Televizyondaki temsiller dünyada yaşanan anlamlı şeyleri bir projeksiyon gibi topluma yansıtmazlar. Medyadaki temsiller anlamı inşa ederler. Temsilden önce bir oluş yoktur. Her zaman olan, bir anlamın kurulduğu ve bir şekilde toplumlara empoze edildiğidir. Temsillerin içini dolduran, yani anlamları inşa eden bir kurucu aktör olmalıdır. Bu aktör de ticaret ve sanayi burjuvazisidir. (Stuart Hall-Kültürel temsiller ve anlamlandırma uygulamaları)
Parmak bütüne ait olduğunda, bütünün içinde olduğunda parmaktır. Bir şey bütünün içinde bir şeydir. Parmak koptuğunda parmak özelliğini yitirir. Ölü bir parmaktır artık. Canlılık bütün, fiziksel unsurlar o bütüne uydukları için beden oluyorlar. (Aristoteles-Nikomakhos’a etik)
Arzu ve ihtiyaç arasındaki fark arzunun giderilememesidir. Arzuyu gidermeye çalıştıkça arzu provoke olur. Bu kısırdöngüye girince çıkamaz pek çokları. Kapitalist ekonomi, bir tür libidinal ekonomidir. (Gilles Deleuze)
Sadrazam, Muhsin Çelebi’nin niçin devlet memurluğuna girmediğini sormuştu. Muhsin Çelebi: ‘’Ben boyun eğmem, el etek öpmem, oysa zamanın devletleri mevkilere hep el etek, hatta ayak öpüp bin türlü yaltaklanma ile, dalkavuklukla, ikiyüzlülükle çıktıklarından çevrelerine hep bu gevşek hareketleri tekrarlayanları toplarlar. Yiğit, doğru, kendine saygılı, hür vicdanının sesine kulak veren birini gördüler mi hemen kin bağlarlar, yıkmaya çalışırlar. (Ömer Seyfettin- Pembe incili kaftan)
Sevgiler, saygılar sayın Sergül. Duygu ve hayal dünyanızı şiirlerle, düşünce dünyanızı da bu tarz tespitlerle gayet güzel ifade ediyorsunuz. Yazılarınız kıymetli.
Ejderha, mitoslarda korkuyu, gerginliği, erteleneni, kaçınılanı sembolize eder. İnsan ejderhayı yenebilmek için son büyük darbeyi kendine vurmalıdır. (Carl Gustav Jung-Liber Novus)
Türkiye’de gençler defter görmeden muhasebe mezunu, tornavida görmeden mühendislik mezunu, arazi görmeden jeoloji mezunu, çocuk görmeden çocuk gelişimi mezunu oluyor. Yakında kokusu çıkar demeyeceğim çünkü zaten ortalık leş vaziyette.
Televizyondaki temsiller dünyada yaşanan anlamlı şeyleri bir projeksiyon gibi topluma yansıtmazlar. Medyadaki temsiller anlamı inşa ederler. Temsilden önce bir oluş yoktur. Her zaman olan, bir anlamın kurulduğu ve bir şekilde toplumlara empoze edildiğidir. Temsillerin içini dolduran, yani anlamları inşa eden bir kurucu aktör olmalıdır. Bu aktör de ticaret ve sanayi burjuvazisidir. (Stuart Hall-Kültürel temsiller ve anlamlandırma uygulamaları)
Parmak bütüne ait olduğunda, bütünün içinde olduğunda parmaktır. Bir şey bütünün içinde bir şeydir. Parmak koptuğunda parmak özelliğini yitirir. Ölü bir parmaktır artık. Canlılık bütün, fiziksel unsurlar o bütüne uydukları için beden oluyorlar. (Aristoteles-Nikomakhos’a etik)
Yoksulluk aslında para sahibi olmamak değil imkansızlıklar ülkesinde yaşamaktır. Zenginlik de para sahibi olmak değil güvenceler ülkesinde yaşamaktır.
Arzu ve ihtiyaç arasındaki fark arzunun giderilememesidir. Arzuyu gidermeye çalıştıkça arzu provoke olur. Bu kısırdöngüye girince çıkamaz pek çokları. Kapitalist ekonomi, bir tür libidinal ekonomidir. (Gilles Deleuze)
Sadrazam, Muhsin Çelebi’nin niçin devlet memurluğuna girmediğini sormuştu. Muhsin Çelebi: ‘’Ben boyun eğmem, el etek öpmem, oysa zamanın devletleri mevkilere hep el etek, hatta ayak öpüp bin türlü yaltaklanma ile, dalkavuklukla, ikiyüzlülükle çıktıklarından çevrelerine hep bu gevşek hareketleri tekrarlayanları toplarlar. Yiğit, doğru, kendine saygılı, hür vicdanının sesine kulak veren birini gördüler mi hemen kin bağlarlar, yıkmaya çalışırlar. (Ömer Seyfettin- Pembe incili kaftan)
Sevgiler, saygılar sayın Sergül. Duygu ve hayal dünyanızı şiirlerle, düşünce dünyanızı da bu tarz tespitlerle gayet güzel ifade ediyorsunuz. Yazılarınız kıymetli.
Ejderha, mitoslarda korkuyu, gerginliği, erteleneni, kaçınılanı sembolize eder. İnsan ejderhayı yenebilmek için son büyük darbeyi kendine vurmalıdır. (Carl Gustav Jung-Liber Novus)
Türkiye’de gençler defter görmeden muhasebe mezunu, tornavida görmeden mühendislik mezunu, arazi görmeden jeoloji mezunu, çocuk görmeden çocuk gelişimi mezunu oluyor. Yakında kokusu çıkar demeyeceğim çünkü zaten ortalık leş vaziyette.
Aklın gücü karşısında doğa, bütün sırlarını ifşa etmek zorunda kalır.
Dünyadasın ve bunun çaresi yok. (Samuel Beckett-Godot’yu beklerken)