Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • türkiye16.06.2004 - 11:10

    Dış borç faizini İMF kredisiyle ödeyen ülke.(Kredi kartı borcunu kredi kartıyla ödemek gibi birşey...)

    Bor, Toryum gibi özkaynaklarını kullanamaz, kullandırtmazlar.

  • petrol16.06.2004 - 11:00

    Bazı kaynaklara göre yaklaşık 100 yıl sonra dünyadaki petrol rezervleri tükenecektir.

  • mehmet ali talat16.06.2004 - 10:35

    KKTC Başbakanı.

  • kabala16.06.2004 - 10:31

    Eski Mısırın Pagan Mistizminin Yahudiliğe etkisi sonucu ortaya çıktığı iddia edilir.

  • tapınak şövalyeleri16.06.2004 - 10:23

    Dost yayınevi tarafından basılan kitap. Yazarı Piers Paul Read.

  • tapınak şövalyeleri16.06.2004 - 10:22

    birinci haçlı seferi, 1099 yılında kudüs'ün düşmesi ve yaklaşık 460 yıldır müslümanların egemenliği altında bulunan toprakların hıristiyanların eline geçmesiyle sonuçlandı. haçlılar, kudüs'ü kendilerine başkent yaptılar ve sınırları filistin'den antakya'ya kadar uzanan bir latin krallığı kurdular.

    bu tarihten sonra haçlıların ortadoğu'da tutunabilme mücadelesi başladı. kurdukları devleti ayakta tutabilmek için örgütlenmeleri gerekiyordu. bu nedenle daha önce benzeri bulunmayan 'askeri tarikatlar' kuruldu. bu tarikatların üyeleri, avrupa'dan filistin'e göç edip, burada bir tür manastır hayatı yaşıyor, bir yandan da müslümanlara karşı savaşmak üzere askeri eğitim görüyorlardı. (bkz: hospitalier)
    bu tarikatlardan tapınakçılar, haçlıların kudüs'ü ele geçirmelerinden ve bir latin krallığı kurmalarından yaklaşık 20 yıl sonra tarih sahnesine çıktılar. 1118 yılında kurulan ve herkesçe tanınan adı 'tapınakçılar' veya 'tapınak şövalyeleri' (ingilizce'de templarsya da knights templar) olan bu tarikatın tam ismi 'isa'nın ve süleyman tapınağı'nın yoksul şövalyeleri' idi. ('pauperes commilitones christi templique salomonis') kurucuları ise toplam 9 şövalyeden oluşuyordu:
    hugues de payens,
    godfrey de st. omar,
    godfrey rossal,
    gundemar,
    godfrey bisol,
    payen de montdidier,
    archibald des st. aman,
    andrew de montbard ve
    provins kontu. ortaçağ avrupasının en güçlü, en etkili ve hakkında en çok konuşulan örgütlerinden biri olacak bu tarikatın kuruluşu kudüs'te sessiz sedasız gerçekleşti.yukarıda adı geçen kurucular dönemin kudüs kralı ii. baldwin'in huzuruna çıktılar ve birinci haçlı seferi'nin ardından kudüs'e akın eden hıristiyan hacıların mallarını ve canlarını koruma işine talip olduklarını belirttiler. kral hugues de payens'i yakından tanıyordu. kendilerine büyük destek verdi; aynı zamanda onlara bir zamanlar süleyman tapınağı'nın yer aldığı (mescidi aksa'yıda kapsayan) bölgeyi tahsis etti. selahaddin eyyubi 'nin hıttin savaşı'nın ardından kudüs'ü geri almasına kadar geçen 70 yıl süresince 'tapınak tepesi', tapınakçılar'ın merkezi oldu. kendilerine 'süleyman tapınağı' ile bağlantılı bir isim verilmesinin nedeni de işte budur.
    kurucu şövalyelere göre, bir araya gelmelerinin, diğer bir deyişle bu tarikatı kurmalarının amacı, kutsal toprakların ve hıristiyan hacıların güvenliğini sağlamaktı. ancak tapınakçılar gerçekte yardımseverlik değil, aksine ekonomik ve siyasi çıkarlar peşindeydiler.1118'de, aralarında geoffroi de saint-omar ve hugues de payens'in bulunduğu, doğu'daki dokuz haçlı şövalyesi kendilerini dine adadılar.
    tapınakçılar örgütü kısa bir süre sonra yeni katılımlarla hızla büyümeye başladı. 1120'de foulgues d'angers, 1125 yılında champagne kontu hugo tarikat şövalyesi oldular. tarikatın gizemli havası ve mistik öğretisi pek çok avrupalı 'asil'in ilgisini çekmişti. bu gelişim, tarikatın 1128 yılındaki troyes konseyi'nde papalık tarafından resmen tanınmasıyla daha da hız kazandı.

    bu onayı gerçekleştirmek üzere, tarikatın önderi hugues de payens beş şövalyeyle birlikte papa ii. honorius'u ziyaret eder. kudüs patriğinin ve kral ii. baudoin'in mektuplarını sunar; tampliyeler'in görevlerini, hizmetlerini ve yararlarını anlatır. 13 ocak 1128'de troyes'da konunun müzakeresi için konsil toplanır. konsile çok sayıda yüksek din görevlisinin yanında özellikle citeaux başrahibi etienne harding ve clairvaux başrahibi saint bernard da katılır. büyük üstad, konsillere tampliye örgütünü yeniden takdim eder. tatmin olan troyes konsili, isa'nın fakir şövalyeleri adıyla dinsel şövalyelik tarikatının kurulmasına ve tüzüğünün saint bernard tarafından hazırlanmasına karar verir. böylece tampliye tarikatı resmen kurulmuş olur.
    tapınakçılar'ın gerek örgütlenmesinde gerekse ilerlemesinde en çok katkısı olan kişi saint bernard'dı. saint bernard, tarikatın kurucularından andrew de montbard'ın kuzeniydi. tapınak şövalyeleri'nin nizamnamesini, kendi mensubu olduğu cistercian mezhebinin ilke ve kuralları doğrultusunda kaleme aldı.
    'bernard'ın belgesi, de laude novae militae (yeni şövalyeliğe şükran) , christendom'u bir ucundan diğer ucuna geçti, hemen ardından tapınakçı askerlerin sayısı arttı. aynı zamanda avrupa'nın kralları ve baronlarından bağışlar, hediyeler tapınakçılar'ın kapısına düzenli olarak ulaşıyordu. şaşırtıcı bir süratle, dokuz şövalyeden oluşan küçük grup, tapınakçılar şirketi'ne dönüştü.'
    kısacası onun sayesinde tapınakçılar benzeri görülmemiş ayrıcalıklara sahip oldular; diğer dini tarikatlara tanınmayan imtiyazlar elde ettiler. 'ortaçağ'ın en başarılı askeri, ticari ve mali organizasyonlarından biri' oldular. kutsal topraklardan avrupa'ya kadar her yerde bir 'efsane' olarak dilden dile dolaşmaya başladılar. örgüt kısa bir zaman diliminde, dokuz şövalyeden iyi eğitimli on binlerce çalışana ve muazzam bir sermayeye sahip dev bir şirkete dönüştü: 'yeni üyeler, para ve arazi teklifleri her yerden akmaya başladı. kısa zamanda inşa edilen pek çok kale, çiftlik ve kilise, tapınak şövalyeleri ve hizmetçileri tarafından kullanıldı. tapınakçılar gemileri teçhiz ettiler, hem ticaret hem de savaş gemileri filosu oluşturdular. zamanla dönemlerinin en tanınmış savaşçıları, seyyahları, bankerleri ve finansörleri oldular. % 60'a varan faiz oranlarıyla borç veren örgüt 'avrupa'daki servetin büyük bir bölümünü elinde bulundurur duruma geldi. o derece zenginleştiler ki avrupa'nın kralları borç para bulmak umuduyla kapılarını çalıyordu. bunun neticesinde de krallıklar büyük oranlarda borçlu duruma düştüler. diğer bir ifadeyle avrupa ekonomisi bu örgüte bağımlı hale gelmişti. bir dönem, ingiliz krallığının mali işleri tapınakçılar'ın londra'daki merkezinden, fransız krallığı'nın mali işleri ise yine bu örgütün paris'teki merkezinden yönetiliyordu. söz konusu durum, onlara krallar ve alınan kararlar üzerinde söz sahibi olma, hatta istedikleri gibi kralları yönlendirme imkanı verdi.
    bu durum kutsal topraklarda menfaat arayan ve fransayı muhtemel bir haçlı seferi için lider konumda gören fransa kralı güzel philip'i kızdırmakta gecikmedi. papalığı da kuklası haline getiren philip tasfiyeye girişti ve bunun için yüzyıllar sürecek söylencelere yol açacak bir söylentiye başvuruldu. buna göre tapınakçılar kudüs'te bulundukları dönemde bir değişim yaşamışlardı.
    photius zamanından beri roma'nın dinsel otoritesine gizli ya da açık daima düşmanlık gösteren bir piskoposluk olan constantinople patriğinin 'nin önünde ant içen tampliyelerin ilan edilen görevi, kutsal yerleri ziyarete gelen hıristiyanları korumaktı.

    ancak bunun ardında gizli amaçlar edindiklerine ilişkin söylentiler hristiyan dünyasına yayılır oldu. söylentilere göre tapınakçılar hıristiyanlık inancı yerine başka öğretiler kabul etmişlerdi.
    bunun temelinde ise, kudüs'teki süleyman tapınağı'nda 'keşfettikleri bir giz' yatıyordu. zaten tapınakçılar'ın kudüs'teki asıl hedefleri, süleyman tapınağı'nın harabelerini araştırmaktı.
    tapınakçılar'ın 'filistin'e giden hıristiyan hacıları korumak' şeklindeki görüntüyü sadece bir kılıf olarak kullanmaktaydılar. gizli amaçları ezekiel'in haber verdiği modele uygun olarak süleyman mabedi'ni yeniden inşa etmekti. en baştan beri roma'nın (papalık) ve onun krallarının egemenliğine karşıydılar ve amaçları, zenginlik ve güç elde etmek ve gerekirse savaşarak kabalistik dogmayı yerleştirmekti. (bkz: ezekiel/9)
    dolayısı ile tarikatı kuran dokuz şövalyenin gerçek amacı, yahudiliğin ve eski mısır'ın gizli geleneklerinin özünü içeren kalıntılar ve yazıları bulabilmek için bölgede araştırma yapmaktı ve amaca ulaşmışlar ve hıristiyan bir dünyada doğmalarına, hıristiyan kökenden gelmelerine rağmen, hıristiyanlıktan tamamen farklı bir inanca ve felsefeye bağlanmalarına neden olan, onları sapkın ayinlere, kara büyü ritüellerine yönelten bir 'kaynağa ulaşmışlardı: kabala!

    kabala, kelime anlamıyla 'sözlü gelenek' demektir. ve sözlüklerde, yahudi dininin mistik, ezoterik (batıni) bir kolu olarak tarif edilir. bu tanıma göre, kabala, tevrat'ın ve diğer yahudi dini kaynaklarının gizli manalarını araştıran bir öğretidir.
    ancak birçok hristiyan ve müslümanın günümüzde de sürdürmekte oldukları ve o dönem hristiyan aleminde kök salmış bir düşünüşe göre kabalanın gizeminin ardında daha farklı gerçekler vardır. bu görüştekilerin vardıkları sonuç ise, kabala'nın, yahudiliğin temeli olan tevrat'tan da önce var olan, tevrat'ın vahyedilmesinden sonra yahudiliğin içinde yayılan, 'pagan' yani putperest kökenli bir öğreti olduğudur.
    kaynakça:
    http://www.harunyahya.org/kitap/tapinak_sovalyeleri/tapinak02.html
    http://www.filozof.tripod.com/masonik.html
    http://muratag.tripod.com/templiye.htm
    tapınak sovalyeleri (dost yayınevi / yazarı piers paul read)
    http://www.sonsuzlukotesi.com/html/modules.php? name=news&file=article&sid=187

  • tapınak şövalyeleri16.06.2004 - 10:19

    Umberto Eco'nun 'Foucault Sarkacı' kitabında detaylı bir şekilde anlatılan ve günümüz batılı Mason örgütlerinin temellerini atan oluşum.Ayrıca bakınız: İlluminati

  • tapınak şövalyeleri16.06.2004 - 10:18

    Tapınak Şövalyelerinin hakkında bu kadar çok rivayet doğmuş olmasının sebebi, örgütün Kudüsü korumak dışında bazı 'gizli' misyonlar taşımasıdır. bir söylentiye göre musanın kayıp sandığının bir diğer söylentiye göre ise 'gerçek' Süleyman tapınağının izlerinin aranması gibi erekler onların varlığını yoğun ve mistik bir sis perdesinin arkasında gizlemiştir. ortaçağ'ın incil dışındaki yazılı eserlerin sahip olduğu bilgiyi dışlayan kültürü içinde, kilisenin tepkisini çekmemek için gizlice yeraltında oluşturdukları, binlerce el yazmasıyla dolu olan kütüphaneler ve çeşitli öğretilerin paylaşıldığı tapınak eğitimleri, tapınak şövalyelerini özel yapan etkenlerdir. ikiyüz yıl boyunca çeşitli suikastlar, komplolar, yayılmacı politikalar ve siyasi kumpaslarla avrupanın tarihinde ciddi izler bırakan tapınak şövalyelerinin kaybolduğu rivayeti doğru olmayıp, daha etkin olabilecekleri şekilde yeniden örgütlendiği söylenmektedir.(bakınız:Masonluk, siyonizm, yeni dünya düzeni, kabala...)

  • milliyetçilik15.06.2004 - 17:53

    'vatansever' kelimesinden daha farklı anlamlar içerir.Eş anlamlı değildir.Tabi kişiye göre değişebilir.

  • dehap15.06.2004 - 17:21

    'hükümete de terör örgütüne de eşit mesafede durduklarını' ifade eden bir parti, öncelikle bu ülkenin herhangi bir parçasını ayırmak(federasyon yada devlet) isteyip istemediğini açıklamalıdır.Eğer TC devleti sınırlarını değiştirmeden, bu sınırlar içerisinde yaşamayı kabul ediyorsa bu parti, o zaman Türkiye Bayrağına saygılı olmalıdır.TC tarafından terör örgütü kabul edilen örgütleri ve teröristleri(apo vs...) kınamalıdır.