Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz Nehirler kendi suyunu içemez Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez Güneş kendisi için ısıtmaz Ay kendisi için parlamaz Çiçekler kendileri için kokmaz Toprak kendisi için doğurmaz Rüzgar kendisi için esmez Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz Doğanın anayasasındaki ilk madde şudur: Herşey birbiri için yaşar Biribiri için, yaşamak doğanın kanunudur Eski çağlardan süre gelen bir anlayıştı bu, bütünlüğü anlatırdı Özü iki cümleydi 'Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum. Ben, ben olduğum için sen, sensin...
Sen gecenin gündüzün dışında Sen kalbin atışında kanın akışında Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın
Sen bir rüya geceleyin gündüzün Sen bir yağmur ince hazin Sen şarkılarca büyük hüzün Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karsın
Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın Sen başını çeviren cellatbaşının günü Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat Sen sevgili sen can sen yarsın
Büyük konuşanlar Alınlarında eğri olmayanlar Yalnız yükseği görenler Herkesin ortasında yürüyenler Bütün ışıkları yananlar Sesi menevişsizler Güzü küçümseyenler Gözyaşına arkasını dönenler Kendini mutluluk bilenler Sessizlikten korkanlar Yalnız eşyalarına gülümseyenler Öyküsünde öteki olmayanlar Kederle kirlenenler Aynası buğusuzlar Kışa yolu düşmeyenler Kalbi ölüm mühürlüler Penceresi dışa açılmayanlar Aşktan utananlar Güzelliği kimsesizler Dili şiddet olanlar Gövdesi sözünden önce gelenler Dünyaya dokunmayanlar Unutanlar, unutanlar Ey tek heceli darlık...
O mevsimim ki herkesten yapılmış Üç noktayla biten bir cümleyim artık..
Türk kadını çekicidir; İşe başlarken besmele çeker, Kendini naza çeker, Altını gümüşü kendine çeker, Alışverişte başı çeker, Yüz çifti olsa da vitrindeki o ayakkabıya iç çeker… Bekârken abisinden çeker, Evlenir; kaynanadan çeker, Yapılanları sineye çeker, Ama aldatılırsa korku filmi çeker! .. Kâğıttan bigudi yapar fön çeker, Gecenin bi yarısı canı tatlı çeker, Hamarattır; mutfağa girdi mi ziyafet çeker, Kibrit kutusu kadar peynirle açlık çeker, 1.5 İskenderin yanına diyet içecek çeker! Anadır; doğum sancısı çeker, 50 yaşında bile olsa evladının kulağını çeker, ATM’den parayı elini ekrana siper eder de çeker, Eninde sonunda annesine çeker… Sağlam laf sokar şimşekleri üzerine çeker, Başa çorap örer kenarına tığla zincir çeker, Kavga esnasında saç çeker, Hoşuna gitmeyen durumlarda “Cık cık cık” çeker, Cevaplardan çok soruya dikkat çeker, Demir eksikliği, vitamin eksikliği en çok da ilgi eksikliği çeker, Çoluk çocuğa karışınca çok şeyden elini eteğini çeker, Evlada kızdığında bilgisayarın fişini çeker, Eve geç gelen sıpayı sorguya çeker üstüne fırça çeker, Şifacıdır; sırta bardak çeker, Perdeleri sıkı sıkı çeker, yorganı da üstünüze çeker, Bulaşığa girişirken kolları dirseğe çeker, Elektrik süpürgesiyle vura vura ayakları kenara çeker, Dikkat; gölgesinden hızlı terlik çeker! .. O eteğe gireceğim diye göbeği içine çeker, Topuklu ayakkabılar yüzünden halayda, yağmurlu havada, yokuşta patinaj çeker, Güne gittiği gün hazımsızlık çeker… Geç gelen kocaya zılgıt çeker, 6.ncı hisle yapılan tüm ‘yaramazlıkların’ röntgenini çeker! Buket çiçek görünce iç çeker, Tek kaşı kaldırmak suretiyle ihtar çeker, Sabrı taşarsa bombanın pimini çeker! .. Dişle tır çekmek de neymiş, dişini tırnağına takar evin bütün yükünü çeker, Kıymetinin anlaşılacağı günü iple çeker.... 😄 ☺ 😍 🌹
< Bir Şaman öğretisi şöyle der >
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz
Nehirler kendi suyunu içemez
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez
Güneş kendisi için ısıtmaz
Ay kendisi için parlamaz
Çiçekler kendileri için kokmaz
Toprak kendisi için doğurmaz
Rüzgar kendisi için esmez
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz
Doğanın anayasasındaki ilk madde şudur: Herşey birbiri için yaşar
Biribiri için, yaşamak doğanın kanunudur
Eski çağlardan süre gelen bir anlayıştı bu, bütünlüğü anlatırdı
Özü iki cümleydi
'Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum.
Ben, ben olduğum için sen, sensin...
Büyük sevgilerin olduğu yerde daima mucizeler vardır."......... Villa Cather
"Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin? ''
Halil Cibran
" Bir süredir ölümün elini tutmaktayım.
Fakat hâlâ yapmam gereken bir şey var,
Seni bekliyordum. "
El haimoune
Yokluğun şüpheli bir uzaklıktı, bu yüzden varlığına heykel yonttum.
Şehrazat
Sen gecenin gündüzün dışında
Sen kalbin atışında kanın akışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın
Sen bir rüya geceleyin gündüzün
Sen bir yağmur ince hazin
Sen şarkılarca büyük hüzün
Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne
Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karsın
Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın
Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın
Sen başını çeviren cellatbaşının günü
Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız
Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat
Sen sevgili sen can sen yarsın
Sezai Karakoç
Büyük konuşanlar
Alınlarında eğri olmayanlar
Yalnız yükseği görenler
Herkesin ortasında yürüyenler
Bütün ışıkları yananlar
Sesi menevişsizler
Güzü küçümseyenler
Gözyaşına arkasını dönenler
Kendini mutluluk bilenler
Sessizlikten korkanlar
Yalnız eşyalarına gülümseyenler
Öyküsünde öteki olmayanlar
Kederle kirlenenler
Aynası buğusuzlar
Kışa yolu düşmeyenler
Kalbi ölüm mühürlüler
Penceresi dışa açılmayanlar
Aşktan utananlar
Güzelliği kimsesizler
Dili şiddet olanlar
Gövdesi sözünden önce gelenler
Dünyaya dokunmayanlar
Unutanlar, unutanlar
Ey tek heceli darlık...
O mevsimim ki herkesten yapılmış
Üç noktayla biten bir cümleyim artık..
ŞÜKRÜ ERBAŞ
Yeni bir keşif için yeni yerler değil, yeni gözler gerekir...
Marcel Proust
Türk kadını çekicidir;
İşe başlarken besmele çeker,
Kendini naza çeker,
Altını gümüşü kendine çeker,
Alışverişte başı çeker,
Yüz çifti olsa da vitrindeki o ayakkabıya iç çeker…
Bekârken abisinden çeker,
Evlenir; kaynanadan çeker,
Yapılanları sineye çeker,
Ama aldatılırsa korku filmi çeker! ..
Kâğıttan bigudi yapar fön çeker,
Gecenin bi yarısı canı tatlı çeker,
Hamarattır; mutfağa girdi mi ziyafet çeker,
Kibrit kutusu kadar peynirle açlık çeker,
1.5 İskenderin yanına diyet içecek çeker!
Anadır; doğum sancısı çeker,
50 yaşında bile olsa evladının kulağını çeker,
ATM’den parayı elini ekrana siper eder de çeker,
Eninde sonunda annesine çeker…
Sağlam laf sokar şimşekleri üzerine çeker,
Başa çorap örer kenarına tığla zincir çeker,
Kavga esnasında saç çeker,
Hoşuna gitmeyen durumlarda “Cık cık cık” çeker,
Cevaplardan çok soruya dikkat çeker,
Demir eksikliği, vitamin eksikliği en çok da ilgi eksikliği çeker,
Çoluk çocuğa karışınca çok şeyden elini eteğini çeker,
Evlada kızdığında bilgisayarın fişini çeker,
Eve geç gelen sıpayı sorguya çeker üstüne fırça çeker,
Şifacıdır; sırta bardak çeker,
Perdeleri sıkı sıkı çeker, yorganı da üstünüze çeker,
Bulaşığa girişirken kolları dirseğe çeker,
Elektrik süpürgesiyle vura vura ayakları kenara çeker,
Dikkat; gölgesinden hızlı terlik çeker! ..
O eteğe gireceğim diye göbeği içine çeker,
Topuklu ayakkabılar yüzünden halayda, yağmurlu havada, yokuşta patinaj çeker,
Güne gittiği gün hazımsızlık çeker…
Geç gelen kocaya zılgıt çeker,
6.ncı hisle yapılan tüm ‘yaramazlıkların’ röntgenini çeker!
Buket çiçek görünce iç çeker,
Tek kaşı kaldırmak suretiyle ihtar çeker,
Sabrı taşarsa bombanın pimini çeker! ..
Dişle tır çekmek de neymiş, dişini tırnağına takar evin bütün yükünü çeker,
Kıymetinin anlaşılacağı günü iple çeker....
😄 ☺ 😍 🌹
Bütün günler benim zaten, bu bir günde sizin olsun :)