Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Ebru Delibaş
Ebru Delibaş

ATEŞ KARŞISINDA BOZULMAYAN ALTIN, ALTIN KARŞISINDA BOZULMAYAN KADIN, KADIN KARŞISINDA BOZULMAYAN ERKEK; KALİTELİDİR..

  • kürt17.05.2014 - 00:01

    Irkçılığın her türlüsü felakettir... Bir avuç toprağa sığamıyoruz bu Kürt, bu Laz, bu Çerkez, bu Zaza... diyerek, yazıklar olsun ayrımcılığı ortaya koyanlara...

  • kürt16.05.2014 - 23:58

    Bir lisan bir insan... Kürt, Zaza ve Türk kökenli kültürel yapısı çok kalabalık bir ailenin bir devletin evladı olduğum için gururluyum. Kürt olup Türki'ye Cumhuriyeti devletinde kardeşçe yaşamak şereftir. Ne mutlu İnsanım diyene...

  • Kürt İsimleri130.03.2014 - 14:33

    Velat... Rohat.. Ecrin.. Baran.. Zelal.. Berfin.. Helin..

  • gerilla28.03.2014 - 09:30

    Hani kimsenin gerilla olmaya da niyeti yok çok şükür Songül Hanım! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Adım halk dilinde masuma kıyan, isyankar, yaradan katında biçare, ekmeğini yediği vatana ihanet eden gafil olarak anılacaksa, daha da önemlisi bir kadın olarak dağa çıkıp binlerce erkekle beraber yalnız yaşayıp hayamı kaybedeceksem (çünkü Peygamber efendimiz s.a. şöyle buyurmakta: bir kadın ve de bir erkek nikahı düştüğü kişi yani bir arada olursa üçüncü kişi şeytan olur) ve annem, babam, kardeşlerim bulunduğum durum için boyun eğerek dolaşacak ise iyi ki gerilla değilim. Siz hak savunmak ile cani olmayı karıştırıyorsunuz arkadaşlar. Kaç tane örnek sunabilirsiniz peygamberlerimiz ve de hakkın yolunda giden Allah dostları zatların yaşamından ki onlar her halükarda örnek idiler bize? O yüzden beğenilmeyen bir yönetime karşı sosyal yollardan hak aramak varken öyle kirli isimlere bulamayın demokrasiyi! gerçek mücadele kardeşlik ve de birlik için, İslam için Allah için verilir. gerilla hak arayan değil hakkı katledendir. Kan akıtan her rejim suçludur sebebi her ne olursa olsun! ! !

  • Muhteşem Yüzyıl25.02.2014 - 23:54

    Tarihi açıdan elbette eksiklik çok. Kurgulu ve sansürlü lakin olaylar, oluş ve yapı aynı tek fark, içeriğe yönelik bir stratejiye odaklanmış. Hayatı savaşlarda geçen bir padişahtan çok harem köşelerinde geçen bir padişah anlatılmış olsa da olayların kısmı bölümleri gerçek. Filmde abartılı olarak geçen sevişme sahnelerine de karşıyım. En nihayetinde kanuninin evlatlarını katlettiğini, saltanat tutkununu dahası Hürrem sultana olan tutkusu da aşikar. Döneme hükmeden ecnebilerin ise haddi hesabı yok. Ya haksız yere katledilenler? Biçem yönü elbette tartışılmaya değer, lakin aşamaları ve tarihi olguları aynı yani her filmde ve her senaryoda olduğu gibi insanoğlunu tatmin etmeyen bir çok eksiğinin belki de kanımızca sansürün ve de abartmasının olması
    pek normal. Bazı kaynaklara göre Şehzade Mustafa'nın kanı dökülmüştür ve boğularak öldürüldüğü esnada tutulamadığından göğsüne fırlatılan balta sonucu öldürülüp ardından boğdurulmuştur denilmekte.Oysa Osmanlıda bir hanedan üyesinin kanı asla dökülemez kanunu vardır. Bu tehlike arz eder diye filmde sunulmamış bir bilgi. Kaldı ki bu tarz filmler sayesinde hatırlanıyor Osmanlı yoksa hatırlatan ne var ki? unutulmuş durumda değil mi? Onlar abartmış belki ama biz gerçeği biliyoruz zaten izlemeye de değer hani..

  • sultan süleyman20.02.2014 - 22:00

    Kanuni, diğer padişahlar gibi bir padişahtır, Muhteşemliği neye göre orası tartışılır elbet. Kendisine öyle bir toprak sunulmuş ki, henüz tahta geldiği sıra da İstanbul gibi bir çok önemli topraklar daha önce veyahut babası Yavuz döneminde fetih edilmiş ve kendisi çok rahat, güçlü bir iktidarın başına geçmiştir. Elbette devlet duygu ile yönetilmez, ama vicdansızlıkla da yönetilmez! Yok böyle bir kanun! Sırf oğlu Mustafa'nın iktidar ihtişamını kıskandığından daha doğrusu kendisine saldırıp tahtından edeceği korkusundan titreye titreye öldürtmüştür suçsuz yere ve 7 yaşında ki torunu Mehmedi de! Böyle bir karalamayı yüzüne çalacak kadar kin ve nefrete boğulan yüreği bununla da doymamış,Selim ile taht savaşına tutuşan oğlu Beyazıt'ın çaresizlikten İran kralına sığınmasını bahane ederek, İran sarayında gizlice 6 torunuyla beraber boğdurmuş, cenazelerini Sivas'a getirtmiştir. Karısını ve 3 yaşında ki oğlunu da zindana attığından onlarda zindanda ölmüşler. Ve en acısı da bütün bu olanları Hürrem görmeyecek olup, asla Mahidevran Sultanın tattığı acıyı tatmayacaktır ne yazık! ! Cihangirde Halep'te abisinin ölümünden dolayı duyduğu üzüntü ile vefat edecektir! Bu cengaver Şehzadelerin ölmesinden sonra taht en yavaş, çelimsiz ve de hiç hak etmeyen bir Şehzadeye kalmıştır. Sarı Selime! ! ! Öyle kİ Osmanlı o dönemde duraklama dönemine girmiş, Kanuninin fetih etmiş olduğu toprakların ötesine geçilememiştir. O kadar zevkine düşkün bir paşaymış ki bazı kaynaklara göre sarayında cariye kovalarken öldüğü bile rivayet edilir. Şimdi kanı bize kalmışsa bizler nasıl olur da Kanuninin büyüklüğüne ve adaletine tarih sayfalarından bildiğimiz kadarıyla inanıyoruz da, vicdansızlığını ve haktan uzak kin ile beslenmiş bir kalbinin olabileceğine inanamıyoruz? ? Kaldı ki Mustafa gibi bir evlada kıyabilmişse bu onu ne kadar Muhteşem kılabilir ki? Uzaktan davulun sesi hoş duyulur ki Muhteşem lakabını başka devletler yakıştırmışlar kendisine yani kendi halkı değil! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !