Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Tuna Kafkas
Tuna Kafkas

hangi yeryüzü, gökyüzüne bakmaz; ve sanılıyor mu ki gökyüzü de yeryüzüne meftun, değildir...

  • pasta23.03.2024 - 23:52

    nolaydı olaydınız kıyamadığım…,
    sizde olmak ve hissedebilmek için sizi,
    koparıp deste deste takvimleri de,
    nice rivayetler mi okumalı,
    nice mevlûd kandili pastaları mı kesmeli
    bilmem ki,
    bu ahir zaman ertesinde,

    yeni dileklere;
    yedi kat semanın,
    mütemadî senalı melekleri,
    ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke;
    çarpışan beşerî çıkarların,
    kükürt kokularına bakmadan…,

    ki başka bir baharda;
    toplayıp satır aralarından,
    hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
    zihin kıvrımlarımı süslemeden,
    veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
    utangaç tebessümlerle,
    sessizce şiirler yazarım ben size…,

  • haremlik selamlık22.03.2024 - 09:41

    böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
    nilüfer gözlü,
    ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
    dünyaya gelişini beklemek;
    başını suya eğip, içine akan
    ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
    sessizce derine bırakan...,
    cuma selamlığı beynamazlarının,
    mürted haline bakmadan,
    kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
    /ah…,

    fakirane diyorum ki;
    bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
    yedi cüceli masalın,
    içine düşen kalbimizi,
    kalabalık bir meydana,
    yağmur dualarıyla serelim,
    artık bahtına
    ve müktesebatına ne yağarsa…,

  • Uykusuza Masallar22.03.2024 - 01:51

    ki; kanlı gözyaşlarıyla,
    uyudum ve düşümde,
    hep o nar ağacı…,
    öylece bana bakar,
    dallarını gözlerimden ayırmadan,
    hep o kederli nar ağacı…,

    küçüldüm rüyaya ve;
    içine girdim,
    gördüğüm en güzel bahçeydi…,
    eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
    eflatun çiçek tozları her yer,
    nar çiçeğim;
    senden mi süzüldü
    eflatun çiçek tozları söyle…,

    ve uyandım;
    kara boşlukta dönen,
    rengi bozulmaya yüz tutmuş,
    meymenetsiz bir dünya…,

    sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
    yüzünü buruşturdu düş ve
    sabırsızlıkla bekledim geceyi,
    aklımda hep o nar ağacı,
    dalları yüreğime batan…,

    ki gözlerimi kapadım
    işte orada;
    bir turnayı seviyorum dedi...,
    ve turnam derken;
    saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
    ah;

    kapandım secdeye,
    yerdeki tekâvûd kalemefendisi seccademden
    eflatun çiçek tozları topladım,
    bağrıma saplanmış dalını çıkardım hüdayinabit alıcın,
    ve serpiştirdim tozlarını,
    beti benzi atmış dünyaya ve,
    bir dua okudum kulağına,
    sesim bir başka sese çarptı,
    tuz buz mısralar kırıntısı rüyam ah,
    turnam…;

    keklik değil, güvercin ol diye fısıldayanım,
    dudağımda hep aynı şarkı,
    notalarını nar ağacının altına gömdüm...,
    yüreği kimsenin üzülmesine el vermeyen,
    bir yalancıyı sevdin sen…,
    ve varsın gedanız kendine kıysın ey maşuk,
    olgunlaşsın keder, çiçek yüklü dalında…,
    ah;

  • mustafa kemal atatürk20.03.2024 - 01:09

    hep, zübeydenin kuzusu kalmak isterdi belki de kim bilir...

  • medine''de dilenip mekke''de sadaka verilmez19.03.2024 - 23:55

    Mustafa Demirci - Muhammed (s.a.v.) - (Sen ve Ben - Official Video)

  • Mecidiye Tabyası18.03.2024 - 15:20

    on sekiz mart,
    yasin sütleriyle büyümüş yiğitlerin,
    bağrında yattığı topraksın sen çanakkale’m…
    sen ki şehit kuzularına yangın anaların,
    yüreklerini gökyüzüne,
    yıldız yıldız savurdukları nurlu gecesin ve
    tan yerisin imanın,
    ki küfrün karanlığını boğan kandilsin,
    sana vurulmak istenen zincirleri kıran heybetin,
    dostun gönlünde şenlik,
    düşmana iliklerinde korku oldu,
    peygamber sancağını düşürmezken elinden,
    sömürgeci vahşiler elinde inim inim inleyen,
    beyni ve kalbi köleleşmiş zavallı milletlere de ilham oldun…
    adın yaşasın sonsuza dek,
    tarihin bütün kutlu cihatlarıyla yan yana,
    geçilemesin kıyamete kadar bütün mazlumların yurdu,
    senin ruhunla dirilerek ve ibret ol,
    kahreden sabrınla,
    çağın gözü dönmüş zalimlerine,
    ki hiç solmayacak,
    kızıl gonca aşkımızsın, sen;
    türkün yurt tuttuğu her iklimde…

    habil siyami polat
    ankara, 18 mart 2009

  • benlik17.03.2024 - 08:52

    ben\likler çölüne düşmemiz, veballer zincirini yaşamamıza sebep olacaktır.

  • aşık veysel17.03.2024 - 08:35

    Tuğba Gülyeşil - Beni hor görme gardaşım

  • Aziz Mahmut Hüdai16.03.2024 - 16:02

    Buyruğun tut Rahmân’ın tevhîde gel tevhîde
    Tâzelensin îmânın tevhîde gel tevhîde

    Yaban yerlere bakma cânın odlara yakma
    Her gördüğüne akma tevhîde gel tevhîde

    Mâsivâdan gözün yum ne umarsan Hakk’dan um
    Gitsin gönülden hümûm tevhîde gel tevhîde

    Zâhirde kalan kişi güç etme âsân işi
    Gider gayri teşvîşi tevhîde gel tevhîde

    Şirki başdan savarsan Hakk bilmeye iversen
    Yaradan’ı seversen tevhîde gel tevhîde

    Emri yerine getir erkenden işi bitir
    Sıdk ile îmân getir tevhîde gel tevhîde

    Sen seni ne sanırsın fânîye dayanırsın
    Üş bir gün uyanırsın tevhîde gel tevhîde

    Uyanagör gafletden geç bu fânî lezzetden
    İç kevser-i vahdetden tevhîde gel tevhîde

    Hüdâyî’yi gûş eyle şevke gelip cûş eyle
    Bu kevserden nûş eyle tevhîde gel tevhîde

  • Mavinin İzi16.03.2024 - 14:58

    kalbinin kirpiklerini yolla bana sevgili,
    diyorumya ya hû yoksun...,
    necip halkım aşk dilenir allahtan,
    ki sen içime saplanan oksun...,
    ve astım saatleri kum saatine
    siyah bir urgan gibi ve
    yüreğimi batırıp çıkardım bugün
    hasrete, sisler içinde…,
    renksiz o saydam cama
    içimden fısıldadım,
    yok senin rengin…,

    bakma bana öyle deniz gibi derin derin,
    sonsuzluk çağrılı, ve keder sandıklarını
    saklayıp saklayıp…,
    gönlümün üç perdeli hazinesi;
    yalnız en derinlere varan
    bilir kıymetini,

    kavuştur ellerini dizlerinde ve
    baş parmakların yine aynı çemberi çizsin,
    ihrama girsin turuncu/kızıl gül ki
    yoksun…,
    ki esas beytullah olan,
    kalbinde aldığım her nefes,
    dalgınlığımı sulayan kurumuş pınarlarla
    bir gül goncası gibi hediyem olurdu sana...,

    hasrete bata çıka bata çıka eylülümüz,
    şimdi sonbahar artığı ve küresel ısınmalı,
    dahası salgın üstüne salgınlı,
    bu kendine dargın çağa,
    hüzün mavisi yapraklar döküyor
    ah;