sarı çiçek sarardıyı dağları suna boylum ağlama kırmızı gül bezediyi bağları derdi güzel ağlama ikimizin gün görecek çağları suna boylum ağlama çekerim ayrılık seni bir zaman kendi güzel ağlama
ben deli değilim yarin sevdası ben ölürüm ağlama...
diyosada her ne kadar türküde, ha gelde sen şimdi dur durabilirsen ağlamadan...:(
yan odadaki kadın halasıyla yaptığı telefon görüşmesini, hemde tüm ayrıntısıyla... ah şu hastane odalarının duvarları, neden biraz olsun sır saklamaya müsait değiller ki?
öyle u-mutsuzum ki: yani öyle böyle değil... gece hiç uyumadım desem biraz yalan atmış olurum, ama en azından uyuyana kadar per-perişan olduğumdan emin olabilirsiniz...
'neden hep böyle oluyor' diye defalarca sorguladığım olmuştur hayatımı...
hangi işe elimi atsam batırıyorum... bismillah deyip başladım olmadı, sonra demeden başladım gene olmadı... neye attımsa tutturamadım...
gerçekten merak ediyorum, neden hep böyle oluyor dersiniz?
yorgunum; çünkü yorgunluğumun sadece yaşamak gibi bir anlamı yok.. bu bağ bahçe işleri bitirdi beni inanırsan.. seni bu sefer burdan öpüyom canım, okuyan gözlerin dert görmesin :)
sarı çiçek sarardıyı dağları suna boylum ağlama
kırmızı gül bezediyi bağları derdi güzel ağlama
ikimizin gün görecek çağları suna boylum ağlama
çekerim ayrılık seni bir zaman kendi güzel ağlama
ben deli değilim yarin sevdası ben ölürüm ağlama...
diyosada her ne kadar türküde, ha gelde sen şimdi dur durabilirsen ağlamadan...:(
kederlenmeyi bırak iki gözüm, birgün ya tamamen çıldıracaksın, yada dünyayanın hakimi olacaksın...
:)
yan odadaki kadın halasıyla yaptığı telefon görüşmesini, hemde tüm ayrıntısıyla...
ah şu hastane odalarının duvarları, neden biraz olsun sır saklamaya müsait değiller ki?
fakat bu yinede engel değil yuvarlanıp gitmeye...
eğer ben o yılanı görmüş olsaydım: şuan şuraya bu meşazı yazıyor olamazdım herhal... tahtalı köyde internet olduğuna dair hiçbir fikrim yok çünkü...
öyle u-mutsuzum ki: yani öyle böyle değil... gece hiç uyumadım desem biraz yalan atmış olurum, ama en azından uyuyana kadar per-perişan olduğumdan emin olabilirsiniz...
'neden hep böyle oluyor' diye defalarca sorguladığım olmuştur hayatımı...
hangi işe elimi atsam batırıyorum... bismillah deyip başladım olmadı, sonra demeden başladım gene olmadı... neye attımsa tutturamadım...
gerçekten merak ediyorum, neden hep böyle oluyor dersiniz?
ve mutlaka ama mutlaka sende dinle,
mustafa özarslan, sen giderken...
yorgunum; çünkü yorgunluğumun sadece yaşamak gibi bir anlamı yok.. bu bağ bahçe işleri bitirdi beni inanırsan..
seni bu sefer burdan öpüyom canım, okuyan gözlerin dert görmesin :)
bazen idil içindi...
bana kaderimin bir oyunumu bu? ? ? ? ? ? ?
öyleyse bi ramazan geliversede (tatar matar farketmez) şu oyunu bozsa gayrı...
farkettim de en sevdiğim türkülerin çoğu arguvan yöresinden :)
du hele bi denesini yazam hemenden..
dereler coşarsa göller neydecek
ben bir güzel sevdim eller neydecek neydecek
sevdiyisemde ben o güzeli sevdim
ölümden öteye yol mu gidecek
gel güzelim barabarca gidelim
ay karanlık izimizi sürmezler
baban zenginde seni bana vermezler
çekerim ayrılık yıl mı sürecek...