Bak bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor burda yine. Camdan dışarı baktım yağmuru içime çekmek için. Yağmur damlalarının asfaltta yaptığı baloncukları gördüm. Aklıma sen geldin. Seninle böyle havalarda oturup o baloncukları sayardık. Üşürdük. Çok üşürdük, ama kalkıp sıcacık eve girmezdik. Birimiz diğerinden daha az baloncuk sayarsa o çorbayı pişirecekti. Ama her defasında hasta olana pişirilirdi çorba, ertesi gün hasta olan da hep ben olurdum. Yağmur sadece toprağa can getirmiyor, seni de bana getiriryor. Yıllardır, seni göndermek zorunda olduğum günden beri böyle. Sen bunu hiç bilmiyorsun, bilme... Böylesi daha iyi... Daha iyi değil mi? Daha iyi olduğunu bana bir söyleyebilsen. herşeye rağmen bir söyleyebilsen...
Denizi özlemek... Denizin kokusunu, yosunları, ayakların arasında dolaşan baıkları, sonsuz maviliği, bir canlıyı, canlı kımıldanışlar, aşkları, tuzlu sesini duyumsamak, özlemek... Ama umudu yitirmemek... O günü beklemek...
eyvallah...
deniz
uçurum
kertenkele
hadi? ? ?
var mısın?
yok musun?
oldun mu hiç?
bütün çirkinliklerin üzerine kusuyorum...
gideceksen! ! !
Bak bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor burda yine.
Camdan dışarı baktım yağmuru içime çekmek için. Yağmur damlalarının asfaltta yaptığı baloncukları gördüm. Aklıma sen geldin. Seninle böyle havalarda oturup o baloncukları sayardık. Üşürdük. Çok üşürdük, ama kalkıp sıcacık eve girmezdik. Birimiz diğerinden daha az baloncuk sayarsa o çorbayı pişirecekti. Ama her defasında hasta olana pişirilirdi çorba, ertesi gün hasta olan da hep ben olurdum.
Yağmur sadece toprağa can getirmiyor, seni de bana getiriryor. Yıllardır, seni göndermek zorunda olduğum günden beri böyle. Sen bunu hiç bilmiyorsun, bilme... Böylesi daha iyi... Daha iyi değil mi? Daha iyi olduğunu bana bir söyleyebilsen. herşeye rağmen bir söyleyebilsen...
Denizi özlemek...
Denizin kokusunu, yosunları, ayakların arasında dolaşan baıkları, sonsuz maviliği, bir canlıyı, canlı kımıldanışlar, aşkları, tuzlu sesini duyumsamak, özlemek...
Ama umudu yitirmemek...
O günü beklemek...
ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim diyor Kazım Koyuncunun albümünde...
Ne güzel diyor...
Çocukluğum....
Hala durur, hala saklarım...
Ama onlar monşişi değiller miydi?
Kızıldere gelir akla, gözler dolar, içler yanar....