Tolstoy diyor ki: “Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir...
Günün birinde Manhattan gökdelenlerinden birinde yangın çıkmış. Herkes taşınabilir değerli eşyalarını alıp merdivenlerden aşağı iniyormuş. Bir ara otuz birinci katta oturan adam otuzuncu katta oturan komşusuyla karşılaşmış. Adam elinde üzeri örtülü bir nesne taşıyormuş. Üst kat komşusu 'Herkes yükte hafif pahada ağır bir şeyler kaçırırken elindeki o şey ne?' diye sormuş merakla. 'Örtünün altında kafes, içinde de horoz var' cevabını alınca düşüp bayılmış. Merdivendeki komşular başına üşüşüp onu ayıltmaya çalışmışlar. Adam nihayet kendine gelmeye başladığında 'Binada yangın varken bayılmanın sırası mıydı?' diye çıkışmışlar. 'Nasıl bayılmam,' demmiş adam, 'New York'un otuz birinci katında horoz sesi duyuyorum diye yıllardır psikiyatriste gidiyorum."
Güneş de yoruldu dönüp durmaktan. Yine bahar gitti, yine yaz geldi. Sözü var baharda gelirim diye. Niyazıma cevap diye naz geldi. Koruklar sabırla olurmuş üzüm, Her bağ bozumunda takvimde gözüm. Üç yüz altmış beş gün ilkbahar çözüm. Sarının üstüne bak beyaz geldi." .aln..
Bazen ne kadar sevsen de bazı insanlar bir şekilde senin için uygun değil...
Uyumsuzluk... S.. N... ¿
Kırıldım evet, ama hâlâ içimde maviye dönecek kadar su var…..
?si=IAwgHqNP-cSw69mL
Tolstoy diyor ki: “Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir...
Kendimi hayal kırıklığına uğrattım..
S...N...¿
Günün birinde Manhattan gökdelenlerinden birinde yangın çıkmış. Herkes taşınabilir değerli eşyalarını alıp merdivenlerden aşağı iniyormuş. Bir ara otuz birinci katta oturan adam otuzuncu katta oturan komşusuyla karşılaşmış. Adam elinde üzeri örtülü bir nesne taşıyormuş. Üst kat komşusu 'Herkes yükte hafif pahada ağır bir şeyler kaçırırken elindeki o şey ne?' diye sormuş merakla. 'Örtünün altında kafes, içinde de horoz var' cevabını alınca düşüp bayılmış. Merdivendeki komşular başına üşüşüp onu ayıltmaya çalışmışlar. Adam nihayet kendine gelmeye başladığında 'Binada yangın varken bayılmanın sırası mıydı?' diye çıkışmışlar. 'Nasıl bayılmam,' demmiş adam, 'New York'un otuz birinci katında horoz sesi duyuyorum diye yıllardır psikiyatriste gidiyorum."
..
Sanki koşuyor ama hep biraz geride kalıyor gibiyim…
S.. Nasıl..
Kimi zaman gideceğimiz yolu kendimiz seçebiliriz. Kimi zaman ise yollar bizim adımıza seçilir...
?si=NsMBtG6-y6hSyoSM
..... bazen Allah kurtarıyor da biz bunu anlamadığımızdan ayrılık sanıyoruz.....
Bu dünyada tam mutluluk hiçbir insana nasip olmaz
Güneş de yoruldu dönüp durmaktan.
Yine bahar gitti, yine yaz geldi.
Sözü var baharda gelirim diye.
Niyazıma cevap diye naz geldi.
Koruklar sabırla olurmuş üzüm,
Her bağ bozumunda takvimde gözüm.
Üç yüz altmış beş gün ilkbahar çözüm.
Sarının üstüne bak beyaz geldi." .aln..