Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir Gece Vakti
Bir Gece Vakti

Son Bakışını hiç kimse göremedi Sırrını Bilemedi, Bu Tufana Tutuluşunun...

  • Bir Gece Vakti14.11.2023 - 12:12

    Çocuk sesleri, çığlıklar, zamanı eskiten bir müzik avaz avaz, bezgin bakışların teslim olduğu dedikodulara gül açtıran büyük halamın güneşi yüzüne alan hali…
    Evde olmak; bahçeme kurallara uyarak yasaksız giren çocukların şen sesleri güne evimde başlamanın hazzını yaşatıyordu.
    Sözüm ona dinlence mevsimindeyim.
    Güz geldi, hava döndü, gözyaşlarıyla ıslandı toprak. Bereket beklentisi göğü yere indirdi.
    Yani ‘’Yer Demir Gök Bakır’’ zamanı…
    Avutmuyor bütün bunlar beni.
    Çöl yalnızlığı bastırıyor, tıpkı zemheri gibi.
    Gölgede kalmak nafile, unutulma bilinciyle yeknesak bir zamanın dervişi kesilmeye de gerek yok!

    Bu güz havasında, o yalnızlık labirentinde pencereme, kahveme yansıyanlar bunlardı. BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti13.11.2023 - 18:39

    Canan Sergül ‘’İnsanlığın Kitabını Yazdım’’ da diyor ki …’’bir insan kendisine nasıl davranıyorsa diğer insanlara ve hatta tabiata da öyle davranır….’’
    Ne kolay bir tanımlama, hemen yanı başımızda bize bizi anlattırıyor.
    Hatırlamak tatlı şeydir. Gecenin sessizliği buna yol açar. Sessizlik, özleri bakımından ürkek, kaçıcı olan ve gelip yaşayan dostlarının kulağına bir şeyler söylemek için karanlık ve yalnızlık isteyen ruhları uysallaştırır.
    Kendimizle olduğumuz an, kendimize baktığımız an’dır.
    Tüm bunları ve Sergül’ün yazılarını düşünürken boğuntulu bir havanın bizi çekip götürdüğü gölgelerde ne yapılabilir, diye sormadan penceremden bahçemde olan bitenleri gözlüyorum bir yandan da
    Günlerin, hem de çok uzun yaşanan günlerin yorgunlukları henüz üzerimden çıkmamışken…
    Büyük halamın ziyarete gelecek olması da ne eziyet!

    Yazacak çok şey var…

    Çok şey…

    Usumdan kaçmadan. BİR GECE VAKTİ

  • Mavinin İzi13.11.2023 - 16:43

    Mavi; denizdir, gök yüzüdür...
    Umuttur, iz bırakır...

  • Asrın felaketi 06/02/2023 4:1713.11.2023 - 16:41

    Buraya acıdan başka ne yazılabilir ki?
    Acısı
    hep içimizde cam kırıkları gibi kalacak...

  • Bir Gece Vakti13.11.2023 - 16:34

    Uzun yolculuklarımın en güzel yanı evime kavuşmak sanırım; kitaplarım, yazılarım masam beni bekliyor oluyor.
    Kendime başka ses ararken yaptığım, yaşadıklarımın anlamını bölüşmek. Benim bu arayışım hiç bitmez, nereye gitsem, ne işe tutunsam, yolumun ibresi insana çıkıyor. Ne denli yalnızlaştırılsam da kendimi insandan insana ulaşan sesin rengine takılıdır hep bakışlarım.
    Bunları derken önümde Canan Sergül’ün ‘’İnsanlığın Kitabını Yazdım’’ eseri açık duruyor otel odalarında okuduğum kitabı şimdi evimde okuma köşemde daha dindirilmiş duygularla karşılıyorum. Altını çizdiğim satırları anlatıcının/yazarın bakışının yansısı düşüncesinin izleri bana geçsin dercesine dip notlar almaya tutunmuştum şimdi.
    Kitaplarla gelen, bir yazarın bize anlatacağı belki de budur; kendi birikiminin, deneyiminin aktarımı…
    Gene de derim ki; önü açık bir zamanda yaşamaktansa, yaşadığı anın derinliğini kavramak, güne anlam verebilmek, yaşadıklarımdan ve okuduklarımdan bir anlam çıkarabilmek;

    Bana yaşama alanlarımın rengini biçimini getirir. BİR GECE VAKTİ


  • Bir Gece Vakti05.11.2023 - 01:06

    Gecenin bu saati, o kadar karanlık ki her yer...
    İçimi acıtan, kanayan, kanayan, kanayan...
    Gidecek kimse de yok!
    Uyuyunca geçecek diyorsun ya!

    Uyuyunca geçer mi?

  • Bir Gece Vakti04.11.2023 - 01:49

    Bir sesin yalnızlığında hayata bakmayı ilke edindiğim için arayışlarım hiç bitmez. O ses ki besler beni, taşıyıcısıdır zamanın, dünle bu günün yarına ulaşacak rengidir üstelik.
    Beni yaşama bağlayan duyguların barınağında yaşarken farkında olamadıklarım kadar olup da göremediklerim karşıma sorgulayıcı zamanın dilini çıkarır. Yanı zaman zaman bir kıyıya ulaşmamda etken olan, kimi kez de düşüncelerimi kanatlandıran, bu sorgulayıcı bakışla kendime yeni yaşama alanları seçerim.
    Dönüp yaşadığı her anı zaman süzgecinden geçirmeyen, dün olup bitene bakmayan birinin hayatla ilişkisinin anlamına kaygıyla bakarım.
    Öyle ya bizleri yönlendiren kendimize açtığımız yaşama alanlarının varlığını, hatta sürdürülebilirliğini görebilmek için kaçınılmazdır.
    Dar zamanların görünen yüzünü kendimize perde etmeden, diğer bir deyişle avuntu çarşılarında gezinmeyi bırakarak yol almayı bir yaşama ilkesine dönüştürmek sanki kurtarıcıdır!

    Belki de benim kusurum budur?
    Kim bilir… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti03.11.2023 - 15:48

    ZAMANA YAZILAN SÖZLER

    Karşılığı olan bir hayatın kıyısında durmayı becerebilmek için bir mevsim yaratmalıyız kendimize. O alışkanlıklar labirentinden çıkıp hayatın renklerini görebilmek, insan sıcaklığına tutunarak yol alabilmek için kaçınılmaz bir gerçekliktir bu.
    Mevsimsiz bekleyişleri başka bir iklime dönüştürebilmek için bu adımı atmak gerek.
    Uzaktan bilgelikmiş gibi sıralanan sözcükleri ile hayata yabancı, insana yabancı, dostuna arkadaşına güven duymayan insanlardan hep uzak kaldım. Onlar ki yaban arısı gibi, hem sevgiye düşman, hem de güvensizlik yaratan söylemleriyle kendi bilgiçliğini savunurlar.
    Bir sürükleniş içinde akıp giderken, yolumuza çıkanlara güven duymayacak mıyız? Hiç yaşamadığımız, haritadan yerine ve fotoğraflarına bakarak özlediğimiz yerler düşlerde mi kalacak?
    Güne, ana, yaşanan zamana değer katmadan, yaşamın renklerine soluk bir camdan izleyerek, bu güvensizlik nereye kadar?
    Kendi engelini sürekli kendi yaratan insanın tahrip ederek yaşama yolculuğu her gün daha çok şeyi içine alıp tüketerek sürüyor.
    Yaşayan canlı bir organizmaya benzetebileceğimiz kentlerin bu yanlarını ne yazık ki görmüyor, görsek de umursamıyoruz.

    Hayata tutunmanın bir yolu da insanı sevmek ve güven duymaktır. BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti01.11.2023 - 17:57

    Uzun ve günler süren yolculuklarımda, konakladığım otel odalarında, dost sohbetlerinde, davet edildiğim panel ve toplantılarda yaşamın bütün renklerine tarafsız bir gözlemle bakarım, bakmak zorundayım benim işim bu.
    Düşte, duyguda, düşüncede yaşamanın, bunlarla örülü bir dünyayı özlemenin dilini dokuyan birilerinin ettikleri sözlere de çok uzağımdır.
    ‘’Demek sevgi gençtir, ama genç değil sade, incedir de’’ diyen Platon’u okumamak ne büyük kayıp.
    ‘’Canda, bedende, nerede olursa olsun, sevgi çiçek açmayan yere uğramaz, nerede çiçekli, güzel kokulu bir yer varsa oraya yerleşir.’’
    Bu düşüncelerse mevsimsizliğimizin kışı gibi gelir bana.

    Yazıda ve sözde düşüncelerimi aktarırken hep aklımda sevgi dolu bir dünya özlemiyle… BİR GECE VAKTİ




  • Bir Gece Vakti31.10.2023 - 00:55

    Göğe bakmadan, yeşil örtüyü görmeden
    Dokunmadan toprağa.
    Durduğumuz yeri dünyanın merkezi sanarak
    Günü karşılıyoruz o kadar.
    Alışkanlıklarımız yönlendiriyor bizi
    Artılar eksilerle işimiz çoğunlukla.
    Beklentileri avuntu kılmak yetiyor bize.
    Gözünün üstünde kaşın var demeyi unutmuşuz,
    bir nefes de başkalarına ses olsun bilinci çok uzağımızda…
    Gidilmeyen evleri evimiz, görülmeyen yüzleri dostumuz biliyoruz nasılsa.
    Sönmeyen sözü yadigar kılıyoruz uzak bakışlara.
    Dönüp bakmayız da kendimize öyle;
    Yaralarımıza, tutunduklarımıza, tutunamadıklarımıza, varlığımızın anlamına,
    Günün renk değişmesine,
    Bir başına yolculuğun neden iyi gelebileceğine,
    Suyu ölçülü kullanmanın hangi bilinç aşısı getirebileceğine,
    Yanı başımızda yere düşen sese, çatlayan tomurcuğa,
    Bizi ölümcül kılan düşlere,
    Gitmeye hazırlayan sözlere…
    Mevsimsiziz, iklimsiz, renksiz, kokusuzuz.

    Yaşadığımızı sanarak yaşarız. BİR GECE VAKTİ