Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • anıtkabir21.06.2004 - 15:18

    Anıtkabir'in inşaatı 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır. 1953 yılında inşaat sona erdi.

  • etniki eterya21.06.2004 - 14:47

    Yunanca'da 'ulusal dernek' anlamına gelir. Makedonya ve Girit'i yunanistan'a katmak amacıyla 12 kasım 1894'te kurulmuştur. 1897'de Osmanlı-Yunan savaşı'nın, Yunanistan'ın ağır yenilgisiyle sonuçlanmasından sonra sorumlu tutulan örgüt saygınlığını yitirdi ve 1899'da dağıtıldı.

  • mavri mira21.06.2004 - 14:45

    NUTUK'ta bu cemiyetle ilgili bir belge bulunmaktadır:

    'Çok gizli tutulacaktır
    Erzurum, 22/8/1919

    Pek sağlam kaynaklardan elde edilen bilgilere göre İstanbul Rum patrikhanesinde Mavri Mira adında bir kurul oluşmuştur. Bunun başkanı Patrik vekili Droteos, üyeleri: Atinegora, İnoz Metropolidi, Yunan kaymakamı Giritli Katehakis, Katelopolos, Dipasimas, Ayinpa, Polimitis, Siyari adındaki kişilerdir.
    Kurul doğrudan doğruya Venizelos'tan talimat alıyor. Rumların ve Yunan hükümetinin parasal yardımıyla pek büyük bir sermayesi vardır.
    Görevi, Osmanlı illeri içinde çeteler oluşturmak ve yönetmek, açık hava toplantıları ve propaganda yapmaktır. Yunan Kızılhacı da bu Mavri Mira kuruluna bağlıdır. Görevi görünüşte göçmenlere bakmak gibi insani bir perde altında çete örgütlemek, ihtilal düzenini hazırlamaktır. Bu yolla tıbbi ilaçlar ve sağlık gereçleri adı altında silah, cephane ve donatıyı Osmanlı ülkesine sokmaktır. Hatta resmi göçmenler komisyonu da Mavri Mira kuruluna bağlıdır.
    İstanbul Patrikhanesi ve Yunan konsolosluğu silah ve cephane deposu durumunu almıştır ve hatta kiliseler tapınma yerinden çok askeri ambarlar gibi kullanılmaktadır.
    Ermeni patriği Zaven Efendi de Mavri Mira kurulu tarafından satın alınmıştır.
    Rum okullarının önceden bizim yapıp da şimdi sırası iken ne yazık ki terkettiğimiz izci örgütleri bütünüyle Mavri Mira kurulu tarafından yönetilmektedir. İstanbul, Bursa, Bandırma, Kırklareli, Tekirdağ ve bunlara bağlı yerlerde izci örgütlenmesi tamamlanmıştır. İzciler yalnız çocuklar değildir. Yirmi yaşını aşkın gençler de içindedir. Anadolu'da Samsun ve Trabzon cephane dağıtma yeridir. Uygun bir durumda bir yelkenli yunan gemisi durmuş olarak cephane ve silahlarla yüklü bu yerlerde bulundurulacaktır. Ermeni hazırlığı da rum hazırlığı gibidir.'

  • ingiliz muhipleri cemiyeti21.06.2004 - 14:32

    -NUTUK'TAN:
    'İstanbul'da çeşitli maksatlarla gizli ve açık olmak üzere kurulmuş, parti veya dernek adı altında birtakım kuruluşlar da vardı.

    İstanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarlarını gözetenler ile, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George (Loyt Corc) hükûmeti aracılığı ile İngiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiliz Devleti'nin Osmanlı Devleti'ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları, üzerinde düşünülmeye değer.

    Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn ünvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew (Fru) gibi İngiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Frew idi:

    Bu derneğin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi. Sait Molla 'nın derneğin açıktan yaptığı çalışmalarında olduğu gibi gizli çalışmalarında da ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır.'
    Mustafa Kemal Atatürk

  • lozan21.06.2004 - 14:02

    23 Ağustos 1923' te imzalanan antlaşma.

  • misak-ı milli21.06.2004 - 13:57

    Erzurum ve Sivas Kongreleri' nde saptanıp olgunlaştırılan ilkeler doğrultusunda 28 Ocak 1920' de son Osmanlı Mebuslar Meclisi' nin gizli oturumunda oybirliği ile kabul edilen ve Türkiye' nin kabul edebileceği barış koşullarını açıklayan 6 maddelik bildiridir. Misak-ı Milli temelde Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşının bir programı niteliğindedir.

    6 maddelik bildiri özetle şöyleydi:

    -Arap kökenli halkın oturduğu ve Mondros Mütarekesi imzalandığı tarihte yabancı devletlerin işgali altında bulunan bölgelerin geleceği, halkın serbest oyuyla belirlenecektir; mütareke sınırları içinde Osmanlı-İslam çoğunluğun yerleşmiş bulunduğu kısımların tümü, gerçekte ya da hükmen hiç bir nedenle birbirinden ayrılamayacak bir bütündür.

    -İlk serbest kaldıkları zamanda kendi istekleriyle anavatana katılan Kars, Ardahan ve Batum illerinde gerekirse yeniden halkoylaması yapılabilecektir.

    -Batı Trakya' nın hukuksal durumu da, halkın tam bir özgürlük içinde verecekleri oylarla saptanmalıdır.

    -İstanbul ve Marmara Denizi' nin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulacak, Boğazların ticaret gemilerine açık tutulması, ilgili devletlerin aralarındaki antlaşmalarla sağlanacaktır.

    -Antlaşmalarla belirlenen ilkeler çerçevesinde azınlıkların hukuku, komşu ülkelerdeki müslüman halkların aynı haklardan yararlanmaları koşuluyla güvence altında olacaktır.

    -Türkiye' nin siyasal, adli, mali tam bağımsızlığı kabul edilecektir; bu konularda hiçbir kayıt ve kısıtlama getirilemez.

  • mondros ateşkes antlaşması21.06.2004 - 13:39

    30 ekim 1918 yılında Limni adasında, Agamemnon isimli Yunan gemisinde imzalanmıştır.
    Osmanlı hükümetini Rauf Orbay temsil etmiştir.

  • mondros ateşkes antlaşması21.06.2004 - 13:38

    1.Dünya savaşı sonunda geçici olarak imzalanan ve Sevr antlaşmasına kadar Osmanlı Devletinin savaştan çekildigini kabul ettigi anlaşma..

  • güler kömürcü21.06.2004 - 13:12

    Akşam gazetesinin araştırmacı-gazetecisi bayan.

  • türkiye21.06.2004 - 13:02

    Türkler’in de gelişiyle, Anadolu tarihi, Bizanslılar, Pontus Rumları, Ermeniler, Kürtler, Haçlılar, Araplar, Nesturiler, Asuriler, Moğollar, Gürcüler gibi, farklı etnik köken ve dinden insanların, karşılıklı etkileşip, yeni Anadolu toplumunun oluştuğu bir sürece girmiştir.

    Bütün bu değişik insan gurupları arasında, düşmanlıklar, dostluklar, büyüklü küçüklü savaşlar, barışlar, ittifaklar, ittifakların bozulup yeni cepheleşmelerin ortaya çıkışı, kız alıp vermeler, karşılıklı din değiştirmeler, çıkar çatışmaları, prenslerin/ağaların/beylerin taht kavgaları, zorda kalınca birbirine iltica etmeler ile tam bir kargaşa dönemi yaşanmış ve yeni bir kültür mozayiği ortaya çıkmıştır.