günaydın kürsü üyeleri rabbim sizi zelenski gibi batı uşağı, batı maşası, batı piyonu, batı beslemesi, batı arka bahçesi batı her bir şeysi bir liderle yönetilen ve ülkesini cart diye ortadan ikiye ayırıpavrupa yanlısı rusya yanlısı diye bölmekten alı koyamayan dahası buna çanak tutan, dahası bu ayrımı göz önüne sokmak için savaşa sokan dahası o savaştan kievi (ki o kiv yerle bir edilmiştir) ve donbasın durumunu görüşebiliriz diyip havlu atan bir liderle yönetilen bir ülke vatandaşı olmaktan korusun
DRAM Gardrobun kapağındaki aynada rujumu taşırmamaya özen göstererek sürerken göz göze geliyoruz. İşime yarıda kesip heyecanla yatağındın kenarına geliyorum Diz kırıp aynı hizaya gelip yanağımı, kulağımı dudaklarına değdiriyorum. Bir şey söylemek istediğini hissediyorum, beni güzel bulduğunu aynadaki yansımada gördüğü yüzü beğendiğini, bana sarılmak istediğini anlıyorum. Bekliyorum … Hayır… Söylemedi … Hiçbir şey söylemedi… Yine söylemedi, sonrasında attığı çığlıklar dayanılmaz . Elimle önceleri yaptığım gibi kulaklarımı bile kapatmıyorum. Artık kanıksadım, duymuyorum bile. Hangisi daha kötü duymamak mı duyup ta duymamak için kulaklarını ellerinle kapatmak mı? Sen benim parçamsın Ama neden son zamanlarda böyle hissedemiyorum. Biri üçüncü diğeri orta okul ikinci sınıfa giden kızlarımın yardımı olmasa bakımını yapmak çok zor Beni algıladığını gösteren , ıslattığın çamaşırlarını ve çarşafları değiştirdikten sonra bile yüzünde belirmesini beklediğim tatlı bir gülümseyiş hiç gelmeyecek biliyorum. Ellerini avcuma aldığım zamanlar avcumun içinde bir et parçası yerine sıcacık bir çocuk eli tuttuğumu bilmeye, bunu hissetmeye ne yazık ki ihtiyacım var. Kız kardeşlerinin yardımıyla seni tekerlekli sandalyeye taşıyoruz Bunca zahmetli, hazırlanması bile saatler alan bu çabaya, biraz dışarda zaman geçirmeye senden daha çok bana iyi geleceği için katlanıyorum. Yine yavaş sürüyorum arabayı. Tekerleklerin yazın sıcağın, kışın soğuğun ve denizden coşup gelen tuzlu suların kararttığı tahta iskele zeminde çıkardığı sesleri dinleyerek yol alıyoruz. Deniz bu gün daha mavi güneş ışınları daha sarı daha sıcak sanki. Sana tatlı tatlı başını yana eğerek dinlediğini hayal ettiğim masalı anlatıyorum Evrenin yaşamanın var oluşun yaratıcının tüm sırlarına ermiş gibi… Başını yana eğmiş vakur bir bakışın var Keşke o çığlıkların olmasa bebeğim. Yavrum Oğlum benim İskelenin bitip suların başladığı yerdeyiz. Esnaf ve balık tutanlar çok uzakta. Sesleri, tuttukları balıkların sevinciyle attıkları çığlıkları bile duyulamayacak kadar uzaktayız Arabayı suya yaklaştırıyorum, başın hala yanda Araba sarsılıp tırtıklı zeminde suya kaymamak için direnç gösteriyor, itekliyorum. Başın yanda değil artık, üstüne sıçrayan sular seni heyecanlandırıyor, çığlık atıyorsun. Arabanın yarısı suda, çığlıkların yuttuğun suyun hava kabarcıklarına karışıyor. Bir an, sadece bir an çekmeyi düşünüyorum, sulardan çekip almayı ,yüzme de bilmezsin . Zaten yüzebilsen bile cansız ellerinle arabanın kemerini açıp suyun üstüne çıkabilmen imkansız. Biliyorum… İzlemiyorum, hızla dönüp koşar adım ilerliyorum. Biraz evvel geçtiğim yerlerdeki esnaf ve balıkçılar akşam iştahla polise beni anlatmaları gerektiğini bilseler daha dikkatli bakarlardı eminim. Hatta engel olmaya da kalkarlardı. Karakolda etrafımda sanki oğlunu acımasızca suya atan bu kadın kendilerini de atarmış atabilirmiş gibi… Sanki kadının aklında hep bu yatıyormuş gibi imtina ederek geçecekler yanımdan Mahpushanede belki ilk gece işimi bitirecekler. Bense bunları düşünmemeliyim. Şimdi bunları düşünmemeliyim. Kapıdan girdiğimde ağbilerini soran küçük kızlarıma bir çay koyun hele diyeceğim. Yazmaktan yorulduğumu hissedip başımı kaldırdığımda sarı turuncu bir gün ışığının karşı apartmanın duvarlarını balkonları pencereleri yaladığını farkediyorum. Baharın müjdecisi kuş sesleri doluyor algıma. Mutfak kapısını açıp bana seslenen annem tüm evi nefis poğaçalarla kokutuyor. Birkaç hafta evvel haberlerde tesadüfen duyduğum olayla hem hal zihnim. Derbeder olmuş durumda. Engelli çocuğunu tekerlekli sandalyesiyle birlikte uçurumdan yuvarlayan cani anne göz altına alındı . O anneyi unutamadım. Beni etkilemesine izin verdim bu olayın sağnak sağnak zihnime hücum etmesine örselemesine ruhumu. Sanki yazarsam o çocuğu o kadını o yaşamı o yaşananları anlayabilirmişim gibi yazıyorum. Sanki size onları olanları ve bu olanlar karşısındaki kendimi anlatırsam sizi de tanık gösterirsem , yani paylaşırsak dram azalacaktı. Her şey daha kolay aşılacaktı. O kadını anlama çabası insanı anlamak olacaktı bir yerde sanki. Bir yerlerde, çok derinde bu korunaklı dünyamdan bakmaya çalıştıkça hiç anlayamayacağımı bile bile . Düşünüyorum Yazıyorum
google diye bir büyüğümüz var kendisi hiç yanıltmaz meral ablam kendini 28 şubat maduru olarak gösterince bazı iş güzarlar hemen google büyüğümüze müracaat etmek suretiyle meral ablamızın 28 şubat kararlarının yılmaz bekçisi olduğu ortaya çıkmış oldu.
hü hü vah vah hüngürt ama dur ağlamakta acele etmeyin meral ablama onun yoldaşı kemalim de diyesiymiş ki ben de 28 şubatta çok çektim derhal google büyüğümüz devrede kemal abimiz gerçekten çok çekmiş 28 şubat kararlarının kurumlarda uygulanması için şimdi topuna birden topluca ağlaşabilirsiniz hü hü vah vah hüngürt hü hü vah vah hüngürt
Dünya Kadınlar Günü tüm gezegenimizin insanlarına kutlu olsun. Bu gün pozitif ayrımcılık namına böyle bir gün kutlanıyor ise tüm gezegen yaratıkları ve özellikle insan kendine sormalı: Neden acaba?
Kuran' ın iki kapağı arasındakileri okudum. Doksan yerde Allah' ın rızka kefil olduğu, bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm. Ve insanların; rabbinin doksan yerdeki vaadini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm. Hasan-i Basri ( r.a) Günaydın Kürsü Efradı
aslı birer karizma güneş çetin efendim ben skecin güzel olduğunu belirttim konuya uygun cuk oturdu demedim tabii siz kahve içmeyince basmıyormuş anladık şimdi basar belkim
neyse biz yine çinin dünya yemeklik yağı stoklarının yarısını şu covid döneminde yaptığını ve zelenskinin bende size yağ vermem rajonlarının boşa çıkacağını söyleyelim. çinin bir kayda değer yazarı da yok aforoz edilecek kedisi de
bence de yav hayati tehlikem var güneş bey kurtar beni kahve aslı hanımın aklını başından alacak kadar güzel olsun lütfen tüm düşünceler gitsin kafasından mümkünse
günaydın kürsü üyeleri
rabbim sizi zelenski gibi batı uşağı, batı maşası, batı piyonu, batı beslemesi, batı arka bahçesi batı her bir şeysi bir liderle yönetilen ve ülkesini cart diye ortadan ikiye ayırıpavrupa yanlısı rusya yanlısı diye bölmekten alı koyamayan dahası buna çanak tutan, dahası bu ayrımı göz önüne sokmak için savaşa sokan dahası o savaştan kievi (ki o kiv yerle bir edilmiştir) ve donbasın durumunu görüşebiliriz diyip havlu atan bir liderle yönetilen bir ülke vatandaşı olmaktan korusun
güzelmiş rabiya acar
teşekkürler
Ahmet kayaya rabbim rahmetler etsin
DRAM
Gardrobun kapağındaki aynada rujumu taşırmamaya özen göstererek sürerken göz göze geliyoruz.
İşime yarıda kesip heyecanla yatağındın kenarına geliyorum Diz kırıp aynı hizaya gelip yanağımı, kulağımı dudaklarına değdiriyorum.
Bir şey söylemek istediğini hissediyorum, beni güzel bulduğunu aynadaki yansımada gördüğü yüzü beğendiğini, bana sarılmak istediğini anlıyorum.
Bekliyorum …
Hayır…
Söylemedi …
Hiçbir şey söylemedi…
Yine söylemedi, sonrasında attığı çığlıklar dayanılmaz .
Elimle önceleri yaptığım gibi kulaklarımı bile kapatmıyorum.
Artık kanıksadım, duymuyorum bile.
Hangisi daha kötü duymamak mı duyup ta duymamak için kulaklarını ellerinle kapatmak mı?
Sen benim parçamsın
Ama neden son zamanlarda böyle hissedemiyorum. Biri üçüncü diğeri orta okul ikinci sınıfa giden kızlarımın yardımı olmasa bakımını yapmak çok zor
Beni algıladığını gösteren , ıslattığın çamaşırlarını ve çarşafları değiştirdikten sonra bile yüzünde belirmesini beklediğim tatlı bir gülümseyiş hiç gelmeyecek biliyorum. Ellerini avcuma aldığım zamanlar avcumun içinde bir et parçası yerine sıcacık bir çocuk eli tuttuğumu bilmeye, bunu hissetmeye ne yazık ki ihtiyacım var.
Kız kardeşlerinin yardımıyla seni tekerlekli sandalyeye taşıyoruz
Bunca zahmetli, hazırlanması bile saatler alan bu çabaya, biraz dışarda zaman geçirmeye senden daha çok bana iyi geleceği için katlanıyorum.
Yine yavaş sürüyorum arabayı. Tekerleklerin yazın sıcağın, kışın soğuğun ve denizden coşup gelen tuzlu suların kararttığı tahta iskele zeminde çıkardığı sesleri dinleyerek yol alıyoruz.
Deniz bu gün daha mavi güneş ışınları daha sarı daha sıcak sanki.
Sana tatlı tatlı başını yana eğerek
dinlediğini hayal ettiğim masalı anlatıyorum Evrenin yaşamanın var oluşun yaratıcının tüm sırlarına ermiş gibi…
Başını yana eğmiş vakur bir bakışın var
Keşke o çığlıkların olmasa bebeğim.
Yavrum
Oğlum benim
İskelenin bitip suların başladığı yerdeyiz.
Esnaf ve balık tutanlar çok uzakta.
Sesleri, tuttukları balıkların sevinciyle attıkları çığlıkları bile duyulamayacak kadar uzaktayız
Arabayı suya yaklaştırıyorum, başın hala yanda
Araba sarsılıp tırtıklı zeminde suya kaymamak için direnç gösteriyor, itekliyorum. Başın yanda değil artık, üstüne sıçrayan sular seni heyecanlandırıyor, çığlık atıyorsun. Arabanın yarısı suda, çığlıkların yuttuğun suyun hava kabarcıklarına karışıyor. Bir an, sadece bir an çekmeyi düşünüyorum, sulardan çekip almayı ,yüzme de bilmezsin .
Zaten yüzebilsen bile cansız ellerinle arabanın kemerini açıp suyun üstüne çıkabilmen imkansız.
Biliyorum…
İzlemiyorum, hızla dönüp koşar adım ilerliyorum. Biraz evvel geçtiğim yerlerdeki esnaf ve balıkçılar akşam iştahla polise beni anlatmaları gerektiğini bilseler daha dikkatli bakarlardı eminim.
Hatta engel olmaya da kalkarlardı.
Karakolda etrafımda sanki oğlunu acımasızca suya atan bu kadın kendilerini de atarmış atabilirmiş gibi…
Sanki kadının aklında hep bu yatıyormuş gibi imtina ederek geçecekler yanımdan
Mahpushanede belki ilk gece işimi bitirecekler.
Bense bunları düşünmemeliyim.
Şimdi bunları düşünmemeliyim.
Kapıdan girdiğimde ağbilerini soran küçük kızlarıma bir çay koyun hele diyeceğim.
Yazmaktan yorulduğumu hissedip başımı kaldırdığımda sarı turuncu bir gün ışığının karşı apartmanın duvarlarını balkonları pencereleri yaladığını farkediyorum. Baharın müjdecisi kuş sesleri doluyor algıma.
Mutfak kapısını açıp bana seslenen annem tüm evi nefis poğaçalarla kokutuyor.
Birkaç hafta evvel haberlerde tesadüfen duyduğum olayla hem hal zihnim. Derbeder olmuş durumda. Engelli çocuğunu tekerlekli sandalyesiyle birlikte uçurumdan yuvarlayan cani anne göz altına alındı .
O anneyi unutamadım. Beni etkilemesine izin verdim bu olayın sağnak sağnak zihnime hücum etmesine örselemesine ruhumu.
Sanki yazarsam o çocuğu o kadını o yaşamı o yaşananları anlayabilirmişim gibi yazıyorum.
Sanki size onları olanları ve bu olanlar karşısındaki kendimi anlatırsam sizi de tanık gösterirsem , yani paylaşırsak dram azalacaktı.
Her şey daha kolay aşılacaktı.
O kadını anlama çabası insanı anlamak olacaktı bir yerde sanki.
Bir yerlerde, çok derinde bu korunaklı dünyamdan bakmaya çalıştıkça hiç anlayamayacağımı bile bile .
Düşünüyorum
Yazıyorum
google diye bir büyüğümüz var kendisi hiç yanıltmaz
meral ablam kendini 28 şubat maduru olarak gösterince bazı iş güzarlar hemen google büyüğümüze müracaat etmek suretiyle meral ablamızın 28 şubat kararlarının yılmaz bekçisi olduğu ortaya çıkmış oldu.
hü hü vah vah hüngürt
ama dur ağlamakta acele etmeyin meral ablama onun yoldaşı kemalim de diyesiymiş ki ben de 28 şubatta çok çektim
derhal google büyüğümüz devrede
kemal abimiz gerçekten çok çekmiş 28 şubat kararlarının kurumlarda uygulanması için
şimdi topuna birden topluca ağlaşabilirsiniz
hü hü vah vah hüngürt
hü hü vah vah hüngürt
Dünya Kadınlar Günü tüm gezegenimizin insanlarına kutlu olsun.
Bu gün pozitif ayrımcılık namına böyle bir gün kutlanıyor ise tüm gezegen yaratıkları ve özellikle insan kendine sormalı:
Neden acaba?
Kuran' ın iki kapağı arasındakileri okudum.
Doksan yerde Allah' ın rızka kefil olduğu, bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm.
Ve insanların; rabbinin doksan yerdeki vaadini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm.
Hasan-i Basri ( r.a)
Günaydın Kürsü Efradı
aslı birer
karizma
güneş çetin
efendim
ben skecin güzel olduğunu belirttim
konuya uygun cuk oturdu demedim
tabii siz kahve içmeyince basmıyormuş anladık şimdi basar belkim
neyse biz yine çinin dünya yemeklik yağı stoklarının yarısını şu covid döneminde yaptığını ve zelenskinin bende size yağ vermem rajonlarının boşa çıkacağını söyleyelim.
çinin bir kayda değer yazarı da yok aforoz edilecek kedisi de
keşke savaşı körükleyenlere de bir iki çift lafın olsa aslı hanım
öldürme de mesela kız yav, gaza gelenlere
bence de yav
hayati tehlikem var güneş bey kurtar beni
kahve aslı hanımın aklını başından alacak kadar güzel olsun lütfen tüm düşünceler gitsin kafasından mümkünse