... Sönmeyi ar sayanlar destesinde derildi cân'ım Halim/halime benzere âyan, Ben ki hem desteyim, hem desteyi deren haladım; Beni bir sen anlarsın, bir de bu od'u harlayan...
... Şimdiye kadar kendime bile söylemekten çekindiğim taraflarım, hiç bana haber vermeden, saklandıkları yerlerden çıkıyor ve ortaya dökülüyorlardı. Bir insana ilk defa kendimden bahsettiğim için bütün çıplaklığımla, hiçbir şeyi örtbas etmeden görünmek istiyordum. Ona yalan söylememek, kendimi tahrif etmemek, hiçbir şeyi değiştirmemek için o kadar gayret sarf ediyor, hatta bu gayrette bazen ileri giderek kendi aleyhimdeki noktaları o kadar tebarüz ettiriyordum ki, bu suretle gene hakikatten ayrılmış oluyordum....
... " Şairim, Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, Ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam, Şairliğimden utanırım." dediği yerden selam getirdim...
Ürperir tabiat, üfleyince rüzgârı derin gök soluğu Ulu ses dokununca çarka Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini Sonra ses olur Zamanın idrak incisi ses döner, döner, döner de Yönelir sebebe
...
Çünkü ben her gece, göğe bakanda
Şimal'in yerinde seni görürüm.
...
Ey aşk,
Derin bir suya dalar gibi
Evin yolunu arar gibi
Annem saçlarımı tarar gibi
Daima sana sığınırım...
?si=2RPwJyjSNlZRErAQ
...
Sönmeyi ar sayanlar destesinde derildi cân'ım
Halim/halime benzere âyan,
Ben ki hem desteyim, hem desteyi deren haladım;
Beni bir sen anlarsın, bir de bu od'u harlayan...
...
Şimdiye kadar kendime bile söylemekten çekindiğim taraflarım, hiç bana haber vermeden, saklandıkları yerlerden çıkıyor ve ortaya dökülüyorlardı. Bir insana ilk defa kendimden bahsettiğim için bütün çıplaklığımla, hiçbir şeyi örtbas etmeden görünmek istiyordum. Ona yalan söylememek, kendimi tahrif etmemek, hiçbir şeyi değiştirmemek için o kadar gayret sarf ediyor, hatta bu gayrette bazen ileri giderek kendi aleyhimdeki noktaları o kadar tebarüz ettiriyordum ki, bu suretle gene hakikatten ayrılmış oluyordum....
[Sabahattin Ali/ Kürk mantolu Madonna]
....
Gözünün feridir cemre gibi düşerek bahara boyayan yürek iklimini...
Bütün devrik gecelerin ve firari uykuların canı cennete
...
Hadi Aşk olsun dedik, oldu diyelim;
Kim önce uçacak aşk sem'ine pervane diye?
...
" Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası,
Ayak seslerinden tanırım.
Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım."
dediği yerden selam getirdim...
[ B.Rahmi Eyüboğlu ]
...
Yazı'lar çiçeklendi, duy bahar geldi.
Turna sürüleri görünce de al selamımı...
Ürperir tabiat, üfleyince rüzgârı derin gök soluğu
Ulu ses dokununca çarka
Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden
Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden
Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra ses olur
Zamanın idrak incisi ses döner, döner, döner de
Yönelir sebebe
"Sebeb ey!"
...
(Erdem Bayazıt)