AKLINIZ NERENİZDEDİR? Sık sık gündeme getirdiğim ayrılıkçı + yobaz iki grubun dışında, psikolojik baskı kurarak, kendileriyle aynı frekansta düşünmeyenleri sindirecekleri boş hevesine kaptıran hadsiz, şımarık, küstah ve saldırgan bir başka grup daha var.
Bu gruptakilerin yaşlı veya site eskisi oluşları ve bilgiçlik taslayışları dışında hiçbir özellikleri, ayrıcalıkları yok.
Hemen belirteyim ki, yaşlı veya kıdemli herkesi aynı kefeye koymuyorum elbette... İçlerinde saygılı dostluklar kurduğumuz nice büyüklerimiz var. Selam olsun onlara.
Ancak, her konuda maŞŞallah(!) iddiali bazıları, yaşlandıkça yer çekiminin etkisiyle aşağılara sarkan düşünce sistemlerinin dumura uğraması sonucu kimi tartışmalarda tekleyince sıçrayan komplekslerini ağızlarını bozup küfrederek maskelemeye çalışıyorlar.
Ve "sen benim gaç yaşında olduğumu bili miyOn?" veya, "sen benim burda gaç yıllık üye olduğumu nası' bilmEyon ?" benzeri geri zeka ürünü sorularla karşı atağa geçerek tartıştıkları kişileri terlettiklerini sanıyorlar. Oysa bir bakıyorlar ki, asıl kendileri kan ter içinde kalmışlar... Ve suratlar kıpkırmızı, dişler gıcırdıyor, yumruklar sıkılmış... Kah kih koh!
Evet gülüyorum, bu saçmalıklara başka nasıl karşılık verilir?!..
Uzatmayım... Bu demanSzedelere hatırlatırım ki, AKIL yaşta değildir, akıl BAŞTADIR.
Ya sizinki ner'dedir, nerenizdedir? Yoksa yok mudur?
SAKINCALI SORULAR Fıkra bu ya, ülkenin birinde başbakanın biri, Lazların yoğun olduğu bir kentte ziyaret ettiği üniversitenin bir sınıfında karizmatik duruşuyla bir konuşma yapmış. Etkili olduğunu düşünerek konuşması bitince "Sorusu olan var mı?" demiş.
Temel, "Ben 3 soru soracağım" demiş ve sormuş; "1) Bu kadar yıpranmanıza rağmen oylarınız nasıl oldu da arttı? 2) Özelleştirme adı altında yabancılara sattığınız önemli kurumlarımızdan ne kadar para kazandınız? 3) Bu paralar nerede?"
Tam bu sırada zil çalmış. Başbakan, "İkinci derste devam ederiz" deyip çıkmış. Derse yeniden girince "Nerede kalmıştık?" diye sormuş. Bu sefer Dursun ayağa kalkmış; "Sorularımızı cevaplayacaktınız."
Başbakan, "İyi, sorun bakalım" deyince Dursun sormuş, "Benim sadece 2 sorum var; 1)Tenefüs zili neden yarım saat erken çaldı? 2)Temel nerede?"
BİTSİN DEDİK bitsin dedik bitmedi beklemek işte gece rüzgarlı gece işte bulutlar almış başını gidiyor yine bensiz dans edeceksin demek
müzik sen sahnede sahne rüzgarda gözlerin gözlerin uzaklarda ben kimim yağmurlar içinde mahzun nerde saadetimiz nerde sarmaşıklı ev nerde her akşamki kemanı komşumuzun ya sen nerdesin nerdesin
işte rüzgar işte sonbahar yıldızları işte kalbim işte şiirlerim sen gelsen elini alnıma koysan saçlarını öpsem ağlasam
Bu sabah da GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ile MÜCADELE ARKADAŞLARI'nın bizlere armağan olarak bıraktığı ve cetvelle çizilerek değil, kanla canla kazanılan TÜRKİYE topraklarında...
... Ve yine ONLAR'ın armağanı olarak göklerde dalgalanan TÜRK BAYRAĞI'nın gölgesinde uyandık.
Yeni haftaya "Merhaba" derken, gözü dönmüş emperyalizme ilk haddini bildiren toplum olan TÜRK ULUSU'nun bireyi olmanın ONURUNU yaşıyoruz göğsümüzü gererek !
Ve AYDINLANMA DEVRİMİ'nin yolunda inançla yürümeyi sürdüreceğimize dair andımızı yineleyerek, ayrılıkçı etnik ihanet çetelerinin -kadınlı erkekli ayak takımından oluşan- hain işbirlikçi uzantılarının inadına Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ses veriyor, selam gönderiyoruz: "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!"
YİYİN HANIMLAR BEYLER YİYİN! İstanbul Sultanbeyli semt pazarında bir dilim karpuz 43 TL, geçen sene 1 TL olan tavuk kemiği şimdi 4 TL. [Ayrıntılar pazarda :))]
AKLINIZ NERENİZDEDİR?
Sık sık gündeme getirdiğim ayrılıkçı + yobaz iki grubun dışında, psikolojik baskı kurarak, kendileriyle aynı frekansta düşünmeyenleri sindirecekleri boş hevesine kaptıran hadsiz, şımarık, küstah ve saldırgan bir başka grup daha var.
Bu gruptakilerin yaşlı veya site eskisi oluşları ve bilgiçlik taslayışları dışında hiçbir özellikleri, ayrıcalıkları yok.
Hemen belirteyim ki, yaşlı veya kıdemli herkesi aynı kefeye koymuyorum elbette... İçlerinde saygılı dostluklar kurduğumuz nice büyüklerimiz var. Selam olsun onlara.
Ancak, her konuda maŞŞallah(!) iddiali bazıları, yaşlandıkça yer çekiminin etkisiyle aşağılara sarkan düşünce sistemlerinin dumura uğraması sonucu kimi tartışmalarda tekleyince sıçrayan komplekslerini ağızlarını bozup küfrederek maskelemeye çalışıyorlar.
Ve "sen benim gaç yaşında olduğumu bili miyOn?" veya, "sen benim burda gaç yıllık üye olduğumu nası' bilmEyon ?" benzeri geri zeka ürünü sorularla karşı atağa geçerek tartıştıkları kişileri terlettiklerini sanıyorlar. Oysa bir bakıyorlar ki, asıl kendileri kan ter içinde kalmışlar... Ve suratlar kıpkırmızı, dişler gıcırdıyor, yumruklar sıkılmış... Kah kih koh!
Evet gülüyorum, bu saçmalıklara başka nasıl karşılık verilir?!..
Uzatmayım...
Bu demanSzedelere hatırlatırım ki, AKIL yaşta değildir, akıl BAŞTADIR.
Ya sizinki ner'dedir, nerenizdedir?
Yoksa yok mudur?
"......
söyleyin bana
ey kitaplar
var mı
kederin atlasında
tarçın kokulu bir şehir
inmemiş olsun damlarına
gözyaşından
yıldızböcekleri
ve tarçın
kokulu
bir aşk
hiç ölmeyen."
(BEHÇET AYSAN'ın "Keder Atlası" şiirinden)
SAKINCALI SORULAR
Fıkra bu ya, ülkenin birinde başbakanın biri, Lazların yoğun olduğu bir kentte
ziyaret ettiği üniversitenin bir sınıfında karizmatik duruşuyla bir konuşma yapmış.
Etkili olduğunu düşünerek
konuşması bitince "Sorusu olan var mı?" demiş.
Temel, "Ben 3 soru soracağım" demiş ve sormuş; "1) Bu kadar yıpranmanıza rağmen oylarınız nasıl oldu da arttı? 2) Özelleştirme adı altında yabancılara sattığınız önemli kurumlarımızdan ne kadar para kazandınız? 3) Bu paralar nerede?"
Tam bu sırada zil çalmış.
Başbakan, "İkinci derste devam ederiz"
deyip çıkmış. Derse yeniden girince "Nerede kalmıştık?" diye sormuş. Bu sefer Dursun ayağa kalkmış; "Sorularımızı cevaplayacaktınız."
Başbakan, "İyi, sorun bakalım" deyince
Dursun sormuş, "Benim sadece 2 sorum var;
1)Tenefüs zili neden yarım saat erken çaldı? 2)Temel nerede?"
MOLLA REJİMLERİNİN DEĞİRMENİNE
BİLEREK YA DA BİLMEYEREK SU TAŞIYAN KADINLARA KISSADAN HİSSELER / 11
"Atatürk'ü anladınız mı şimdi?"
BİTSİN DEDİK
bitsin dedik bitmedi beklemek
işte gece rüzgarlı gece
işte bulutlar almış başını gidiyor
yine bensiz dans edeceksin demek
müzik sen sahnede sahne rüzgarda
gözlerin gözlerin uzaklarda
ben kimim yağmurlar içinde mahzun
nerde saadetimiz nerde sarmaşıklı ev
nerde her akşamki kemanı komşumuzun
ya sen nerdesin nerdesin
işte rüzgar işte sonbahar yıldızları
işte kalbim işte şiirlerim
sen gelsen elini alnıma koysan
saçlarını öpsem
ağlasam
ATTİLA İLHAN
Yeni Haftaya Başlarken...
Günaydın Mekan
Günaydın Antoloji
Günaydın TÜRKİYE :))
Bu sabah da
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ile
MÜCADELE ARKADAŞLARI'nın
bizlere armağan olarak bıraktığı ve cetvelle çizilerek değil, kanla canla kazanılan TÜRKİYE topraklarında...
... Ve yine ONLAR'ın armağanı olarak göklerde dalgalanan TÜRK BAYRAĞI'nın gölgesinde uyandık.
Yeni haftaya "Merhaba" derken,
gözü dönmüş emperyalizme ilk haddini bildiren toplum olan TÜRK ULUSU'nun bireyi olmanın ONURUNU yaşıyoruz göğsümüzü gererek !
Ve AYDINLANMA DEVRİMİ'nin yolunda
inançla yürümeyi sürdüreceğimize dair andımızı yineleyerek,
ayrılıkçı etnik ihanet çetelerinin
-kadınlı erkekli ayak takımından oluşan-
hain işbirlikçi uzantılarının inadına
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
ses veriyor, selam gönderiyoruz:
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!"
Günaydın Yasemin hanım,
Tüm bu güzel dilekleriniz şu 7 gün içinde gerçekleşir umarım :)).Saygılarımla...
YİYİN HANIMLAR BEYLER YİYİN!
İstanbul Sultanbeyli semt pazarında bir dilim karpuz 43 TL, geçen sene 1 TL olan tavuk kemiği şimdi 4 TL. [Ayrıntılar pazarda :))]