peki sahte olan isminiz hangisi?
    -Benim sahte olan bir ismim yok!
    -Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz.
    -Demek ki bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?
    -Hayır Yeşil değilim.
    -Öyleyse size niye Yeşil diyorlar?
    -Bana Yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
    -Yani inkar ediyorsunuz. Sükut ikrardan gelir Hamdi.
    -Ben sükut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.
    -Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz.
    Bakıyorum şimdi de kızarıyorsun. Niye sarardın Hamdi?
    -Sarardım çünkü ben Tanrı'nın kuluyum. Her renge girerim.
    -Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz.
    -Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen!
    -Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum. İyi akşamlar efenim.


    HABER: Organ mafyası ile ilgili...
    - Allah onları bizden beter etsin (!)


    Efenim, bir gün daha böyle geçti, efenim.
    İyi günler, Türkiye!

  • reha muhtar21.07.2004 - 12:34

    reha muhtar türkiyenin yetiştirdiği yeri doldurulamayacak ender gazetecilerinden biridir..show tvde bay kubidik ve halil ibrahim ile cüce ferhatın yapmış olduğu haberlerde büyük pay sahibi olan reha muhtar bu haberleriyle milyonların gönlünde taht kurmuştur..ilkeli,dürüst ve güvenilir haberin her zaman arkasında olan muhtar meslek ahlakını daima ön planda tutarak bir çok başarıya imza atmıştır...türkiyede 1 tane reha muhtar var..lütfen buna sahip çıkalım ve reha muhtar bu dünyadan ayrılsa bile onu yaşatalım..stadlara,sokaklara isimlerini verip dernekler kuralım..

  • fidel castro21.07.2004 - 12:19

    türkiye dışındaki tek ve ilk(daha sonra yapıldı mı bilmiyorum) atatürk büstü kübadadır ve castro tarafından diktirilmiştir

  • eleştiri21.07.2004 - 12:15

    kritik

  • teoman21.07.2004 - 12:03

    büyük hun imparatorluğunun kurucusu..mete hanın babası..

  • öylesine dalmak uzaklara21.07.2004 - 12:01

    bazen dalarım öylesine uzaklara
    düşünür
    düşünür
    düşünür.....

  • enteresan tarihler21.07.2004 - 11:59

    17 ağustos 1999 çok enteresan bir tarihtir...

  • enteresan diyaloglar21.07.2004 - 11:55

    Yıl 1980. Güvenlik güçlerinin ev baskınları had safhada. O günlerde polis bir ihbar üzerine solcu olarak bilinen birinin evini basmış. Tabii ilk iş olarak evdeki kitapları karıştırmaya başlamışlar. Polislerden biri kütüphanede Lenin'in kitaplarından birini bulmuş. Artık hangisiyse kitabın üzerinde Vladimir İlyiç Lenin'in kısaltılmış hali olarak VI Lenin yazıyormuş. Eleman heyecana kapılıp başlarındaki amirine gidip 'Amirim' demiş, 'Biz bunun birincisiyle başa çıkamadık, bakın herifler altıncısını çıkarmışlar! '
    Yine aynı dönem. Bu kez başka bir eve baskın düzenlenmiş. Bu baskında güvenlik güçlerinin amiri bastıkları evin sahibini karşısına almış azarlıyormuş: 'Ulan vatan haini, ulan Moskof uşağı, hadi anandan babandan utanmadın, bari şu duvarına resmini astığın ak sakallı dedenden utan! ' Duvardaki ak sakallı dede ise, Karl Marx'ın o çok bilinen resmiymiş.
    1980 öncesi Ankara - Keçiören'de bir marketin camında 'Nefis Rus salatası geldi' yazıyormuş. Bu yazıyı gören ülkücüler marketi basmışlar ve sahibini 'Bu yazı yarın ordan inecek' diye tehdit etmişler. Ertesi gün marketin vitrininde yeni bir yazı varmış: 'Nefis Amerikan salatası geldi! '