Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani yatayda nesnesel objesel boyutta algılama çapraz ve kesişik. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer, alt ve üst herkesin ortak referansı... Demekki ortak referansda hakikat hep aynı, fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani algı çaprazlama. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer herkesin ortak referansı... Demekki ortak referansda hakikat hep aynı fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
"Şey Öz, alttaki metnde hem kelime, hem nida, hemde ünlem olabilen in Gänzefüßchen tırnaklanan "şey''dir".
- Bir tanıştığımla, eleştirirken cevaben (Tüz)ük demesi üzerine 'Öz' hakkında kısaca, kürsüde geçenlerde paylaşımımın devamı niteliğine kısaca kafa yormam icab etti...
- 'Öz': sıfatın niteliğini, (öz)elliğini kendisine göre bir somutluk içeremeyeceğinden insandan insana perspektife amaca göre içe yönelik anlamda ve dışa yönelik anlamlandırmada değişkenlik s(öz)konusu mevcut olduğundan ve anlamı (öz)gür kılmak bâbında soyut bir kavrammıdır? - Bu sebeptendirki felsefi bir kavram olarak "T(öz)" denildiğinde ise s(öz) konusu 'Öz' olanın değişkenlik içerenlerin saptanmış ve işlenmiş olması nedeniyle 'Öz'ün kavranmasından somutsal kavram olarak yorumlanmasıdır... - Yani, 'Öz' somutlaştığındamı "Töz" s(öz) konusumudur?
- Misal, Örnek: 'Öz'ü herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü; Tdk' da belirtilmiş olan (Tüz)ük kelimesini ele aldığımızda. - (Tüz)ükdeki "Tüz" "Töz" kelimesinin türemindeki etkenler yüzünden dolayı sıfatın nitelik, (öz)ellik maddelerinin işlenmiş ve nitelendirilmiş olmasındanmı düşünülmüşdür?
- Yoksa "Tuz" "Toz" kelimesinden ötürü işlevin (öz)elliğinin niteliğinin "Tuz"dan "Toz"dan olsun diyemi türem bağlamında "Tüzük" kavramı düşünülmüştür?
- Yukarıdaki belirtmiş olduğumdan anladığım kesin olarak şudurki, herhangibi (Tüz)üğün ancak ve ancak Tüzeller ve Tür'den türemiş Türellerin göz önünde bulundurulması taktirinde yazılması gerektiğidir...
- Ahhhh! Yazılanlar olmasaydı, fönetikde, retorikde, anlamada ve anlamlandırmada sağlıklı ve somut Tür'lerden türemiş Türemler ve Türevler gelişirmiydi?!
... İzmlerine, idiolojilerine, düşünce kalıplarına, görüşlerine uymayanı... Senelerce süre almış, mekansal, toplumsal aşamalardan süre geleni Değer olarak var olabilmiş olanı, Değerin kendi içindeki ekseninde değilde, sadece kendisine veya mensubu olduğu kümesine ait bir Değermiş gibi, ferdiyi kişiseli menfeatlar ilişkisine göre kavramlar dışında jargonlamalarla(küme diliyle) yargılayabiliyor...
Örneğin kendini kayıp etmeyi, sanattaki spordaki bilimdeki aktivitelerde daha gelişmişini ortaya koymak yerine, jargonlamalarda, izini kaybetmekte, belirsizlikte, saklamakta biliyor, vesayetini vekaletini böyle veriyor...
Görüşüne katılmadığın kişiler kullanılabilinir veya kullanılamaz diye yaftalamak biyana, görüşünü islah etmesi yerine görüşüne islahlamaya çalışıyor...
Kavramın içinde kalınca, görüşünün islahlaması konunun içinde hükümsüz kalıyor, dimi...
- Bide pişkin pişkin, sınırlarını bilmiyor tanımıyor diye rapor edip, kendilerinin ortaya çıkardığı problemli mesleki icraat alanını üsteleyip, egoinflasyona(...) sebep oldukları gibi, mesleki değişimide reddetmekle birlikte, alçakca manaya ve anlama kendilerine göre yönvermekte yetmiyormuş gibi, bilmem kaç sene gizli gizli fişledikleri gibi, birtakım unsurlara halen yüklem vermeye çalışıyorlar...
- Ey neredeyse her sigara alışımda o bayanı diken, şunu iyi bilirsin. Kızıldereli değilim amma tütün kullanımının varlık sebebine inilince eski kızıldere kavimlerindeki bilgenin kullandığı tütünün, onlara karşın işlenenlerin, lanet olarak geri tezahür ettiğinidemi düşünmedin!
AN
Başa sarıp şimdiye tekrar gelince,... Faniyim sonsuzun içinde. Nerede bulunduğum nereye gittiğim oyalanmaktan bilinmiyor ezelden ebedin içinde.
Şimdiler bile bazen kendini unutturuyor. Bilinmese bile, her şimdiyi yakalayış aynı an olmuyor.
İnîmde zihnimde, bazen o mahzenleri tekrar başa sarmak yoruyor.
Her anda şimdilerim değişse bile, bazı an'lar ânımdan başka yerde, kendimde kendimden başka yaşanmıyor.
Sayın Örs, örsü severim çünkü bir alet değildir ve kağıtla maddesel bir bağlantısı olmadığı görünsede, işlevlik konusunda bir birlerine çok benzerler ve çok yakınlardır...
tartışmak başka aşağılamak başka hor görmek başka karşıdakinin zaafını veya hatasını bir şeye mal edip demagoji yapmak bir başka.... kimse diğerindeki eksiği kapatmak doğruyu göstermek derdinde değil... - "Diyaloğuma itinaen neyin demagojisinden bahsediyorsunuz?"
ayyaşlar din tartışıyor müslümanlar meyhanedekini tartışıyor
olması gereken kim neyi yaşıyorsa onun daha iyi nasıl olabilirliğini tartışsın..... - " Kendimden yola çıkarak siz altta belirtileni yaşanmadan, öyle basitçe akla gelip fikir olsun diyemi ortaya konulduğunumu zannediyorsunuz?"
Hayat size neler öğretti, hadi söyle bakalım, Hayat ile yaşam'ı ayırt edebilmem ne?
DUAL-İZM
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani yatayda nesnesel objesel boyutta algılama çapraz ve kesişik. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer, alt ve üst herkesin ortak referansı...
Demekki ortak referansda hakikat hep aynı, fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani algı çaprazlama. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer herkesin ortak referansı... Demekki ortak referansda hakikat hep aynı fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
https://music.
Fareli köyün kavalcısı ---> 2:46 - 2:51
https://music.
Renklamlar ubs Reklamlar, orta direkten sonra(!)
"Şey Öz, alttaki metnde hem kelime, hem nida, hemde ünlem olabilen in Gänzefüßchen tırnaklanan "şey''dir".
- Bir tanıştığımla, eleştirirken cevaben (Tüz)ük demesi üzerine 'Öz' hakkında kısaca, kürsüde geçenlerde paylaşımımın devamı niteliğine kısaca kafa yormam icab etti...
- 'Öz': sıfatın niteliğini, (öz)elliğini kendisine göre bir somutluk içeremeyeceğinden insandan insana perspektife amaca göre içe yönelik anlamda ve dışa yönelik anlamlandırmada değişkenlik s(öz)konusu mevcut olduğundan ve anlamı (öz)gür kılmak bâbında soyut bir kavrammıdır?
- Bu sebeptendirki felsefi bir kavram olarak "T(öz)" denildiğinde ise s(öz) konusu 'Öz' olanın değişkenlik içerenlerin saptanmış ve işlenmiş olması nedeniyle 'Öz'ün kavranmasından somutsal kavram olarak yorumlanmasıdır...
- Yani, 'Öz' somutlaştığındamı "Töz" s(öz) konusumudur?
- Misal, Örnek: 'Öz'ü herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü; Tdk' da belirtilmiş olan (Tüz)ük kelimesini ele aldığımızda.
- (Tüz)ükdeki "Tüz" "Töz" kelimesinin türemindeki etkenler yüzünden dolayı sıfatın nitelik, (öz)ellik maddelerinin işlenmiş ve nitelendirilmiş olmasındanmı düşünülmüşdür?
- Yoksa "Tuz" "Toz" kelimesinden ötürü işlevin (öz)elliğinin niteliğinin "Tuz"dan "Toz"dan olsun diyemi türem bağlamında "Tüzük" kavramı düşünülmüştür?
- Yukarıdaki belirtmiş olduğumdan anladığım kesin olarak şudurki, herhangibi (Tüz)üğün ancak ve ancak Tüzeller ve Tür'den türemiş Türellerin göz önünde bulundurulması taktirinde yazılması gerektiğidir...
- Ahhhh! Yazılanlar olmasaydı, fönetikde, retorikde, anlamada ve anlamlandırmada sağlıklı ve somut Tür'lerden türemiş Türemler ve Türevler gelişirmiydi?!
... İzmlerine, idiolojilerine, düşünce kalıplarına, görüşlerine uymayanı...
Senelerce süre almış, mekansal, toplumsal aşamalardan süre geleni Değer olarak var olabilmiş olanı, Değerin kendi içindeki ekseninde değilde, sadece kendisine veya mensubu olduğu kümesine ait bir Değermiş gibi, ferdiyi kişiseli menfeatlar ilişkisine göre kavramlar dışında jargonlamalarla(küme diliyle) yargılayabiliyor...
Örneğin kendini kayıp etmeyi, sanattaki spordaki bilimdeki aktivitelerde daha gelişmişini ortaya koymak yerine, jargonlamalarda, izini kaybetmekte, belirsizlikte, saklamakta biliyor, vesayetini vekaletini böyle veriyor...
Görüşüne katılmadığın kişiler kullanılabilinir veya kullanılamaz diye yaftalamak biyana, görüşünü islah etmesi yerine görüşüne islahlamaya çalışıyor...
Kavramın içinde kalınca, görüşünün islahlaması konunun içinde hükümsüz kalıyor, dimi...
- Bide pişkin pişkin, sınırlarını bilmiyor tanımıyor diye rapor edip, kendilerinin ortaya çıkardığı problemli mesleki icraat alanını üsteleyip, egoinflasyona(...) sebep oldukları gibi, mesleki değişimide reddetmekle birlikte, alçakca manaya ve anlama kendilerine göre yönvermekte yetmiyormuş gibi, bilmem kaç sene gizli gizli fişledikleri gibi, birtakım unsurlara halen yüklem vermeye çalışıyorlar...
- Ey neredeyse her sigara alışımda o bayanı diken, şunu iyi bilirsin. Kızıldereli değilim amma tütün kullanımının varlık sebebine inilince eski kızıldere kavimlerindeki bilgenin kullandığı tütünün, onlara karşın işlenenlerin, lanet olarak geri tezahür ettiğinidemi düşünmedin!
AN
Başa sarıp şimdiye tekrar gelince,...
Faniyim sonsuzun içinde.
Nerede bulunduğum nereye gittiğim oyalanmaktan bilinmiyor ezelden ebedin içinde.
Şimdiler bile bazen kendini unutturuyor.
Bilinmese bile, her şimdiyi yakalayış aynı an olmuyor.
İnîmde zihnimde, bazen o mahzenleri tekrar başa sarmak yoruyor.
Her anda şimdilerim değişse bile, bazı an'lar ânımdan başka yerde, kendimde kendimden başka yaşanmıyor.
https://music.
Sayın Örs, örsü severim çünkü bir alet değildir ve kağıtla maddesel bir bağlantısı olmadığı görünsede, işlevlik konusunda bir birlerine çok benzerler ve çok yakınlardır...
tartışmak başka
aşağılamak başka
hor görmek başka
karşıdakinin zaafını veya hatasını bir şeye mal edip demagoji yapmak bir başka....
kimse diğerindeki eksiği kapatmak doğruyu göstermek derdinde değil...
- "Diyaloğuma itinaen neyin demagojisinden bahsediyorsunuz?"
ayyaşlar din tartışıyor
müslümanlar meyhanedekini tartışıyor
olması gereken
kim neyi yaşıyorsa onun daha iyi nasıl olabilirliğini tartışsın.....
- " Kendimden yola çıkarak siz altta belirtileni yaşanmadan, öyle basitçe akla gelip fikir olsun diyemi ortaya konulduğunumu zannediyorsunuz?"
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=321258665789432&id=100037159025963