Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • serbest kürsü09.03.2022 - 10:39

    günaydın kürsü üyeleri
    rabbim sizi zelenski gibi batı uşağı, batı maşası, batı piyonu, batı beslemesi, batı arka bahçesi batı her bir şeysi bir liderle yönetilen ve ülkesini cart diye ortadan ikiye ayırıpavrupa yanlısı rusya yanlısı diye bölmekten alı koyamayan dahası buna çanak tutan, dahası bu ayrımı göz önüne sokmak için savaşa sokan dahası o savaştan kievi (ki o kiv yerle bir edilmiştir) ve donbasın durumunu görüşebiliriz diyip havlu atan bir liderle yönetilen bir ülke vatandaşı olmaktan korusun

  • serbest kürsü08.03.2022 - 13:38

    güzelmiş rabiya acar
    teşekkürler
    Ahmet kayaya rabbim rahmetler etsin

  • gecenin tenhasına bir söz bırak08.03.2022 - 12:36

    DRAM
    Gardrobun kapağındaki aynada rujumu taşırmamaya özen göstererek sürerken göz göze geliyoruz.
    İşime yarıda kesip heyecanla yatağındın kenarına geliyorum Diz kırıp aynı hizaya gelip yanağımı, kulağımı dudaklarına değdiriyorum.
    Bir şey söylemek istediğini hissediyorum, beni güzel bulduğunu aynadaki yansımada gördüğü yüzü beğendiğini, bana sarılmak istediğini anlıyorum.
    Bekliyorum …
    Hayır…
    Söylemedi …
    Hiçbir şey söylemedi…
    Yine söylemedi, sonrasında attığı çığlıklar dayanılmaz .
    Elimle önceleri yaptığım gibi kulaklarımı bile kapatmıyorum.
    Artık kanıksadım, duymuyorum bile.
    Hangisi daha kötü duymamak mı duyup ta duymamak için kulaklarını ellerinle kapatmak mı?
    Sen benim parçamsın
    Ama neden son zamanlarda böyle hissedemiyorum. Biri üçüncü diğeri orta okul ikinci sınıfa giden kızlarımın yardımı olmasa bakımını yapmak çok zor
    Beni algıladığını gösteren , ıslattığın çamaşırlarını ve çarşafları değiştirdikten sonra bile yüzünde belirmesini beklediğim tatlı bir gülümseyiş hiç gelmeyecek biliyorum. Ellerini avcuma aldığım zamanlar avcumun içinde bir et parçası yerine sıcacık bir çocuk eli tuttuğumu bilmeye, bunu hissetmeye ne yazık ki ihtiyacım var.
    Kız kardeşlerinin yardımıyla seni tekerlekli sandalyeye taşıyoruz
    Bunca zahmetli, hazırlanması bile saatler alan bu çabaya, biraz dışarda zaman geçirmeye senden daha çok bana iyi geleceği için katlanıyorum.
    Yine yavaş sürüyorum arabayı. Tekerleklerin yazın sıcağın, kışın soğuğun ve denizden coşup gelen tuzlu suların kararttığı tahta iskele zeminde çıkardığı sesleri dinleyerek yol alıyoruz.
    Deniz bu gün daha mavi güneş ışınları daha sarı daha sıcak sanki.
    Sana tatlı tatlı başını yana eğerek
    dinlediğini hayal ettiğim masalı anlatıyorum Evrenin yaşamanın var oluşun yaratıcının tüm sırlarına ermiş gibi…
    Başını yana eğmiş vakur bir bakışın var
    Keşke o çığlıkların olmasa bebeğim.
    Yavrum
    Oğlum benim
    İskelenin bitip suların başladığı yerdeyiz.
    Esnaf ve balık tutanlar çok uzakta.
    Sesleri, tuttukları balıkların sevinciyle attıkları çığlıkları bile duyulamayacak kadar uzaktayız
    Arabayı suya yaklaştırıyorum, başın hala yanda
    Araba sarsılıp tırtıklı zeminde suya kaymamak için direnç gösteriyor, itekliyorum. Başın yanda değil artık, üstüne sıçrayan sular seni heyecanlandırıyor, çığlık atıyorsun. Arabanın yarısı suda, çığlıkların yuttuğun suyun hava kabarcıklarına karışıyor. Bir an, sadece bir an çekmeyi düşünüyorum, sulardan çekip almayı ,yüzme de bilmezsin .
    Zaten yüzebilsen bile cansız ellerinle arabanın kemerini açıp suyun üstüne çıkabilmen imkansız.
    Biliyorum…
    İzlemiyorum, hızla dönüp koşar adım ilerliyorum. Biraz evvel geçtiğim yerlerdeki esnaf ve balıkçılar akşam iştahla polise beni anlatmaları gerektiğini bilseler daha dikkatli bakarlardı eminim.
    Hatta engel olmaya da kalkarlardı.
    Karakolda etrafımda sanki oğlunu acımasızca suya atan bu kadın kendilerini de atarmış atabilirmiş gibi…
    Sanki kadının aklında hep bu yatıyormuş gibi imtina ederek geçecekler yanımdan
    Mahpushanede belki ilk gece işimi bitirecekler.
    Bense bunları düşünmemeliyim.
    Şimdi bunları düşünmemeliyim.
    Kapıdan girdiğimde ağbilerini soran küçük kızlarıma bir çay koyun hele diyeceğim.
    Yazmaktan yorulduğumu hissedip başımı kaldırdığımda sarı turuncu bir gün ışığının karşı apartmanın duvarlarını balkonları pencereleri yaladığını farkediyorum. Baharın müjdecisi kuş sesleri doluyor algıma.
    Mutfak kapısını açıp bana seslenen annem tüm evi nefis poğaçalarla kokutuyor.
    Birkaç hafta evvel haberlerde tesadüfen duyduğum olayla hem hal zihnim. Derbeder olmuş durumda. Engelli çocuğunu tekerlekli sandalyesiyle birlikte uçurumdan yuvarlayan cani anne göz altına alındı .
    O anneyi unutamadım. Beni etkilemesine izin verdim bu olayın sağnak sağnak zihnime hücum etmesine örselemesine ruhumu.
    Sanki yazarsam o çocuğu o kadını o yaşamı o yaşananları anlayabilirmişim gibi yazıyorum.
    Sanki size onları olanları ve bu olanlar karşısındaki kendimi anlatırsam sizi de tanık gösterirsem , yani paylaşırsak dram azalacaktı.
    Her şey daha kolay aşılacaktı.
    O kadını anlama çabası insanı anlamak olacaktı bir yerde sanki.
    Bir yerlerde, çok derinde bu korunaklı dünyamdan bakmaya çalıştıkça hiç anlayamayacağımı bile bile .
    Düşünüyorum
    Yazıyorum

  • serbest kürsü08.03.2022 - 10:32

    google diye bir büyüğümüz var kendisi hiç yanıltmaz
    meral ablam kendini 28 şubat maduru olarak gösterince bazı iş güzarlar hemen google büyüğümüze müracaat etmek suretiyle meral ablamızın 28 şubat kararlarının yılmaz bekçisi olduğu ortaya çıkmış oldu.

    hü hü vah vah hüngürt
    ama dur ağlamakta acele etmeyin meral ablama onun yoldaşı kemalim de diyesiymiş ki ben de 28 şubatta çok çektim
    derhal google büyüğümüz devrede
    kemal abimiz gerçekten çok çekmiş 28 şubat kararlarının kurumlarda uygulanması için
    şimdi topuna birden topluca ağlaşabilirsiniz
    hü hü vah vah hüngürt
    hü hü vah vah hüngürt

  • serbest kürsü08.03.2022 - 09:50

    Dünya Kadınlar Günü tüm gezegenimizin insanlarına kutlu olsun.
    Bu gün pozitif ayrımcılık namına böyle bir gün kutlanıyor ise tüm gezegen yaratıkları ve özellikle insan kendine sormalı:
    Neden acaba?

  • serbest kürsü08.03.2022 - 09:48

    Kuran' ın iki kapağı arasındakileri okudum.
    Doksan yerde Allah' ın rızka kefil olduğu, bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm.
    Ve insanların; rabbinin doksan yerdeki vaadini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm.
    Hasan-i Basri ( r.a)
    Günaydın Kürsü Efradı

  • serbest kürsü07.03.2022 - 13:27

    aslı birer
    karizma
    güneş çetin
    efendim
    ben skecin güzel olduğunu belirttim
    konuya uygun cuk oturdu demedim
    tabii siz kahve içmeyince basmıyormuş anladık şimdi basar belkim

  • serbest kürsü07.03.2022 - 13:17

    neyse biz yine çinin dünya yemeklik yağı stoklarının yarısını şu covid döneminde yaptığını ve zelenskinin bende size yağ vermem rajonlarının boşa çıkacağını söyleyelim.
    çinin bir kayda değer yazarı da yok aforoz edilecek kedisi de

  • serbest kürsü07.03.2022 - 13:11

    keşke savaşı körükleyenlere de bir iki çift lafın olsa aslı hanım
    öldürme de mesela kız yav, gaza gelenlere


  • serbest kürsü07.03.2022 - 12:53

    bence de yav
    hayati tehlikem var güneş bey kurtar beni
    kahve aslı hanımın aklını başından alacak kadar güzel olsun lütfen tüm düşünceler gitsin kafasından mümkünse