tıpkı kanal kanal dolaşan ve baş rol ve yan rol oyuncularının kazandıkları paraları isviçrede aksıra tıksıra ülkelerini kötüleyerek ezdikleri muhteşem yüz yıl dizisini izlemediğimiz gibi
abdülhamide kızıl sultan yaftasını kim yapıştırdı ilk olarak bir Yahudi gazetesinde bu ifade kullanıldı abdülhamid kendisinden toprak isteyen Yahudileri huzurdan kovunca onlar intikamlarını sözüm ona böyle almışlardı öfke boşalımlarını bu şekilde sağlamışlardı ne yazık ki bizim tarih kitaplarımızda da bu dedemize yapılan hakaret cümlesi fotoğrafının altına yazıldı ve öylece kaldı
ulu hakana tarihte ayrılan yer koskoca 13 yıllık okul öncesi ilkokul ortaokul ve lise yılları boyunca sadece lise iki inkılap tarihi dersi ders kitabında bir sayfa onun da dörrtte biri sultanımız abdülhamid ulu hakanın yan profilden bir omuzdan yukarısı görünen bir fotosuyla kaplı altındaki notta kızıl sultan yazıyor kızıl sultana şiirinde içkisi ayran hayvan diye hakaret edeni abdülhamid ne beri gel bakim sen demiş ne de sürgün etmiş tarih eğitimimiz bu
Mehmet akif Ersoy abdülhamide şiirlerinde dilediği gibi hakaret etti sürgün edilmediydi kızıl sultandı değil mi ittihatçılar onu sakıncalı düşüncelerinden dolayı sürgün etti özgürlükçüydüler değil mi istibdatçıydı abdülhamid onlar abdülhamidin istibdadına karşıydılar onun içün devirdilerdi abdülhamidi
dersimizi hep ezber ettik hiç araştırmamıza izin verilmedi araştırana yasa dipçik mahpushane hatırlatılldı sonun böyle olur dendi ne öğrenmen gerektiğine ben karar verdim dendi yeter dendi bu kadar dendi uzun etme dendi sus dendi deli dendi dendi de dendi
arkadaşlarla öğretmenler odasında oturuyoruz bi gün bir öğretmen arkadaş önündeki sehpaya beş on dergi çıkarıp dizdi kimse oralı değil sattığını söyledi çağdaş düşünce derneği adına sözüm ona tüm sayılarında ardışık olarak atatürkü anlatan bir dergi millet zaten kusuncaya kadar tüm okul öncesi ilk ve orta öğrenimi boyunca klişe cümlelerle anlatılan resmi tarihten baymış farklı hiç bir bilginin yer almadığı replikalardan yorgun beyin kıvrımları düzleşmiş vaziyette ataürkü merak ettiren insanları onu araştırmaya sevk eden değil de bıktırmaya yönelten bir anlayışın ürünü bir öğrenim torna tesviye ayar çalışmasından geçmiş, cıvataları gevşemiş, kodları yanmış kilitleri tutmaz olmuş bir halde ders zili çalıp herkes sehpanın kenarından üstündekileri değip de düşürmemeye çalışırak geçip sınıflarına gitmek arzu ve çabasında iken arkadaş durun dedi siz nasıl Atatürkçüsünüz niye birer tane şiu dergiden almıyorsunuz ben duymamış gibi yapıp yürüdüm zira Atatürkçülüğün şu kıytırık bir dergiyi almaya indirgenmesine de içerlemiştim arkamdaki bir iki arkadaş durup dergiden birer tane alacak olduklarında arkadaş ellerine ikişer üçer tane tutuşturdu zorla açıp okumayacaklarına hepimizin emin olduğu dergiler satılmış ve böylelikle herkes de kimin hakiki ataürkçü kimin sahte olduğunu bizatihi bilmiş bellemiş oldu. işte böyle efendim kemal bey çok doğru söyledi o vakıflara derneklere paralar nasıl aktarılıyor makbuz falan kesilmeden ürün satılıp parası kimlere gidiyor iyi araştırılmalı bir de bu vakıflara mesela dindar olanlarına çocuğunu göndermeyenler dinsiz gönderenler gerçek mümin olarak görülmekten çıkarılmalı tıpkı add dekilerin kendini bu milletin efendisi görmekten vaz cayması gerektiği gibi
tıpkı kanal kanal dolaşan ve baş rol ve yan rol oyuncularının kazandıkları paraları isviçrede aksıra tıksıra ülkelerini kötüleyerek ezdikleri muhteşem yüz yıl dizisini izlemediğimiz gibi
bakın güneş balçıkla sıvanmıyor
nasılda öğreniyoruz bir bir
nasıl da
öğrenme aşkı tüm o ezberciliğe rağmen fışkırıyor kaynak kaynak
abdülhamide kızıl sultan yaftasını kim yapıştırdı
ilk olarak bir Yahudi gazetesinde bu ifade kullanıldı
abdülhamid kendisinden toprak isteyen Yahudileri huzurdan kovunca onlar intikamlarını sözüm ona böyle almışlardı
öfke boşalımlarını bu şekilde sağlamışlardı
ne yazık ki bizim tarih kitaplarımızda da
bu dedemize yapılan hakaret cümlesi fotoğrafının altına yazıldı ve öylece kaldı
ulu hakana tarihte ayrılan yer
koskoca 13 yıllık okul öncesi ilkokul ortaokul ve lise yılları boyunca sadece lise iki inkılap tarihi dersi ders kitabında bir sayfa
onun da dörrtte biri sultanımız abdülhamid ulu hakanın yan profilden bir omuzdan yukarısı görünen bir fotosuyla kaplı
altındaki notta kızıl sultan yazıyor
kızıl sultana şiirinde içkisi ayran
hayvan diye hakaret edeni abdülhamid
ne beri gel bakim sen demiş ne de sürgün etmiş
tarih eğitimimiz bu
beğenmene sevindim ıhlamur ağacı
abdülhamidi sevmeyenler
ermeniler
Yahudiler
bir de içimizdeki kendine özgürlükçüler
Mehmet akif Ersoy abdülhamide şiirlerinde dilediği gibi hakaret etti
sürgün edilmediydi
kızıl sultandı değil mi
ittihatçılar onu sakıncalı düşüncelerinden dolayı sürgün etti
özgürlükçüydüler değil mi
istibdatçıydı abdülhamid
onlar abdülhamidin istibdadına karşıydılar
onun içün devirdilerdi abdülhamidi
dersimizi hep ezber ettik
hiç araştırmamıza izin verilmedi
araştırana yasa dipçik mahpushane hatırlatılldı
sonun böyle olur dendi
ne öğrenmen gerektiğine ben karar verdim dendi
yeter dendi
bu kadar dendi
uzun etme dendi
sus dendi
deli dendi
dendi de dendi
bu şiir de benden
birine gelsin
o kendini biliyor
Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
arkadaşlarla öğretmenler odasında oturuyoruz bi gün
bir öğretmen arkadaş önündeki sehpaya beş on dergi çıkarıp dizdi
kimse oralı değil
sattığını söyledi
çağdaş düşünce derneği adına sözüm ona tüm sayılarında ardışık olarak atatürkü anlatan bir dergi
millet zaten kusuncaya kadar tüm okul öncesi ilk ve orta öğrenimi boyunca klişe cümlelerle anlatılan resmi tarihten baymış farklı hiç bir bilginin yer almadığı replikalardan yorgun beyin kıvrımları düzleşmiş vaziyette
ataürkü merak ettiren insanları onu araştırmaya sevk eden değil de bıktırmaya yönelten bir anlayışın ürünü bir öğrenim torna tesviye ayar çalışmasından geçmiş, cıvataları gevşemiş, kodları yanmış kilitleri tutmaz olmuş bir halde
ders zili çalıp herkes sehpanın kenarından üstündekileri değip de düşürmemeye çalışırak geçip sınıflarına gitmek arzu ve çabasında iken arkadaş
durun dedi
siz nasıl Atatürkçüsünüz niye birer tane şiu dergiden almıyorsunuz
ben duymamış gibi yapıp yürüdüm
zira Atatürkçülüğün şu kıytırık bir dergiyi almaya indirgenmesine de içerlemiştim
arkamdaki bir iki arkadaş durup dergiden birer tane alacak olduklarında arkadaş ellerine ikişer üçer tane tutuşturdu zorla
açıp okumayacaklarına hepimizin emin olduğu dergiler satılmış ve böylelikle herkes de kimin hakiki ataürkçü kimin sahte olduğunu bizatihi bilmiş bellemiş oldu.
işte böyle efendim kemal bey çok doğru söyledi
o vakıflara derneklere paralar nasıl aktarılıyor
makbuz falan kesilmeden ürün satılıp parası kimlere gidiyor iyi araştırılmalı
bir de bu vakıflara mesela dindar olanlarına çocuğunu göndermeyenler dinsiz gönderenler gerçek mümin olarak görülmekten çıkarılmalı
tıpkı add dekilerin kendini bu milletin efendisi görmekten vaz cayması gerektiği gibi