Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Aşk Olsun
Aşk Olsun

kendi içine korkusuzca çevirebilir misin bakışlarını

  • serbest kürsü28.05.2019 - 03:58

  • serbest kürsü28.05.2019 - 03:34

    Bu güzeller güzeli türkü kürsünün tüm türkü asiklarina gelsin

  • serbest kürsü28.05.2019 - 03:33

  • serbest kürsü28.05.2019 - 03:31

    Nici şimdi de yaşayamadı bence. Şimdi de bir nici dogamazdi fakat her şeye rağmen yaşasaydı gönül dağı Boran Boran diyen Neşet Ertaş ta dinlerdi

  • serbest kürsü27.05.2019 - 23:59

    Sen neden böylesi güzel dizeleri daha önce yazmiyordun gizli özne. Senin dizelerin de çok hoş. Çok beğenerek okuyorum paylasimlarini. Selamlar

  • serbest kürsü27.05.2019 - 17:51

    Günümüzde kullanıldığı gibi değil manası
    Eskiden Allah aşkını arttırmak için erenler birbirlerine böyle seslenirmis. Daha sonra bu geleneği pehlivanlar yiğitler de birbirini costurmak icin rekabeti arttırmak için kullanır olmuşlar. Günümüzde ise bir sitem nidası olarak kullanılmaktadır. Gizli özne.

  • serbest kürsü27.05.2019 - 17:47

    Aslında çok olumlu bir anlamı var

  • serbest kürsü27.05.2019 - 16:45

    https://www.facebook.com/1918070441783828/posts/2312118182379050/?sfnsn=mo&s=100007062788208&w=y

  • serbest kürsü27.05.2019 - 16:39

    Gizli özne türkü gerçekten güzelmis dinlediğime değdi teşekkürler bundan sonra dinleyecegim

  • serbest kürsü27.05.2019 - 13:19

    Yüzüme bak
    ve yüzümü hırpala
    yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak
    sen
    her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat
    yaban, diri memelerinden ısırmak
    dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için
    çok oldu tepelere vurdum kendimi
    bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde
    tıraşı uzamış adamlardan
    huylarını öğrendim senin.
    Mahmur bir tohumdun delikanlı bağrıma.
    Ve hatırlıyorum lokavt vardı
    bezgin fabrika düdüklerinin
    dizlerine yatırılmış olan sabah
    senin kalbini kakışlardı
    Tomarla muştuyu omuzlayarak genç adamlar
    polisin sevmediği genç adamlar sokaklarda
    patronları kudurtan gazeteler satarlardı.
    Ey şehre başaklar:
    militan ruhlar ekleyen hayat!
    Gün turuncu bir hayalet gibi yükseliyorken
    izmarit toplayan
    çocukların üstüne
    çekleri imzalanıyorken devlet katlarında faşizmin
    bacımı koyvermiyorken şizofreni,
    yüzüme bak
    ve rahmini bana doğru tekrarla
    ben öyle bilirim ki yaşamak
    berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır
    çünkü biz savaşmasak
    anamın giydiği pazen
    sofrada böldüğümüz somun
    yani ıscacık benekleri çocukluğumun
    cılk yaralar halinde;
    yayılırlar toprağa
    etlerimiz kokar
    gökyüzünü kokutur
    çünkü biz savaşmasak
    Uzak Asya'dan çekik gözlerimiz
    Küba'dan kıvırcık sakallarımızla
    savaşmasak
    güm güm vurur mu kömürün kalbi Kozlu'da
    Ke san'da, Kandehar'da ümüğüne basılır mı vahşetin
    ve sen boynunu öperken beni sarhoş
    bir okyanusla titreten hayat
    sevgilim olur musun.
    Ben savaşarak senin
    bulanık saçlarından tutp
    kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya
    dünya
    kirletilmez bir inatla dönüyor
    altımıza yıldızlar seriliyor
    yüzüm suya davranıyor koşaraktan.
    ve inzal.
    İsmet Özel