Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir Gece Vakti
Bir Gece Vakti

Son Bakışını hiç kimse göremedi Sırrını Bilemedi, Bu Tufana Tutuluşunun...

  • Bir Gece Vakti30.10.2023 - 16:45

    Uzun yolculuklardan sonra evime, bahçeme nihayet kavuştum. Yolculuklarımda hep biriktirdiklerimin yanı sıra mesleğim gereği olduğunu da göz ardı edemem.
    Okumak ve yazmak benim için bir arayıştır. Bulmak için değil, bilip öğrenmek için yola çıktığım mavi bir yolculuktur. Bir tür kapılardan geçer, havuzlara girip çıkarım. Zamanın taşıyıcı yüzünü görürüm orada.
    İçimde bu acı varken aşık olabilmek belki çok daha güçlü bir duygu. Yaşadıklarımın kanıtladığı sözlere tutunarak yaşamak her zaman iyileştirici gelir, aynı zamanda öğretici ve yol göstericidirler.
    O sözlerden birini alarak yazdıklarımda da süzülüp gelenin anlamı, başka bir tanıklığın öyküsü, bir de hayatın sürekli kanayan yanlarını belki de sakladığımdan.

    İşte bu nedenledir ki aşık olmak benim için ulaşılması imkansız bir düş olmuştu… BİR GECE VAKTİ




  • Yürekten dökülenler16.10.2023 - 00:28

    Yeniden yollara düşmek...
    Gurbete mi?
    Sılaya mı?
    Kim bilir,
    Yaşama tutunmak gerek.

  • Bir Gece Vakti07.10.2023 - 16:02

    Anılar denizine yüzümü döndüğümde, yaşadıklarımın tanıklık getiren yanlarına bakarım. Yaşadığımızın anlamını kavramak için bize araladığı kapıdan girmenin büyüsüne kapılmadan bu türden sorular sormaya cesaret edemem.
    Başka sesler, başka seslerin göstericiliği belleğimin labirentlerinde saklı duranları ortaya çıkarır bir bakıma. Yazarken düşünür, anımsar, yeniden yeniden bunlara dönerim yüzümü; bir nevi terapi gibi.
    Yazma terapisi…
    Taşıyıcı, gösterici, anımsatıcıdır anılar.
    Bu son yaz sıcağında anılar denizinde yol alırken elimde araç kıldığım en temel şey güzelim Türkçe.
    Dille olan ilişkim yaşamın ve yazının birikimiyle yeniden biçimlenir. Yazarken düşünür, düşündüklerimle de yazının yolunu açarım. Orada her bir sözü gören göz, dokunan el, hisseden bakış gibi durur karşımda.
    Hayatın sanrılı yanının insanı savurması, dayanma gücünü de gene hayata sarılarak bulması benim anlatımının en başat yanı olmak zorundadır.
    Bir de geçmişin kararan renklerini yazının gücüyle çekip çıkarmak aydınlığa, dilin ışığını renklendirebilmek için önce içimin kazıcısı olmak zorundayım.
    Yoksa acılara ve yalnızlığa

    Ve bırakıp gidilmişliğe,
    Yani ölümün acısına nasıl katlanabilirim ki?... BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti06.10.2023 - 17:23

    Bellek!...
    Ah! O acımasız yolculuk… düşlerimin seranadıdır o her dem. Kaçamam ondan, aksine sığınırım.
    Yaşamak düşüncesi ağır bastığında giderim. Görülecek yerlere ulaşmak, yeni renklere, yeni seslere, yeni mekanlara kavuşmak hayatı ertelememenin bir yoludur benim için. Belki de en belirleyicisi.
    Duygu atlasının renklerini bulup çıkarmanın bir düş olmadığını anlamak için yolculuklara çıkmak gerek.
    Alıp başını gitmek gerek…
    Uzaklara…
    Gitmek, biraz kaybolmak; biraz kendine dönmek, adlandıramadıklarımıza bakmaktır biraz da.
    Buna kulak verdiğimde işim için de yararlı olduğunu gördüm hep,

    Kendi yalnızlığımda… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti04.10.2023 - 16:33

    Bir film izledim
    Sevgi üzerine bir ağıt gibi.
    Dokunmuştu bana.
    Kahvemi alıp bahçeye çıktım.
    Gecenin sessizliğine kendi sessizliğimle eşlik ettim.
    Bu saatte gidip görebileceğim birileri de yoktu.
    Olmayacak kadar uysaldım şu an.
    İbn Hazm’ın Güvercin Gerdanlığı’nı okuyorum. ‘’Göz ruha açılan büyük bir penceredir. Gönül tercümanıdır göz’’ diyor, not alıyorum bunu.

    Gönül tercümanım mı dedim kendi kendime?... BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti30.09.2023 - 16:26

    Bütün bekleyişlerin kapısını kapattım.
    Zamanın gölgesini de unuttum.
    Odamın penceresinden görünen, her bakışta bana sonsuzluğun dilini anımsatan Eğridir Gölü…
    Issızlığın kalbinde, belki de kendinize dünyanın merkezi kılabileceğiniz zenginlikte bir doğa parçasına kavuşmanın yaşattığı anı anlama serüvenine kapılmanın iç dinginliğiyle ötenizde bırakıp geldiklerinizi unutuyorsunuz bir an.
    Kentten çıkıp, doğanın el değmemiş kıyılarına ulaşınca kapanır belleğim kentin karmaşasının yaşattıklarına, insan ilişkilerinin ruhu eriten, içinizi eriten sanrılı hallerine…
    Başka bir ben olurum doğanın koynunda.
    İçinde yaşarken göremediğimiz nice şey, gelip burada belleğimin rengini oluşturuyor.

    Yaşadıkça hatırlanan, hatırlandıkça da yaşanan… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti30.09.2023 - 16:03

    Bir ayma anında evime değil de çocukluk yurduma gitmeyi seçerdim.
    Gitmek arınmaktır, yaşanmışlıkların izlerini hatırlamaktır bir bakıma.
    Unutulanlar hatırlanır, iz bırakanlar bir bir açılır…
    Dahası o günlerin yaşattıklarına dönülür.
    Gidenlerle kalanların öyküsüne bakarsınız oradan.
    Yurtsuzluğu seçenlerin ezincine, savrulmuşluklarına; kalıp bağlananın tutkulu hallerine…
    Ama hayatın büyüsü bozulmuş, masumiyetin tözü yitmiştir.

    Geriye kalan bir buruk acıdır hep… BİR GECE VAKTİ


  • Bir Gece Vakti24.09.2023 - 17:14

    Bu bahçe çocukluğumun özlemiydi. Adım adım biçimlenmesi; ağaçlar, çiçekler, kameriye gün gün buranın tanığı kesilmek…
    Semaverde dem alan çayın kokusu, kentin dışında ‘’çılgın kalabalıktan uzak’’ ama kendi içinde apayrı bir ses olup renk döken yaşantılar yumağı…
    Yazılarım, müzik, kitaplarla örülen dünyamda dostlarımın, arkadaşlarımın sürekli beni ziyaret etmeleri ayrı bir zenginlik iyi bir iyicil izdi bana. Yazılarımdan ve çevirilerimden aldığım para bana yetiyordu.
    Senede bir kere büyük halamın varsıllığını göstere göstere gelişi… bana dünyayı bağışlıyormuş gibi duran edası, hem de İstanbul’u taşıyan monden duruşu ve sürekli beni evlendirmeye çalışması…
    Sesimle ve piyanomla katılırdım o şenliğe… Gün kapanır, gök durur, gözler nemlenirdi… Ayrılıklar hatırlanır, gidip dönmeyenler anılır, rüzgarın önü tutulurdu bir an! Bir sesin insanların nasıl algına çevireceğine ilk kez tanık oluyordum orada.
    Sonra döner, bahçenin bir köşesinde kendime yaptığım okuma ve yazma yerine kapanırdım.
    Benim bahçem ve yaşam biçimim anlatılırdı akraba arasında.
    Knut Hamsun’u o günlerde keşfetmiş, günlerce ‘’Açlık’’ ve ‘’Göçebe’’’yi elimden düşürememiştim.
    Doğayı bahçemde keşfettim. Ağaçların, kuşların dilini öğrenmeye günlerce kendimi verdim.

    Bir ben
    Bir de yalnızlığımla!... BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti24.09.2023 - 01:31

    RÜZGAR

    Siz onu arayamazsınız o gelip bulur sizi, hatta yoklar, varlığını hissettirir. Sonra da anlatır, öğretir dilini…
    Bunu bahçemde hissettiğimden beri, kendime yaptığım rüzgar gülleri, fırıldaklarda; bahçemi donatan asmalarda, badem, kiraz armut, incir, limon, incir ağaçlarında rüzgarın dilini öğrenmeye vermiştim kendimi.
    Öyle ki; her esintinin adı anlamı kendini anlatadururdu bahçemde; yıldız, poyraz, gündoğusu, keşişleme, kıble, lodos, karayel, günbatısı…
    Evet her biri anlatırdı kendini.
    Tüm bunları ben Muzaffer’den öğrenmiştim.
    Bahçemde Muzaffer’le toprağa oturup söyleşirdik…
    ‘’Rüzgar ömrü uzatır beyim’’ derdi. İnsanın içindeki acının, sızının, ağrının hem nedenidir hem de dermanı’’ sözüne inanmış, bağlanmıştım. Şu sözleri usumda ve yüreğimde kalmıştı;
    ‘’gel zaman git zaman insan insandan, zaman zamandan iyilik çalışmaktan koptu… Viran günlere kaldık. El değiştirdi her şey. Yerler, insanlar… sonrası yıkıntı… Yeniden canlanır mı bilmem!’’

    Tüm bunları Zehra ve Ozan’a anlatınca artık şehre neden inmediğimi burayı ne çok sevdiğimi de anlatmıştım sanki. BİR GECE VAKTİ


  • Bir Gece Vakti21.09.2023 - 00:36

    BULUT DENİZLERİNDE UÇMAK

    İnsan yazmasını değil, görmesini öğrenmeli. Yazmak bir sonuçtur. Evet, varoluşun dili, sesi oradadır. Yaşamın tanıklığı, yaşanmışlıkların getirdiği birikim ancak öylesine bir bakış/duyuşla yazıda anlam kazanır.
    Yazarken hep yalnızımdır, içimdeki keder ya da sevinç sadece bana aittir. Bir yere ait olamama duygumu bu şekilde alt ediyorum. Okunmadığımı biliyorum, ama yazarken bir dostla dertleşir gibiyim. Bu da bana çok iyi geliyor, hayatı çok seviyorum
    Yaşanılan günün sonunda aynada kendime gülümseyebiliyorum;
    Sanırım bunun adı mutluluk…
    Şairin dediği gibi;

    ‘’yaşamak ciddi bir iş…’’ BİR GECE VAKTİ