Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Aa Filius
Aa Filius

HEPİMİZ; ELEŞTİRDİĞİMİZ KADAR KUSURLUYUZ...

  • Sonra dedim ki06.05.2019 - 10:55

    Özgürlüğün ayaklarının altından çekilen taburedir 6 Mayıs 1972. !

    Üç genç varmış, ölmek için uyanan.
    Astılar,
    ama öldüremediler. !

  • Sonra dedim ki24.04.2019 - 10:58

    Dün, yine buraya güzel dilekler yazmıştım. Bugün sabah karşılaştığım haberlere bak.

    - 5 yaşında çocuk cinsel istismara uğruyor..
    - Metrobüste kadının üzerine boşalıyorlar..
    - Hayvana cinsel istismar

    Sabahımı mahvettiniz ulan yavşaklar !

    Tesettürlüdür gizemli bulursunuz. Mini etek giyer tahrik olursunuz. Çocuğu savunmasız bulursunuz. Bu zamana kadar gün yüzü göstermediğim küfürleri sizin yüzünüzden dilimden düşürmüyorum. Akşam vakti bir kadınla aynı sokağa girsem korkar diye başımı öne eğip yolumu değiştiriyorum. Ulan erkek olmaktan utandırdınız soyunuz sopunuz kurusun..

    Adam gibi cinsel eğitim ver ey devlet. Cinsellik konuşulunca kıs kıs gülmelerin, baskılanmış cinselliğin sonucu binlerce tacizci, binlerce şeref yoksunu..
    Ya da o bir yerlerini kesip ellerine versin, bir yerlerine monte etsin şu devlet artık, hadım mı edecek idam mı edecek napıyosa yapsın.. İnsana, yaşamaya olan saygımı kaybettim ulan sizin yüzünüzden..

  • Bir şiire sığınmak23.04.2019 - 19:35

    Oturmuşum bir başıma..
    Yalnızlığıma, Orhan Veli dinletiyorum
    Oysa ne çok özlemişim çocukluğumu
    Ne çok izah edememişim kendimi..
    Ahh şu yalnızlığım,
    Pekte kalabalığım..

    Çok zaman kaybettim.
    Çok zaman ve biraz da ümit.
    Yaşamak bu galiba..

  • Sonra dedim ki23.04.2019 - 09:31

    Bütün dünya çocuklarının bayramı kutlu olsun..
    Bizler de çocuklar gibi kollarımızı öyle bir açalım ki bütün dünyayı sevgiyle kucaklayalım bugün ve her gün..

  • Bir şiire sığınmak19.04.2019 - 10:01

    Ben yeni bir hayatın acemisiyim
    Bütün bildiklerim yeniden biçimleniyor
    Şiirim, hayatım yeniden,
    Son kötü günleri yaşıyorum belki
    İlk güzel günleri de yaşarım belki
    Kekre bir şey var bu havada
    Geçmişle gelecek arasında
    Acıyla umut arasında..

  • Alıntılar17.04.2019 - 14:09

    Şükrü Erbaş- senin korkuların benim inceliğim

    Ayrılık ne biliyor musun?
    Ne araya yolların girmesi,
    Ne kapanan kapılar,
    Ne yıldız kayması gecede,
    Ne ceplerde tren tarifesi,
    Ne de turna katarı gökte.
    İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
    İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,
    Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.
    Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
    Duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
    Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık.
    Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde
    Kendi sesiyle silinmek.
    Birdenbire büyümesi
    Gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun.
    İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
    Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde.
    Saçına rüzgar,
    sesine ışık düşürememek kimsenin.
    Parmaklarını sözüne pınar edememek
    Uzaklarda bir adamın üşümesi
    bir kadın dağlara daldıkça.
    Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan
    Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
    Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması
    Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme
    Yalnızca gölge vermesi ağaçların
    İyiliğin küfre dönmesi ayrılık.
    Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya
    Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş
    İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı,
    Hüznün arması, süren korkusu inceliğin.
    Ayrılık, o küçük ölüm!
    Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.
    Şimdi anlıyor musun
    gidişinin neden ayrılık olmadığını,
    Bir yaprak düşmesi kadar ancak,
    acısı ve ağırlığı olduğunu.
    Bir toplama işleminin
    sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını.
    Boşluğa bir boşluk katmadığını,
    kar yağdırmadığını yaz ortasında...
    Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından
    kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı.
    Ben bulutları gösterirken,
    "Bulmacanın beş harfli bir yemek sorusuna"
    yanıt aramanla halkalanmış,
    "Aşkın şarabının ağzını açtım,
    yar yüzünden içti murt bende kaldı"
    Türküsü tenimde düğümlenirken,
    odadan çıkışınla yolunu tutmuş,
    Dağlarda öldürülen çocukların
    fotoğraflarını kenara itip,
    "Bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı?"
    Dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan.
    Ne mi yapacağım bundan sonra?
    Ayak izlerimi silmek için
    sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce.
    Şiir okumayacağım bir süre,
    Hediyelik eşya satan dükkanların
    önünden geçmeyeceğim.
    Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu,
    bir gül ağacının dibine dökeceğim.
    Yeni bir yanlışlık yapmamak için
    telefonlara çıkmayacağım
    Ardı kuş resimli aynalar
    arayacağım mahalle pazarlarında
    Gençliğimi anımsamak için.
    Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak,
    Sonumu görmeye çalışacağım.
    Fotoğraflarını güneşe koyacağım,
    bir an önce solsun diye.
    İçinde ay ışığı, iğde kokusu ve begonvil bulunan
    Tüm resimleri duvarlardan indireceğim
    Mican türküsünü asacağım yerlerine.
    Falcı kadınlara inanmayacağım artık
    Trafik polislerine adres sormayacağım.
    Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle
    gülmeyeceğim kimseye.
    Fesleğenden başka bir çiçek
    Koymayacağım penceremin önüne.
    Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan
    Üç milyon yurtsuza evimi açacağım.
    Bıraktığı acının yanına resmini asacağım.
    Şaşırma! Yetimi korumak için
    Yeni aşklar bulacağım kendime.
    Ne yapacağımı sanıyorsun ki?
    Tenin tenime bu kadar sinmişken,
    Ömrüm azala azala akarken önümde,
    Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.
    Senin korkularını,
    benim inceliğimi doldurup yüreğime,
    Bıraktığın boşluğu yonta yonta
    binlerce heykelini yapacağım.

  • Alıntılar16.04.2019 - 19:00

    Şiirlerinde Notrdam'ı da unutmamıştı Nazım.. Dünya şairi Nazım..


    Henüz vakit varken, gülüm
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
    Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
    öpmeliyim ağzından
    sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
    çiçeğini seyretmeliyiz onun,
    birden bana sarılmalısın, gülüm,
    korkudan, hayretten, sevinçten
    ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
    yıldızlar da çiselemeli,
    incecikten bir yağmurla karışarak..

    Nazım Hikmet

  • Bir şiire sığınmak16.04.2019 - 15:25

    Ben artık bulunduğun şehirden gittim,
    İnsan kuş misali..
    Sen hala
    O kalabalık evde olmalısın,
    Gelip gidenin çok mu bari?
    Üzgünüm Leyla,
    Dünya hali! ..

    Behçet Necatigil

  • Bir şiire sığınmak13.04.2019 - 19:20

    Sevdiğim insanlara
    Kızabilirdim,
    Eğer sevmek bana
    Mahzun durmayı
    Öğretmeseydi..

  • Sonra dedim ki13.04.2019 - 17:18

    Bence ülkenin kocaman bir rakı sofrasına ihtiyacı var..