Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • atom bombası06.07.2004 - 10:04

    Nedense tarih, yüzbinlerce masum sivilin hayatını 1 saniye içinde sona erdiren bu vahşetin kararını veren katil ABD başkanınından hiç bahsetmez! Başkan, HARRY TRUMAN!

  • atom bombası06.07.2004 - 10:00

    Nükleer silahlar, şimdiye dek “düşman”a karşı iki kez kullanıldı. Bugünkü bombalara göre küçük (12-13 kiloton gücünde) ve ilkel bir atom bombası 6 Ağustos 1945 pazartesi günü saat 08; 15’te Hiroşima’ya atıldı.Bombayı atan B-29’da görevli havacı Robert Lewis Hiroşima’nın yokoluşunu görünce: “Aman tanrım, biz ne yaptık? ” diye bir not düşüyor seyir defterine.
    Ve üç gün sonra...Şafağın sökmesiyle ağustos böcekleri ötmeye başlıyor sanki Nagazaki için son kez. Çok geçmeden saat tam 11:02’de ışıktan binlerce kez kuvvetli bir patlama... rüzgar...yıkıntılar...Nagazaki kan ağlıyor! ..
    İkinci atom bombasının (20 kiloton gücünde) Nagazaki’de kaç kişinin ölümüne sebep olduğu bugün hala tam olarak bilinmiyor. Bombaların atılışından sonraki 5 yıl içinde ölenlerin sayısının Hiroşima’da 200-250 bin Nagazaki’de ise 150 bin’e ulaştığı tahmin ediliyor.
    Hiroşima’ya atılan “Little Boy” adlı 4,5 tonluk uranyum bombası ve Nagazaki’ye atılan Fat Man adlı ilk plütonyum bombası taş taş üstünde bırakmadı. Bedenleri asfaltta kazınan insanların izleri katliamın ne kadar “başarılı” olduğunu anlatmaya yetmiştir herhalde! .. Nükleer felaketi yaşamış olmanın psikolojik etkileri ise hala sürmekte.9 Ağustos 1945’te Nagazaki’de bulunan Yoshiaki Fukahori dramını şöyle dile getiriyor: “Bazıları kurtulanların ölenlerden daha şanslı olduğunu söylüyor ama gerçekten öyle mi? .. Radyasyona maruz kaldığımda küçük olduğum için sağlığımın geleceği konusunda büyük bir kuşku içindeydim...Karım da kurbanlardan biri ve hasta...Ebeveynler olarak, ikinci kuşak kurbanlardan olan çocuklarımızın geleceğinden kuşkuluyuz...Benim çocuklarım, sağlıklı çocukların anne ve babası olabilecekler mi? ..Ailemin üçüncü kuşağı yaşayacak mı?
    Hiroşima ve Nagazaki’de insanlarda bir “mental anestezi”, bir “menfal felç” durumu saptanmıştır. İnsanlar en yakınlarını gömmeyi bile yapamaz hale gelmişlerdir. Bunun sonucunda oluşan suçluluk ve kendini aşağılama duygusu ise, kurtulanları büyük ölçüde etkilemiştir.

  • israil06.07.2004 - 09:52

    İsrail Başbakanı Ariel Şaron, nükleer politikalarının değişmeyeceğini söyledi.
    Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Muhammed El Baradei'nin İsrail ziyaretinden saatler önce ordu radyosuna konuşan Şaron, İsrail'in nükleer konulardaki 'göstermeme-söylememe' politikasının değişmeyeceğini belirterek, ülkesinin kendisini korumak için gerekli tüm silahlara sahip olduğunu söyledi.
    Şaron, Baradei'nin neyi görmek için geldiğini bilmediğini, ancak İsrail'in kendi kendisini korumak için gerekli güce sahip olduğunu kaydetti.
    Şaron'la görüşecek olan UAEA Başkanının, İsrail'in Negev çölündeki Dimona kasabasında bulunan nükleer reaktörünü ziyaret etmesi planlanmıyor.
    Uluslararası uzmanlara göre, çok sayıda nükleer silahı olan İsrail, nükleer silahı bulunduğunu ne doğruluyor, ne de yalanlıyor.

  • Recep Tayyip Erdoğan06.07.2004 - 09:46

    Başbakan Erdoğan geçen cumartesi günü Birlik Vakfı toplantısında bugüne dek rastlanan en ürkütücü demeçlerinden birini verdi.. Dedi ki:
    '... Meslek liseleri olayında, özellikle meslek liselerinde yavrularını okutanlar, çocuklarının durumuna sahip çıkmamışlardır. Bunun karşısına dikilenlere toplum gereken cevabı vermemiştir... Toplum buna hazır olduğu zaman bu adım atılır...'
    Meslek liseleri (imam hatipler) konusundaki yasanın karşısına dikilenlerler kimlerdi? Ordu, üniversiteler, demokratik kuruluşlar, aydınlar vs... Başbakan Erdoğan tabanındaki sivil halkı işte bu kurumların karşısına dikilmeye, kitlesel cevap vermeye, yürüyüş, gösteri vs. yapmaya çağırıyor...
    CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi:
    - Kafalarının arkasındakini gerçekleştirebilmek için hangi yollara başvurabileceklerini ortaya koydular, diyor...
    CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol'un teşhisi ise şu:
    - Tabanını sokağa dökülmeye çağırmak Başbakanlık sorumluluğuyla bağdaşmaz...
    Şimdi bazı sorular...
    1) Halk sizi Başbakan yaparak gereken yetkiyi vermiş... Meclis'te Anayasa'yı değiştirecek çoğunluk elde etmişsiniz. Bu destek yeterli değil mi? Halk her yasada sokağa dökülüp destek mi verecek?
    2) Şimdiye kadar yasa çıkarıp affetmediğiniz hırsız, uğursuz, vurguncu, soyguncu kalmadı... Bunları, halk sahip çıktığı, aman bir an önce çıkarın diye sokaklara döküldüğü için mi çıkardınız? Onlarda halkın desteğini aramayı neden hiç düşünmediniz?
    3) Daha geçenlerde sağcısıyla solcusuyla yüz binlerce insan sokaklara döküldü... NATO'ya karşı eylemler yaptı, 'Gelme Bush' diye sloganlar attı. Aynı şey Irak savaşı öncesinde de yaşandı. Bu insanlar halk değil mi? Onları neden hiç dikkate almadınız? Bir dediğini iki etmediğiniz 'büyükleriniz'in kapalı kapılar ardındaki talepleri neden ağır bastı?
    (Melih Aşık-Milliyet)

  • mor ve ötesi06.07.2004 - 09:43

    Son albümleri 'Dunya yalan söylüyor' ile zirveye ulaştılar bana göre.Özellikle şu günlerde klibi yayınlanan 'cambaz' isimli şarkı muhteşem:

    Ne habersin ne Türk'sün
    seni gören yollara dökülsün
    kul oldun köle oldun
    kurşun geçirmez cam oldun

    bütün dünya izler durur
    afet-i azam bekler durur
    hedefini al, piyasanı al, her şeyi al

    yandı dertler bitti tasa
    ben kurbanım bu cambaza
    iki gözüm kadar eminim sen yoksun

    kul oldun köle oldun
    kurşun geçirmez cam oldun
    cin oldun adam çarptın
    cellat oldun kelle uçurdun

    bütün dünya izler durur
    afet-i azam bekler durur
    hedefini al, piyasanı al, her şeyi al

    yandı dertler bitti tasa
    ben kurbanım bu cambaza
    iki gözüm kadar eminim sen yoksun

    var mısın, yoksun.
    var mısın, yoksun.
    iki gözüm, eminim, sen yoksun.

    sen yoksun.

    bütün dünya izler durur
    afet-i azam bekler durur
    hedefini al, piyasanı al, her şeyi al

    yandı dertler bitti tasa
    ben kurbanım bu cambaza
    iki gözüm kadar eminim sen yoksun

  • a.b.d06.07.2004 - 09:39

    Afeti-i azam!

  • akp05.07.2004 - 14:52

    Uğur Mumcu, Rabıta adlı çalışmasında, ki Rabıta biliyorsunuz, Suudi Arabistan kökenli bir örgüttür ve ana amaçlarından biri “Müslüman memleketlerin İslamcı kurallara göre yönetilmesini sağlamaya çalışmak”tır.

    Mumcu, Rabıta kitabında, Rabıta ile bağlantılı vakıfları, dernekleri ve onların yöneticilerini sergiler.

    Örneğin, Bereket Vakfı’ndan söz eder. Örneğin, Al Baraka Türk Özel Finans Kurumu’ndan söz eder. Bereket Vakfı’nın, Al Baraka Türk Özel Finans Kurumu’nun yönetim kurulu üyelerini sayarken Kemal Unakıtan’ın adına rastlarsınız. O Kemal Unakıtan, bugün AKPnin Maliye Bakanı olan Kemal Unakıtan’dır. O Kemal Unakıtan, iktidara gelir gelmez vergi affı çıkarmıştır. Aynı Kemal Unakıtan hakkında Al Baraka Türk yönetim kurulunda görev yaptığı dönemde “naylon fatura” düzenlediği gerekçesiyle hazırlanan fezleke Meclis’e sunulmuştur.

    Uğur Mumcu, aynı kitabında, Türkiye’deki Faisal Finans Kurumu’nun Rabıta örgütü kurucu meclis üyesi Salih Özcan tarafından kurulduğunu belirtir ve Faisal Finans Kurumu’nun ülkemizdeki paydaşlarını sayar. Bugünkü ilişkiler açısından bu paydaşlardan Orhan Özokur’un adı önemlidir. Neden önemlidir? Şu yüzden önemlidir: Geçmişte, Salih Özcan dolayısıyla Rabıta ile bağlantısı olan Faisal Finans Kurumu’nun Türkiye’deki paydaşlarından olan ve bugün Ülker Grubu İcra Kurulu Başkan Yardımcılığını üstlenmiş bulunan Orhan Özokur’un kardeşi Atilla Özokur, geçen yıl Başbakan RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve kardeşi Mustafa Erdoğan ile birlikte ortaklaşa “Yenidoğan Gıda Pazarlama Şirketi”ni kurmuştur. Bu şirket, yaklaşık 6.5 milyar liralık Başbakanlık maaşı ile geçinemediği söyleyen Erdoğan’ın ticaret yapma araçlarından yalnızca biridir. ERDOĞAN’ın, Başbakan olmadan önce Atilla Özokur ile birlikte kurduğu diğer şirketler, İhsan A.Ş ve Emniyet A.Ş’nin bir özelliği ise, her ikisinin de AKP iktidarı döneminde çıkarılan vergi affından yararlanmış olmalarıdır.

  • beyoğlu05.07.2004 - 13:59

    genelev, cami, sanat galerisi, sol partilerin merkezleri...her şey orada...

  • beyoğlu05.07.2004 - 13:57

    İstiklal caddesi merkezi kabul edilir.

  • göztepe05.07.2004 - 13:55

    İstanbul Kadıköy de bir semt.