MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR TÜRKAN MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR SAYLAN...
Doğu’da bir köy gördüm dağların arasında, öyle mahzun, çaresiz, kalakalmış. Çıplak kavakları bile hüzünlü kalemler gibi kara saplanmış. Köyün ortasında bir okul Ve tezek sobasıyla ısınmaya çalışan çocuklar. Bir bıcırık kız, Yanında bir karamuk oğlan. Buz gibi elleri ama gözleri ahu, gözleri ceylan. Adın ne dedim kıza Dedi: Benim adım Türkan. Oğlan ekledi: Benimki de Saylan. Dedim; Dayan yüreğim dayan. Madem ki bu çocuklar Türkan Madem ki bu çocuklar Saylan Gelecek onlarındır, Gerisi yalan. Değişir bu düzen Döner bu devran
Bir insanın gerçekten iyi niyetli doğru bir insan mı? Yoksa iyi görünmeye çalışan usta bir üç kağıtçı mı olduğunu sorgulamak bence benim suçum değil, ön yargı hiç değil. Bu yüzde tanışma anları için daha uygun cümleler bulmalı ’memnun oldum’ erken verilmiş bir karar.!
Nelere alışıyor insan; Ne alışamam dediklerine Ne unutulmuş vaatlere.. Ne hayatta yapmam, Yaptıramazlar dediklerine.. Ne görmezsem ölürüm deyip, Görmeyince ölmediklerine.. Nelere alışıyor insan; Alıştıkça şaşırdığı ne çok şeye..
Çünkü kendinle paylaşmak istediğin şeyler vardır.. Hikayelerin, hayallerin, fıkraların, saçmalıkların, yemek tariflerin, şarkı sözlerin, şiirlerin.. Ama yalnızken mutlu olmayı başaramıyorsan çoktan ölmüşsün demektir !
İzmir'in Konak Meydanında bulunan Hasan Tahsin'in heykeline kuşlar konup havalanır her gün. Ama ne zaman sağ eline bir kuş konsa hüzünlenir Hasan Tahsin. Çünkü; elinde o an tabanca değil, ekmek kırıntıları olsun ister..
Sevipte söyleyemediğim şarkılar var Bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler Keşke, keşke o ben olsaydım dediğim hikaye adamları Düşlerim var Uyandığımda yalnızca başını hatırladığım, Ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim Bir kadın var düşümde, Tam dokunacakken uyandırıldığım .
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara Geceler uzar hazırlık sonbahara
Kişisel gelişimden anlamam ama iyileşmekten, delirip, saçmalayıp güneş açmaktan, yaralansam da doğru bildiğim yolda koşmaktan biraz anlarım..
Game of thrones 8. Sezon
MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR TÜRKAN MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR SAYLAN...
Doğu’da bir köy gördüm
dağların arasında,
öyle mahzun, çaresiz,
kalakalmış.
Çıplak kavakları bile
hüzünlü kalemler gibi
kara saplanmış.
Köyün ortasında bir okul
Ve tezek sobasıyla ısınmaya çalışan çocuklar.
Bir bıcırık kız,
Yanında bir karamuk oğlan.
Buz gibi elleri
ama gözleri ahu, gözleri ceylan.
Adın ne dedim kıza
Dedi: Benim adım Türkan.
Oğlan ekledi: Benimki de Saylan.
Dedim;
Dayan yüreğim dayan.
Madem ki bu çocuklar Türkan
Madem ki bu çocuklar Saylan
Gelecek onlarındır,
Gerisi yalan.
Değişir bu düzen
Döner bu devran
Zülfü Livaneli
Bir insanın gerçekten iyi niyetli doğru bir insan mı? Yoksa iyi görünmeye çalışan usta bir üç kağıtçı mı olduğunu sorgulamak bence benim suçum değil, ön yargı hiç değil. Bu yüzde tanışma anları için daha uygun cümleler bulmalı ’memnun oldum’ erken verilmiş bir karar.!
Nelere alışıyor insan;
Ne alışamam dediklerine
Ne unutulmuş vaatlere..
Ne hayatta yapmam,
Yaptıramazlar dediklerine..
Ne görmezsem ölürüm deyip,
Görmeyince ölmediklerine..
Nelere alışıyor insan;
Alıştıkça şaşırdığı ne çok şeye..
Çünkü kendinle paylaşmak istediğin şeyler vardır.. Hikayelerin, hayallerin, fıkraların, saçmalıkların, yemek tariflerin, şarkı sözlerin, şiirlerin.. Ama yalnızken mutlu olmayı başaramıyorsan çoktan ölmüşsün demektir !
Günün anlam ve önemine ithafen.
İzmir'in Konak Meydanında bulunan Hasan Tahsin'in heykeline kuşlar konup havalanır her gün. Ama ne zaman sağ eline bir kuş konsa hüzünlenir Hasan Tahsin. Çünkü; elinde o an tabanca değil, ekmek kırıntıları olsun ister..
Sunay Akın - İstanbul'da Bir Zürafa
Sevipte söyleyemediğim şarkılar var
Bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
Keşke, keşke o ben olsaydım dediğim hikaye adamları
Düşlerim var
Uyandığımda yalnızca başını hatırladığım,
Ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim
Bir kadın var düşümde,
Tam dokunacakken uyandırıldığım .
Gelmezsen eğer mevsimi nereden bilecekler,
Sahil seni, rüzgar seni, akşam seni bekler..
Faruk Nafiz Çamlıbel.
Bugünün şiiri olması gerektiğini düşündüğüm şiir.
Mahur Beste
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
Atilla İlhan