----------DEPRESYON-------- ------Son zamanlarda, özellikle Pandemiden sonra Toplumda, Sinirsel zafiyet ve Nöropatif davranışlar oldukça arttı. Arkasından Afatı, tufanı ve zelzelesi Memleket sathında olumsuz ve çözümsüz olaylara yol açtı. Ayrıca üç yıldır, hiç ara vermeden devam eden yüksek Enflasyon sonucunda, özellikle işçi, Memur, küçük esnaf ve Emekli kesiminde iflah olmaz yaralar açtı. ------Üst-üste gelişen bu tarihsel makus dinmeden. Cihan-i Alem de savaşların baş göstermesi Toplumsal, Siyasal ve sosyoekonomik kültürel gelişimlere ket vurdu.. Kısıtlı ekonomik önlemler Ülke sathına yayıldı. Her gün ve mütemadiyen Gökten Yağmur yerine ZAM yağar oldu. -------Sonuç, her kesim ve yaş gurubunda, bir çok İnsanda depresif tavır ve dav- ranışlar baş göstermeye başladı. Bireylerin biri birine karşı tahammülsüzlüğü ve agresifliği ve bühtani Lehçe-i dil kullanılması oldukça arttı. Kişilerde karamsarlık, Ümitsizlik, çaresizlik ve çözümsüzlük toplumsal taşkınlıklara neden olmaktadır. -------Sanki bir Üst Akıl, bu üst-üste gelen olumsuz meseleleri dizayna etmektedir. Metafizikçiler bu vahim Tarihsel devinimi Fıtrat-ı Kader diye nitelendiriyor. Depreme, Afata, Tufana Kader diyor ve hatta hatim indiriyor. -------Şimdi soruyorum, Metafizikçi düşünürlere Filistin--Gazze olayları da Fıtrat-ı Kadermidir. Orta Doğu İslam Devletleri top yekün Hatim mi indirecekler. VESSELAM. ---------ÇAKIROĞLU-------
----------SAYIN NİLÜFER AKSU-------- --------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve bir kavga niteliğin de kaleme alınmış ve anlamak ta zorlandığım, Şahsıma mukabil itham dolu ibretli yazınızı okudum. --------Kardeşim, Zat-ı Aliniz ya yazdığımı anlayarak okumadılar, ya--da çatacak yer arıyorlar. Ben, Okurlar bu ucube değimi kimin yazdığını anla- masınlar diye, başlığın bütünlüğünü biraz değiştirdim. Kaldı ki Antoloji Kurulu okurlara yorum yapma yetkisi vermiştir. Günün Şiir sayfasına asılan Şiirleri çok daha ağır bir şekil de eleştiriyoruz. --------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar besteler ve çalar söylerim. Hiç bir şiirim ölçüsüz, kuralsız ve devşirme değildir. Sizin Şiir diye yaz- dığınız Lehçe-i Dille telafuz dahi edilemeyen deyimi 50 yıl önce Dedem söylemişti. Pek Sayın Hanımefendi ben Zat-ı Alinizi değil, sizin yazdık- larınızı eleştiriyorum. Benim fikir hürriyetime kimse ket vuramaz... Siz benim örfü değerlerime saldırıyorsunuz. Her zaman ve her yerde benim Şiirlerime yorum ve eleştiri yapabilirsiniz. Şahsıma değil. --------Biraz güncel meselelere yoğunlaşınız. Devri Alem de neler oluyor takip ediniz. Bazen de kendinizi Fetbazlığa değil, İtidala zorlayınız. Biraz uzun oldu lütfen mazur görünüz. ve her zaman ve her yerde Sevgi, Barış ve Suhuletle Kalınız...KARDEŞİM. -------ÇAKIROĞLU------
----------ŞAİR VE ŞİİRİN DEJENERASYONU--------- --------Bu gün Antoloji sayfalarını gezinerek, bir zat-ı Muhterem karmaşık deyim yazmış ve başlık olarak RUHUN ZEKÂSI US-UN KILAVUZUDUR diye başlığı gö- rünce dikkatımı çekti. Şiir diye altına yazılan deyim tam olarak şöyle. -------(Bin İdea Doğurur, Uyanan Dingin Bir Ruh, Mihenk Taşı Kalbin İnkılabı) başlık değimden daha uzun ve daha anlamlı. -------Sayın okurlar deyimin ne anlama geldiğini, Türkçe olarak cümleye devriksiz dönüştürmek imkânsız. Anlamını buraya yazıpta ukalalık etmek istemem. Ancak beni hayretle ve ibretle düşündüren, bu deyime yapılan yorumlardır. -------ŞAİR= Toplumun olumlu ya da olumsuz meselelerini objektif bir şekilde gören, araştıran, inceleyen ve tarafsızlık için de özetleyip beyitler halin de yazılı ve sözlü olarak anlaşılır Lehçe-i bir dille, geçmişi bu günlere deşifre eden ve bu günleri, yarınlara taşıyan Felsefi düşünürlerdir. --------Şiir Türk Edebiyatın en etkili dalıdır. Sair ve Şaireler ŞİİRİ öyle sıradan bir cümle ya da bir deyim içerisine sıkıştırıp, kısır döngüye haps edemezler. Şayet kuralsız, kafiyesiz, uyumsuz yazarlarsa onlar zaten ŞAİR olamazlar. -------Bu güne kadar Türk Edebiyatına çok emekler verildi. Pir Sultanlar, Yunus Emreler, İhsaniler, Ahmed Arifler ve daha niceler çok ağır bedeller ödemişlerdir. Yapmayalım, Etmeyelim Bu hür medeniyetin değerleriyle fazla oynamayalım. Ya--hu yazıktır ve günahtır...VESSELAM-------ÇAKIROĞLU-------
----------FİLİSTİN YANIYOR--------- -------7--Ekim 2023 Tarihin de Hamas'ın--İsrail'e karşı AKSA TUFANI adlı büyük bir Askeri Operasyon başlatması sonucun da, Gazze alev, alev yanıyor. Okullar, Cami- ler, Hastaneler bombalanıyor. Kadın, Erkek, Çoluk Çocuk ayırt edilmeksizin vahşice, Hunharca öldürülmektedir. Ölenlerin sayısı on bine ulaştı ve binlerce yaralı. --------Hamasın ucuz Kahramanlık Şowları sonucun da, Filistin toz, duman için de yanıp kavrulmakta. Diğer tarafta bütün Dünya Alemi, bu İnsanlık vahşetine seyir etmeye devam ediyor. Cumhuriyete ve Demokrasiye karşı miting yapan eli asalılar, çember sakallılar. Püskül Fesliler ve Cübbeli kara sesliler hani neredeler. Neden sesleri çıkmıyor. --------Amerika, 9--Ağustos--1945 de Hiroşima'ya Atom Bombası atması sonucun da 80 bin ölü ve 100 binler yaralı. Ayrıca kimyasal gazlardan dolayı yüz binlerce İnsanın üreme hücrelerin de derin tahribatlar tespit edilmiştir. O,JAPONYA şimdi kimin yanın- da.? Elbette ki Amerika ve Katil İsrail'in yanın da. Alman Lideri Adolf HİTLER kimlere soy kırım uygulamıştı. Elbette ki Yahudilere karşı. Ehhh şimdi Almanlar ile can ciğer Kuzu sarması olmuşlar. Bu nasıl bir çelişkidir anlaşılır değil... --------Son zamanlar da, Uluslar arsı bir moda oldu, kim çok marizliyorsa, hep ondan yana olunuyor...Vesselam...------------ÇAKIROĞLU-------
--------Saygıdeğer Barış ve suhulet Mürsid-i Tuba Hanım. --------Öncelikle, Meselelere doğru zaman ve doğru yerde Vakıf olduğunuzdan dolayı zatıalinizi yürekten kutlarım. --------Şahısların Felsefi, fikir ve empati yeteneği, ilk önce Aile kültürüyle başlar, ve çevresel faktörlerle genişler, almış olduğu eğitimle şekillenir. Dünya görüşüyle Harmanlanır ve sübuta erer. Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazarım. İki bin den fazla Şiir yazdım. Bazen irticalen yazdığım Şiirlerimi besteler ve çalar söylerim. (Amatörce) Yani demem o,ki Şimdi Altmış yaşımdayım, sosyo ekonomik, kültürel, ve siyasal Felsefi gelişmişliğim ne düzeyde'yse? anca o, kadar yansıyor Şiir, yorum ve nesirlerime. -------Sevgi Değer Barış Ağacı, Taç yapraklarınız her daim yeşil ve tomurcukları Maşruk'tan Mağribe yayılsın. Sevgi, Barış ve Suhuletle kalınız. SELAMLAR.
-------Muhterem Cesur Yürek Canan Hanım. -------Dünya gerçek, ölüm haktır konulu yazıma mukabil yorum ve tafsilatlı yazınızı henüz okudum. Müspet dileklerinizden dolayı çok teşekkür ederim. Eyvallah. -------Ben Metafizik felsefenin bazı yorumlarına olumlu bakmıyorum. Ben genel de Materyalist Felsefeyi destekler, fikirsel, mantıksal, yaşamsal ve toplumsal iletişim devinimimi o yön de icra etmekteyim. Metafizik Felsefi konuları münazara edecek edebi bir yetkinlğim yoktur. Yalancı ve cambaz Fetbazlara atıfta bulundum. Hepsi o, kadar. Ancak Allahın yaratmış olduğu hiç bir yaradılan yalan olamaz. Bu bir şirk- tir. Peki demezler mi? Dünya, İslamiyetten önce kimin, ya da kimlerin Tarlasıydı. ------Kardeşim, Tenezzül, ya da zahmet edip, bir teati de bulunmanız beni oldukça bahtiyar kıldı. Minnettarım. Sevgi ve Selamlarımı sunarım.
-------DÜNYA GERÇEK, ÖLÜM HAKTIR------- -------Dünya, Güneş sistemine bağlı ve Güneşe en yakın olan üç Gezegen'den biridir. Çekim kuvvetinden dolayı üzerinde ve katmanlarında Su, Hava, Oksijen Kimyasal Mineral ve Madenler bulunmaktadır. Dünya, kendi ekseni etrafında Dönüş hızı 1600 Km. dir. Güneşin etrafın da dönüş hızı 107 bin Km.dir. -------Dünya, Üzerin de yaşayan yaklaşık dokuz milyon canlı türü bulunmaktadır. Bu da demektir ki, Dünya gerçek ve bunca mahlukatla beraber yaşanabilir bir Gezegendir. Peki neden Fetbazlar Dünya yalan ve ölüm bakidir diye fetva verirler anlamış değilim. Diğer Gezegenleri görmediğimiz halde varlığına inanı- yoruz. Cennet ve Cehennemin varlığına inanıyoruz da amel ediyoruz. Neden üzerinde tepinip ve türlü nimetlerinden faydalanarak aheste, aheste yaşayıpta Şükür etmiyoruz.? Bu ne yaman bir çelişkidir. -------Bazı Fetbazlar, kürsülerden Dünya'ya Ahiretin Tarlasıdır diye fetva veriyor- lar. Anlamış değilim. Anlamakta mümkün değildir. Kur'an-a göre, Kainatın bütün Tapusu Yüce Yaradana aittir ve hükmünü de kendisi verir diyor ayetler. Bu Güzel muhteşem Dünyamızın her türlü imkânlarından faydalanıp ve sonrada yok fani, yok yalan, yok Ahiret Tarlası terimleriyle neslimizi nereye yönlendirmek isteniyor. -------Bütün Mahlukatın elbette ki bir sonu vardır. Beşer Alemi, doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Ve Lakin Topraktan geldikleri gibi tekrar Toprağa dönerler. Buna bazı Doktirinler; Evrim derler, bazılar da Devinim derler. Ben de derim ki: Dünya gerçek, Ölüm Haktır. VESSELAM ---------ÇAKIROĞLU------
-----------MAVİ RENK--------- -------Son günler de, bir Mavi'dir dillere pelesenk olmuş gidiyor. Ayrıştırmadığımız bir Mavi kalmıştı onu da tamamladık. -------Mavi renk, az gelişmiş Ülkeler de, güven verici renklerin başın da gelmektedir. Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu nedenle, özellikle Erkekler de Kıyafet Araba ve eşya alımın da en çok Mavi tercih edilmektedir. Yeni evli çiftler de mobilya ve badana renkleri genelde Mavi ve ya Mavimsi renkler kullanılır. -------Ayrıca Mavili ortamlar da huzur, sakinlik, uyum ve mutluluk belirtileri görülmüştür. İnsan psikolojisin de oldukça önem arz etmektedir. Asabi beyinleri sakinleştiği ve öz güven yeteneğinin güçlendiği, Psikologlarca tespit edilmiştir. ------Gök yüzünün, Denizin ve Cennetin Mavi ile sembolize olması Metafizik Felsefe- sin de ayrı bir önem arz etmektedir.
Kaldır Nikabını, Yüzün Görülsün Saçılsın Zülüfler, Gözlerin gülsün Bakışların Derdime, Şifa Olsun Akar Gözlerimden Yaş Mavi, Mavi Hayalin Ruhum da, Düş Mavi, Mavi... ------------ÇAKIROĞLU------------
Geldi Sonbahar, Yaz Bahar içinde Filistin Yanıyor, Toz Duman içinde Karunlar Yaşıyor Köşk, Saray içinde Vatandaş Kavruldu, Zamlar içinde... ------ÇAKIROĞLU------
----------DEPRESYON--------
------Son zamanlarda, özellikle Pandemiden sonra Toplumda, Sinirsel zafiyet ve
Nöropatif davranışlar oldukça arttı. Arkasından Afatı, tufanı ve zelzelesi Memleket
sathında olumsuz ve çözümsüz olaylara yol açtı. Ayrıca üç yıldır, hiç ara vermeden
devam eden yüksek Enflasyon sonucunda, özellikle işçi, Memur, küçük esnaf ve
Emekli kesiminde iflah olmaz yaralar açtı.
------Üst-üste gelişen bu tarihsel makus dinmeden. Cihan-i Alem de savaşların baş
göstermesi Toplumsal, Siyasal ve sosyoekonomik kültürel gelişimlere ket vurdu..
Kısıtlı ekonomik önlemler Ülke sathına yayıldı. Her gün ve mütemadiyen Gökten
Yağmur yerine ZAM yağar oldu.
-------Sonuç, her kesim ve yaş gurubunda, bir çok İnsanda depresif tavır ve dav-
ranışlar baş göstermeye başladı. Bireylerin biri birine karşı tahammülsüzlüğü ve
agresifliği ve bühtani Lehçe-i dil kullanılması oldukça arttı. Kişilerde karamsarlık,
Ümitsizlik, çaresizlik ve çözümsüzlük toplumsal taşkınlıklara neden olmaktadır.
-------Sanki bir Üst Akıl, bu üst-üste gelen olumsuz meseleleri dizayna etmektedir.
Metafizikçiler bu vahim Tarihsel devinimi Fıtrat-ı Kader diye nitelendiriyor. Depreme,
Afata, Tufana Kader diyor ve hatta hatim indiriyor.
-------Şimdi soruyorum, Metafizikçi düşünürlere Filistin--Gazze olayları da Fıtrat-ı
Kadermidir. Orta Doğu İslam Devletleri top yekün Hatim mi indirecekler. VESSELAM.
---------ÇAKIROĞLU-------
HAKKIN HAKİKATIN ADI KALMADI
-----------------------------------------------
Ülkemin kaderi, kara yazıldı
Dertlerimiz katar, katar dizildi
Umut kurşun yedi, Millet ezildi
Gayrı yaşamanın tadı kalmadı.
----------------------------------------
Her şafak ayrı bir hüzün doğuyor
Gökten rahmet değil, zamlar yağıyor
Tekelci Marketler, Halkı soyuyor
Yoksulun tutacak, dalı kalmadı.
-----------------------------------------
Senyör'ün yasası Parası, pulu
Vatandaş Hünkârın kölesi kulu
Maşruktan-Mağribe şaşırdık yolu
Hakkın-hakikatın Adı kalmadı.
-----------------------------------------
Çakıroğlu, dinmiyor göz yaşımız
Zehire dönüştü Ekmek, Aşımız
Ne ayak bellidir, ne de başımız
Hayır hasenatlı Kulu kalmadı...
-----------ÇAKIROĞLU------
----------SAYIN NİLÜFER AKSU--------
--------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve bir kavga niteliğin de
kaleme alınmış ve anlamak ta zorlandığım, Şahsıma mukabil itham dolu
ibretli yazınızı okudum.
--------Kardeşim, Zat-ı Aliniz ya yazdığımı anlayarak okumadılar, ya--da
çatacak yer arıyorlar. Ben, Okurlar bu ucube değimi kimin yazdığını anla-
masınlar diye, başlığın bütünlüğünü biraz değiştirdim. Kaldı ki Antoloji
Kurulu okurlara yorum yapma yetkisi vermiştir. Günün Şiir sayfasına
asılan Şiirleri çok daha ağır bir şekil de eleştiriyoruz.
--------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar besteler ve çalar söylerim.
Hiç bir şiirim ölçüsüz, kuralsız ve devşirme değildir. Sizin Şiir diye yaz-
dığınız Lehçe-i Dille telafuz dahi edilemeyen deyimi 50 yıl önce Dedem
söylemişti. Pek Sayın Hanımefendi ben Zat-ı Alinizi değil, sizin yazdık-
larınızı eleştiriyorum. Benim fikir hürriyetime kimse ket vuramaz...
Siz benim örfü değerlerime saldırıyorsunuz. Her zaman ve her yerde
benim Şiirlerime yorum ve eleştiri yapabilirsiniz. Şahsıma değil.
--------Biraz güncel meselelere yoğunlaşınız. Devri Alem de neler
oluyor takip ediniz. Bazen de kendinizi Fetbazlığa değil, İtidala
zorlayınız. Biraz uzun oldu lütfen mazur görünüz. ve her zaman
ve her yerde Sevgi, Barış ve Suhuletle Kalınız...KARDEŞİM.
-------ÇAKIROĞLU------
----------ŞAİR VE ŞİİRİN DEJENERASYONU---------
--------Bu gün Antoloji sayfalarını gezinerek, bir zat-ı Muhterem karmaşık deyim
yazmış ve başlık olarak RUHUN ZEKÂSI US-UN KILAVUZUDUR diye başlığı gö-
rünce dikkatımı çekti. Şiir diye altına yazılan deyim tam olarak şöyle.
-------(Bin İdea Doğurur, Uyanan Dingin Bir Ruh, Mihenk Taşı Kalbin İnkılabı) başlık
değimden daha uzun ve daha anlamlı.
-------Sayın okurlar deyimin ne anlama geldiğini, Türkçe olarak cümleye devriksiz
dönüştürmek imkânsız. Anlamını buraya yazıpta ukalalık etmek istemem. Ancak
beni hayretle ve ibretle düşündüren, bu deyime yapılan yorumlardır.
-------ŞAİR= Toplumun olumlu ya da olumsuz meselelerini objektif bir şekilde gören,
araştıran, inceleyen ve tarafsızlık için de özetleyip beyitler halin de yazılı ve sözlü
olarak anlaşılır Lehçe-i bir dille, geçmişi bu günlere deşifre eden ve bu günleri,
yarınlara taşıyan Felsefi düşünürlerdir.
--------Şiir Türk Edebiyatın en etkili dalıdır. Sair ve Şaireler ŞİİRİ öyle sıradan bir
cümle ya da bir deyim içerisine sıkıştırıp, kısır döngüye haps edemezler. Şayet
kuralsız, kafiyesiz, uyumsuz yazarlarsa onlar zaten ŞAİR olamazlar.
-------Bu güne kadar Türk Edebiyatına çok emekler verildi. Pir Sultanlar, Yunus
Emreler, İhsaniler, Ahmed Arifler ve daha niceler çok ağır bedeller ödemişlerdir.
Yapmayalım, Etmeyelim Bu hür medeniyetin değerleriyle fazla oynamayalım.
Ya--hu yazıktır ve günahtır...VESSELAM-------ÇAKIROĞLU-------
----------FİLİSTİN YANIYOR---------
-------7--Ekim 2023 Tarihin de Hamas'ın--İsrail'e karşı AKSA TUFANI adlı büyük bir
Askeri Operasyon başlatması sonucun da, Gazze alev, alev yanıyor. Okullar, Cami-
ler, Hastaneler bombalanıyor. Kadın, Erkek, Çoluk Çocuk ayırt edilmeksizin vahşice,
Hunharca öldürülmektedir. Ölenlerin sayısı on bine ulaştı ve binlerce yaralı.
--------Hamasın ucuz Kahramanlık Şowları sonucun da, Filistin toz, duman için de
yanıp kavrulmakta. Diğer tarafta bütün Dünya Alemi, bu İnsanlık vahşetine seyir
etmeye devam ediyor. Cumhuriyete ve Demokrasiye karşı miting yapan eli asalılar,
çember sakallılar. Püskül Fesliler ve Cübbeli kara sesliler hani neredeler. Neden
sesleri çıkmıyor.
--------Amerika, 9--Ağustos--1945 de Hiroşima'ya Atom Bombası atması sonucun da
80 bin ölü ve 100 binler yaralı. Ayrıca kimyasal gazlardan dolayı yüz binlerce İnsanın
üreme hücrelerin de derin tahribatlar tespit edilmiştir. O,JAPONYA şimdi kimin yanın-
da.? Elbette ki Amerika ve Katil İsrail'in yanın da. Alman Lideri Adolf HİTLER kimlere
soy kırım uygulamıştı. Elbette ki Yahudilere karşı. Ehhh şimdi Almanlar ile can ciğer
Kuzu sarması olmuşlar. Bu nasıl bir çelişkidir anlaşılır değil...
--------Son zamanlar da, Uluslar arsı bir moda oldu, kim çok marizliyorsa, hep ondan
yana olunuyor...Vesselam...------------ÇAKIROĞLU-------
--------Saygıdeğer Barış ve suhulet Mürsid-i Tuba Hanım.
--------Öncelikle, Meselelere doğru zaman ve doğru yerde Vakıf olduğunuzdan
dolayı zatıalinizi yürekten kutlarım.
--------Şahısların Felsefi, fikir ve empati yeteneği, ilk önce Aile kültürüyle başlar,
ve çevresel faktörlerle genişler, almış olduğu eğitimle şekillenir. Dünya görüşüyle
Harmanlanır ve sübuta erer. Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazarım. İki bin den
fazla Şiir yazdım. Bazen irticalen yazdığım Şiirlerimi besteler ve çalar söylerim.
(Amatörce) Yani demem o,ki Şimdi Altmış yaşımdayım, sosyo ekonomik, kültürel,
ve siyasal Felsefi gelişmişliğim ne düzeyde'yse? anca o, kadar yansıyor Şiir, yorum
ve nesirlerime.
-------Sevgi Değer Barış Ağacı, Taç yapraklarınız her daim yeşil ve tomurcukları
Maşruk'tan Mağribe yayılsın. Sevgi, Barış ve Suhuletle kalınız. SELAMLAR.
-------Muhterem Cesur Yürek Canan Hanım.
-------Dünya gerçek, ölüm haktır konulu yazıma mukabil yorum ve tafsilatlı yazınızı
henüz okudum. Müspet dileklerinizden dolayı çok teşekkür ederim. Eyvallah.
-------Ben Metafizik felsefenin bazı yorumlarına olumlu bakmıyorum. Ben genel de
Materyalist Felsefeyi destekler, fikirsel, mantıksal, yaşamsal ve toplumsal iletişim
devinimimi o yön de icra etmekteyim. Metafizik Felsefi konuları münazara edecek
edebi bir yetkinlğim yoktur. Yalancı ve cambaz Fetbazlara atıfta bulundum. Hepsi
o, kadar. Ancak Allahın yaratmış olduğu hiç bir yaradılan yalan olamaz. Bu bir şirk-
tir. Peki demezler mi? Dünya, İslamiyetten önce kimin, ya da kimlerin Tarlasıydı.
------Kardeşim, Tenezzül, ya da zahmet edip, bir teati de bulunmanız beni oldukça
bahtiyar kıldı. Minnettarım. Sevgi ve Selamlarımı sunarım.
-------DÜNYA GERÇEK, ÖLÜM HAKTIR-------
-------Dünya, Güneş sistemine bağlı ve Güneşe en yakın olan üç Gezegen'den
biridir. Çekim kuvvetinden dolayı üzerinde ve katmanlarında Su, Hava, Oksijen
Kimyasal Mineral ve Madenler bulunmaktadır. Dünya, kendi ekseni etrafında
Dönüş hızı 1600 Km. dir. Güneşin etrafın da dönüş hızı 107 bin Km.dir.
-------Dünya, Üzerin de yaşayan yaklaşık dokuz milyon canlı türü bulunmaktadır.
Bu da demektir ki, Dünya gerçek ve bunca mahlukatla beraber yaşanabilir bir
Gezegendir. Peki neden Fetbazlar Dünya yalan ve ölüm bakidir diye fetva
verirler anlamış değilim. Diğer Gezegenleri görmediğimiz halde varlığına inanı-
yoruz. Cennet ve Cehennemin varlığına inanıyoruz da amel ediyoruz. Neden
üzerinde tepinip ve türlü nimetlerinden faydalanarak aheste, aheste yaşayıpta
Şükür etmiyoruz.? Bu ne yaman bir çelişkidir.
-------Bazı Fetbazlar, kürsülerden Dünya'ya Ahiretin Tarlasıdır diye fetva veriyor-
lar. Anlamış değilim. Anlamakta mümkün değildir. Kur'an-a göre, Kainatın bütün
Tapusu Yüce Yaradana aittir ve hükmünü de kendisi verir diyor ayetler. Bu Güzel
muhteşem Dünyamızın her türlü imkânlarından faydalanıp ve sonrada yok fani,
yok yalan, yok Ahiret Tarlası terimleriyle neslimizi nereye yönlendirmek isteniyor.
-------Bütün Mahlukatın elbette ki bir sonu vardır. Beşer Alemi, doğar, büyür, yaşar
ve ölürler. Ve Lakin Topraktan geldikleri gibi tekrar Toprağa dönerler. Buna bazı
Doktirinler; Evrim derler, bazılar da Devinim derler. Ben de derim ki: Dünya gerçek,
Ölüm Haktır. VESSELAM
---------ÇAKIROĞLU------
-----------MAVİ RENK---------
-------Son günler de, bir Mavi'dir dillere pelesenk olmuş gidiyor. Ayrıştırmadığımız
bir Mavi kalmıştı onu da tamamladık.
-------Mavi renk, az gelişmiş Ülkeler de, güven verici renklerin başın da gelmektedir.
Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu nedenle, özellikle Erkekler de Kıyafet
Araba ve eşya alımın da en çok Mavi tercih edilmektedir. Yeni evli çiftler de mobilya
ve badana renkleri genelde Mavi ve ya Mavimsi renkler kullanılır.
-------Ayrıca Mavili ortamlar da huzur, sakinlik, uyum ve mutluluk belirtileri görülmüştür.
İnsan psikolojisin de oldukça önem arz etmektedir. Asabi beyinleri sakinleştiği ve öz
güven yeteneğinin güçlendiği, Psikologlarca tespit edilmiştir.
------Gök yüzünün, Denizin ve Cennetin Mavi ile sembolize olması Metafizik Felsefe-
sin de ayrı bir önem arz etmektedir.
Kaldır Nikabını, Yüzün Görülsün
Saçılsın Zülüfler, Gözlerin gülsün
Bakışların Derdime, Şifa Olsun
Akar Gözlerimden Yaş Mavi, Mavi
Hayalin Ruhum da, Düş Mavi, Mavi...
------------ÇAKIROĞLU------------
Geldi Sonbahar, Yaz Bahar içinde
Filistin Yanıyor, Toz Duman içinde
Karunlar Yaşıyor Köşk, Saray içinde
Vatandaş Kavruldu, Zamlar içinde...
------ÇAKIROĞLU------