+artık kalbime kimseyi dokundurtmam *niye artık beyninle mi seveceksin -aslında duyu merkezi beyin, yani kalp bir nevi beyinde, her şey beyinde yaaa *kafamı karıştırma lütfen -ya aslında öyle beyin özel ve tek şahsa ait olan, beyin nakli yok bak
-hediye seçelim internetten, yeni yıl için @oo hiç yeniyılda hediye almazdın +ben çam ağacı istiyorum o zaman, hiç süslemedik -iyi bakarız Babaanneye seslenilir hediye alalım mı sana diye *aman istemem ne o öyle -hz isa nın doğum günü aa sevmiyor musun sen, biz tüm peygamberleri seviyoruz :)) kutlicaz mübareği gülüşmeler...
Zülfi Yare Dokunmak Deyimi ve Hikayesi Bir aşığın sevgilisi çok alıngan ve her sözün altında başka mânâlar arayan evhamlı bir güzelmiş. Güzelliği eşi bulunmaz derecede göz kamaştırıcı olmakla beraber, evham ve alınganlığı da güzelliğinden daha üstün ve çekilmez durumdaymış.
Yüzünün iki tarafından sarkan zülüfleri varmış. Aşık delikanlının en çok hoşuna giden de bu zülüflermiş. Bir gün onları bukle bukle, sarkan ipeklere benzetecek olmuş, güzel gücenmiş:
“Demek benim zülüflerim ipek telleri gibi cansız ve ruhsuz geldi sana öyle mi…” diye sitem etmiş.
Genç aşık bir gün sevgilisiyle bahçede gezerken, hırçın ve hoyratça esen rüzgara kızmış enin sevgilimin zülüflerini dağıtıyorsun” diye söylenmiş. Nazlı güzel bunda da bir mânâ bulmuş:
“Anlıyorum, sen rüzgarı bahane ederek benim dağınıklığımı yüzüme vurmak istiyorsun. Saçlarımı ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun” demiş.
Zavallı aşık artık o hale gelmiş ki, “ne desem zülf-i-yare dokunuyor” diyerek, zülüf sözünü ağzına alamaz olmuş.
Zülfi Yare Dokunmak, hassas konular hakkında imâli sözler söyleyerek, başkalarını tenkid etmek veya gücendirmek mânâsında kullanılır.
Puding yapmaya karar verirken ölçüyü umursamayınca un fazla geldi ve bulamaca dönen kıvamı süt ile inceltmeye kalktım tuhaf görüntüyü blenderla ancak halledebildim. Kase yerine mecburen tepsiye dökeyip derken ıslattığım tepsinin kenarlarında suyun biriktiğini içine pudingi dökünce anlayabildim. Peçeteyle suyu alıp,yamuk üstünü bisküvi kırığı serperek düzeltim.Yiyen beğendi ama serencamem bende sır.
Çoğu zaman gündelik yaşama sirayet edemeyen yıkımdır. Dünya yaşantısına benzerlik gösteren bir yapı gibi dursada farklı bir gezegeni andıran yapısıyla oraya ait dili, esprisi vardır.
Takvimler de Aralık ayının bugünlerine denk gelse de, yaşarken bitmek bilmeyen,uzun karanlık zaman dilimlerimizi de kapsar.
Ey Rab! Hayretimi arttır.
+artık kalbime kimseyi dokundurtmam
*niye artık beyninle mi seveceksin
-aslında duyu merkezi beyin, yani kalp bir nevi beyinde, her şey beyinde yaaa
*kafamı karıştırma lütfen
-ya aslında öyle beyin özel ve tek şahsa ait olan, beyin nakli yok bak
-hediye seçelim internetten, yeni yıl için
@oo hiç yeniyılda hediye almazdın
+ben çam ağacı istiyorum o zaman, hiç süslemedik
-iyi bakarız
Babaanneye seslenilir hediye alalım mı sana diye
*aman istemem ne o öyle
-hz isa nın doğum günü aa sevmiyor musun sen, biz tüm peygamberleri seviyoruz :)) kutlicaz mübareği
gülüşmeler...
Zülfi Yare Dokunmak Deyimi ve Hikayesi
Bir aşığın sevgilisi çok alıngan ve her sözün altında başka mânâlar arayan evhamlı bir güzelmiş. Güzelliği eşi bulunmaz derecede göz kamaştırıcı olmakla beraber, evham ve alınganlığı da güzelliğinden daha üstün ve çekilmez durumdaymış.
Yüzünün iki tarafından sarkan zülüfleri varmış. Aşık delikanlının en çok hoşuna giden de bu zülüflermiş. Bir gün onları bukle bukle, sarkan ipeklere benzetecek olmuş, güzel gücenmiş:
“Demek benim zülüflerim ipek telleri gibi cansız ve ruhsuz geldi sana öyle mi…” diye sitem etmiş.
Genç aşık bir gün sevgilisiyle bahçede gezerken, hırçın ve hoyratça esen rüzgara kızmış enin sevgilimin zülüflerini dağıtıyorsun” diye söylenmiş. Nazlı güzel bunda da bir mânâ bulmuş:
“Anlıyorum, sen rüzgarı bahane ederek benim dağınıklığımı yüzüme vurmak istiyorsun. Saçlarımı ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun” demiş.
Zavallı aşık artık o hale gelmiş ki, “ne desem zülf-i-yare dokunuyor” diyerek, zülüf sözünü ağzına alamaz olmuş.
Zülfi Yare Dokunmak, hassas konular hakkında imâli sözler söyleyerek, başkalarını tenkid etmek veya gücendirmek mânâsında kullanılır.
Mış.
Duyup, bilmesini istemediklerinin dışında kalanların öğrenmesi ile sır, sır olmaktan çıkmıyor.
Puding yapmaya karar verirken ölçüyü umursamayınca un fazla geldi ve bulamaca dönen kıvamı süt ile inceltmeye kalktım tuhaf görüntüyü blenderla ancak halledebildim. Kase yerine mecburen tepsiye dökeyip derken ıslattığım tepsinin kenarlarında suyun biriktiğini içine pudingi dökünce anlayabildim. Peçeteyle suyu alıp,yamuk üstünü bisküvi kırığı serperek düzeltim.Yiyen beğendi ama serencamem bende sır.
Kişinin duyguları, hisleri, düşünceleri kadar büyük düşmanı yok.
Çoğu zaman gündelik yaşama sirayet edemeyen yıkımdır. Dünya yaşantısına benzerlik gösteren bir yapı gibi dursada farklı bir gezegeni andıran yapısıyla oraya ait dili, esprisi vardır.
Yasadır:antoloji tıklanmak ister, üyeler vakit geçirmek fjjjhhjjjjjjjkjjk