''Eğer birisi fikirlerimin ve eylemlerimin yanlış olduğunu kanıtlayarak beni ikna ederse, seve seve değiştiririm onları, çünkü benim aradığım hakikattir.'' Marcus Aurelius
“Gerçek entelektüeller en çok, metafizik tutkunun, çıkar gözetmeyen adalet ve hakikat ilkelerinin etkisiyle yozlaşmayı mahkûm ettikleri, zayıfları savundukları, hatalı ya da baskıcı otoriteye meydan okudukları zaman kendileri olurlar” Edward Said
''...Atatürk belki de İslâmlığın parlak çağına dönüş yaparak, zamana ve akla uymayan, eskiyen hukuk kurallarını bir yana bırakarak devleti laikleştirmiştir. Ama İslâmlığın inanç ve ibadete dayanan kurallarına hiç dokunmamıştır.
Atatürk kesinlikle dinsiz değildi. Şu sözleri söyleyen Atatürk'ün dinsiz olduğu, laiklikle dinsizliği getirdiği söylenebilir mi? :"Tanrı birdir, büyüktür. Bizim dinimiz en makul (akla uygun) ve tabii (doğal) bir dindir. Ve ancak bundan dolayı da son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması gerektir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur... Ey millet, Allah birdir, sanı büyüktür. Peygamberimiz, Efendimiz Cenabı Hak tarafından insanlara dinin gerçeklerini bildirmeye memur ve elçi olmuştur... İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor. Bu sebeple en mükemmel dindir... Varlık dünyasının bütün kanunlarını yapan Cenab-ı Haktır... Dinime, gerçeğin kendisine nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum". Atatürk bunlar gibi daha birçok söz söylemiştir.''
''…Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur…'' (Âl-i İmrân,3/164)
''Girdim yola, semt-i yâre doğru Vâdi-i şükûfezâre doğru. Bir bülbül olup baharı buldum, Gülşende o gül'izârı buldum, Nazmımad safây-ı hüsn-ü canan. Her beytimi eylesin dirahşan. Her mısram incilerle dolsun. Bir Hiye-i Fahr-ı Âlem olsun.''
Mustafa Fehmi Gerçeker
(Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyet’in Manevî Mimarları s.181)
''Yer gibi olacak herkes ona basacak Bulut gibi olacak herkesi gölgelendirecek Yağmur gibi olacak her şeyi sulayacak Hava gibi olacak herkes onu teneffüs edecek.''
''Eğer birisi fikirlerimin ve eylemlerimin yanlış olduğunu kanıtlayarak beni ikna ederse, seve seve değiştiririm onları, çünkü benim aradığım hakikattir.'' Marcus Aurelius
''Bir müzik aletinin tellerini çok gerersen kopar ama çok gevşetirsen de istediğin sesi alamazsın.'' Buddha
''Bilgi' insanı şüpheden, 'iyilik' acı çekmeden, 'kararlılık' korkudan kurtarır.' Konfüçyüs
“Gerçek entelektüeller en çok, metafizik tutkunun, çıkar gözetmeyen adalet ve hakikat ilkelerinin etkisiyle yozlaşmayı mahkûm ettikleri, zayıfları savundukları, hatalı ya da baskıcı otoriteye meydan okudukları zaman kendileri olurlar” Edward Said
''...Atatürk belki de İslâmlığın parlak çağına dönüş yaparak, zamana ve akla uymayan, eskiyen hukuk kurallarını bir yana bırakarak devleti laikleştirmiştir. Ama İslâmlığın inanç ve ibadete dayanan kurallarına hiç dokunmamıştır.
Atatürk kesinlikle dinsiz değildi. Şu sözleri söyleyen Atatürk'ün dinsiz olduğu, laiklikle dinsizliği getirdiği söylenebilir mi? :"Tanrı birdir, büyüktür. Bizim dinimiz en makul (akla uygun) ve tabii (doğal) bir dindir. Ve ancak bundan dolayı da son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması gerektir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur... Ey millet, Allah birdir, sanı büyüktür. Peygamberimiz, Efendimiz Cenabı Hak tarafından insanlara dinin gerçeklerini bildirmeye memur ve elçi olmuştur... İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor. Bu sebeple en mükemmel dindir... Varlık dünyasının bütün kanunlarını yapan Cenab-ı Haktır... Dinime, gerçeğin kendisine nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum". Atatürk bunlar gibi daha birçok söz söylemiştir.''
link
https://meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/ilkeleri/laik.htm
''…Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur…'' (Âl-i İmrân,3/164)
''Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.'' (Kalem,68/4)
''Girdim yola, semt-i yâre doğru
Vâdi-i şükûfezâre doğru.
Bir bülbül olup baharı buldum,
Gülşende o gül'izârı buldum,
Nazmımad safây-ı hüsn-ü canan.
Her beytimi eylesin dirahşan.
Her mısram incilerle dolsun.
Bir Hiye-i Fahr-ı Âlem olsun.''
Mustafa Fehmi Gerçeker
(Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyet’in Manevî Mimarları s.181)
''Yer gibi olacak herkes ona basacak
Bulut gibi olacak herkesi gölgelendirecek
Yağmur gibi olacak her şeyi sulayacak
Hava gibi olacak herkes onu teneffüs edecek.''
Cüneyd Bağdadî
Peygamber Efendimizin şâirlerinden Hassân b. Sâbit’in (radıyallahü anh) sözü:
"Ben, Muhammed Mustafâ’dan (Sallâllâhu aleyhi ve sellem) bahsederken, O'nu medhediyor değilim; bilakis O'ndan bahsetmek sûretiyle, kendi sözlerimi kıymetlendirmiş oluyorum."