Bu şiirle Goethe Tenesson ve Basho’ dan farklı bir biçimde çözümlüyor. Çiçeği yerinden söküp başka bir yere ekip onun yasamasını sağlıyor.
Ormanda yürüyordum Öylesine ve kendimce Ve hiçbir şey aramamak İşte buydu niyetim. Sonra gölgeler arasında Bir çiçekçik gördüm, Yıldız gibi parıldayan, Bir göz gibi gülümseyen. Yerinden koparmak isterken onu, İncecikten bana: Solup ölmemi istiyorsun. Tutup kopararak beni? deyiverdi. Onu kökleriyle birlikte, Hiç incitmeden çıkarıp, Güzel evin başındaki, Büyük bahçeye taşıdım. Büyük sakin bahçede, Ektim onu yeniden. Şimdi o küçük, güzel çiçek Büyüyor durmadan, çiçek açıp, gülerek. Goethe
Sahip olmak” ile “ olmak” arasındaki farklılığın daha iyi anlaşılması için merhum D.T Suzuki’ nin “zen Budizm üzerine konuşmaları” ndan aldığım yaklaşık aynı içeriğe sahip iki şiiri örnek vermek istiyorum. Şiirlerden birincisi, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan ingiliz şairi Tenneyson’un. İkincisi ise 1644-1694 yılları arasında yaşamış japon şairi Basho’nun “ Haiku” su” her iki şairde, bir gezintileri sırasında gördükleri bir çiçek üzerine olan duygularını dile getiriyorlar. Tennyson şöyle yazıyor:
Çatlak duvarlar arasındaki güzel çiçek’ Seni o çiçeklerin arasından alacağım Tüm köklerinle birlikte elimde tutacağım Küçük çiçek, eğer anladığım gibiyse her şey, Köklerin, yaprakların ve çiçeklerinle bir bütün olan sen, Tanrı’ nın ve insanın ne olduğunu açıklıyorsun bana.”
Basho’ nun “ haiku” su da yaklaşık aynı şeyleri söylemektedir:
“ Dikkatlice bakacak olursam, Çalılıklar arasında görüyorum onları Çiçek açan nazuna’ ları”
Bu iki şiir arasındaki fark, hemen dikkati çekiyor. Tenneyson çiçeği görünce ona sahip olmak arzusuyla doluyor. “ Tüm kökleri ile birlikte” çiçeği yerinden koparmak istiyor. Çiçeğe olan ilgisi, onu çiçeği “öldürmeye” sürüklerken, entelektüel bir spekülasyonla, çiçeğin kendisine Tanrı’nın ve insanın doğasını anlama imkanı verdiği sonucuna varıyor. Bu şiiri ime Tenneyson gerçeği, yaşamı parçalayarak bulmaya çalışan batılı bilim insanları ile özdeşleşmektedir. Aynı olay karşısında Basho’nun tepkisi ise bambaşka. O’ çiçeği koparmak bir yana, ona elini bile sürmek istemiyor. Çiçeği”görebilmek” için, yalnızca “ dikkatli bakmak” gerektiğini dile getiriyor. Bu iki durumun analizi nasıl olur?
:) Bunu anlamak için kitabı okumak gerekir elbette. Yazarı Erich Fromm Kitabın adı: sahip olmak ya da olmak
Şu an bu kitabı okuyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Sayfayı açtığım günlerden bu güne okuduğum bazı kitapları ara ara burada paylaşıyorum. Bu kitapta çok faydalı ve bilimsel olarak yazılmış harika bir kitap.
“Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez” Aslı Birer
Herkes bir şeyler söylüyor ama ileri ama geri, şimdiye kadar hayattan edindiğim bir bilgi var ki cehalet iki ucu keskin bıçak her iki tarafı da keskin… ve hakikaten bir şeylerin farkındaysanız bu kişilerin karşısında hasta olursunuz!
“Der Vezir, Arifler Sözümü Anlar Mutluluk getirmez saraylar hanlar Terör belasından, yanıyor canlar Cehalet Beleşe Kul Olur Gider...” Vezir Pehlivan “Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez” Aslı Birer
Bu günlerde insan olan ve vicdanı olan herkes çok yaralı. Her yanda çocuk çığlıkları var! En çokta siyasete malzeme olduklarını düşündükçe bu acı daha da katlanıyor. Ve tüm dünya bu katliamdan sorumlu maalesef dünyada bu vahşete tanık olarak bu zamanın içinden geçen hiç kimse masum değil. 2023 vahşet yılı olarak tarihe kara bir leke olarak geçiyor!
Korkunç bir yanılgı bu! Her şeyi Allah’a bağlayıp tevekkül edip. Yine onun yarattığı kuluna sırf inancı farklı diye hor görmek! Ötekileştirmek! Peki bu nasıl bir ikiyüzlülük! Ya Allah’a gerçekten inanmıyorlar ya da meczuplar ne dediklerini bilmiyorlar.
Bir topluluğun içine girmeden amaçlarını dışardan göremezsiniz!..Bir evin dışından içini görmek mümkün değilken içine girdiğinizde içine vakıf olmakla kalmaz dışarıyı da görürsünüz!..Bir insanı dışarıdan sadece görüntüsünü görür tanımak mümkün değilken, konuşup içine girmeye başlayınca beynini düşüncelerini görürsünüz. Ve bunlar gibi bir dolu kanıt;Yani görmek için dışı değil içinde olmak gerekir. Ne mümkün anlamak; kırılmamış küpün içinde ne olduğunu! Mantığa bir bulut yüksekliği kalmış o beyinlerinizi kıvrımlarında nöronların iletileri kesilmiş!
Bu şiirle Goethe Tenesson ve Basho’ dan farklı bir biçimde çözümlüyor.
Çiçeği yerinden söküp başka bir yere ekip onun yasamasını sağlıyor.
Ormanda yürüyordum
Öylesine ve kendimce
Ve hiçbir şey aramamak
İşte buydu niyetim. Sonra gölgeler arasında
Bir çiçekçik gördüm,
Yıldız gibi parıldayan,
Bir göz gibi gülümseyen. Yerinden koparmak isterken onu,
İncecikten bana:
Solup ölmemi istiyorsun.
Tutup kopararak beni? deyiverdi. Onu kökleriyle birlikte,
Hiç incitmeden çıkarıp,
Güzel evin başındaki,
Büyük bahçeye taşıdım. Büyük sakin bahçede,
Ektim onu yeniden.
Şimdi o küçük, güzel çiçek
Büyüyor durmadan, çiçek açıp, gülerek.
Goethe
Sahip olmak” ile “ olmak” arasındaki farklılığın daha iyi anlaşılması için merhum D.T Suzuki’ nin “zen Budizm üzerine konuşmaları” ndan aldığım yaklaşık aynı içeriğe sahip iki şiiri örnek vermek istiyorum. Şiirlerden birincisi, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan ingiliz şairi Tenneyson’un. İkincisi ise 1644-1694 yılları arasında yaşamış japon şairi Basho’nun “ Haiku” su” her iki şairde, bir gezintileri sırasında gördükleri bir çiçek üzerine olan duygularını dile getiriyorlar.
Tennyson şöyle yazıyor:
Çatlak duvarlar arasındaki güzel çiçek’
Seni o çiçeklerin arasından alacağım
Tüm köklerinle birlikte elimde tutacağım
Küçük çiçek, eğer anladığım gibiyse her şey,
Köklerin, yaprakların ve çiçeklerinle bir bütün olan sen,
Tanrı’ nın ve insanın ne olduğunu açıklıyorsun bana.”
Basho’ nun “ haiku” su da yaklaşık aynı şeyleri söylemektedir:
“ Dikkatlice bakacak olursam,
Çalılıklar arasında görüyorum onları
Çiçek açan nazuna’ ları”
Bu iki şiir arasındaki fark, hemen dikkati çekiyor. Tenneyson çiçeği görünce ona sahip olmak arzusuyla doluyor. “ Tüm kökleri ile birlikte” çiçeği yerinden koparmak istiyor. Çiçeğe olan ilgisi, onu çiçeği “öldürmeye” sürüklerken, entelektüel bir spekülasyonla, çiçeğin kendisine Tanrı’nın ve insanın doğasını anlama imkanı verdiği sonucuna varıyor. Bu şiiri ime Tenneyson gerçeği, yaşamı parçalayarak bulmaya çalışan batılı bilim insanları ile özdeşleşmektedir.
Aynı olay karşısında Basho’nun tepkisi ise bambaşka. O’ çiçeği koparmak bir yana, ona elini bile sürmek istemiyor. Çiçeği”görebilmek” için, yalnızca “ dikkatli bakmak” gerektiğini dile getiriyor.
Bu iki durumun analizi nasıl olur?
:)
Bunu anlamak için kitabı okumak gerekir elbette.
Yazarı Erich Fromm
Kitabın adı: sahip olmak ya da olmak
Şu an bu kitabı okuyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Sayfayı açtığım günlerden bu güne okuduğum bazı kitapları ara ara burada paylaşıyorum. Bu kitapta çok faydalı ve bilimsel olarak yazılmış harika bir kitap.
Okuyan sayfa sakinlerine.
""Çekilip kabuğuna inci ol. Varsın derinden seni, nefesi yeten çıkarsın.”"
“Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez”
Aslı Birer
Herkes bir şeyler söylüyor ama ileri ama geri, şimdiye kadar hayattan edindiğim bir bilgi var ki cehalet iki ucu keskin bıçak her iki tarafı da keskin… ve hakikaten bir şeylerin farkındaysanız bu kişilerin karşısında hasta olursunuz!
İyi akşamlar sayın Pehlivan
Özellikle son dörtlüğü alıyorum
“Der Vezir, Arifler Sözümü Anlar
Mutluluk getirmez saraylar hanlar
Terör belasından, yanıyor canlar
Cehalet Beleşe Kul Olur Gider...”
Vezir Pehlivan
“Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez”
Aslı Birer
Bu günlerde insan olan ve vicdanı olan herkes çok yaralı. Her yanda çocuk çığlıkları var! En çokta siyasete malzeme olduklarını düşündükçe bu acı daha da katlanıyor. Ve tüm dünya bu katliamdan sorumlu maalesef dünyada bu vahşete tanık olarak bu zamanın içinden geçen hiç kimse masum değil.
2023 vahşet yılı olarak tarihe kara bir leke olarak geçiyor!
Korkunç bir yanılgı bu! Her şeyi Allah’a bağlayıp tevekkül edip. Yine onun yarattığı kuluna sırf inancı farklı diye hor görmek! Ötekileştirmek! Peki bu nasıl bir ikiyüzlülük! Ya Allah’a gerçekten inanmıyorlar ya da meczuplar ne dediklerini bilmiyorlar.
Şimdi daha net görüyorum her şeyi dünya gözümde bir top kadar!
26.09.2023 - 00:16
Bu yazıyla bir çok abukluğu önlemişim olsun!
Bir topluluğun içine girmeden amaçlarını dışardan göremezsiniz!..Bir evin dışından içini görmek mümkün değilken içine girdiğinizde içine vakıf olmakla kalmaz dışarıyı da görürsünüz!..Bir insanı dışarıdan sadece görüntüsünü görür tanımak mümkün değilken, konuşup içine girmeye başlayınca beynini düşüncelerini görürsünüz. Ve bunlar gibi bir dolu kanıt;Yani görmek için dışı değil içinde olmak gerekir. Ne mümkün anlamak; kırılmamış küpün içinde ne olduğunu! Mantığa bir bulut yüksekliği kalmış o beyinlerinizi kıvrımlarında nöronların iletileri kesilmiş!
Günaydın:)
Zemininde afili beyaz
Sinesinde kah bahar var, kah ayaz
Zembereği özlemlere ayarlı,
Günlere aymaz, gönlüme ahraz…
Zemininde afili beyaz
Sinesinde kah bahar var, kah ayaz
Zembereği özlemlere ayarlı,
Günlere aymaz, gönlüme ahraz…
Aslı Birer