İnsan olduklarını sananlar; hack olayını şu meziyetle kullanıyor;
- Ya baa acaba bi konuda yardım eder misin?
- Nedir?
- Ya ben, kız arkadaşımın mail şifresini öğrenmek istiyorum, sanırım beni aldatıyo daa..
! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Ne Gerzekler ama.. Yoksa siz de miii? ? :)))))))))
Şöyle bir yazı var (Söylediklerimi doğruluyor. Okuyun da fazla havalanmayın)
'Ne yapsam da, ne etsem şu hackerlığa başlasam? ' gibi soruları kendinize soranlardansınızdır. Ancak hackerlığa nerden başlanacağı hakkında konuşmadan önce şu soruyu kendinize sorun; 'Neden Hacker olmak istiyorum? ' Aldı başını bi hackerlık hevesi ama nereye varacak bunun sonu? Eline bir mouse, bir klavye geçen 'Hackerııııım' diye bağırıyo. Neden hacker olmak istiyorsunuz? Hedefiniz nedir? En yakın arkadaşınız bilgisayarınız mı? Bilgisayara sadece hafta sonlarımı vakit ayırabiliyosunuz? Bunları iyice bir düşünün. Birinin bilgisayarına trojanla girmekle hacker olunmaz. Bilgisayarın her bir şeyini bilmek zorundasınız. Bilgisayarla yatıp bilgisayarla kalkmalısınız. Hatta yatmamalısınız bile. Yatmadan, uyumadan bilgisayarla uğraşmalısınız. Arkadaşlarınız sinemaya, cafeye giderken siz bilgisayarla uğraşmalısınız. Açın bilgisayarınızın kasasını! ! ! Takın çıkarın zerzavatları, arkadaşlarınızla değişin, bozun, kırın (zevk olsun diye değil, yanlışlıkla kırılabilir) , donanımlarınızın kitapçıklarını okuyun. Hahh evet! ! En önemli olay okumak! Her bi boku okuyun. Önemli bir şey de İngilizce! İngilizceniz süper olmalı. Hatta bir kaç dil daha bilip olayı abartın! ! Çünkü en önemli kaynaklar İngilizcedir. Okuduklarınızı uygulayın, hep okumakla da hacker olunmaz. Ufaktan, ufaktan ilerleteceksin. Masanda bi kolonya hatta masanın altında bir kova suyla havlu bulundur! Kafayı yemek üzere olduğunu anlarsan hemen bunları kullan. Bir de herşeyini gizli tut. Arkadaşlarına gidip 'Heheh! dün elemanın birinin bilgisayarına girip, şifrelerini çaldım! ' gibi bile muhabbetler etme. Sana gıcık olan biri olayı ispiyonlayabilir. Haaa tabii bir de hack olayını zarar verici şekilde kullanmıyorsun. Neyse işin genel hali bu! Gelelim teknik ayrıntılara. Öncelikle gidip 'Programlama Dillerine Gönül Verenler' derneğine (böyle bir dernek kurulursa bana da haber verin) üye olup c/c++/perl/php/java/delphi/visual basic gibi programla dillerinden öğreniyorsun. Sonra kendini windows NT,2000/Linux/Unix gibi işletim sistemlerinden birine adapte edip bu işletim sistemini de avcunun içi gibi öğreniyosun. Günde en az yarım saatini bilgisayar bilgini geliştirmeye ayıramıyorsan hack işini unut!
Aşağıdaki üç tip hacker da detaylı sistem güvenliği ve programlama bilgisine sahiptir. Ancak onları birbirlerinden farklı kılan, bilgilerini nasıl kullandıklarıdır.
1. Black - hat hackerlar (cracker olarak da bilinirler) Virüs yazarlar, deneme sürümü programların deneme zamanlarını lıran programcıklar yaparlar, bilgi kaybına sebep olurlar, websitelerini kırarak yasadışı işler için kullanırlar. Genellikle verdikleri zarardan ötürü uzun süreli hapis cezasına çarptırılırlar.
2. Grey - hat hackerlar arada bir yaptıkları muzipliklerden büyük kaoslara neden olabilirler, ve bunun zararlı olduğunu idrak etmeye başladıklarında kelepçeyi bileklerinde hissedebilirler.
3. White - hat hackerlar hackingin soylu şovalyeleridir. Bilgilerini iyilik için kullanırlar. Programlarda hata bulduklarında diğer white - hat hackerlarla çalışarak sorunun kaynağına inerler. Yaptıklarının sonunda iyi maaşlı network adminliğine, programcılığa yada güvenlik danışmanlığına getirilirler.
Şimdi hacker olmaya geri dönelim... Bir işletim sistemini ve/veya programlamayı iyice öğrendikten sonra exploitlerin nasıl çalıştığını anlıycaksınız. Exploitleri iyice anladıktan sonra artık bilgilerinizi yavaş yavaş birleştirerek sisteminizi yada programınızı crackerlardan koruyabileceksiniz.
HDC diye bi şey varmış tammam mı.. (Yazının ingilizce (orjinal) versiyonun sahibi) O'na şu şekilde sorular sormayacakmışsınız! (Allah Alllaaaaaah):
'Merhaba HDC, kız arkadaşımın maillarını okumak için hotmail'i nasıl kırabilirim? Sanırım beni aldatıyor. Lütfen yardım edin! ! ! '
Bu kabul edilir bir soru değilmişşşşşşş! ! ! çünküüü:
1. Başkalarının hesaplarını veya sistemlerini kırmak yasadışıdır, hapse girebilirsiniz. 2. Kimse hesabının kırılmasını istemezmişş ve onlar bizim için bunu yapmazlarmışşş.
Bir de sormak içi güzel bir soru örneği: 'Merhaba HDC, şifre bazlı kullanıcı kabul sistemleri hakkında çalışıyorum. Daha iyi anlamam için ortak dizayn açıklarından bahsedebilirmisiniz? '
Bu kabul edilebilir, iyi bir soruymuşşşşş. Çünküüü:
1. Burda zamanını bilgisayar bilgini geliştirmek için harcadığını gösteriyorsun 2. Yasadışı bir konu hakkında konuşmuyorsun.
Lamer'in de ne olduğunu bilmelisiniz. Böylece dalga geçilmekten, milletin neşe kaynağı olmaktan ve forumlardan falan atılmaktan kurtulursunuz. Kimse lamerler ile uğraşmak istemez. Siz de bu lame davranışlardan sakının.
Bir lamer, hacker değildir.
1. Başkalarından, verdikleri e-mail hesaplarını veya web sitelerini kırmalarını isteyen 2. Sub7 yada Back Oriface hakkında konuşan 3.Bir çok soru sorup, hiç bir yazı, kitap okumayan, kendi çalışmayan 4. Hiç bir nedeni olmadan başkalarından yasadışı iş yapmasını isteyen ...kişiler 'Lamer'dir
Teknoloji gün geçtikçe ilerliyor ve güncel kalmak hacker olmak için çok önemlidir. Hack, teknoloji haberlerini takip edin ve birşeyler yapmaya çalışın!
Sonuç olarak özetle:
1. Bir işletim sisteminde uzman olun 2. En az bir programlama dili öğrenin 3. Tcp/Ip, Ethernet, FDDI gibi network teknolojilerini öğrenin. 4. Exploitlerin nasıl çalıştığını öğrenin 5. Lamer davranışlardan sakının 6. Yazıları okuyun, çok soru sorun ve öğrenmekten vazgeçmeyin
Bu uzun yolculuğunuzda iyi şanslar! !
Bu yazı hackers.com dan alınan ve ingilizceden türkçeye çevrilmiş bir yazıdır...
Madde: KARPUZ (Ama..Ama..Madde..Hani enerjiydi? ? ? ?) Tür: Meyva Renk(İç yüzey) : Kırmızı üzerine yer yer siyahlık Renk(Dış yüzey) : Yoğun yeşillik arasına beyaz şeritler. Tat: Tatlı Cins: Sulu Hobileri: Yıkanmak Fobileri: Kesilmek ve yenmek Yan etkileri: Hücre depolizması Kullanım tarihi: Yaz ayları
I'm not like them But I can pretend The sun is gone But I have a light The day is done But I'm having fun I think I'm dumb Or maybe just happy
Think I'm just happy
My heart is broke But I have some glue Help me inhale And mend it with you We'll float around And hang out on clouds Then we'll come down And have a hangover
Have a hangover
Skin the sun Fall asleep Wish away The soul is cheap Lesson learned Wish me luck Soothe the burn Wake me up
I'm not like them But I can pretend The sun is gone But I have a light My day is done But I'm having fun I think I'm dumb Maybe just happy
Ya da böle turistler fln poz verirler önünde yarım saat, sırf gıcıklıına önünden geçersin yada fotoğrafın sırf en az bir karesinde çıkabilmek için debelenirsin (Abii be bizim hiç fotoğrafımız yok biliyormusun..Mod On)
Böle bi de martı gibi etrafına tünemiş öle aval aval etraftaki insanları kesen tipler vardır eh yani ne diim :)
*Suyun dibine çökerken garip bir ses duydu içinden. Çaresi yok. Ben bir martıyım. Kendi doğamla sınırlanmıştım. Eğer uçuş hakkında bunca şey öğrenmem gerekseydi, beyin yerine uçuş haritalarım olurdu.Hızlı uçmam gerekseydi, şahin gibi kısa kanatlarım olurdu.Ve balık yerine fareyle beslenirdim. Babam haklıymış, bu saçmalıkları unutmalıyım.Eve, sürüme dönmeliyim ve kendimle yetinmeliyim. Zavallı, sınırlı bir martı olarak kabullenmeliyim kendimi.
*Ama hayır! Öğrendiğim her şeyi bir yana bırakmalıyım, unutmalıyım eski kendimi. Diğer martılar gibi sıradan bir martıyım ben ve onlar gibi uçacağım.
*Ne hoştu düşünmemek ve kıyıdaki ışıklara doğru karanlıkta uçmak ne hoştu! *KARANLIK! (içindeki garip ses dehşetle haykırdı.) MARTILAR ASLA KARANLIKTA UÇMAZ! *İn aşağı! martılar asla karanlıkta uçmaz. Karanlıkta uçman gerekseydi gözlerin baykuş gözü olurdu.Beyin yerine uçuş haritaların..şahin gibi kısa kanatların..
Ama sonra işte yitikliini bir yana bırakıp hırs yaparsın yada umut edersin başarabileceini ve;
Başarısızlığı ya da ölümü bir an bile düşünmeden kanatlarını bedenine yapıştırdı, uçmaya başladı..
Bir an önceki and içmeleri, kararları, hepsi unutulup gitmişti, rüzgarın hızı onları silip süpürüvermişti sanki. Ama kendine verdiği sözlerden caydığı için hiç bir suçluluk duymuyordu. Böyle sözler yalnızca sıradanlığı kabul eden martılar içindir.Öğrenimde yetkinliğin eşiğine ulaşan biri için bu tür sözler yoktur.
*Bu hızda kanatlarını açıverecek olsa, milyonlarca minik martı zerreciğine parçalanacağını bilerek yutkundu.Ama hız gücün ta kendisiydi ve hız coşkuydu ve hız saf güzellikti.
*Çarpışmak, anında ölüm olacaktı.
*Zafer! Buydu ilk düşüncesi. Son hız!
*..Gerçek bir anlam bu! Bilgisizlikten sıyrılıp çıkabiliriz, kendimizi mükemmel, zeki ve yetenekli yaratıklar haline getirebiliriz. Özgür olabiliriz! UÇMAYI ÖĞRENEBİLİRİZ.
*Gelecek, umut pırıltısıyla çağırıyordu.*
İşteeee en sevdiim bölüm..
-Martı Jonathan Livingston! Ortaya çık! (Yaşlı kurultay başkanı en törensel sesiyle konuşmuştu. 'Ortaya öıkma' yalnızca büyük utanç ya da büyük onursuzluk anlamına gelirdi. Martı önderlerini saptamak için ise; 'Onur adına Ortaya Çıkma' çağrısı yapılırdı. Elbette, diye düşündü. Bu sabahki kahvaltı sürüsü yaptığım devrimi gördü. Ama ben onurlandırılmak istemiyorum ki! Önderlikte gözüm yok. Yalnızca buluşlarımı paylaşmak, önümüzde açılan engin ufukları göstermek istiyorum. Bu düşüncelerle ortaya doğru ilerledi.
Yaşlı Kurultay başkanı: -Martı Jonathan Livingston..Martı Soydaşlarının bakışları altında, utanç adına ortaya çık.
İşte o an, kaynar sular döküldü başından aşağıya. Dizlerinin bağı çözüldü, tüyleri sarktı, kulakları uğuldadı. Utanç adına ortaya çıkmak? Hayır olamaz! Ya devrim! Anlamıyorlar! yanılıyorlar.. yanılıyorlar!
-..Bağışlanmaz bir sorumsuzlukla, Martı ailesinin geleneğini ve saygınlığını sarsarak.. -..Bir gün, Martı Jonathan Livingston, sorumsuzluğunun zararını anlayacaksın. YAŞAMIN SIRRINA ERİLEMEZ.Yegane bilinen, bu dünyada yemek ve olabildiğince çok yaşamak için geldiğimizdir.
Bir martının Kurultaya karşı yanıt hakkı kesinlikle yoktu ama Jonathan'ın sesi yükseldi.
-Sorumsuzluk mu? Ama kardeşlerim! ..Yaşamın anlamını, daha yüce bir amacını bulan ve ona ulaşmaya çabalayan bir martıdan daha sorumlu biri olabilir mi?
Ve bir yanıt..Tek bir tane ama..
-Kardeşlik öldü!
...
*Derdi, yalnızlık değildi.Öbür martıların,önlerindeki uçuş erincine inanmayı reddetmiş olmalarıydı. Onlar, gözlerini açıp bakmaktan kaçınmışlardı.
*Uçmayı öğreniyordu ve karşılığında ödediği bedel nedeniyle pişmanlık duymuyordu. Martı Jonathan, bir martının yaşamını o denli kısaltan nedenlerin, sıkıntı, korku ve öfke olduğunu keşfetti ve bunları zihninden silerek uzun, güzel bir yaşam sürdü.
-Kimsiniz siz?
-Bizler senin süründeiniz Jonathan.Kardeşleriniz.Seni daha yukarılara çıkarmaya geldik, evine götürmeye.
-Evim yok benim. Benim sürüm yok. Dışlanmışım ben. Şimdi Büyük Dağ rüzgarının tepesinde uçuyoruz. Bu yaşlı gövdeyi, belki ancak yüz metre daha yükseltebilirim, ama daha fazla değil.
-hayır Jonathan, başarabilirsin. Çünkü öğrendin. Bir okul bitmiştir, başka bir okula başlama zamanıdır şimdi.
Dan Brown'ın 'Da Vincinin Şifresi' kitabını okudun, bayıldın.. E ee sora dayanamadın, 'Melekler ve şeytanları' da yalayıp, yuttu isen ve geçmişin o gizemine tutulduysan kesinkes okumalısın ben öle yapıcam mesela.. :)
İnsan olduklarını sananlar; hack olayını şu meziyetle kullanıyor;
- Ya baa acaba bi konuda yardım eder misin?
- Nedir?
- Ya ben, kız arkadaşımın mail şifresini öğrenmek istiyorum, sanırım beni aldatıyo daa..
! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Ne Gerzekler ama.. Yoksa siz de miii? ? :)))))))))
Şöyle bir yazı var (Söylediklerimi doğruluyor. Okuyun da fazla havalanmayın)
'Ne yapsam da, ne etsem şu hackerlığa başlasam? ' gibi soruları kendinize
soranlardansınızdır. Ancak hackerlığa nerden başlanacağı hakkında konuşmadan önce şu soruyu kendinize sorun; 'Neden
Hacker olmak istiyorum? ' Aldı başını bi hackerlık hevesi ama nereye varacak bunun sonu? Eline bir mouse, bir klavye geçen
'Hackerııııım' diye bağırıyo. Neden hacker olmak istiyorsunuz? Hedefiniz nedir? En yakın arkadaşınız bilgisayarınız mı?
Bilgisayara sadece hafta sonlarımı vakit ayırabiliyosunuz? Bunları iyice bir düşünün. Birinin bilgisayarına trojanla
girmekle hacker olunmaz. Bilgisayarın her bir şeyini bilmek zorundasınız. Bilgisayarla yatıp bilgisayarla kalkmalısınız.
Hatta yatmamalısınız bile. Yatmadan, uyumadan bilgisayarla uğraşmalısınız. Arkadaşlarınız sinemaya, cafeye giderken siz
bilgisayarla uğraşmalısınız. Açın bilgisayarınızın kasasını! ! ! Takın çıkarın zerzavatları, arkadaşlarınızla değişin, bozun,
kırın (zevk olsun diye değil, yanlışlıkla kırılabilir) , donanımlarınızın kitapçıklarını okuyun. Hahh evet! ! En önemli
olay okumak! Her bi boku okuyun. Önemli bir şey de İngilizce! İngilizceniz süper olmalı. Hatta bir kaç dil daha bilip olayı
abartın! ! Çünkü en önemli kaynaklar İngilizcedir. Okuduklarınızı uygulayın, hep okumakla da hacker olunmaz. Ufaktan, ufaktan
ilerleteceksin. Masanda bi kolonya hatta masanın altında bir kova suyla havlu bulundur! Kafayı yemek üzere olduğunu anlarsan
hemen bunları kullan. Bir de herşeyini gizli tut. Arkadaşlarına gidip 'Heheh! dün elemanın birinin bilgisayarına girip,
şifrelerini çaldım! ' gibi bile muhabbetler etme. Sana gıcık olan biri olayı ispiyonlayabilir. Haaa tabii bir de hack
olayını zarar verici şekilde kullanmıyorsun. Neyse işin genel hali bu! Gelelim teknik ayrıntılara. Öncelikle gidip
'Programlama Dillerine Gönül Verenler' derneğine (böyle bir dernek kurulursa bana da haber verin) üye olup
c/c++/perl/php/java/delphi/visual basic gibi programla dillerinden öğreniyorsun. Sonra kendini windows NT,2000/Linux/Unix gibi
işletim sistemlerinden birine adapte edip bu işletim sistemini de avcunun içi gibi öğreniyosun. Günde en az yarım saatini
bilgisayar bilgini geliştirmeye ayıramıyorsan hack işini unut!
Aşağıdaki üç tip hacker da detaylı sistem güvenliği ve programlama bilgisine sahiptir. Ancak onları birbirlerinden
farklı kılan, bilgilerini nasıl kullandıklarıdır.
1. Black - hat hackerlar (cracker olarak da bilinirler) Virüs yazarlar, deneme sürümü programların deneme zamanlarını
lıran programcıklar yaparlar, bilgi kaybına sebep olurlar, websitelerini kırarak yasadışı işler için kullanırlar. Genellikle
verdikleri zarardan ötürü uzun süreli hapis cezasına çarptırılırlar.
2. Grey - hat hackerlar arada bir yaptıkları muzipliklerden büyük kaoslara neden olabilirler, ve bunun zararlı olduğunu
idrak etmeye başladıklarında kelepçeyi bileklerinde hissedebilirler.
3. White - hat hackerlar hackingin soylu şovalyeleridir. Bilgilerini iyilik için kullanırlar. Programlarda hata bulduklarında diğer white - hat hackerlarla çalışarak sorunun kaynağına inerler. Yaptıklarının sonunda
iyi maaşlı network adminliğine, programcılığa yada güvenlik danışmanlığına getirilirler.
Şimdi hacker olmaya geri dönelim...
Bir işletim sistemini ve/veya programlamayı iyice öğrendikten sonra exploitlerin nasıl çalıştığını anlıycaksınız. Exploitleri
iyice anladıktan sonra artık bilgilerinizi yavaş yavaş birleştirerek sisteminizi yada programınızı crackerlardan
koruyabileceksiniz.
HDC diye bi şey varmış tammam mı.. (Yazının ingilizce (orjinal) versiyonun sahibi) O'na şu şekilde sorular sormayacakmışsınız!
(Allah Alllaaaaaah):
'Merhaba HDC, kız arkadaşımın maillarını okumak için hotmail'i nasıl kırabilirim? Sanırım beni aldatıyor. Lütfen
yardım edin! ! ! '
Bu kabul edilir bir soru değilmişşşşşşş! ! ! çünküüü:
1. Başkalarının hesaplarını veya sistemlerini kırmak yasadışıdır, hapse girebilirsiniz.
2. Kimse hesabının kırılmasını istemezmişş ve onlar bizim için bunu yapmazlarmışşş.
Bir de sormak içi güzel bir soru örneği:
'Merhaba HDC, şifre bazlı kullanıcı kabul sistemleri hakkında çalışıyorum. Daha iyi anlamam için ortak dizayn açıklarından
bahsedebilirmisiniz? '
Bu kabul edilebilir, iyi bir soruymuşşşşş. Çünküüü:
1. Burda zamanını bilgisayar bilgini geliştirmek için harcadığını gösteriyorsun
2. Yasadışı bir konu hakkında konuşmuyorsun.
Lamer'in de ne olduğunu bilmelisiniz. Böylece dalga geçilmekten, milletin neşe kaynağı olmaktan ve forumlardan falan
atılmaktan kurtulursunuz. Kimse lamerler ile uğraşmak istemez. Siz de bu lame davranışlardan sakının.
Bir lamer, hacker değildir.
1. Başkalarından, verdikleri e-mail hesaplarını veya web sitelerini kırmalarını isteyen
2. Sub7 yada Back Oriface hakkında konuşan
3.Bir çok soru sorup, hiç bir yazı, kitap okumayan, kendi çalışmayan
4. Hiç bir nedeni olmadan başkalarından yasadışı iş yapmasını isteyen
...kişiler 'Lamer'dir
Teknoloji gün geçtikçe ilerliyor ve güncel kalmak hacker olmak için çok önemlidir. Hack, teknoloji haberlerini
takip edin ve birşeyler yapmaya çalışın!
Sonuç olarak özetle:
1. Bir işletim sisteminde uzman olun
2. En az bir programlama dili öğrenin
3. Tcp/Ip, Ethernet, FDDI gibi network teknolojilerini öğrenin.
4. Exploitlerin nasıl çalıştığını öğrenin
5. Lamer davranışlardan sakının
6. Yazıları okuyun, çok soru sorun ve öğrenmekten vazgeçmeyin
Bu uzun yolculuğunuzda iyi şanslar! !
Bu yazı hackers.com dan alınan ve ingilizceden türkçeye çevrilmiş bir yazıdır...
Madde: KARPUZ (Ama..Ama..Madde..Hani enerjiydi? ? ? ?)
Tür: Meyva
Renk(İç yüzey) : Kırmızı üzerine yer yer siyahlık
Renk(Dış yüzey) : Yoğun yeşillik arasına beyaz şeritler.
Tat: Tatlı
Cins: Sulu
Hobileri: Yıkanmak
Fobileri: Kesilmek ve yenmek
Yan etkileri: Hücre depolizması
Kullanım tarihi: Yaz ayları
Kullanmadan önce doktorunuza başvurunuz. :)))
Börte..BörteM
AteŞ & Su
Kalbimdeki bu acı, yüzüme yansıyor
Kankırmızı gökyüzü, üstüme damlıyor..
Etrafımda bir hüzün, dalgası alıp gitmiş
Karbeyaz hayallerim, kül olup bitmiş!
İçimdeeeee buuuuuuuuu..
Alevleeerr suuuu
İsterler kiiiii
Sönebil-sin-leeerr!
Ateş gibi bedenler, birbirine kaynıyor
Beklenmedik bir anda, beni de çağırıyor..
Her şey çok anlamsız, geliyor istemeden
Bu yangını ancak sen
Durdurabilirsin!
İçimdeeeee buuuuuuuuu..
Alevleeerr suuuu
İsterler kiiiii
Sönebil-sin-leeerr!
Dumb
I'm not like them
But I can pretend
The sun is gone
But I have a light
The day is done
But I'm having fun
I think I'm dumb
Or maybe just happy
Think I'm just happy
My heart is broke
But I have some glue
Help me inhale
And mend it with you
We'll float around
And hang out on clouds
Then we'll come down
And have a hangover
Have a hangover
Skin the sun
Fall asleep
Wish away
The soul is cheap
Lesson learned
Wish me luck
Soothe the burn
Wake me up
I'm not like them
But I can pretend
The sun is gone
But I have a light
My day is done
But I'm having fun
I think I'm dumb
Maybe just happy
Think I'm just happy
I think I'm dumb
Kaybolduunda çok yardımı olur..
-Yaw olum nerdesiniz?
-Atatürk anıtının oraa gel..
-Taam
Ya da böle turistler fln poz verirler önünde yarım saat, sırf gıcıklıına önünden geçersin yada fotoğrafın sırf en az bir karesinde çıkabilmek için debelenirsin (Abii be bizim hiç fotoğrafımız yok biliyormusun..Mod On)
Böle bi de martı gibi etrafına tünemiş öle aval aval etraftaki insanları kesen tipler vardır eh yani ne diim :)
1.BÖLÜMDE HOŞUMA GİDENLER:
*Suyun dibine çökerken garip bir ses duydu içinden. Çaresi yok. Ben bir martıyım. Kendi doğamla sınırlanmıştım. Eğer uçuş hakkında bunca şey öğrenmem gerekseydi, beyin yerine uçuş haritalarım olurdu.Hızlı uçmam gerekseydi, şahin gibi kısa kanatlarım olurdu.Ve balık yerine fareyle beslenirdim. Babam haklıymış, bu saçmalıkları unutmalıyım.Eve, sürüme dönmeliyim ve kendimle yetinmeliyim. Zavallı, sınırlı bir martı olarak kabullenmeliyim kendimi.
*Ama hayır! Öğrendiğim her şeyi bir yana bırakmalıyım, unutmalıyım eski kendimi. Diğer martılar gibi sıradan bir martıyım ben ve onlar gibi uçacağım.
*Ne hoştu düşünmemek ve kıyıdaki ışıklara doğru karanlıkta uçmak ne hoştu!
*KARANLIK! (içindeki garip ses dehşetle haykırdı.) MARTILAR ASLA KARANLIKTA UÇMAZ!
*İn aşağı! martılar asla karanlıkta uçmaz. Karanlıkta uçman gerekseydi gözlerin baykuş gözü olurdu.Beyin yerine uçuş haritaların..şahin gibi kısa kanatların..
Ama sonra işte yitikliini bir yana bırakıp hırs yaparsın yada umut edersin başarabileceini ve;
Başarısızlığı ya da ölümü bir an bile düşünmeden kanatlarını bedenine yapıştırdı, uçmaya başladı..
Bir an önceki and içmeleri, kararları, hepsi unutulup gitmişti, rüzgarın hızı onları silip süpürüvermişti sanki. Ama kendine verdiği sözlerden caydığı için hiç bir suçluluk duymuyordu. Böyle sözler yalnızca sıradanlığı kabul eden martılar içindir.Öğrenimde yetkinliğin eşiğine ulaşan biri için bu tür sözler yoktur.
*Bu hızda kanatlarını açıverecek olsa, milyonlarca minik martı zerreciğine parçalanacağını bilerek yutkundu.Ama hız gücün ta kendisiydi ve hız coşkuydu ve hız saf güzellikti.
*Çarpışmak, anında ölüm olacaktı.
*Zafer! Buydu ilk düşüncesi. Son hız!
*..Gerçek bir anlam bu! Bilgisizlikten sıyrılıp çıkabiliriz, kendimizi mükemmel, zeki ve yetenekli yaratıklar haline getirebiliriz. Özgür olabiliriz! UÇMAYI ÖĞRENEBİLİRİZ.
*Gelecek, umut pırıltısıyla çağırıyordu.*
İşteeee en sevdiim bölüm..
-Martı Jonathan Livingston! Ortaya çık!
(Yaşlı kurultay başkanı en törensel sesiyle konuşmuştu. 'Ortaya öıkma' yalnızca büyük utanç ya da büyük onursuzluk anlamına gelirdi. Martı önderlerini saptamak için ise; 'Onur adına Ortaya Çıkma' çağrısı yapılırdı. Elbette, diye düşündü. Bu sabahki kahvaltı sürüsü yaptığım devrimi gördü. Ama ben onurlandırılmak istemiyorum ki! Önderlikte gözüm yok. Yalnızca buluşlarımı paylaşmak, önümüzde açılan engin ufukları göstermek istiyorum. Bu düşüncelerle ortaya doğru ilerledi.
Yaşlı Kurultay başkanı:
-Martı Jonathan Livingston..Martı Soydaşlarının bakışları altında, utanç adına ortaya çık.
İşte o an, kaynar sular döküldü başından aşağıya. Dizlerinin bağı çözüldü, tüyleri sarktı, kulakları uğuldadı. Utanç adına ortaya çıkmak? Hayır olamaz! Ya devrim! Anlamıyorlar! yanılıyorlar.. yanılıyorlar!
-..Bağışlanmaz bir sorumsuzlukla, Martı ailesinin geleneğini ve saygınlığını sarsarak..
-..Bir gün, Martı Jonathan Livingston, sorumsuzluğunun zararını anlayacaksın. YAŞAMIN SIRRINA ERİLEMEZ.Yegane bilinen, bu dünyada yemek ve olabildiğince çok yaşamak için geldiğimizdir.
Bir martının Kurultaya karşı yanıt hakkı kesinlikle yoktu ama Jonathan'ın sesi yükseldi.
-Sorumsuzluk mu? Ama kardeşlerim! ..Yaşamın anlamını, daha yüce bir amacını bulan ve ona ulaşmaya çabalayan bir martıdan daha sorumlu biri olabilir mi?
Ve bir yanıt..Tek bir tane ama..
-Kardeşlik öldü!
...
*Derdi, yalnızlık değildi.Öbür martıların,önlerindeki uçuş erincine inanmayı reddetmiş olmalarıydı. Onlar, gözlerini açıp bakmaktan kaçınmışlardı.
*Uçmayı öğreniyordu ve karşılığında ödediği bedel nedeniyle pişmanlık duymuyordu. Martı Jonathan, bir martının yaşamını o denli kısaltan nedenlerin, sıkıntı, korku ve öfke olduğunu keşfetti ve bunları zihninden silerek uzun, güzel bir yaşam sürdü.
-Kimsiniz siz?
-Bizler senin süründeiniz Jonathan.Kardeşleriniz.Seni daha yukarılara çıkarmaya geldik, evine götürmeye.
-Evim yok benim. Benim sürüm yok. Dışlanmışım ben. Şimdi Büyük Dağ rüzgarının tepesinde uçuyoruz. Bu yaşlı gövdeyi, belki ancak yüz metre daha yükseltebilirim, ama daha fazla değil.
-hayır Jonathan, başarabilirsin. Çünkü öğrendin. Bir okul bitmiştir, başka bir okula başlama zamanıdır şimdi.
O halde hazırım..
Tektir bu alemde; Stratovarius grubunun gitaristi;
TIMO TOLKKI
Umm..
I know u're around..
I find u very traffic..
I know u're around..
I find u very traffic..
I find u very traffic..
Would u.. Umm..
I know u're around..
I find u very traffic..
Would u..Umm..
Umm..
WOULD U GONNA GO BED WITH ME?
:))))))))))
Dan Brown'ın 'Da Vincinin Şifresi' kitabını okudun, bayıldın.. E ee sora dayanamadın, 'Melekler ve şeytanları' da yalayıp, yuttu isen ve geçmişin o gizemine tutulduysan kesinkes okumalısın ben öle yapıcam mesela.. :)