O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur. Bir sonu gelmeyecek başlangıç. Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. Öyle ki, çocuklar bile çirkindir. Sait Faik Abasıyanık, Havuz Başı
ŞİRAZİ ye “insan nedir” diye sormuşlar. “Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe” cevabını vermiş. Yani birkaç damla kan ve bin bir endişe. Kalp huzuru nerede bulur, insan kendi hikâyesiyle nerede barışabilir? Bu kadarcık derman ve bunca endişeyle nereye koşabiliriz? Kanın ve endişenin, zamanın ve hayatın sahibi “bana” diyor: “Fe firrû ilallâh: Haydi öyleyse Allah’a koşun...” (Zâriyat 50)
Bu dünyanın acımasızlığından yoruldum.
Kuşlar geçecek damların üstünden
Kuşlar konacak dallara
Kanat seslerini duyup uyanırlarsa
Gene kuşlarla uyusun çocuklar
Olanı biteni anlatma
melih cevdet anday
Herşey geçer herkes gider.
O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur. Bir sonu gelmeyecek başlangıç. Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. Öyle ki, çocuklar bile çirkindir.
Sait Faik Abasıyanık, Havuz Başı
ŞİRAZİ ye “insan nedir” diye sormuşlar. “Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe” cevabını vermiş. Yani birkaç damla kan ve bin bir endişe. Kalp huzuru nerede bulur, insan kendi hikâyesiyle nerede barışabilir? Bu kadarcık derman ve bunca endişeyle nereye koşabiliriz? Kanın ve endişenin, zamanın ve hayatın sahibi “bana” diyor: “Fe firrû ilallâh: Haydi öyleyse Allah’a koşun...” (Zâriyat 50)
içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar
ibrahim tenekeci
Yaşım 27 -İnsan
kökü çürümüş çınar gibi
apansız ihtiyarlar-
Azaltmıyor, azaltmıyor
müezzinin sesi
göğsümdeki kederi ( ilhami çiçek)
"sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur
ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım"