Aynı anda hem muhafazakar hem de modern olmaya çalışıp ikisini de olamayan insanlar türemiştir. Bunlar kendilerini bir ara formda da konumlandıramayıp kimlik karmaşasına düşmüşlerdir. Bu içsel bölünmeye bir tür kültürel şizofreni demek mümkündür.
Satrançta filin kaybı mı daha kötüdür yoksa piyonun mu? fil diyecektir pek çokları. bu mutlak değerdir. ama bazen oyuncu piyonu değil de fili gözden çıkarır yeri gelince. piyonun da bir rölatif değeri vardır. işte hayat da mutlak değerlerle rölatif değerler arasında ustaca seçim yapabilenler için güzeldir. (Felix Guattari-Bin yayla)
Şahıslar tek başlarınayken doğru cevap verdikleri sorulara, grubun içindeyken yanlış ya da mantık dışı cevaplar verebilir kolaylıkla. en basit sorular için bile geçerlidir bu. Gruptan sapmamaya çalışmak, gruba tutunmaya çalışmak tamamen bilinçdışı süreçlerin ürünüdür.
Yeni kapitalizmle birlikte iletişim araçları ve kültür endüstrisi hızla gelişti. Bu da hakim sınıfın, sömürülen sınıf üzerinde ideolojik tahakkümünü mümkün kıldı. Çeşitli kitle iletişim araçları, eğlence endüstrisi vb. sektörlerle işçi sınıfı sömürüldüğünü fark etmeyen, sömürülürken neredeyse eğlenen, eğlendirilen, oyalanan, uyutulan bir sınıfa daha fazla dönüşmüştür.
İnsanlar tarih boyunca anlam arayışına girmiş, anlamlar oluşturmuşlardır. Anlamın oluşumu aslında dilsel bir durumdur yani dilin yapısı ve şekillenmesi ile ilgilidir. (Ferdinand de Saussure)
Aynı anda hem muhafazakar hem de modern olmaya çalışıp ikisini de olamayan insanlar türemiştir. Bunlar kendilerini bir ara formda da konumlandıramayıp kimlik karmaşasına düşmüşlerdir. Bu içsel bölünmeye bir tür kültürel şizofreni demek mümkündür.
Satrançta filin kaybı mı daha kötüdür yoksa piyonun mu? fil diyecektir pek çokları. bu mutlak değerdir. ama bazen oyuncu piyonu değil de fili gözden çıkarır yeri gelince. piyonun da bir rölatif değeri vardır. işte hayat da mutlak değerlerle rölatif değerler arasında ustaca seçim yapabilenler için güzeldir. (Felix Guattari-Bin yayla)
Şahıslar tek başlarınayken doğru cevap verdikleri sorulara, grubun içindeyken yanlış ya da mantık dışı cevaplar verebilir kolaylıkla. en basit sorular için bile geçerlidir bu. Gruptan sapmamaya çalışmak, gruba tutunmaya çalışmak tamamen bilinçdışı süreçlerin ürünüdür.
Dünyanın yüzde kırkının henüz internet erişimi yok. Şanslılar mı şanssızlar mı bilemedim şimdi.
21.asırda insanlar kim olduğunuza, nasıl birisi olduğunuza değil kapitalist düzenin inşa ettiği piramidin neresinde olduğunuza bakar.
Çağdaş uygarlığın esasları bellidir. Belli ilkeler vardır. İlkelere değil de simgelere sarılan topluluklar asla bir yere varamazlar.
Artık hiçbir haritaya bakamıyorum. Kentlerin adları bile sanki yanık et kokuyor. (Elias Canetti-İnsanın taşrası)
Yeni kapitalizmle birlikte iletişim araçları ve kültür endüstrisi hızla gelişti. Bu da hakim sınıfın, sömürülen sınıf üzerinde ideolojik tahakkümünü mümkün kıldı. Çeşitli kitle iletişim araçları, eğlence endüstrisi vb. sektörlerle işçi sınıfı sömürüldüğünü fark etmeyen, sömürülürken neredeyse eğlenen, eğlendirilen, oyalanan, uyutulan bir sınıfa daha fazla dönüşmüştür.
İnsanlar tarih boyunca anlam arayışına girmiş, anlamlar oluşturmuşlardır. Anlamın oluşumu aslında dilsel bir durumdur yani dilin yapısı ve şekillenmesi ile ilgilidir. (Ferdinand de Saussure)
Mutluluk başarı ile değil, başkalarının onayını almaktan vazgeçerek gelir.