nasıl bir ülkeyiz biz yaa. neymişiz vay be. kağıt bile üretemeyen ama dünyanın bütün güçlerinin kurduğu bir araya geldiği kirli ittifakların askerlerine karşı yerli silahlarla karşılık veriyoruz. kağıt üretmeye gerek yok. yeter ki sen o kağıdın nasıl üretileceğini bilen nesiller yetiştir. onlar eşi görülmemiş yazılımda silahlar uçaklar üretip ülkeyi en iyi şekilde temsil eder. kağıdı da senden daha ucuza üreten mal eden bir yerden alıverirsin.
bir yazarın bir romanında bir kahramanına söylettiği bir sözün o yazarın kendi düşüncesi midir yazar bunu onatylayan saiklemi almıştır tavrı nedir bunu bile bilmeden yazarların fikir anatomisini çıkarmak o yazılanı tartışmaya hiç mi hiç katkıda bulunmaz. yazılan şey ile ilgili duygunu söyle olsun bitsin. katılıyor musun katılmıyor musun. ayşe kulinin alevilerin kız alıp kız vermediğini düşündüğünü buna inandığını nerden anladınız ki. öyle mi söyledi size.
ne işiniz vardı israilin kıta sahanlığında demek israili haklı bulmaktır. ne yapacaktı israil kendini korudu o botu batırarak bu çok tabii idi dediğinizde bu israile destek vermektir. bir bota sığışmış üç beş yardımsever vatandaş kime ne zarar verebilirdi. gelişmiş silahlarla gitmemişlerdi oraya. çünkü yardıma gitmişlerdi. ve bir yardım aracına bu şekilde saldırıp sivil insanları öldüreceği ne yazık ki bu hükümet tarafından öngörülememişti haklısınzçünkü kendileri asla bu durumda böyle davranmazlardı ve haklsınız o hükümetimiz asla bir ülkeyi yardım edilecek duruma sokmamıştı. bunları düşünemedi o yüzden siz akıllı yüksek serbest kürsü ittifakı üyeleri sayenizde kötü nasıl düşünülür ve ordan derse nasıl çalışılır öğrenmeliler.
yanılıyorsunuz efendim bir çok konuda olduğu gibi. savaşın kuralı olmaz. sınırı olmaz. tıpkı aşklarda olduğu gibi. neden çünkü taraflar kazanmaya odaklanır. kaybedenler hep savaşın da bir kuralı olmalı diyenlertaraftır. adam bir kere o şeyi sahiplenmeyi kendinde hak olarak gördüyse ne kuralı tanıyacak senin için mi tanıyacak o zaman kaybeder. işte savaşlar böyle böyle meşrulaştırılır. yani esad şu şekilde öldürürse okey. bu şekilde öldürdüğü için hayır. bu mantıkla hep esad aklandı, şiddet tırmandırıldı. mesela tecavüz edip öldürmezse okey oluru var bir gideri ama hem tecavüz edip hem öldürürse vay alçak. ölümü hakediyor öyle mi. böyle diyerek hep bir şeyler meşru gösterildi. yok öyle bir dünya. esadın öldürmesine göz yumanlar sarin gazı atınca mışahlanırlar. esad yedi yıldır kan döküyor. esada kardeşim demeye devam etseymiş bak bu gün kılıçdaroğlunun yaptığı gibi esad bu gün bu hale gelmezmiş. dünde diyordu ki esada neden kardeşim dedi. kardeşim dediğinde esad bir tek tebaından adamı öldürmemişti hatta kimseyi öldürmemişti. ama bu gün kılıçdaroğlu kardeş kanı dökmeye mi gidiyor ordumuz suriyeye diyerek esada destek çıkıyor yüz binlerce milyonlarca insan kanı içmişken ve milyonları göçe zorlamışken.
filistin açlığa mahkum edildiğinde ambargo uygulandığında bebekleri bile öldürüldüğünde babalar evlatların gözleri önünde dan dan kurşunlandığında birileri kalkıp bir bot gibi bir basit deniz aracıyla yardım götürmek istediğinde israil askerlerindce acımasızca ateşe tutulacak ve hepsi boğularak can verecek ve sen israile tek laf etmeyip ne işiniz vardı o sularda diyeceksin sonra da adaletten dem vuracaksın canın istedikçe . bak atilla ilhan bu işler çocuk oyuncağı değil. öyle canın istedikçe suriye edebiyatı sarin gazı edebiyatı yapıp iki gün sonra umursamayacağın cümleler kurarak ve her şeyin sonunu hükümete bağlayan sözde muhalefetlik yaparak akıllı olunmuyor. biz burda bunları söylemiyoruz diye akılsız mı oluyoruz. sadece mesele edebiyatınıza iştirak edip etmemektir. bunu tercih edip etmemek. müttefikine ise söyleyecek tek lafım yok. çok ağzı bozuk ve de saygısız.
şu serbest kürsüdeki ittifak modelleri ülkelerin menfaati gereği kurduğu ittifaklardan daha bir dikkatimi celbediyor. neden burdakiler daha bir hızla değişiyor.
afgan dede öyle yazanlara da istismarcı diyorsunuz . boşver yazmasın varsın tüzüklerinde. mesela adı cumhuriyet olanlar illaki cumhuriyetci olacak diye bir kaide mi var
nasıl bir ülkeyiz biz yaa. neymişiz vay be. kağıt bile üretemeyen ama dünyanın bütün güçlerinin kurduğu bir araya geldiği kirli ittifakların askerlerine karşı yerli silahlarla karşılık veriyoruz. kağıt üretmeye gerek yok. yeter ki sen o kağıdın nasıl üretileceğini bilen nesiller yetiştir. onlar eşi görülmemiş yazılımda silahlar uçaklar üretip ülkeyi en iyi şekilde temsil eder. kağıdı da senden daha ucuza üreten mal eden bir yerden alıverirsin.
bir yazarın bir romanında bir kahramanına söylettiği bir sözün o yazarın kendi düşüncesi midir yazar bunu onatylayan saiklemi almıştır tavrı nedir bunu bile bilmeden yazarların fikir anatomisini çıkarmak o yazılanı tartışmaya hiç mi hiç katkıda bulunmaz. yazılan şey ile ilgili duygunu söyle olsun bitsin. katılıyor musun katılmıyor musun. ayşe kulinin alevilerin kız alıp kız vermediğini düşündüğünü buna inandığını nerden anladınız ki. öyle mi söyledi size.
ne işiniz vardı israilin kıta sahanlığında demek israili haklı bulmaktır. ne yapacaktı israil kendini korudu o botu batırarak bu çok tabii idi dediğinizde bu israile destek vermektir. bir bota sığışmış üç beş yardımsever vatandaş kime ne zarar verebilirdi. gelişmiş silahlarla gitmemişlerdi oraya. çünkü yardıma gitmişlerdi. ve bir yardım aracına bu şekilde saldırıp sivil insanları öldüreceği ne yazık ki bu hükümet tarafından öngörülememişti haklısınzçünkü kendileri asla bu durumda böyle davranmazlardı ve haklsınız o hükümetimiz asla bir ülkeyi yardım edilecek duruma sokmamıştı. bunları düşünemedi o yüzden siz akıllı yüksek serbest kürsü ittifakı üyeleri sayenizde kötü nasıl düşünülür ve ordan derse nasıl çalışılır öğrenmeliler.
yanılıyorsunuz efendim bir çok konuda olduğu gibi. savaşın kuralı olmaz. sınırı olmaz. tıpkı aşklarda olduğu gibi. neden çünkü taraflar kazanmaya odaklanır. kaybedenler hep savaşın da bir kuralı olmalı diyenlertaraftır. adam bir kere o şeyi sahiplenmeyi kendinde hak olarak gördüyse ne kuralı tanıyacak senin için mi tanıyacak o zaman kaybeder. işte savaşlar böyle böyle meşrulaştırılır. yani esad şu şekilde öldürürse okey. bu şekilde öldürdüğü için hayır. bu mantıkla hep esad aklandı, şiddet tırmandırıldı. mesela tecavüz edip öldürmezse okey oluru var bir gideri ama hem tecavüz edip hem öldürürse vay alçak. ölümü hakediyor öyle mi. böyle diyerek hep bir şeyler meşru gösterildi. yok öyle bir dünya. esadın öldürmesine göz yumanlar sarin gazı atınca mışahlanırlar. esad yedi yıldır kan döküyor. esada kardeşim demeye devam etseymiş bak bu gün kılıçdaroğlunun yaptığı gibi esad bu gün bu hale gelmezmiş. dünde diyordu ki esada neden kardeşim dedi. kardeşim dediğinde esad bir tek tebaından adamı öldürmemişti hatta kimseyi öldürmemişti. ama bu gün kılıçdaroğlu kardeş kanı dökmeye mi gidiyor ordumuz suriyeye diyerek esada destek çıkıyor yüz binlerce milyonlarca insan kanı içmişken ve milyonları göçe zorlamışken.
filistin açlığa mahkum edildiğinde ambargo uygulandığında bebekleri bile öldürüldüğünde babalar evlatların gözleri önünde dan dan kurşunlandığında birileri kalkıp bir bot gibi bir basit deniz aracıyla yardım götürmek istediğinde israil askerlerindce acımasızca ateşe tutulacak ve hepsi boğularak can verecek ve sen israile tek laf etmeyip ne işiniz vardı o sularda diyeceksin sonra da adaletten dem vuracaksın canın istedikçe . bak atilla ilhan bu işler çocuk oyuncağı değil. öyle canın istedikçe suriye edebiyatı sarin gazı edebiyatı yapıp iki gün sonra umursamayacağın cümleler kurarak ve her şeyin sonunu hükümete bağlayan sözde muhalefetlik yaparak akıllı olunmuyor. biz burda bunları söylemiyoruz diye akılsız mı oluyoruz. sadece mesele edebiyatınıza iştirak edip etmemektir. bunu tercih edip etmemek. müttefikine ise söyleyecek tek lafım yok. çok ağzı bozuk ve de saygısız.
akılla yorumluyorsun demek.
şu serbest kürsüdeki ittifak modelleri ülkelerin menfaati gereği kurduğu ittifaklardan daha bir dikkatimi celbediyor. neden burdakiler daha bir hızla değişiyor.
sezen aksu bir mum alevinde
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
William Shakespeare
afgan dede öyle yazanlara da istismarcı diyorsunuz . boşver yazmasın varsın tüzüklerinde. mesela adı cumhuriyet olanlar illaki cumhuriyetci olacak diye bir kaide mi var