''Üç çeşit insan vardır: Bilgi sever, ün sever ve para sever. Bilgi sever bilgeliğin, ün sever şanın, para sever ise maddiyatın peşinde koşar.'' Platon
''Bu sakin öğle vakti…Mevsim taze, gün ılık, Bir dersten çıkmış kadar içimde bir ferahlık. Yeniden yapraklanan şu çınarın gölgesi, Şu beyaz minareden dökülen ezan sesi. Şu yosun tutmuş çeşme, her bir taş servilikten, Bana bahsediyorlar en sonsuz iyilikten. Cedlerimin mermerde seyrettiğim yazısı. Bir saatin vuruşu, günün henüz yarısı. Çocukların koşuşu, kuşların dem çekişi Mesut ediyor beni vatanımın güneşi.''
''…Beşimci yaşıma girdim. Bana, ''Sana güzel bir doğum günü partisi düzenleyeceğiz, Beşinci yaş çok önemlidir,'' dediler. Sonra annem biraz sancılandı, Hepimiz unuttuk yaşın önemini. Bana bir tahta kaz aldılar hediye. Ben öyle güzel kaz görmemiştim ömrümde. Bir de küçük pasta üflettiler. Bir üfledim, mumların beşi de söndü. ''Dikkat et, bundan sonraki yaşlarında, Kolay olmaz mumları söndürmek bir solukta,'' Diye gülüştüler. Demek neşeli günlerdeki işler bile, Zorlaşacak ileriki yıllarda. Ama zorlaşsa da, Renkli mumlar çoğalacak ya, Siz ona bakın. Ve nasıl olsa, Ben de biraz daha büyüyeceğim, Biraz daha güçleneceğim, Sonunda uğraşacak yaşa geleceğim Zorluklarla...''
‘’Ben verilecek her şeyi önceden bıraktım.’’ Diyojen
‘’Bütün sokaklarda yaşayan haydutlar, bozguncular, çılgınlar, imparatorlar… Onların hiçbirinin bana zararı olmaz. Zenginin parasını, başka birinin gücünü alırlar ancak benim alınacak bir şeyim olmadığı için yani verilecek her şeyi önceden bıraktığım için, benden alabilecekleri bir şey yoktur.’’ Diyojen
Büyük İskender Diyojen’e sorar: ‘’ Sen benden korkmuyor musun?’’ Diyojen de soruya soruyla karşılık verir: ‘’Siz iyi bir insan mısınız? İyi bir insansanız sizden niye korkayım ki?’’
''Üç çeşit insan vardır: Bilgi sever, ün sever ve para sever. Bilgi sever bilgeliğin, ün sever şanın, para sever ise maddiyatın peşinde koşar.'' Platon
''Aklın ve ilmin üç büyük düşmanı vardır: Kötülük, bilgisizlik ve tembellik.'' Haeckel
''Bu sakin öğle vakti…Mevsim taze, gün ılık,
Bir dersten çıkmış kadar içimde bir ferahlık.
Yeniden yapraklanan şu çınarın gölgesi,
Şu beyaz minareden dökülen ezan sesi.
Şu yosun tutmuş çeşme, her bir taş servilikten,
Bana bahsediyorlar en sonsuz iyilikten.
Cedlerimin mermerde seyrettiğim yazısı.
Bir saatin vuruşu, günün henüz yarısı.
Çocukların koşuşu, kuşların dem çekişi
Mesut ediyor beni vatanımın güneşi.''
Ziya Osman Saba
''Fethin sembolü, manası, kalbgâhı Ayasofya'dır. Ayasofya kapalı kaldıkça kalbimiz çalışmıyor demektir. Sultan Fatih'in fetihten muradı; Ayasofya'yı camiye tahvil ederek, hilâli salibe galebe kılmaktır.'' Ahmet Haluk Dursun
''Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!'' (Bakara,2/155)
''…Beşimci yaşıma girdim.
Bana,
''Sana güzel bir doğum günü partisi düzenleyeceğiz,
Beşinci yaş çok önemlidir,'' dediler.
Sonra annem biraz sancılandı,
Hepimiz unuttuk yaşın önemini.
Bana bir tahta kaz aldılar hediye.
Ben öyle güzel kaz görmemiştim ömrümde.
Bir de küçük pasta üflettiler.
Bir üfledim, mumların beşi de söndü.
''Dikkat et, bundan sonraki yaşlarında,
Kolay olmaz mumları söndürmek bir solukta,''
Diye gülüştüler.
Demek neşeli günlerdeki işler bile,
Zorlaşacak ileriki yıllarda.
Ama zorlaşsa da,
Renkli mumlar çoğalacak ya,
Siz ona bakın.
Ve nasıl olsa,
Ben de biraz daha büyüyeceğim,
Biraz daha güçleneceğim,
Sonunda uğraşacak yaşa geleceğim
Zorluklarla...''
Melisa Gürpınar
(Melisa Gürpınar, Kitap Benim Kanadım)
'' Belki bugün / Bir çiçek adı öğrenen çocuk / Yarın / O çiçeğin şiirini yazar.''
(Melisa Gürpınar, Gel Dünyayı Seyredelim)
''Bütün çocuklar oynuyoruz
Kum havuzunda,
Kaydıraktan kayıyoruz
Çığlık çığlığa.
Parkı bir ülke kadar
Büyük sanıyoruz hepimiz daha.
Benim de
Biraz leblebi var cebimde,
Biraz da caneriği,
Paylaşıyorum onları
Arkadaşlarımla.
Zaten açık havayı da
Paylaşıyoruz,
Güneşi
Ve ağaçların gölgesini de
Paylaşıyoruz,
Oyun oynarken aramızda.
Parkın önünden geçen
Caddenin tozunu
Dumanı da yutuyoruz ortaklaşa.
Ama mutluyuz,
Mahallemizde
Bir çocuk parkı var ya.''
Melisa Gürpınar
(Melisa Gürpınar, Gel Dünyayı Seyredelim)
‘’Ben verilecek her şeyi önceden bıraktım.’’ Diyojen
‘’Bütün sokaklarda yaşayan haydutlar, bozguncular, çılgınlar, imparatorlar… Onların hiçbirinin bana zararı olmaz. Zenginin parasını, başka birinin gücünü alırlar ancak benim alınacak bir şeyim olmadığı için yani verilecek her şeyi önceden bıraktığım için, benden alabilecekleri bir şey yoktur.’’ Diyojen
Büyük İskender Diyojen’e sorar: ‘’ Sen benden korkmuyor musun?’’ Diyojen de soruya soruyla karşılık verir: ‘’Siz iyi bir insan mısınız? İyi bir insansanız sizden niye korkayım ki?’’