Hayvanların, bunlar evcil hayvan da olabilir sokak hayvanı da olabilir, kısırlaştırılmasına da öldürülmesine de karşıyım. Katliamın adına uyutma, uyutulma denince anlamı da gerçekleşecek eylem de değişmiyor. Bizden sevgi, ilgi, merhamet, şefkat, yiyecek, su bekleyen, yeri geldiğinde bizi koruyan, bize arkadaşlık eden canlılara sevgi, merhamet yerine ölüm götürmek bence insanlığa sığmaz. Kediler, köpekler evcilleştiler de hata ettiler herhalde. İnsana, ya da insan görünümünde olanların bazılarına diyeyim yaklaşan yanıyor. Dağda kendi halinde yaşayan, gezen hayvan da vuruluyor gerçi, insanlar onları da rahat bırakmıyor. Kendi huzursuzluğunu, sevgisizliğini yaymakta son derece kararlı. Otlar, bitkiler bile güvende değil, genetik yapıları değiştiriliyor. Doğadaki masum canlılara bile merhamet, sevgi, saygı gösteremeyen kendi türüne gösterir mi? Kocaman ağzı ve dişleriyle bir timsah mı daha korkunç yoksa timsah derisinden çanta yapan insan mı? Her insanı da aynı kefeye koymuyorum tabi, insan var insan var insandan insana fark var. Bu dünyada sevgi dolu, merhametli, saygılı, bilinçli insanlar da var. Ancak genel olarak insanlar dünyayı sadece kendilerine ait sanıyorlar. Bu büyük bir yanılgı. Biz insanlar olarak doğadaki canlılara saygılı olmalıyız, onları korumalıyız ve içinde hala sevgi duygusunu hissedebilenler onları sevmeli. Ne bitkiler, ne hayvanlar kısırlaştırılmamalı. Doğanın dengesini, düzenini bozucu hareketlerden kaçınılmalı. İnsanlar doğadaki diğer canlılara saygı ve sevgi duyma, yardım etme konusunda bilinçlendirilmeli. Biz kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız. Sevgi ve merhamet gösteren sevgi ve merhamet bulur, eden de kendine eder. Sonuçta dünya hayatında bir sınavdayız ve herkes ihtiyacına, alması gereken derslere göre sınav sorularıyla karşılaşıyor. İnsanlar olarak bir başka canlının üreyip ürememesi ya da hayatta kalıp kalmaması hakkında karar verici konumda olmadığımızı düşünüyorum. Bu hadsizlik olur. Her canlının yaşam hakkına saygı duyulmalı. Allah yarattığı her şeyi büyük bir sevgiyle, aşkla, özenle yaratmış. Yarattıklarına baktığında onların nasıl bir sevgiyle, aşkla yaratıldığını görüyorsun, hissedebiliyorsun. Yani ben öyleyim sizi bilemem. Bilimin, ilimin, sanatın, güzelliğin, yaşamın her şeyin kaynağı o. Allah'ın yarattıklarına saygılı olmalıyız diye düşünüyorum. Kısırlaştırılan tohumlar da, çeşit çeşit kimyasal tarım ilaçları da insanların aç gözlülüğünün ve saygısızlığının bir göstergesi. Azla yetinmeyi bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen, sadece ben yiyeyim, sadece ben yaşayayım, sadece ben rahat edeyim diyen, kendisinden başkasını düşünmeyen, saygısız, sevgisiz insanların göstergesi. İnsanlar, lafın gelişi insanlar. İnsanlar doğadaki diğer canlılarla uyumlu olmak ve onlara saygılı yaşamak zorundalar. Aksi halde dönüp dolaşıp zarar görecekleri kendileri. Doğaya zarar vermek bindiğin dalı kesmektir. Umarım insanlar bilinçlenirler. Kalpleri mühürlü olanlar sevgiyi ne kadar görebilir, hissedebilir, verebilir şüpheliyim ama en azından saygılı olmayı öğrenmeliler. https://www.bbc.com/turkce/articles/c6ppj8zzmqpo BBC'deki bu haberde soyu tükenmiş bir kuşun tek bir tüyünün 28 bin dolara satılmasından bahsediliyor. Doğaya hak ettiği değer verilmez, saygı gösterilmezse güzelim canlıların nesli tehlikeye giriyor. Soyu tükeniyor. Yarın öbür gün kedilerin köpeklerin soyu tükendiğinde eminim bazı kalpleri mühürlüler çok mutlu olacaklar. Artık kedi köpek resimlerini gösterip bir zamanlar böyle canlılar vardı, çok şükür bizim gibi düşünenler hepsinin kökünü kazıdı da kurtulduk diyecekler. Artık tek bir tüyünü mü, resimlerini mi bilemem müzayedelerde satıp paralarına para da katarlar. Bu dediklerim size abartılı gelebilir, bazılarına komik de gelebilir ya da uzak bir gelecekte gerçekleşecek şeyler gibi de gelebilir ama gidişat bunu gösteriyor. Sevip sevilerek, saygı duyup duyularak, mutlu, huzurlu, sağlıklı bir şekilde, doğadaki diğer canlılarla uyumlu yaşamak varken bencillikle, kibirle, aç gözlülükle, merhametsizce yok etmeyi, ölüm saçmayı düşünenler, seçenler bu düşünce ve davranışlarıyla nasıl bir gelecek, nasıl bir dünya inşa ederler bir düşünmek lazım. Hayvanların kısırlaştırılmasını savunanlar da, yok sokakta eziyet görüyorlar, yok insanları korkutuyorlar diyorlar. Sen yanındaki köpekten korkana kadar yanından geçen insandan kork, insan görünümlüden kork. Sokakta yaşamak zorunda olan, oralarda türlü zorluklarla mücadele eden insanlar var, ayrıca katiller, kap kaççılar vs. vs. topluma zararlı bir çok suç işleyen insanlar var. Sokakta yaşayanlar sokakta zor durumda kalmasın, eziyet çekmesin diye ya da suçlu olanlar suçlu diye kısırlaştırılma yada uyutulma yoluna gidiliyor mu? İnsanın ne kadar yaşama hakkı varsa hayvanların, bitkilerin de o kadar yaşama hakkı var. Onların yaşama hakkı bizimkinden daha az değil. Umarım tüm insanlık bir silkelenir ve kendine gelir. Herkes kendi yaptığının karşılığını görür, hayatın kanunu bu, ne bir eksik ne bir fazla. Ne ekersen onu biçersin. Ne yaparsan elinlen o gelir seninlen. Umarım insanların hem hayvan ve bitkilere hem de kendi türüne sevgi ve saygı göstermeyi öğrenebildiği, aydınlık günlere ulaşırız.
Issızlık ancak baş başa olacağım adada olur sevgilimle, Benim yağmurum da sevgilim, rüzgarım da güneşim de. Düşlerimiz dönüşür bir bir gerçeğe, Adanın ıssızlığı bile son bulur gülüşmelerimizle, Neşemizle, sevgimizle. Tabi sevilen, mutlu insan ne yapsın güler, Mutluluğuyla sevdiklerini de mutlu eder. Kem gözlüler de haset eder, Sarmıştır içlerini bir keder, Senin olmayana el uzatırsan eğer, Ne elin kalır, ne de düşler, İşte böyle olursun derbeder. Haline yat kalk şükret, değilsin daha beter, Davranışlarına bağlı, olup olmayacağın heder. Allah düşürmesin, düşenin dostu olmaz, Ne kadar uğraşsan da senin olmayan sana varmaz. Haddini, yerini bilmezsen eğer, Taş üstünde taş kalmaz. Gerçi ona da gerek kalmaz, Çünkü sevgilim benden başkasına bakmaz.
Teoman'ın şarkılarını beğenerek dinlerim de, burada bahsetmek istediğim o değil. Okan Bayülgen Teoman'ın bazı huylarını çok hoş, esprili bir şekilde anlatmış, Bu videoları eğlenceli buldum. :))
İnsanlarımız çoğunlukla yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan kurtulacaklarını ve daha iyi bir yaşam standardına sahip olacaklarını düşündüklerinden yurt dışına gitmek ve orada yaşamak istiyorlar. Hatta bazen yurt dışına gider gitmez bütün zorlukların biteceğini, her şeyin çok kolay, çok rahat bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyorlar. Gideyim de ne olursa olsun yeter ki gideyim, gidebileyim, bir gideyim bak sen o zaman gör, mantığında olabiliyorlar. Gittiklerinde her şey daha iyi olur veya olmaz, gitmeliler veya gitmemeliler bununla ilgili fikirlerimi şimdi beyan etmiyorum, konunun detayına inmiyorum ama bu konuya esprili bir anlatımla yaklaşan bu video hoşuma gitti ve bu sebeple paylaşmak istedim. :))
Bazılarının olduğu yerde hava nasıl bilemem ama benim olduğum yer sıcacık. Sevgilime duyduğum sevgi ile sıcak, aşkımın ateşiyle sıcak. Sevgilimin sevgisi beni ısıtıyor. Dolayısıyla gelip geçici mevsimlerden bağımsız, kalıcı aşkımla, aşkımızla sonsuz bir yaşam bizi bekliyor. Aşkımız da, ruhumuz da sonsuz. Eski bir hava durumu sunucusunun tavsiye ettiği gibi havalar nasıl olursa olsun bizim havamız çok yerinde çok şükür, hep de öyle olsun inşallah. Canım sevgilim benim, seni çok seviyorum. :))
7 Mayıs'ta Apple yeni ipad air, ipad pro, Apple pencil pro ve yeni magic keyboardu tanıttı. Ancak bahsetmek istediğim bu harika ürünler değil, Lisa Bardot. Lisa'nın youtube'da Bardot Brush isimli bir kanalı var. Kendisi bir illüstratör ve bu kanalda procreate isimli dijital çizim programının nasıl kullanıldığına dair videolar paylaşıyor, programda kullanılacak çeşitli fırçalar tasarlıyor. Son derece güler yüzlü ve pozitif bir insan. Kıyafetlerindeki renk seçimlerine bayılıyorum. Takıları da aynı şekilde gökkuşağı gibi renkli. Seçtiği renkler birbiriyle çok uyumlu ve son derece canlı. Hayatından memnun, işini seven, hayat dolu, kendiyle barışık, kendi değerinin farkında, kendisine saygı duyan, özgüvenli ve ışıltı saçan bir kadın bence Lisa Bardot. Aslında kendisinin hayatı ile ilgili detaylı bir bilgim yok ancak o rengarenk, insanın içini açan videolarını izleyince bu izlenimleri edindim. Umarım hep yüzü güler ve işinde de, özel hayatında da hep çok başarılı ve mutlu olur. :))
Ece ne tatlı, ne sempatik bir kız. Ne güzel, faydalı bilgiler vermiş okuduğu kitap ve kitaptan yola çıkarak uygulamaya çalıştıkları ile ilgili. Julia Cameron'un "The Artist's Way" isimli kitabını okumuş ve orada önerilenlerden bahsediyor. Kitabın "Sanatçının Yolu" adıyla yayınlanan Türkçe versiyonu da varmış internetten bakınca gördüm. İzlemesi, dinlemesi keyifli videolar olmuş. :)
Hayvanların, bunlar evcil hayvan da olabilir sokak hayvanı da olabilir,
kısırlaştırılmasına da öldürülmesine de karşıyım. Katliamın adına uyutma,
uyutulma denince anlamı da gerçekleşecek eylem de değişmiyor.
Bizden sevgi, ilgi, merhamet, şefkat, yiyecek, su bekleyen,
yeri geldiğinde bizi koruyan, bize arkadaşlık eden canlılara sevgi,
merhamet yerine ölüm götürmek bence insanlığa sığmaz.
Kediler, köpekler evcilleştiler de hata ettiler herhalde.
İnsana, ya da insan görünümünde olanların bazılarına diyeyim
yaklaşan yanıyor. Dağda kendi halinde yaşayan, gezen hayvan da
vuruluyor gerçi, insanlar onları da rahat bırakmıyor. Kendi huzursuzluğunu,
sevgisizliğini yaymakta son derece kararlı. Otlar, bitkiler bile güvende değil,
genetik yapıları değiştiriliyor. Doğadaki masum canlılara bile merhamet,
sevgi, saygı gösteremeyen kendi türüne gösterir mi?
Kocaman ağzı ve dişleriyle bir timsah mı daha korkunç
yoksa timsah derisinden çanta yapan insan mı?
Her insanı da aynı kefeye koymuyorum tabi, insan var insan var
insandan insana fark var. Bu dünyada sevgi dolu, merhametli, saygılı,
bilinçli insanlar da var. Ancak genel olarak insanlar dünyayı
sadece kendilerine ait sanıyorlar. Bu büyük bir yanılgı.
Biz insanlar olarak doğadaki canlılara saygılı olmalıyız,
onları korumalıyız ve içinde hala sevgi duygusunu hissedebilenler
onları sevmeli. Ne bitkiler, ne hayvanlar kısırlaştırılmamalı.
Doğanın dengesini, düzenini bozucu hareketlerden kaçınılmalı.
İnsanlar doğadaki diğer canlılara saygı ve sevgi duyma,
yardım etme konusunda bilinçlendirilmeli. Biz
kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız.
Sevgi ve merhamet gösteren sevgi ve merhamet bulur, eden de kendine eder.
Sonuçta dünya hayatında bir sınavdayız ve herkes ihtiyacına,
alması gereken derslere göre sınav sorularıyla karşılaşıyor.
İnsanlar olarak bir başka canlının üreyip ürememesi ya da
hayatta kalıp kalmaması hakkında karar verici konumda
olmadığımızı düşünüyorum. Bu hadsizlik olur.
Her canlının yaşam hakkına saygı duyulmalı.
Allah yarattığı her şeyi büyük bir sevgiyle, aşkla, özenle yaratmış.
Yarattıklarına baktığında onların nasıl bir sevgiyle, aşkla yaratıldığını
görüyorsun, hissedebiliyorsun. Yani ben öyleyim sizi bilemem.
Bilimin, ilimin, sanatın, güzelliğin, yaşamın her şeyin kaynağı o.
Allah'ın yarattıklarına saygılı olmalıyız diye düşünüyorum.
Kısırlaştırılan tohumlar da, çeşit çeşit kimyasal tarım ilaçları da
insanların aç gözlülüğünün ve saygısızlığının bir göstergesi.
Azla yetinmeyi bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen,
sadece ben yiyeyim, sadece ben yaşayayım,
sadece ben rahat edeyim diyen, kendisinden başkasını düşünmeyen,
saygısız, sevgisiz insanların göstergesi. İnsanlar, lafın gelişi insanlar.
İnsanlar doğadaki diğer canlılarla uyumlu olmak ve onlara
saygılı yaşamak zorundalar. Aksi halde dönüp dolaşıp zarar görecekleri kendileri.
Doğaya zarar vermek bindiğin dalı kesmektir. Umarım insanlar bilinçlenirler.
Kalpleri mühürlü olanlar sevgiyi ne kadar görebilir, hissedebilir, verebilir şüpheliyim
ama en azından saygılı olmayı öğrenmeliler.
https://www.bbc.com/turkce/articles/c6ppj8zzmqpo
BBC'deki bu haberde soyu tükenmiş bir kuşun tek bir tüyünün
28 bin dolara satılmasından bahsediliyor. Doğaya hak ettiği değer verilmez,
saygı gösterilmezse güzelim canlıların nesli tehlikeye giriyor. Soyu tükeniyor.
Yarın öbür gün kedilerin köpeklerin soyu tükendiğinde eminim bazı
kalpleri mühürlüler çok mutlu olacaklar. Artık kedi köpek resimlerini gösterip
bir zamanlar böyle canlılar vardı, çok şükür bizim gibi düşünenler
hepsinin kökünü kazıdı da kurtulduk diyecekler. Artık tek bir tüyünü mü,
resimlerini mi bilemem müzayedelerde satıp paralarına para da katarlar.
Bu dediklerim size abartılı gelebilir, bazılarına komik de gelebilir ya da
uzak bir gelecekte gerçekleşecek şeyler gibi de gelebilir ama gidişat bunu gösteriyor.
Sevip sevilerek, saygı duyup duyularak, mutlu, huzurlu, sağlıklı bir şekilde,
doğadaki diğer canlılarla uyumlu yaşamak varken bencillikle, kibirle, aç gözlülükle,
merhametsizce yok etmeyi, ölüm saçmayı düşünenler, seçenler bu düşünce ve
davranışlarıyla nasıl bir gelecek, nasıl bir dünya inşa ederler bir düşünmek lazım.
Hayvanların kısırlaştırılmasını savunanlar da, yok sokakta eziyet görüyorlar,
yok insanları korkutuyorlar diyorlar. Sen yanındaki köpekten korkana kadar
yanından geçen insandan kork, insan görünümlüden kork.
Sokakta yaşamak zorunda olan, oralarda türlü zorluklarla mücadele eden insanlar var,
ayrıca katiller, kap kaççılar vs. vs. topluma zararlı bir çok suç işleyen insanlar var.
Sokakta yaşayanlar sokakta zor durumda kalmasın, eziyet çekmesin diye
ya da suçlu olanlar suçlu diye kısırlaştırılma yada uyutulma yoluna gidiliyor mu?
İnsanın ne kadar yaşama hakkı varsa hayvanların,
bitkilerin de o kadar yaşama hakkı var. Onların yaşama hakkı
bizimkinden daha az değil. Umarım tüm insanlık bir silkelenir ve kendine gelir.
Herkes kendi yaptığının karşılığını görür, hayatın kanunu bu, ne bir eksik ne bir fazla.
Ne ekersen onu biçersin. Ne yaparsan elinlen o gelir seninlen.
Umarım insanların hem hayvan ve bitkilere hem de kendi türüne
sevgi ve saygı göstermeyi öğrenebildiği, aydınlık günlere ulaşırız.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız
kutlu olsun. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü
saygıyla anıyorum.
Hem Taş Hem Kağıt Hem Makas
Issızlık ancak baş başa olacağım adada olur sevgilimle,
Benim yağmurum da sevgilim, rüzgarım da güneşim de.
Düşlerimiz dönüşür bir bir gerçeğe,
Adanın ıssızlığı bile son bulur gülüşmelerimizle,
Neşemizle, sevgimizle.
Tabi sevilen, mutlu insan ne yapsın güler,
Mutluluğuyla sevdiklerini de mutlu eder.
Kem gözlüler de haset eder,
Sarmıştır içlerini bir keder,
Senin olmayana el uzatırsan eğer,
Ne elin kalır, ne de düşler,
İşte böyle olursun derbeder.
Haline yat kalk şükret, değilsin daha beter,
Davranışlarına bağlı, olup olmayacağın heder.
Allah düşürmesin, düşenin dostu olmaz,
Ne kadar uğraşsan da senin olmayan sana varmaz.
Haddini, yerini bilmezsen eğer,
Taş üstünde taş kalmaz.
Gerçi ona da gerek kalmaz,
Çünkü sevgilim benden başkasına bakmaz.
Güliz Ardilli
14.05.2024 İstanbul 06:59
https://www.youtube.com/shorts/IrdGNM8PS6c
Teoman'ın şarkılarını beğenerek dinlerim de,
burada bahsetmek istediğim o değil. Okan Bayülgen
Teoman'ın bazı huylarını çok hoş, esprili bir şekilde anlatmış,
Bu videoları eğlenceli buldum. :))
https://www.youtube.com/shorts/czhSwG898-8
https://www.youtube.com/shorts/-MM3Do_ywx8
İnsanlarımız çoğunlukla yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan
kurtulacaklarını ve daha iyi bir yaşam standardına sahip
olacaklarını düşündüklerinden yurt dışına gitmek ve orada
yaşamak istiyorlar. Hatta bazen yurt dışına gider gitmez
bütün zorlukların biteceğini, her şeyin çok kolay,
çok rahat bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyorlar.
Gideyim de ne olursa olsun yeter ki gideyim,
gidebileyim, bir gideyim bak sen o zaman gör,
mantığında olabiliyorlar. Gittiklerinde her şey
daha iyi olur veya olmaz, gitmeliler veya gitmemeliler
bununla ilgili fikirlerimi şimdi beyan etmiyorum,
konunun detayına inmiyorum ama bu konuya
esprili bir anlatımla yaklaşan bu video hoşuma gitti
ve bu sebeple paylaşmak istedim. :))
Başta canım annem ve canım sevgilimin annesi olmak üzere,
tüm annelerin anneler gününü kutlarım. :))
Bazılarının olduğu yerde hava nasıl bilemem ama
benim olduğum yer sıcacık. Sevgilime duyduğum
sevgi ile sıcak, aşkımın ateşiyle sıcak. Sevgilimin sevgisi
beni ısıtıyor. Dolayısıyla gelip geçici mevsimlerden bağımsız,
kalıcı aşkımla, aşkımızla sonsuz bir yaşam bizi bekliyor. Aşkımız da,
ruhumuz da sonsuz. Eski bir hava durumu sunucusunun
tavsiye ettiği gibi havalar nasıl olursa olsun bizim havamız
çok yerinde çok şükür, hep de öyle olsun inşallah.
Canım sevgilim benim, seni çok seviyorum. :))
7 Mayıs'ta Apple yeni ipad air, ipad pro, Apple pencil pro
ve yeni magic keyboardu tanıttı. Ancak bahsetmek istediğim
bu harika ürünler değil, Lisa Bardot. Lisa'nın youtube'da
Bardot Brush isimli bir kanalı var. Kendisi bir illüstratör ve
bu kanalda procreate isimli dijital çizim programının
nasıl kullanıldığına dair videolar paylaşıyor, programda
kullanılacak çeşitli fırçalar tasarlıyor. Son derece güler yüzlü
ve pozitif bir insan. Kıyafetlerindeki renk seçimlerine bayılıyorum.
Takıları da aynı şekilde gökkuşağı gibi renkli. Seçtiği renkler
birbiriyle çok uyumlu ve son derece canlı. Hayatından memnun,
işini seven, hayat dolu, kendiyle barışık, kendi değerinin farkında,
kendisine saygı duyan, özgüvenli ve ışıltı saçan bir kadın bence
Lisa Bardot. Aslında kendisinin hayatı ile ilgili detaylı bir bilgim yok
ancak o rengarenk, insanın içini açan videolarını izleyince
bu izlenimleri edindim. Umarım hep yüzü güler ve işinde de,
özel hayatında da hep çok başarılı ve mutlu olur. :))
Canım sevgilim, iyi ki varsın.
Hafta sonun çok güzel geçsin, :))
Ece ne tatlı, ne sempatik bir kız. Ne güzel, faydalı bilgiler
vermiş okuduğu kitap ve kitaptan yola çıkarak uygulamaya
çalıştıkları ile ilgili. Julia Cameron'un "The Artist's Way" isimli
kitabını okumuş ve orada önerilenlerden bahsediyor.
Kitabın "Sanatçının Yolu" adıyla yayınlanan
Türkçe versiyonu da varmış internetten bakınca gördüm.
İzlemesi, dinlemesi keyifli videolar olmuş. :)